@deliserce1
|
Yeni bölüm sizlerle... Daha iki gün önce ölmek isteken, şimdi elimde kağıt parçası ve küçük bir valizle otogaran ortasında durmuştum.Etrafıma baktığımda elimdeki çantayı dahada sıktım.Tanımadığım insanlarla dolu bir şehirde karşı karşıyaydım. Bakışları bende olmasada sanki bana bakıyor gibi hisediyordum. Gece yarısıydı benim yine istemediğim bir düğüne yapılan hazırlığa karşı çıktığım için dövülerek odaya atılmamla ne yapacağımı düşünürken,annem hızla kapıyı açıp küçük çantayla gelmiş elime sıkıştırdığı kağıt parçasıyla kaçmama yardım etmişti. Anneme baktığımda sadece ağlayarak bana "Kaç kızım, kaç kurtul." Dediğinde onun gibi akan yaşlarımı silip son defa ona sarılıp vedalaşmıştım. Arkama bakmadan hiçbirseyi düşünmeden kaçmıştım.Şimdi yolda durmuş,elimdeki kağıtta yazan şehire İstanbul'a bakıyordum. Annemin kağıt parçasına güvenip kızını koca şehre gönderdiğine göre tanıdığı, güvendiği biri vardı. Kağıtta sadece "Sana yazdığım adrese git, seni bekliyorlar ve sakın dönme kendine iyi bak." Yazıyordu. Elimi kalbimin üstüne koyarak mırıldandım.
"Sen bugüne kadar nelerin altından geldin Nazar.Bununda altından gelirsin." Kendi kendime söylediğim sözlerle gülümseyerek ilerledim.Elimdeki adrese gitmek için taksiye bindim. Yol boyunca aklıma yaşadıklarım geldi. Babam beni sırf istediği dükkan için evlilik adı ile Eşref'e satmıştı.Hiç fikrimi sormadan"Eşref ile evleneceksin."Demişti. Ne kadar karşı çıksamda aldığı para galip gelmiş babam beni döverek susturmaya çalışmıştı.Elimdeki sargıya baktığımda gülümsedim.Sırf onun yüzüğünü takmamak için zarar vermiştim kendime. Bu benim onlara rağmen ilk kazandığım galibiyetimdi. Şimdide ikinci galibiyetimde düğüne iki gün kala kaçmamdı.Ben onlara demiştim; "Kimse benim hayatım ile ilgili karar almaz.İzin vermem buna!" Kimse bu sözlerime inanmıyordu. Düşündükleri ise "Evlenince susar bu kız" diye hayalleri vardı.Ama bilmedikleri ben susmazdım!Derin nefes alıp radyoda çalan şarkıya eşlik ettim. Zaman dondu sanki,herşey sıradandı. İyiyim dedim herkese ağlamam zaman aldı. Birkaç eşyan vardı bende öylece kaldı. Yoktun artık yanımda ağlamam zaman aldı... Taksinin beni getirdiği adrese bakınca gözlerim ileride büyük eve kaydı bakışlarım. Adres burayı gösteriyordu ama ben kime gelmiştim. Annem beni kime gönderdiyse güvendiği biriydi.Yalıya doğru yaklaştığımda kapıdaki iki güvenliğin bakışları bana döndü. Sakin adımlarla onlara yaklaştığımda boğazımı temizledim. "Şey Nuran hanım burda mı yaşıyor?" Önce birnine baktılar. Sonrada bana bakarak konuştular. "Sen Nuran hanımın neyi oluyorsun?" Sahi ben onların neyi oluyordum. Benden cevap bekleyen adamlara baktıktım. "Akraba-akrabası oluyorum,siz ona Hatice'nin kızı geldi derseniz tanır." "Peki sen burda bekle ben içeriden bilgi aldığımda sana haber veririm." Dedikten sonra eve girmesiyle ben ve tek kalan korumaya baktım. O ise gözlerini ileriye dikmiş bakıyordu.Kapı önünde durmaktansa biraz illeride bahçenin duvarına yaslandım.Baya zaman geçtikten sonra kapı açılmasıyla tombul bir kadın ve giden koruma dışarıya çıktılar. "Nerde kız, yoksa kovdunuz mu?" "Sende bizi iyyiden iyiye odun yaptın Nuran yenge."Beni görmesiyle eliyle gösterdi. "Bak orda küçük kız..." Bana bakan korumanın eliyle gösterip lakap takmasıyla kaşlarımı çattım. Onlara doğru ilerledikten sonra bana küçük kız diyen adama bakıp konuştum. "Ben küçük değilim!" Bakışlarımı ondan çekmemle tombul kadının bana sarılması bir oldu. "Şükür geldin yavrum,bende seni bekliyordum." "Nuran yenge,Kutay beyin haberi varmı misafirinizden?"Korumanın lafıyla adının Nuran hanım olduğunu anladığım kadın ona bakıp konuştu "Haberi var..."Demişti
Ben şaşkınlıktan daha ne olduğunu anlamadan dış kapıdan içeriye çekmişti beni. "Gel kızım uzak yoldan geldin.Şimdi açsındır.Daha annene haber etmemiz gerek bizden haber bekliyor kadın."
Beni çekiştirip yalının sağında kalan küçük bir eve doğru ilerledi. Eve girmemle tekrar sarıldı. Kendimi çok tuhaf hisediyordum. Böyle bir karşılık beklemiyordum açıkçası, sarılması sanki kaç yıllık tanımadığı yakın birine sarılmasıydı içim bir hoş olmuştu.
"Annene çok benziyorsun.Tıpa tıp onun gençliğisin ay sen o kadar yoldan geldin ben neler diyorum sana," beni mutfak olduğunu anladığım yöne doğru ilerletip masanın sandalyesini çekerek oturttu. "Açsındır şimdi sen,geleceğini öğrendiğimden beri hazırlık yaptım."
Arkasını dönüp ocağa doğru gittiğinde utanarak konuştum.
"Zahmet etmeseydiniz ben yolda birşeyler yemiştim."Bana bakıp yalandan kaşlarını çattı. "Duymamış olayım, sen benim ahiretliğimin kızısın.Benimde kızım sayılırsın.Şimdi rahatça otur bakalım burası seninde evin sayılır misafir gibi durma."
Sözleriyle bana söylenecek söz kalmadığı için kabullenerek sustum. Dışarıdan geldiğim için elimi yüzümü yıkamak için ayağa kalktım.
"Lavabo nerde acaba?"
Elindeki tabağı masaya koyarak eliyle anlına vurdu.
"Heyecandan unuttum tabi. Onca saat yoldan geldin istersen git bir duş al yorgunluğuna iyi gelir."
"Yok sadece elimi yıkasam yeter."
"Tamam kızım..."
Bana gösterdiği lavaboya girdim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra çıktım.Biraz olsun iyi gelmişti. Mutfağa doğru ilerleyerek yemekleri doldurmuş beni bekleyen Nuran hanım ile yerime oturdum. Galiba benim çekincemin geçmediğini anlayınca gülümseyerek bana baktı.
"Çekinme benden diyeceğim ama beni tanımadığın için normal zamanla alışırsın bana. Seni en son küçük kızken görmüştüm.Küçükken bıcır bıcır bir kızdın. Araya ayrılık girince sizi bir daha göremedim ama kopmadık annenle. Çok çabuk büyümüşsün, çok güzel genç kız olmuşsun. Şimdi anneni daha iyi anlıyorum her konuşmamızda derdi benim bu kızın güzelliği başına bella olacak gerçek oldu dedikleri..."
Bana bakınca gözlerim doldu. Annem arada kız kardeşim gibi bir kadın var derdi ama adını söylemezdi. Neden bilmem bizim evde adı geçmezdi. Nurdan teyzenin
gülen yüzü donuklaşak elini elimin üstüne koydu. "Korkma kimse seni burda bulamaz kızım.Evelallah kapı gibi Nuran teyzen var burda. Hele o baban varya annene yaptık- neyse sen bunları düşünme tamam mı?"Şimdi anlıyordum annemi beni evden gönderirken gözü mutlulukla parlıyordu. Demek ki Nuran teyzeye güveni tamdı. Gözlerim dolmuş şekilde onaylayarak başımı salladım. Şans ilk defa bana gülümsemişti öyle hissediyordum bukez. Nuran teyze ayağa kalktı. "Sen yemeğini ye ben bir yandaki yalıya bakıp geliyorum hemen.Rahat rahat karnını doyur kızım."
Tamam anlamında başını salladım. Nuran teyze gittiğinde zorda olsa iki lokma yemiş dahada yemeyeceğim için sofrayı topladım. Kirli olan bulaşıkları elimde yıkadıktan sonra başka yapacağım birşey olmadığı için tekrar yerime oturdum. Evin sessizliği ile Nuran teyzeyi beklerken kapı sesi gelmişti. Nuran teyzenin geldiğini anladım.Birine söylene söylene mutfağa girmişti."Yeminle canımdan bezdim."Tezgahtaki suydan bardağına doldurup içtikten sonra bana bakmadan konuştu."Yine bakıcıya bir kulp buldu Emirhan bey, bu kaçıncı ay başıma ağrı girdi. Zaten zor bakıcı buluyor onlarıda ikiayda kovuyor." Söylenerek elini başına koydu. Beni yeni fark etmiş gibi mahcup halde baktı. "Kusura bakma kızım seninde başının etini yedim. Sen yedin mi yemeğini?"Önce masaya baktı sonrada boş tezgaha değdi gözleri. "Aşk olsun kızım ne diye kendini yordunki atardık makineye bulaşıkları."
"Boş durmaktansa kirli bulaşıkları yıkamak istedim.Hem sende çok yorgun görünüyorsun gel otur istersen."
Sözlerime hak vermiş gibi yorugun halde kendini sandalyeye attı.Gözleri bir süre ileriye dalmıştı. Ne düşünüyordu bilmiyorum ama canını sıktığı çok belli oluyordu.
"İyimisin Nuran teyze?"
Başını sallayarak onayladı."İyiyim kızım aklım kuzumda kaldı."Kimden bahsettiğini anlamasamda moralinin bozduğu belliydi.
"Aman boşver sen onuda, git biraz dinlen istersen.Yorugunsun iyi gelir sana.Şu ikinci kapı sana ayırladım kızım.Güzelce dinlen akşama seni uyandırırım."
Gerçekten yorgundum biraz dinlenip sonrada ileride ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Bana ayrılan odaya girmemle etrafa bakındım.Tekli bir yatak elbise dolabı küçük bir komidin vardı.Yatağın ucuna oturup odanın penceresinden dışarıya baktığımda direk yalıya bakıyordu pencere çoktan akşam olsada hala karanlık çökmemişti.Kaç gündür uykusuz olduğum için yorgunluktan yatağa uzandım.
****
Evde sesler gelince gözlerimi açtım. Gözlerim zorda açtığımda önce nerde olduğumu anlamak için etrafıma baktım. Sonra nerde olduğumu anlayınca kalktım. Başıma aniden giren ağrıyla bir süre durdum. Karanlık çökmüştü.Kendimi toparlayarak ayağa kalktım. Odadan çıktığımda mutfaktsn gelen seslere doğru gittim.
"Sanki Emirhan beyi tanımaz gibi kadın yalan söylemiş ona.Adam küçükte olsa yalandan nefret ediyor bunu bilerek işinden oldu. Olan benim prensesime oldu. Hoş Emirhan beyde hemen kesip atıyor ne var birkerede alttan alsa sanki..."
"Aman hanım boşver sen onu. Bu işe girerken kabul etmişti herşeyi eğer böyle bir hata yapıyorsa bilerek göze almış demektir."
"Sende hemen koru zaten-"
Mutfağa girmemle konuşmaları yarıda kalmıştı. Beni görmesiyle ayağa kalkıp Nuran teyze yanıma geldi.
"Uyandın mı kızım,"masada oturmuş adama bakıp beni gösterdi. "Bak bey bu benim sana bahsettiğim ahiretliğimin kızı." Sonrada bana bakıp eşini gösterdi. "Hayat arkadaşım Musa..."
"Hoş geldin kızım.Nuran bana herşeyi anlattı. Sakın çekinme bizden burası seninde evin sayılır."
Minnetle baktım onlara babacan sesiyle hiçbir şey demeden sadece ona bakıp başıma salladım. Bir süre sonra önüme konulan çayla konuşan ikiliye baktım.Sanki yabancı değilmişim gibi rahatça konuşmaları ile biraz olsun rahatlamıştı.Adının Musa olduğunu bildiğim adam çayını içerek bana baktı.
"Kızım ben herşeyi biliyorum sakın benden çekinme olurmu? Sen bizi tanımazsın ama ben babanın akrabası sayılırım."yanında oturan karısına bakıp gülümsedi. "Ben sevdiğim kadın ile evlenince herkes bana düşman kesildi. Ya o dediler ya biz dediler. Bende sevdamı seçince herkes bana arkasını döndü. O yüzden memleketten ayrılmak zorunda kaldık. "Nuran teyze üzgün halde kocasına bakınca bu hikayenin tamamını merak etmiştim.
" Neyse işte herşey eskide kaldı.Ama hala aklım almıyor bir baba kızını nasıl zorla evlendirir!Benim kızım yok olsa değil evlendirmek,tırnağına zarar gelse dünyayı yakar yıkardım.Gerçi hiç değişmemişler hala bencillik yaparak kendilerini düşünüyorlar.Nuran bize geleceğini söylediğinde çok sevindim. Onlara boyun eymediğin için seninle gerçekten çok gurur duydum kızım."
Musa amca akraba olduğumuzu söylemese hayatta inanmazdım. Benim babam tarafı gerçekten çok gelenekçi ve katı insanlardı.
"Ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum sadece," Başımı Nuran teyzeye çevirdim."Çok teşekkür ederim, eğer siz olmasaydınız bana evinizi açmasaydınız. Belki..."Cümlemin sonunu getiremiyordum. Çünki zorla evlendirilmiş biri olacaktım.Belki Eşref'le evleneceğime ölmeyi tercih ederdim. Annem bunu bildiği için beni göndermişti. Nuran teyze elini omuzuma koydu. "Geçiti gitti artık,şimdi önüne bakma zamanı kızım. Geri kalan bir şekilde hal olur." Doğru söylüyordu. O kötü günler geçti. Yada ben öyle sanıyordum. Bunu yaşıyarak görecektim.
******
Birazdaha konuştuktan sonra annem aramıştı.Onun sesini duyunca mutluluktan ağladım.Sağ salim buraya geldiğimi öğrenince "şükür" demişti. Babamın beni red ettiğini dönmediğinde gülmek istemiştim. Babam beni hiçbir zaman kızı olarak görmemiştiki, abiminde Eşref'ten yediği dayak yüzünden beni aradığını söyledi.Abimin dayak yemesine hiç üzülmediği sesinden belli oluyordu. Sadece Hazar'ın benim için korktuğunu söyleyince onunla konuşmak istedim ama annem "şimdi olmaz" dedi. Kısa konuşmadan sonra kapatmıştı telefonu.
Annemle konuştuktan sonra derin nefes aldım. Nuran teyze bana evlerini açmışlardı ama nereye kadar böyle devam eder ki?Hem annem kim bilir babamdan neler çekiyordur şimdi.
"Benim kısa sürede iş bulmam gerekiyor. Annemi yanıma almam lazım. Ne kadar belli ettirmesede babam benim kaçmamın öfkesini ondan çıkarıyordur."
"Kızım sen iş konusunu düşünme. Önce bir seni armayı bıraksınlar sonra iş bulursun. Hem Musa amcan iş konusunda sana yardım eder."Dedikten sonra aklıma yattığı için sadece başımı salladım. Şans zamanla bana gülerdi belki?
Evde daraldığımda bahçeye çıkacağımı söyleyerek evden çıkmıştım. Akşam olduğu için üşürüm diye üstüme Nuran teyzenin verdiği şala sarılarak bahçede yürümeye başladım. Esen serin rüzgarla gözlerimi kapatınca bi'an herşeyin kötü bir kabus olduğunu birazdan uyandığımda annemin kollarında olamayı çok istiyordum. Aniden gelen seslerle gözlerimi açtım.Arkama dönmemle bahçenin kapısı açılmış iki araç içeriye girmişti. Etrafıma baktığımda evden uzaklaştığımı yeni fark ediyordum.Yalıya yakın olduğumu görünce panikle yanımdaki ağaca yaslandım. Arabalar yalının önünde durunca dahada ağaca dahada yasladım.Etrafı aydınlatan ışıklara rağmen ben gölgede kaldığım için kimse beni göremezdi.Korumalar hızla arka kapıyı açtığında inen adam ile bedenim buz kesti. Duruşu ve yüz ifadesinde bile fark etmiştim soğukluğunu, bedeni ruhsuz birine benziyordu. Ya kendini öyle gösteriyordu,yada gerçekten nasılsa öyleydi. Ben gelenelikle ön yargılı olmazdım ama bu adam sanki ben buyum gibi hali vardı.Öyle dalmışımki bakışları benim olduğum tarafa dönünce kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Yakalanmanın verdiği tedirginlikle ağaca dahada yaslandım. Bir süre etrafa bakıp tekrar önüne dönüp yürüdüğünde bir süre durdu sonra tekrar yürüdü. Ben o eve girince derin nefes aldım. Daha fazla orda durmak istemediğim için eve doğru giderken, Nuran teyze hızla yanıma geldi. "Ah kızım senin burda ne işin var!Gel gidelim burdan." Ne olduğunu anlamadan yalıya bakıp beni çekiştirdi. "Kızım sana söylemeyi unuttum. Buranın beyi tanımadığı insanları evinin etrafında görmeyi sevmez."
|
0% |