@defne_yazar
|
gözlerimi açtığımda gene aynı nerde yerde uyanmıştım yani kısaca revirde hiçbirşey hatırlamıyordum buraya gene nasıl düşmüştüm ben ilk geldiğimdede burada gene serum takılmıştı koluma bir dakika sonra hemşire olarak bildiğim orta yaşlarda olan bir kadın geldi kendini nasıl hissediyorsun ağrı sızı falan varmı yada kusma baş ağrısı baş dönmen varmı evette neden sordunuz bu gayet normal arkadaşlarınla basketbol oynarken kan şekerin düşmüş ve bayılmışsın ben bayılmışmıydım neden ve nasıl bayılmıştım hayatımda hiçbir zaman bayılmayan sağlığı %100 olan ben nasıl bayılmıştım anlam veremiyordum hiçbir şey hatırlayamıyordum anlayamıyordum okulun ilk günü birde erkeklerin önünde mi bayılmıştım utançla üzerimdeki pike'nin altına saklandım çok utanmıştım erkeklerden korkmam onlardan utanamayacağımın anlamına gelmiyordu hemşire bazı kontroller yaptıktan sonra çıkıp gitmişti bende hala utancımı yenememiştim ellerim istemsiz titremeye başlamıştı neden titriyorlardı ki içimde aniden büyük bir korku oluşmuştu içimdeki korkunun tam olarak neden olduğunu bulamıyordum çünkü bulamayacak kadar yorgundu ruhum bedenim her ikiside çok yorulmuştu bu savaşta en ağır yara alan onlardı bu benim duygularımla ruhum arasındaki savaşımdı kazanan duygularımdı ama onları istemeyende ruhumdu.
ben içimdeki korkuyla savaşırken odaya denizin gelmesiyle içimdeki korku büyüyordu aynı doğdumuzda bazı evreler geçirdiğimizdeki gibi korkumda aynı bir bebek iken bir anda çocuk oluyordu sonrada yetişkin oluyordu benimki sanırım daha çocuktu deniz içeri gülümseyerek girdiğinde bende korkumu saklamak için gülümsememi kullanmaya karar verdim çünkü gülmek en iyi maskeydi benim için şeyy aslında güneş ben özür dilerim yani seni raya çağırmamalıydım belkide üzgünüm neden üzgünsün ki sadece kan şekerim düşmüş ve bayılmışım bu kadar bu kadar üzgün olmana gerek yok çünkü suç bende ben erkeklerle oynamak istedim sonuçta
deniz söylediklerime şaşkın bir şekilde bakınca bende öylece kalmıştım çünkü biri şaşırınca bende gülme isteği asla oluşmamıştı bu zamana kadar hep zincirlerle vurulmuştum ben bu hayata acı çekmek için geliyordum başka birşey için gelmiyordur Deniz şaşkınlığını bir süre sonra atınca tekrar konuşmaya başladı. güneş sana hemşire böyle mi söyledi yani kan şekerinin falan mı düştüğünü söyledi denizin söylediği şeyden hiçbir anlam çıkaramamıştım anlamamıştım ben zaten neyi anlıyordum ki beceriksizdim gerizekalının tekiydim beni sanırım birtek deniz önemsiyordu ama onada güvenemiyordum güvenmek bir nehire taş atmak gibidir eğer dibe batarsa sende batarsın güveninde batar. Deniz bir süre daha yüzüme aval aval bakınca bende konuşmaya devam ettim ee deniz sen ne yapıyorsun buradan ne zaman çıkacağım acaba birde gelirken su getirirmisin boğazım kurudu valla peki su getiriyorum birde ben gayet iyiyim sende bir saat sonra ıkarsın buradan yüksek ihtimalle ama uyarayım bir daha şeker yemeyi unutma sonra bayılıyorsun baybay deniz odadan çıktığında tuttuğum nefesimi geri bıraktım her zaman gerildiğimde ve korktuğumda gerilen bir insandım korku benim göbek adımdı (1 saat sonra) hemşirenin odasından taburcu olmuştum sonunda merdivenlere geldiğimde başım sanki semaver olmuştu çok dönüyordu yanımda deniz yada başka herhangi biride koridorda yoktu dersler başladığı için koridor ölüm sessizliğine bürünmüştü bende ses çıkarmamak için yavaşça odama çıkıyordum yani çıkamıyordum ayaklarım o kadar titriyordu ki şuan adımlarım dengemi bozuyordu titremem bu sessiz koridor boyunca devam etsede önemli olan benim merdivenlerden nasıl çıkacağımdı hem başım dönüyor hemde dengemi koruyamıyordum merdivenlerden dengesiz adımlar atıyordum bir adım daha atıcakken merdivenin basamağını ucundaki ayağım kaydı tam yeri boylayacakken yere düşmediğimi farketmiştim aslında biliyormusunuz baya baya düşmek yerine uçuyordum peki kim beni tutmuştu bildiğim kadarıyla bütün öğrencilerin derste olmaları gerekiyordu beni tuttan kişinin cebinden beyaz bir bez parçası çıkarmasıyla bağırmaya çığlık atmaya başladım çünkü adamın elindeki eter'di sesim çatlayana kadar bağırdıktan sonra adam eter olmayan elini ağzıma koydu eli çok sert tutuyordu nefes alamıyordum elimden geldiğince bağırmaya ve kurtulmaya çalışıyordum herkes derslerden çıkıyordu bense tepiniyordum deniz benim olduğum merdivenlerin oraya gelirken olabildiğince ona seslenmeye çalışıyordum ama adamdakide nasıl bir güçtü nefes almam iyicene zorlaşmıştı adam denizin geldiğini fark etmemişti ben denizin bana bakmasını isterken deniz benim olduğum tarafa baktığında adam eteri zorla bana koklatmıştı sonrası tek gördüğüm denizin bağırmasıydı ve sonrası ise karanlık derin bir karanlıktı.
kendi hayatımı kaleme alamamıştım belki belkide hayatımı kaleme alacağım zaman o kalemi elimden almışlardı. karanlık aydınlığa aydınlık karanlığa hükmederdi benim için. dünyam olmuş karanlık ne aydınlığı kalmış ne karanlığı bir hiç olmuş ikiside.
gözlerimi açtığımda siyah duvarları olan bir odadaydım karşımda daha önce hayatımda hiç görmediğim bir adam vardı benim uyandığımı farkedince gözleri kırmıza dönmüştü dişleri uzamaya başlamıştı sanki daha öncede böyle birşey yaşamış gibi hissetmiştim ellerim titriyor ayaklarım titriyor bütün bedenimde inanılmaz bir titreme vardı adam bana dahada yaklaşmıştı gittikçe yaklaşıyordu ve en sonunda da boynumda büyük bir acı hissettim adam boynumu ısırmış kanımı emiyordu onu ne kadar ittirmeye çalıştıysamda işe yaramamıştı daha çok boynuma yapışıyordu daha çok acı veriyordu artık bayılacaktım kendimi çok güçsüz hissetmeye başlamıştım ayaklarım beni taşıyamayacak kadar yorgundu gördüğüm şey ise dış kapının kırlmasıyla içeri birkaç tanıdık yüz gelmişti sanırım ve daha sonrası bayılmadan önce tuvalete koşmuştum kapıyı kilitlemiştim aynaya baktığımda boynumdan şakır şakır kan akıyordu korku bir kez daha tüm bedenimi sarmıştı şakır şakır akan kan lavabonun içine akıyordu çok kan kaybettiğim için sonrası karanlıktı. karanlık boğuyordu beni ama bir çekip çıkaran mı vardı karanlıktan beni. karanlığın esiri olmuştum. güneş beni duyuyormusun güneş açarmısın gözlerini güneş bizi korkutuyorsun lütfen aç gözlerini gözlerim açılmıyordu ne kadar zorlasamda açılacak gibi değildi göz kapaklarım ağırıyordu başımda dikilmiş ağlayan insanlar başımda beni tedavi eden kişi bunlar hiç yabancı gelmemişti bana sanki daha önceden yaşamıştım bu anı öyle hissetiriyordu insana Her zaman ölmek nasıldır merak etmiştim her zaman ölümü tatmanın nasıl bir tat olduğunu bilmek istemiştim belkide kim bilir ben belkide şuanda ölüydüm belkide ait olduğum yerdeydim Benim ait olduğum yer ölümdü ölmek benim kaderimde vardı kaderimi süsleyen ölümdü yaşamla yaşamamanın arasındaki çizgiydi Göz kapaklarıma tutulan artık her neyse baya yakıyordu gözlerimi açamamıştım belki ama sesleri çok net bir şekilde duyabiliyordum Denizin ağlayan sesini duyuyordum denizin etrafında birkaç kişi daha vardı yüksek ihtimalle ama bunlar erkekti o kesindi çünkü erkeklerin o borazan sesleri bir kızdan çıkmazdı evet biliyorum erkek sesli kadınlarda var haklısınız ama bu erkeklerin sesi çok tanıdıktı Bunlar kesin bizim erkeklerdi ondan emindim onlardan asla nefret etmemiştim onlardan her zaman kaçmamın nedeni korkumdu şu koca dünyada ne kadar saçma biliyordum ama erkekler benim en büyük korkumdu benim en zayıf noktamdı onlar Gözlerimi en son zorladığımda açmayı başarmıştım sanki hayata geri dönmüştüm yeni bir adım atmıştım hayata her zaman attığım gibi Gözlerim ilk denizin o gözyaşlarına bakmıştı o çok güzeldi okyanus bile kıskanırdı onu gözlerinin maviliği öldürürdü insanı benden bin kat daha güzeldi keşke bende onun kadar güzel olabilseydim daha sonra gözlerim bizim şu değişik tipli erkekleri bulmuştu onlar halimden gayet memnun görünüyordu ne kadar içim kan ağlasada birşey demedim sadece onlara bakmam bile kafalarını aşağı indirmeleri ne yetiyordu Daha sonrasında odaya baktım gene mi burası ayy yeter ama artık ya gene ve gene hemşirenin odasındaydık hastane mi yoktu anlamıyorum ki buraya yatırıyorlar beni her seferinde sadece bulunduğum odaya göz devirmiştim başka ne yapmamı bekleye biliyorsunuz ki Hemşire birkaç birşey anlatıyordu ama ben dinlemeyi tercih etmiyordum sadece dinlenmek istiyordum acaba ne zaman odama çıkabileceğim şimdi çıkabilirsin ama kendine dikkat etmelisin istersen senin yanında bu gün aras kalabilir nede olsa seni bu hale getiren o öyle değil mi aras??!!!! ama ben bu ezilen yanında kalmam iğrenç deniz kalsın bununla deniz kalamaz bunun sorumlusu sensin eğer güneşle beraber bir gece kalmazsan ceza alırsın bütün sene boyunca aldığın notlarını sıfıra düşüttürürüm ona göre peki müdüre hanım aferim akıllı adam ol aras istemeye istemeye beni odaya çıkarmıştı ama geldiğimiz oda benim odam değildi yüksek ihtimalle arasın odasıydı sadece siyahla döşenmişti oda ne kadar acayipti. Aras beni yatağa koymuştu revirde ne kadar bir süre yattığımı bilmiyordum ama ayaklarımı hissetmiyordum ve bastığım zamanda yürüyemiyordum hani ameliyat olunca nasıl yürüyemezsin ya bende aynen öyleydim şuanda bana bak küçük pislik sakın eşyalarıma dokunma ve benden izin almadan da odadan çıkma anladın mı seninle aynı odada olacaksak sen yerde ben yatakta yatacağım ona göre yatakta ben yatacağım hayır ben güneş haddini aşma bak fena olur banane ya sabır bak bana seni ısıttırma ısıttırma derken neyi kastedimişti anlamamıştım ama dediği şeyin gerçek anlam taşıdığına emindim çünkü gayet ciddi görünüyordu bu beni hem geriyor hemde korkutuyordu bir anda kalkmıştım başım pervane olmuştu resmen hızlı hızlı tuvalete koşmuştum çünkü boynumda sanki beni boğan bir el vardı ve gittikçe nefessiz bırakan bir eldi banyonun kapısını kilitlemeyecektim kapıyı kapatım aynanın karşısına geçtim boynum nefes almamı engelliyordu nefes almaya çalışırken bir farketmiştim benim boynumda şu ameliyat olduğumuzda ordaki dikiş atılan yere yapıştırılan banttan vardı o bantın tam olarak ismini bilmesemde ondan vardı kan olmuştu bant midemin anı bir şekilde bulanmasıyla lavabonun içine kusmaya başlamıştım arkamdan bir çift elin saçlarımı arkadan tutmasıyla iyicene gerilmiştim kusmam şiddetlenmişti midem boşalana kadar kusmuştum en sonunda da kendimi yere atmıştım hem yorulmuş hemde bitmiştim tükenmiştim banyodan çıkmış kimin yatağı ona bile bakmadan yatağa uzanmıştım gözlerim yorgunluktan kapanmıştı rüyalarımın içine dalmıştım sonunda. kelebekler bile dans ederdi onların bile ömürleri bir günlüktü ama benim sanki sonsuz ömrüm varmış gibiydi.
|
0% |