Yeni Üyelik
32.
Bölüm

26. Bölüm

@demirhan_asel

Yazar Anlatımıyla,

 

Bazen her şey göründü gibi olmaz Doğa ailesi Derin’in hiçbir şeyden haberi yok sanarken, aslında başından beri bildiğini daha yeni anlıyorlardı.

 

Agah “ her şeyi baştan biliyordun değil mi küçük?” dedi adı kadarda emindi ki biliyordu.

 

Derin başıyla onayladı.

 

Meriç “Nasıl?” dedi şaşırmış bir şekilde.

 

Geçmiş Doğa ailesini mektubun geldiği gece Derin Doğa'nın anlatımıyla,

 

Babama gelen mektup her ne ise önemli olduğu belliydi. Ne olduğunu merak ettiğim için uyuyamamıştım. Miran abim yanımda uyuyordu.

 

Sabah olmuştu nerdeyse etraf yavaş yavaş aydınlanıyordu. Ancak bende hala bir uyku belirtisi yoktu. Dış kapının sesini duyduğumda yerimden hafifçe sıçradım.

 

Biri mi gelmişti? Yada gitmişti?

 

Merakıma yenik düşerek abimin kolları arasından yavaşça çıktım. İlk başta huysuzlansa da yastığıma sarılıp uyumaya devam etti.

 

 

Hızla aşağı indiğimde araba sesi duyuyordum, camdan baktığımda babamın arabası olduğunu fark ettim. Eğer hırsız değilse babam erkenden bir yere gidiyordu yada Meriç abim değilse. Emin olmak için annemlerin odasına doğru gittim. Kapalı kapıyı yavaş ve ses çıkarmamaya özen göstererek açtım. İçeriye baktığımda odanın ortasındaki büyük yatakta annemin uyuduğunu gördüm. Ancak gözüme babamın tarafındaki komedinin üstünde duran aslan mühürlü mektup takılmıştı.

 

Hızlı ama dikkatli adımlarla komedine ulaştım. Aldığım anla bastığım tahtadan çıkan ses aynı anda gelişti. Annem kıpırdanarak benim olduğum tarafa döndü. Nefesimi tutmuş, gözlerimi kapatmış, olacakları bekliyordum. Ancak hala daha bir şey olmadı. Gözlerimi kısık bir şekilde açtığımda hala uyuduğunu fark ettim. Sessizce odadan çıkarken kapıyı yavaşça kapattım.

 

Aldığım mektupla beraber odama gittim ve kendi odamdaki lavaboma geçerek zarfı açtım.

 

Zarfı açtığım anda okuduklarım karşısında şok olmuştum. Göz yaşlarım bir bir akarken sesimin çıkmaması için zorluyordum.

 

Bu nasıl mümkün olabilirdi?

 

Burada yazanlar gerçek miydi?

 

Peki şimdi ne olacaktı?

 

Hayır, hayır bu gerçek olamaz!

 

Hayatımı kökten değiştirecek şeyler yazıyordu. En alta ise babamın neden bu saate evden ayrıldığını açıklayan şeyler yazıyordu.

 

Sakin olmalıydım eminim babam her şeyi bana anlatacaktır o bana asla yalan söylemez.

 

Çok geçmeden yanıldığımı anlamıştım. Ailem bana hiçbir şey anlatmamış, aksine saklamak için çabalamışlardı.

 

Mektupta yazan yazıların ekran görüntüsünü aldığımda, zarfı yerine aynı şekilde koydum, sonrasındaysa abimin yanına tekrar döndüm. Bu yazan yazıların doğruluğunu öğrenmeliydim ama önce ailemi gözlemlemeliyim. Ani bir hareketle her şeyi mahvedebilirdim ve ben aileme güveniyordum.

 

Mardin Derin kaçırılmadan önce Derin Doğanın anlatımıyla,

 

Hala ailem hiçbir şey anlatmamıştı. Bu çok sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Bende en azından araştırmam gerektiğini düşünerek bilgisayarımdan bir şeyler baktım ancak burada sadece yüz üstü bilgiler mevcut aradığım bilgiler değil.

 

Aklıma Egemen ve Mert geldi. Onlarla aynı okuldayız ve Koray’da aynı okuldaydı.

 

Hemen telefonu çıkardım ve arama tuşuna bastım bir süre sonra telefon cevaplandı.

Egemen ” her kimsen senin yüzünden yakalana bilirdim” dedi

 

“ Egemen” dedim

 

Egemen “ Derin sen iyi misin?” dedi telaşla.

 

“ iyiyim ama seninle ve Mertle bir şey konuşmalıyım” dedim stresten yerimde duramamaya başlamıştım.

 

Egemen “ tamam bekle biraz seni arayacağım” diyip kapadı, aradan geçen beş dakika sonra egemen arıyordu.

 

Hızla telefonu açtım “ Alo” dedim

 

Egemen “ Derin bir sorun mu var?” dediğinde baştan sona olanları anlatım mektupta yazan şeylerde dahil.

 

Bu kadar çabuk nasıl güvendim bilmiyorum ama onlara güvenim vardı.

 

Egemen sıkıntıyla “ inanamıyorum bu, bu gerçek olamaz.” dedi

 

Mert “ tamam sakin olalım sana kim oldukları ve gerçekten yazanlar doğrumu onu bilmen lazım değil mi?” dedi sakince.

 

“ öyle” dedim

 

Mert “ Koray seninle aynı yaşta, üç abisi var en büyük abisi kim bilmiyoruz daha önce görmedik sadece var olduğunu biliyoruz.” dedi

 

Egemen devam etti “ ikinci abisi Arat 28 yaşında Avukat Koray’a çok düşkün hatta fazlasıyla düşkün” dedi

 

Mert “ son abisi Yalın 26 yaşında doktor. O da Koray’a düşkün olsa da Arat abi kadar değil” dedi

 

Aklına yeni gelmiş gibi “ ölen bir çocukları daha var” dedi

 

Egemen onaylayarak “ evet 5 yaşında araba çarpma sonucunda Koray’ın ikiz kız kardeşi ölmüş. Bunun sonucunda tramvaya bağlı olarak konuşamamaya başlamış” dedi

 

Mert “ Hatta en büyük abisi sırf bu yüzden gitmiş diyorlar. Ne kadar doğru bilmiyoruz” dedi

 

“ kızın ismi ne?” dedim stresle

 

Egemen “ onu bilmiyoruz. Yıllardır sadece öldüğü biliniyor. Ne sosyal medyada adı geçiyor, nede başka bir yerde. Sanki hiç doğmamış gibi” dedi

 

“ aile nasıl biri” dedim

 

Mert “ Azat bey ve ailesi Mardinli iki tarafta. Kendisi asker rütbesi Albay. Eşi Avukat Melek adı. Azat beyin kardeşleri var Polat Akel abisi, Altan ve Ali Demirhan kardeşi” dedi

 

“ peki Polat’ın soy adı neden farklı” dedim

 

Egemen “ üvey kardeş oldukları söyleniyor. Ne kadar doğru bilinmiyor”

 

Mert “ dışarıdan bakıldığında iyi aile gibiler. Ancak hep bir yas havasındalar. Koray’ın hiç güldüğünü görmedim yada doğum gününü kutladığını da duymadım” dedi

 

Egemen “ Birde yengeler var Altan beyin eşi Begüm, Ali beyin eşi ise Selma. Çocukları da var tabi. Ali beyin Kenan, emir ,eren. Emirle aynı sınıftayız ama görmemiş olman normal bir süredir gelmiyor. Eren lise ikide Kenan ise avukat. Ayrıca Ali beyin eşi de doktor.” dedi

 

Mert “ Altan beyin üç oğlu var Demiralp 29 yaşında restoranı var, Alper 14 yaşında lise bir, Merthan Deniz 5 yaşında kreşe gidiyor. Ayrıca Altan beyin eşi de eski polis” dedi

 

“ Siz bu bilgilerin hepsini nereden biliyorsunuz?” dedim

 

Mert “ tabi ki bazılarını internetten, bazılarınızda dedikodu sayfalarından buluyoruz kızım nerden bilelim başka” dedi

 

“ Dedikodu sayfası mı?” dedim

 

Mert “ tabi orada ne dedikodular dönüyor bir bilsen bir ara anlatırım” dedi

 

Egemen “ konuya dönelim şimdi ne olacak?” dedi

 

Derin “ şimdi beni iyi dinleyin. Önce sana geçen ödünç verdiğim tarağımı hatırlıyor musun Mert?” dedim

 

Mert “ evet bende kalmış” dedi

 

“ hiç kullandın mı?” dedim

 

Mert “ hayır hala çantamda” dedi

 

“ Güzel o halde Koray’a yaklaşmanızı istiyorum” dedim ve planımı anlattım.

 

Egemen “ emin misin?” dedi

 

“Hiç bu kadar emin olmamıştım” dedim

 

Zaman geçiyordu ki kaçırılmam olmuştu evet bir teröristler tarafından kaçırılmadığım kalmıştı o da oldu.

 

Hastanede uyurken yanıma gelen birini duymuştum ilacın etkisi yüzünden hala uyanamamış olsam da sanki kafamın içinde bir konuşuyordu. Ve bu ses daha önce duymadığım birine aitti. O anda tekrar uykuya çekildim sanki.

 

Ancak bir süre sonra etraf aydınlandı. Küçük bir odadaydım her yer rutubetten mahvolmuş duvarlar sökülmüştü. Küçük bir kız duvarın sağ ol en arka tarafına tavandan eleri zincirlenmişti.

 

Henüz bir kaç yaşlarında bir çocuktu bu? En fazla 4 yada beş. Sapsarı saçları yemyeşil gözleri, küçücük boyu bu kız rüyamdaki kızla aynı!

 

Kapalı olan kapıdan kilit sesi geldiğinde, yüzünü net seçemediği bir adam geldi. Ama her halinden yaşlı olduğu belliydi. Çünkü elinde bastonu bile vardı.

 

Yaşlı adam “ Uyanmış mı benim küçük şeytanım” dedi sertçe kızın kolundan tutup kaldırdı.

 

Engel olmak istedim ancak sadece kafamı çevirebiliyordum.

 

Kız göz yaşlarını akıtarak kafasını sağa sola salladı.

 

Neden konuşmuyordu?

 

Yaşlı bunak gülerek “ işte böyle yola geleceksin ama sana iyi bir haberim var yakında öleceksin. Ve bu” derken etrafını göstererek “ çileden kurtulacaksın” dedi

 

Bir adam daha girdi “ efendim telefon size” dedi yaşlı bunak kızı sertçe yere bıraktığında, kız yere düşerek, acıyla inledi. Yaşlı adam ise adamına döndü” buna bu akşam yemek yok. Küçük şeytan aç kalmayı öğrensin. Hem biraz zayıflar çok kilo almış son zamanlarda” diyerek odadan çıktı.

 

Kilo mu bu kız eriyip gidecekti nedeyse ne kilosu. Yaşlı adam gider gitmez koruma hızla kız yaklaştı “ iyi misin. Özür dilerim, özür dilerim böyle olmamalıydı seni korurum sandım ama yapamadım bir yolunu bulacağım tamam mı?” dedi kız ağlarken kendisine çekip sarıldı “ bak sana çikolata getirdim” dedi. Adamın gözleri doluydu, ağladı ağlayacak gibiydi.

 

Kız korkuyla geri çekildi “ hayır, hayır kimse bir şey diyemez merak etme. Kimsenin haberi yok al hadi. Hem acıkmışsındır. “ diyerek kıza uzattı. Kız titreyen eliyle zorda olsa çikolatayı açtı. Elleri zincirli olsada çikolatayı açabilecek şekildeydi. Ve kız hızla yedi o kadar acıkmış ki resmen saniyeler içinde bitirdi. Bu yaşlı bunağın bu küçük kızı günlerdir aç bıraktığı belliydi.

 

Sonrası ise adamın kızı teselli edip güldürmeye çalışmasıydı. Ancak anladım ki kız konuşamıyordu.

 

Hastane sonrası Egemen ve Mert’in geldiği zaman.

 

Mert’in ani sarılışında Derin’e uzattığı gizli kağıdı, Derin gizlice aldı. Sorasın da Derinin odasına çıktı akşam olduğunda ise Erez’in gelmesiyle, Derinin her şeyi ona anlatmak istemesi.

 

Erez “ beni çağırmışsın prenses” dedi

 

“ Erez seninle bir şey konuşmalıyım” dedim

 

Erez “ bende seninle ve bunu saklamak istemiyorum sen benim arkadaşım, kardeşim, kan ikizimsin seninle aynı gün doğduk” dedi ve bildiği her şeyi anlattı. Abimlerin konuşmasını babamın onu Alaz’la beraber dışarı çıkacakken yanına çağırıp ağzından laf almak için uğraşması yüzünden bizimle gelememesini, her şeyi anlatmıştı tabi bende ona.

 

Erez “ emin misin? Ya yanılıyorsan?” dedi

 

“ Bilmiyorum Erez ama bu zarfta her şey belli olacak” diyerek zarfı açtım.

 

Erez yanıma gelip sesli bi şekilde okudu “ Koray Arsen Demirhan ve Derin Doğayla kardeşlik bağı %99.99 uyumudur” dedi

 

Bu testi Mert’in bir tanıdığı yaptığı için rahattık. Ancak testin gerçek sonucunun canımı yakacağını biliyordum.

 

 

Gece saatleri,

 

Kapkaranlık rutubetli olaydaydım yine küçük kız yine zincirle bağlıydı tavana.

 

Karşısındaki adam ona bir çok şey söylüyordu.

 

Yaşlı bunak “ görüyor musun küçük şeytan? Ailen seni unuttu bak” dedi

 

Karşı duvardan yansıtılmış mutlu aile tablosunu gösterdi kimdi bunlar?

 

Yaşlı adam kız döndü “ Küçük Asel’i ailesi unutmuş” dedi

 

Asel?

 

Asel?

 

Asel bu o Korayın ikizi.

 

Yani benmişim…

 

Bu benim yaşadıklarımdı…

 

Yaşlı bunak “ gördün mü küçük şeytan” diyerek küçük kızın kafasına parmağıyla vurarak “ senin ailen yok” dedi sertçe

 

O gece sabaha kadar o kıza, yani bana gülen öz ailemin mutlu aile tablosunu son ses açarak izletti. Beynimin içinde kahkaha sesleri hiç gitmedi. Ancak hiç birinin yüzünü tam seçemiyordum. Ne beni korumaya çalışan korumanın ne de o yaşlı bunağın. Uyandığımda ise tamamen unutuyordum.

 

Sabah ani uyanmamla yaram acımıştı, ancak bu gördüklerimin bir rüya olmadığını anlamıştım. Bu aile beni hiç ismemişlerdi gördüklerim bunu gösteriyordu.

 

İlerleyen zamanlarda bu tür kabuslar devam etti. Yaşlı bunak her seferinde öz ailemin mutlu anlarını son ses açıp bana izletti ellerim hep zincirliydi git gide daha da zayıflıyordum. Ama hala konuşamıyordum.

 

Zaman geçti Demirhan ailesiyle ilk karşılaşmalarımı yaşadım ilk en büyük abimle karşılaştım ve günümü onunla geçirdim. İyi gibi biriydi.

 

Gerçektende öyleydi. Gülerek ailesiyle konuşan küçük Agah gözlerimin önüne geldi.

 

Başımı sağa sola salladım ve kendime geldim.

 

Biraz daha zaman geçtiğinde Amcalarım ve öz babam, annemle tanıştım. Yalan yok birlikte büyüseydik net amcama aşık olurdum tam mafya tipi ikinci en sevdiğimdi aslında bazen birinci oluyordu.

 

Zaman geçmeye devam ederken bu durumdan artık Alaz’ında haberi vardı. Ve yardım etmek istemişti. Bir de ondan dinlemiştim aileyi. İyi biri gibi anlatıyordu ama o mektup ve benim hatırlamaya başladığım geçmişim pek olanak vermiyordu iyi olduklarına.

 

Mardin’den artık ayrılmış İstanbul’a gelmiştik geldiğimiz ilk günlerde Demirhanların yemeğe geleceğini öğrendik. Sakin karşıladık ve bilmiyormuş gibi yapmaya devam ettik Erez’le .

 

Sakin geçen yemek sonrası ebelerine kadar tanıdığım ailenin kendisini tanıtmasını dinledim. Ama sonrasında Miran abimin aniden bana bağırmasıyla işer değişti. Küçüklüğümden beri yüksek sesten korkardım ancak sebebini şimdi anlıyordum. O yaşlı bunak bana son ses öz ailemin mutlu hallerini izletmesi, sürekli bağırması gibi daha birçok neden vardı. Ancak Miran abimin bana bağırması kalbimi kırmıştı sonradan pişman olduğunu fark etsem de , hızla eve girdim. Arkamdan Erez de geliyordu. Erez beni sakinleştirmeye çalışırken dışarıdan yüksek sesli bağırma sesleri geliyordu. Bir süre sonra sesler kesildi odamın kapısı çalındı ancak ben açmak istediğim için Erez açtı. Miran abim gelmişti ve ben onunla şu an konuşmak istemiyorum.

 

Günümüz Yazar anlatımı,

 

Not: sadece öz ailesini öğrendiği kısım anlatmıştır. Derin rüyalarını anlatmamıştır.

 

Herkes şok olmuş şekilde bakıyordu küçük kıza. Agah ise bir o kadar da gurur duyarak.

 

Derin “ siz bana yalanlarınızı sayarak kırılmamı sağlarken, ben sizin bana her şeyi anlatacağınıza o kadar emindim ki bekledim” dedi hüzünle babasının gözlerine bakarken “ ama anlatmadınız, her gün daha çok kırılırken bekledim, yine yoktunuz. Belki kırılmaya hakkım yoktur nasılsa öz kızınız değilim” göz yaşlarıyla dolu olan gözlerini babasının dolu gözlerinden çekmeden konuştu.

 

Murat bey sertçe “ Ne o kağıt parçası önemli, nede kan bağı. Sen benim kızımsın ve bu gerçeği kimse değiştiremez!” dedi

O onun kızıydı hiçbir zaman kan bağına bakmamıştı. Hatta kızı geldiğinde tam bir aile olduklarını hisseti Allah onlara bir kız evlat vermemişti. Ancak sanki kalplerinin ortasına yerleşecek bir kız göndermişlerdi. Onlar kan bağını değil can bağını önemsedi.

 

Meriç ilk gördüğünde kardeşini bir periye benzeti.

 

Miran Ay’a

 

Meltem yuvalarına gelen bir ışığa.

 

Murat güzel günlerinin getireceği bir meleğe.

 

Sonunda ise güzel günler gelmişti ancak bir hatayla her şeyin mahvolmasına izin veremezdi. Ne olursa olsun kızının gönlünü alacaktı.

 

Güzel kızını kaybetmeyi göze alamazdı.

 

Derin ise çok kırılmıştı. Ailesini nasıl affedecekti?

 

Affedecek miydi?

 

Peki ya öz ailesi ile arası nasıl olacaktı?

 

Hiçbirinin cevabını kimse bilmiyordu. Ancak neler olacağını hep beraber görecektik.

 

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı?

Güneşli Günler dilerim…

Bölümler artık perşembe günleri sabah vakti gelecek çizgi stüdyoda bulunan tüm bölümler düzenlenip buraya aktarıldı.

Loading...
0%