Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@demirhan_asel

6 Ay önce,

YazarAnlatımıyla,

 

Kardelen sanki bir boşlukta süzülüyor gibiydi. Her yer karanlık göz görmüyordu.

 

Ancak boşlukta süzülürken bir anda sarsıldığını hissederek, karanlık etrafa bakmak yerine, gözlerini sıkıca kapadı.

 

Bir anda süzülmek yerine iki ayağının üzerine düştüğünde, dengede durmakta zorlandı.

 

Gözüne vuran ışık huzmesiyle gözlerini yavaş bir şekilde açmaya başladı.

 

Karşısında gördüğü manzara ise, güneşin kızılığında oyunlar oynayan bir çocuk ve bir adamdı.

 

Kardelen nerdeydi?

 

Bu çocuk ve adamda kimdi?

 

Kafası karışmış bir şekilde yüzünü seçemediği çocuk ve adama bakmaya devam etti.

 

Bir süre sonra çocuk ona döndü ancak Kardelen yüzünü hem mesafeden hem de sadece güneşin kızılığının aydınlatıcı ışığı olduğundan seçemiyordu.

 

Çocuk bir anda bağırarak “ANNE!” dediğinde

Kardelen afalladı bu çocuk da kimdi?

 

Neden ona anne diye bağırıyordu?

 

Çocuk bir kez daha bağırarak “ANNE HADİ GEL SENİ BEKLİYORUZ!” dedi

 

“HEM BABAMDA SENİ ÇOK ÖZLEDİ AMA BEN DAHA ÇOK ÖZLEDİM ANNE!” dedi babasına baktığında.

 

Babası mı?

 

Ama Kardelen hiç evlenmemişti ki?

 

Evlenmiş miydi?

 

“mea bullet seni bekliyoruz oğlumuzla” dedi o adam.

 

Adamın yüzünü seçemese de güldüğünü hissetmişti sanki.

 

Neler oluyordu?

 

Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı.

 

Gözlerimi kısa süreliğine kaptığımda, açtığım anda sanki yerime sabitlendiğimi hissetim. O çocuk ve adam gidiyordu.

 

“mea bullet her daim seni bekleyeceğim.” Dedi

 

Barkın endişeyle sevdiği kadının elini tutuyordu.

 

Saatler geçti ancak hala uyanmamıştı.

 

Endişeliydi sevdiği kadını kaybetmek istemiyordu. Sevdiği kadının gözlerini açmaya çalıştığını fark ettiğinde heyecanla gözlerini açmasını bekledi.

 

Kardelen nihayet gözlerini açtığında Barkın koşarak doktor bulmaya gidecek iken sevdiği kadının anlından öptü “çok şükür” diyerek odadan çıktı.

 

Kardelen ise şaşkındı.

 

Bu anlını öpende kimdi ve onu neden öptü?

 

Ayrıca neden etraf karanlıktı?

 

Barkın doktorla birlikte hızla odaya girdi.

 

Sevdiği kadının yanına giderek, elini iki eliyle sıkıca tutu.

 

Kardelen ise elini çekmek istiyordu çünkü bu kişinin kim olduğunu bilmiyordu endişelenmeden de edemiyordu.

 

Barkın ise bunu fark edemeyecek kadar telaşlıydı.

 

Doktor hastanın yanına geldi ve kontrol etmeye başladı, bir yandan da sorular soruyordu.

 

Kardelen ise ona aniden bir kişinin daha dokumasıyla gerildi.

 

Doktor “Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Kardelen hanım” dedi sakince.

 

Kardelenin kaşları çatıldı ve sesin geldiği yöne döndü “siz kimsiniz? Kardelende kim?” diyerek hızla kendini hem doktorun temasından hem de Barkın’ın temasından kurtardı.

 

Barkın şaşkınca sevdiği kadına bakarak “sevgilim?” dedi endişeyle. “iyi misin?” diye devam etti.

 

Kardelen telaşlaş ve korkuyla “sende kimsin, neden elimi tutuyorsun? uzak dur benden!” dedi

 

Barkın’ın kalbi o anda sıkışmaya başladı. Ne yani sevdiği kadın onu hatırlamıyor muydu?

Doktora döndü hemen “Doktor bey neler oluyor karım neden benden uzak durmak istiyor” dedi

 

Doktor “Baştan beri böyle bir şeyden şüpheleniyorduk ancak beklemediğimiz şey. Kardelen hanımın hem görmemesi hem de yaşadığı her şeyi hafızasından silmesi” dedi sıkıntıyla.

 

Barkın “Ne demek göremiyor?” dedi kekeleyerek.

 

Sevdiği kadın hem onu unutmuş hem de göremiyor muydu?

 

Doktor üzgün gözlerle baktı karşısındaki adama “Maalesef” dedi

 

Barkın “Peki geçecek değil mi? Tekrar görecek ve her şeyi hatırlayacak?” dedi

 

Doktor “geçici olduğunu düşünüyorum ancak birkaç test yapmalıyım. Açıkça söylemek gerekirse gözlerinin görmemesi bize de sürpriz oldu. Biz sadece hafıza kaybı yaşamasından şüpheleniyorduk ki” dedi Kardelenin kafasında bulunan sağrılara baktı sonra ise boyunun da ki boyunluğa. “ Şu an görüyoruz ki beklediğimiz gibi olmadı” dedi

 

Barkın “tamam, tamam ne gerekirse yapalım eşim için ne gerekirse hemen yapalım” dedi göz yaşlarını tutmaya çalışırken.

 

Doktor “Ellbette hemen testlere başlayacağız” dedi

 

Kardelen “ben test falan istemiyorum gidin buradan” dedi korkuyla.

 

Barkın eşinin duvara bakan yüzüne baktı sonrasında ise yorganı sıkı bir şekilde tutan ellerine. Yavaşça eşinin elinin üstüne elini koydu ancak Kardelen hızla elini çekti. “uzak dur benden” dedi

 

Barkın sevdiği kadının elinin üstüne tekrardan koydu elini. Ancak bu sefer iki eliyle sıkıca tutu.

 

“Yapma böyle bebeğim seni böyle görmek kalbime hançer saplamaktan başka bir şey yapmıyor. Bırak sana kim olduğumu anlatayım bırak tekrar biz olalım” dedi Kardelen hızla elini çekmeye çalışarak “istemiyorum senin kim olduğun umurumda bile değil gitmek istiyorum bırak beni” dedi korkudan titreyen sesiyle.

 

Barkın bırakmadı sevdiğinin elini “Asla! Duydun mu? asla bırakmam seni ben sevdiğim kadını bırakacak adam değilim!” dedi sertçe.

Kardelen daha da korkuyordu gitmek istiyordu bu adam onu korkutuyordu.

 

Ancak gitse ne yapacaktı?

 

Nereye gidebilirdi?

 

Hiçbir şey hatırlamıyordu.

 

Üstelik sadece hatırlamakla da kalmıyor, göremiyordu?

 

Nasıl bu hale gelmişti?

 

Barkın sevdiği kadınını korkuttuğunu fark ederek daha sakin çıkan sesiyle “Bak biliyorum hatırlamıyorsun ancak ben senin aşık olduğun adamım. Biz seninle evliyiz.” Dedi sonra heycanla “hatta bi oğlumuzda var” dedi

 

Kardelen oğlumuzda var lafından sonra aniden adama döndü “oğlumuz?” dedi

 

Barkın sevdiği kadının dikkatini çekebilmesine sevinerek konuşmaya başladı “evet oğlumuz Ömer Ali” dedi “Senden benden bir parça. Aşkımızın meyvesi. Hep bu anı bekledik kardelen oğlumuzda bende seni bekledik” dedi sonda hüzünle.

 

Seni bekledik.

 

Bu cümle ona rüyasını hatırlattı.

 

Bu adam doğruyu söylemiş olabilir miydi?

 

Gerçektende evlenmiş miydi?

 

Babamla seni bekliyoruz anne.

 

Oğlumuzla seni bekliyoruz.

 

Kardelen o an beklide saçma bir karar vererek o adama inanmak istedi. Belki de doğruyu söylüyordu kim bilir?

 

Kardelen titrek sesiyle “o- onu görebilir miyim?” dedi

 

Bakın heyecanla “elbette elbette görebilirsin hemen getiriyorum oğlumuzu. O da çok üzüldüğü için ağlamasını görmeni istemedi. Bu yüzden dışarıda bekliyor. Hemen getiriyorum” dedi ve gülümseyerek odadan çıktı. Eşi ondan uzaklaşmadan bir şey istediyse hemen yapardı.

 

Kardelen bekledi bir süre bu adamının davranışlarını tartı. Belli ki doğruyu söylüyordu. Ama yinede hemen güvenemezdi tetikte olmalıydı.

 

Barkın oğlunu bahçede bulduğunda hemen kolundan tutuğu gibi “Hadi Ali annen bekliyor” dedi

 

Ömer babasının ona Ali demesini bile takmadan heyecanla sordu “o iyimi annem iyi mi?” dedi.

 

Barkın oğlunun o gelmeden önce konuştuğu adamın onlara baktığını fark edince sertçe ona baktı. Sonra oğluna döndü yumuşak bir şekilde “evet uyandı ve bizi bekliyor oğlum” dedi

 

Ömer Ali hızla babasının elinden kurtuldu, annesinin kaldığı odaya koşmaya başladı.

 

Annesi iyiydi iyeleşmişti. Aklına not etti beş tane çocuğa çikolata ve şekerlerinden vermeliydi sonuçta annesi iyileşmişti.

 

Barkın son kez karşısındaki o adama sertçe bakarak oğlunun peşinden gitti.

 

Ömer Ali hızla annesinin kaldığı odanın kapısını açarak sarılacak iken babası onu aniden kucakladı.

 

“Yavaş oğlum annen daha yeni iyileşiyor” dedi endişeyle.

 

Kardelen ani kapı açılmasıyla yerinden sıçramıştı. Ancak o adamın sesini duyunca bir nebzede olsun kendini rahatlatmaya çalıştı.

 

Barkın oğlunu yere bıraktığında, Ömer Ali “Anne iyi misin?” dedi

 

Küçük bir çocuk olabilirdi ancak oldukçada zekiydi. Annesinin iyi olmadığının da farkındaydı.

 

Kardelen ne cevap verecegini bilemedi. Bunu fark eden barkın oğlunu önünde eğilerek, kollarını tutup ona bakmasını sağladı “oğlum annen biraz hasta “ dedi

 

Ömer Ali şaşkınca baktı babasına “hasta mı? Ama iyi demiştin yinemi yalan söyledin.” dedi.

 

Annesinin iyi olmadığının farkındaydı ancak nesi olduğunu bilmiyordu.

 

Barkın sabırla cevapladı oğlunu “o bizi hatıllamıyor ve” derken Ömer Ali telaşla babasının sözünü kesti “annem beni hatırlamıyor mu?” dedi gözleri dolmuştu.

 

Barkın oğlunu sakinleştirerek “evet hatırlamıyor ama hatırlayacak geçiciymiş” dedi. Bunu duyan Ömer Ali bir nebzede olsun rahatlamıştı ancak bu rahatlama babasının sözlerini devam ettirmesiyle tuzla buz oldu. “Aynı zamanda göremiyor da oğlum bu yüzden dikkatli olmalıyız” dedi.

 

Ömer Alinin küçük kalbi babasının sözleriyle sıkışmaya başladı. Canı yanıyordu. Annesi bir daha onu göremeyecek miydi?

 

Ali’m diyemeyecek miydi?

 

Peki uslu bir çocuk olsa?

 

Oyuncaklarını dağıtmasa, yemeğini yese, annesinin dediği zamanda uyusa?

 

Annesi onu hatırlar mıydı?

 

Tekrar görmeye başlar mıydı?

 

Şu anda nerde olduğunu bile göremeyen annesi tekrar sevgiyle bakar mıydı?

 

Barkın göz yaşlarının akmasını önlemeye çalışan oğlunu hafif bir şekilde sarsarak dikkati kendisine çekti “tamam mı oğlum anneni üzmemeliyiz” dedi

 

Ömer Ali yavaşça başını sallayarak babasını onayladı, bunun üzerine Barkın oğlunun kollarını bırakarak, ayağa kalktı “sevgilim oğlumuz Ömer Ali’yle tanış” dedi

 

Kardelen sesin geldiği tarafa bakıyordu ancak hiçbir şey göremiyordu.

 

Ne olur nasıl olur bilinmez ancak Barkın sevdiği kadını bırakmaz bırakamazdı. Onu ondan almaya çalışan herkesin eceli olmaya hazırdı.

 

Eşine her şeyi sabırla anlatmaya, hatırlatmaya hazırdı.

 

Umuyorlardı ki eskisi gibi bir aile olabilsinler.

 

Ama Barkın bir şeyden emindi ki eskisinden daha güçlü bir aile olacaklardı.

 

Bölüm sonu.

 

Barkın?

 

Kardelen?

 

Ömer Ali?

 

Siz kardelenin yerinde olsanız ne yapardınız?

 

Bölüm nasıldı?

Loading...
0%