@demirhan_asel
|
Derin Doğa'nın Anlatımıyla,
"ya abi bıraksana kafamı"
"sus bücür yapıyoruz işte istediğin gibi saçını" şuan nemi oluyor, Meriç abim saçımı örmeye çalışıyor, ama bence yoluyor bildiğin.
Sinirli bir nefes verip "bırak abi ya Miran abim yapar sen canımı yakıyorsun" dedim ama pişman oldum suratı düştü hemen oturduğum yerden ona dönüp yanaklarını kocaman öptüm "oy üzülmüşümü? benim canım abim kıyamam ben ona" diyerek yanaklarını sıkmaya başladım. Yanaklarının sıkılmasından hoşlanmaz, tabi bide sulu öpücüklerden de "bıraksana kızım yanaklarımı" diyip elerimi çekmeye çalıştı, biryandansa laf yetiştiriyordu "hem Miran abim hiç saç öremez kızım. Babamı desen anlarım. Adam her şeyi yapıyor maşallah. Misal benim gibi yakışıklı, çekici, her şeyi en iyi şekilde yapan bir abi-"
sözünü tamamlayamadan babam odamın kapısında belirdi "Bide laftan anlamayan, her şeyi ters yapan, kavgacı, sürekli kız peşinde koşan, hiç yardımcı olmayan, aklı fikri alavere dalavere olan, bir çocuk evet haklısı bu sensin oğlum" dedi babam tek kaşını kaldırmış, yarım ağız gülerek, alaylı bir şekilde, odamın kapısına kolunu yaslamış bir şekilde.
O sırada Miran abim ve annem kapıda belirdiler. Meriç abim annemi görüdüğü anda "anne bir şey de kocana. En yakışıklı, en mükemmel oğlun ben değimliyim?" diye annemin yüzüne bir umut bakmaya başladı.
Ama annem abime hiç pas vermeyip, masamın üstünden çilek desenli tokamı aldı "al canım bunu tak" diye babama uzattı. Abim tam umudu kesecek iken annem abime kafasını çevirip "Ayrıca sana gelince Meriç. Sen hiç aynaya baktın mı? yada abine baktın mı?" diye sorunca abimin yüzü öyle bir hal aldı ki gülmeye başladım. Miran abim, Meriç abim'in omzuna elini koyduğunda "Üzülme aslanım. Bir gün belki benden daha yakışıklı olursun. Ama rüyanda" dedi göz kırpıp yanıma geldi anlımdan öpüp anneme döndü "hadi kahvaltı edelim de Derin ve Erez okula geç kalacak yoksa" herkes abimi onayladıktan sonra odadan çıkıyordu. Babamsa sonunda saçımı yapmayı bitirmiş olacak ki tokayı takıp, ayağa kalktı ve Bizde kahvaltıya indik, hızlı bir şekilde kahvaltımızı yaptık. Bizi babam bırakacaktı bu sefer.
Arabaya binip yola çıktık, şarkılar açıp söyleyerek, okulun önüne geldik. Arabadan tam inecektik ki babam bize döndü "öğleden sonra okul toplantınız var. Bir sıkıntı olmasa ben geleceğim. Ama gelemesem abilerin den biri yada annen gelir. Haber ederim güzel kızım" diyip anlımdan öptü "hadi iyi dersler size ve sakın sorun çıkartmıyorsunuz" dedi
Ah kesin annem tembihlemesini bizi istemiştir. Babamdan ona nasıl baktıysam "bakma öyle sultanım ne derse o" dedi ve göz kırptı. Bizde hemen arabadan inip, okula girdik. Sınıfa girdiğimizde, yerlerimize geçtik. Egemen biraz geç gelicekti herhalde. Bu çocuk çok uykucuydu. Kesin uyuya kalmıştır nitekim öylede oldu Egemen ders başladıktan tam 20 dakika sonra geldi.
Ders matematikti ve hoca sınıftan bir öğrenciyi tahtaya kaldırmış çözmesini istiyordu. Ama çocuk soruya öyle bir bakıyordu ki sanki bu matematik değil başka bir şeydi hoca çocuğa "evladım niye soruya öyle bakıyorsun? çözsene. Öyle bakınca yok mu olacak sanki soru? yada kendi kendine mi çözülecek?" çocuk hocaya dönüp bu arada adı Teoman'mış "hocam belki kendi kendini çözer. Yoksa ben bu sorunun cevabını çözebileceğimi sanmıyorum"
sınıftaki herkes gülmeye başladı bende dahil. Mert önümüzdeki sıradan oturuyordu o hemen atlayıp " hadi lan çöz o soruyu ben de senin iki hafta notların tutacağım lan" dedi gülerek Teoman Mert'in ciddi olup olmadığına baktı ve ciddi olduğunu görünce başını sallayıp soruya tekrar döndü ciddi bir şekilde soruyu tekrar incelemeye başladı. "çocuğum saçmalamayın. Otur sende yerine Mert" bize dönüp "gülmeyin sizde " Teoman dönüp "tamam yapamadıysan geç yerine ben göstereyim nasıl çözüldüğünü. Bir daha kine sen yaparsın" dedi
Teoman hocaya dönmeden "5" dedi hoca ne dediğini anlamak için Teoman'ın yüzüne baktı. Bunu gören Teoman ise "cevap 5 hocam"
Hoca önce bir şaşırdı, bu sırada Mert hocanın yanlış cevap demesini bekliyordu. Ama beklediği gibi olmadı. "nasıl yaptın sen bunu, hani yapamıyordun?" diye sordu
Teoman omuz silkip "doğrumu peki hocam" cevap herkes hocanın ağzından çıkacak cevabı bekliyordu "doğru aferin" bunu duyan Teoman gülümsedi ve Mert'in gözünün içine bakarak sırasına geçerken "duydun Mert doğruymuş. İki hafta matematik notları senden"
Tüm sınıf Teoamanı alkışladı bense Metr'e doğru kafama uzatım ve "salaksın oğlum sen böyle bir iddiaya girilirimi? hele Teoman ile oğlum o çocuk tam bir şerefsiz çıkarı yoksa hiç bir şey yapmaz zaten" Mert ağzı açık bir şekilde olan transından çıkıp bize döndü "nebiliyim oğlum ben böyle olacağını bilseydim girer miydim iddiaya?" dedi çok fena bozulmuştu Mert.
Erez "çekicesin abi cezanı. İki hafta hiç tutmadığın kadar not tutacaksın matematikten" dedi.
Egemen "hem fenamı abi. Bu sayede matematikten bir şeyler anlarsın belki" diye gülmeye başladı. Mert bozulmuş bir şekilde "bari siz yapmayın abi ya. Zaten almışım belayı. Ben matematik dersinde uyurdum hep" ofladı ve "şimdide notumu tutacağım yani" bense "yapacak bir şey yok" dedim
Hoca "çocuklar Koray nerde? Kendisini bugün hiç görmedim" diye sordu arkamızda oturan çocuk "o biraz rahatsızlandı hocam ondan yok" dedi nedense buna pek inanmadım. Zaten garip bir çocuktu. Gözünü hiç benden ayırmıyor, nereye gitsem ordaydı. Tuhaf bir şekilde ondan rahatsız olmuyordum. Sanki daha önce onu tanıyordum. Ama emindim tanısam hatırlardım ve anılarımda o çocuk yoktu.
Hoca çocuğa bakıp "kötü bir şeyi yok değil mi?" dedi
Çocuk" yok hocam biraz rahatsızdı sadece" dedi
Hoca ise "tamam Ata geçmiş oldun dileklerimi iletirsin arkadaşına. Ayrıca notları da vermeyi unutmayın. Geri kalmasın dersten arkadaşınız" dedi
Adının Ata olduğunu öğrendiğim çocuk hocayı onayladı ve tam o an zil çaldı.
Şimdi veli toplantısı vardı bu toplandı nerden bilebilirdim ki hayatımı değiştireceğini.
Bölüm sonu. Bölüm hakkındaki düşünceleriniz? |
0% |