@deluna
|
Amaterasu’nun Mağaraya Saklanması, Japon mitolojisinin en önemli efsanelerinden biridir ve güneş tanrıçası Amaterasu’nun, kardeşi Susanoo’nun yıkıcı davranışları karşısında mağaraya saklanmasını anlatır. Bu hikâye, hem Japon halkının doğa ve düzen anlayışını hem de ritüellerin ve iş birliğinin önemini yansıtır. Efsane, Japon mitolojisinin temel kaynakları olan Kojiki (712) ve Nihon Shoki (720) adlı metinlerde yer alır. Amaterasu, gökyüzü tanrılarının lideri ve güneşi temsil eden en yüce tanrıçadır. Kardeşi Susanoo ise deniz ve fırtına tanrısıdır ve kaotik bir doğaya sahiptir. Babaları Izanagi tarafından yaramazlıkları nedeniyle göksel diyardan kovulan Susanoo, Amaterasu ile vedalaşmak için onun sarayına gitmiştir. Ancak bu ziyaret sırasında Susanoo’nun kontrolsüz davranışları, Amaterasu’yu derin bir öfke ve üzüntüye sürükler. Susanoo’nun kutsal pirinç tarlalarını mahvetmesi, göksel dokuma salonunu harap etmesi ve bir atın derisini oraya fırlatması gibi eylemleri, Amaterasu’nun düzenli dünyasına zarar verir. Bu olaylar sırasında bir dokumacı tanrıça şoktan ölür. Susanoo’nun bu saldırgan tavırlarından yorulan Amaterasu, kendini göksel diyarda bulunan bir mağaraya, Amano-Iwato’ya, kapatır ve mağaranın girişini büyük bir kaya ile mühürler. Amaterasu’nun mağaraya saklanmasıyla birlikte dünya karanlığa gömülür. Güneşin yokluğu, hem tanrılar hem de insanlar için büyük bir felakete neden olur; bitkiler büyüyemez, insanlar çalışamaz ve dünya kaosa sürüklenir. Tanrılar, bu kaosa bir son vermek ve Amaterasu’yu mağaradan çıkarmak için bir plan yapmaya karar verir. Tanrılar, mağaranın önünde büyük bir eğlence düzenler. Bu eğlence sırasında komedi ve ritüellerle Amaterasu’nun dikkatini çekmeye çalışırlar. Gökyüzü tanrıçası Ame-no-Uzume, cesur ve komik bir dans sergileyerek diğer tanrıları kahkahalara boğar. Dans sırasında soyunan Ame-no-Uzume, tanrıları coşku içinde eğlendirir ve bu gürültü Amaterasu’nun mağaradaki merakını uyandırır. Dışarıdaki kahkahaları ve kutlamaları duyan Amaterasu, mağaranın kapısına yaklaşır ve dışarıda neler olduğunu görmek ister. Mağaranın girişinde parlak bir ayna asılmıştır. Amaterasu, aynada kendi yansımasını görünce şaşırır ve ilgisi artar. O sırada tanrılar, mağaranın girişini hızla açarak Amaterasu’nun dışarı çıkmasını sağlar. Güneşin tanrıçası geri döndüğünde dünya yeniden ışığa kavuşur, kaos sona erer ve düzen yeniden sağlanır. Susanoo ise tanrılar tarafından cezalandırılarak sürgüne gönderilir. Bu efsane, Japon kültüründe doğanın döngülerini ve düzenin önemini temsil eder. Güneşin geri dönüşü, yaşamın devamını ve umudun zaferini simgeler. Amaterasu’nun yansımasını görmesi, Japonya’da aynaların kutsal bir obje olarak kabul edilmesinin temelini oluşturur. Günümüzde bu hikâye, geleneksel dans ve ritüellerde yaşatılmaya devam eder ve Japon imparatorluk ailesinin, Amaterasu’nun soyundan geldiğine inanılır.
|
0% |