@demirhan_asel
|
Yazar Anlatımıyla, Kardelen gece susadığı için aniden uykusundan uyanmıştı. Etrafın karanlık olmasıyla ve gözlerinin görmediğini unutarak, ayağa kalktı hiç düşünmeden uyku sersemi haliyle mutfağa inmeye çalıştı. Ancak pekte başarılı olduğu söylenemez. Çarpa çarpa da olsa bir şekilde mutfağa vardı. Hala uykusu açılmadığı için hiçbir şeyin farkında değildi. Etrafın gece olduğu için karanlık olduğunu sanıyordu. Barkın ise derin bir uykunun içindeydi. Henüz eşinin yanından ayrıldığının bile farkında değildi. Kardelen el yordamıyla sürahiyi ve bardağı tezgahın üstünden bulmaya çalışırken, ani bir şekilde sürahi yere düşerek, gürültülü bir ses çıkardı. Sürahinin kırılma sesi sesiz evde yayıldı. Bu yüksek ses nedeniyle Barkın aniden sıçrayarak uyandı. Eşinin yanında olmadığını fark eden Barkın, hızla sesin geldiği yeri takip etti.
Mutfağa girdiği anda yere çökmüş, dizlerini kendine çekmiş, ağlayan eşini görür görmez yanına çöktü. Kardelen ise ağlamaya devam ediyordu. Oysa sadece bir su içmek istemişti… Barkın ağlayan eşine sıkıca sarıldı. “ ağlama. Ağlama, sen ağlarsan ne yapsın bu Barkın. Sen ağladıkça şu yüreğim nasıl acıyor sevgilim. Lütfen ağlama.” dedi acıyla. Sevdiği kadın ağlıyordu ve o hiçbir şey yapamıyordu O gece Kardelen ağladı, Barkın teselli etti, Ömer Ali ise annesinin ve babasının acı çekişini mutfak kapısına saklanarak izledi, küçük gözlerinden göz yaşlarını döktü.
Ömer Ali ise çoktan anne ve babasına görünmemek için sabahın ilk ışığı çıkmaya başlarken odasına gitti.
Barkın o an bir söz verdi. Ne olursa olsun sevdiği kadının iyi olmasını sağlayacaktı!
Artık bir şeyler yemesi gerektiğini düşünerek sakince sevdiği kadının saçlarını okşayarak uyandırmaya başladı. “ Bebeğim, sevgilim. uyanmalısın artık.” Kardelen rahtsızca yerinden kıpırdandı, Barkına arkasını dönerek uyumaya devam etti. Barkın karısının bu haline gülümserken “Sevgilim eğer kalkmaz isen oğlumuz aç kalacak. Henüz oğlumuzun da bir şey yemediğini eminim ve aç olduğuna da eminim.” dedi gülümserken. Kardelen ilk baş neler olduğunu anlamasa da hafızası bir bir yerine gelmeye başladı. Bu adamın kim olduğunu ve oğlumuz diye bahsettiği çocuğu hatırladı. 1 hafta önce kendisine kocası olduğunu tanıtan ve hiç yanından ayrılmayan adamdı. Sonra gece yaşadıkları olay geldi gözlerinin önüne. Göremediği için bir bardak suyunu bile içememişti. Acıyla gülümsedi. Aciz bir insandı o. Yanında ki adama sadece acı verecekti. Barkın sevdiği kadının artık uyandığının farkındaydı. Ancak düşüncelere dalmış olduğunu da fark etti. Bu yüzden daha fazla üzülmemesi için “ eğer hemen kalkarsan sana en sevdiğin çikolatalı krepi yaparım” dedi
Barkının ne yapmaya çalıştığını anlayan Kardelen oyununa dahil oldu “ Hımm çikolatalı krep bayılırım.” dedi gülümsemeye çalışarak. Barkın sevdiği kadını kolları arasına çekerek “ Bende sana bayılırım sevgilim” dedi aşkla. Kardelen utanmıştı. Hızla yerinden kalkarak “Ben çok acıktım hadi gidelim hem Ömer’de acıkmıştır.” dedi
Ömer Ali annesinin ona her zaman Ali dediği için diğer ismiyle seslenmesinden pek hoşlanmazdı. Ama bir başkası Ali derse kıyameti kopartırdı. Bu isim sadece Kardelen kokulu annesine özeldi. Kardelen gülümserken “ Haklısın” dedi Barkın ayağa kalktı ve karısına yaklaşarak yatağa tekrar oturmasını sağladı. “ Sen otur sevgilim ben şimdi ikimizi de giydireceğim” dedi Kardelen utanmıştı itiraz etmek için ağzını açacaktı ki, Barkın “Merak etme sevgilim sadece yardım edeceğim. Hem biz karı kocayız bu yüzden utanmana gerek yok” dedi Kardelen, Barkın’ın ona yardım etmesini istemiyordu ancak sesini de çıkaramıyordu. Barkın odalarında bulunan giyinme odasına girdiğinde eşine ve kendine kıyafet seçmeye başladı. Barkın bağırarak “Sevgilim çiçekli kazağını mı, yoksa gri kazağını mı giymek istersin?” dedi. Kardelen ona sorulan soruyu düşünmesine gerek kalmadan cevapladı “Fark etmez” dedi “nasıl olsa göremeyeceğim” diye devam etti fısıltıyla. Ancak Barkın onun son dediğini duyamadı. Barkın koyu mavi dar kot pantolon ve çiçekli kazağı alarak, odaya döndü. Kıyafetleri Kardelenin yana bıraktığında “Şimdi gidip kendime de kıyafet seçmeliyim” eşinin saçlarından öptü “Sen kımıldama bir yere” dedi Kardelen gülümsemekle yetindi. Zaten kalkıp nereye gidebilirdi ki? Göremediği için nereye gidebilirdi ki, yada gidecek bir yeri mi vardı. Kör ve hiçbir şey hatırlamayan aptal ve zavallı biriydi o. Barkına sadece acı verecekti. Barkın giyinme odasından kendine de bir takım elbise seçti. Ne kadar Kardelenden ayrılmak istemese de işe gitmek zorundaydı. Barkın, Kardelenin yanına döndüğünde “hadi bakalım ikimizin de üstünü değiştirmesi lazım” dedi Kardelenin ve kendi üstünü değiştirdiğinde, birlikte aşağıya inmeye başladılar. Barkın, Kardelene inmesinde yardımcı oluyordu. Mutfağa geldiklerinde, onun için bir sandalye çekip sakince oturmasına yardım etti. Kendiside mutfakta bulunan önlüğü üstüne geçirdi “Evet, Kardelen hanım çikolatalı krep dışında ne ister canınız” dedi gülerek. Kardelen gülümsediğinde, düşünüyormuş gibi yapıp “Hım bilmem ki? Ömer Ali ne severse ondan yap” dedi Barkın gülümsemesini sürdürürken “Oğlumuzda annesi gibi bir çikolata canavarı olduğu için o da krep ister sevgilim Senin canın başka bir şey istiyor mu onu söyle yeter” dedi Kardelen “Tamam o zaman çikolatalı krep ve melemen istiyorum” dedi Barkın kocaman bir kahkaha atıp “Melemen ve çikolatalı krep? Harika bir uyum sevgilim” dedi ve işe koyulmaya başladı. Kardelen ise Barkın güldüğü anda kızarmaya başlamıştı zaten dedikleriyle de tuzu biberi olmuştu. Barkın kahvaltıyı hazırlarken, Ömer ali bir süre sonra aşağıya indi. Anne ve babasını gördüğünde yanlarına gitmeye başladı. Ancak babasını yemek yaparken görmek şaşırtıcıydı. Kardelen küçük ayak seslerini duyduğunda, mutfak kapısına doğru çevirdi yüzünü. Gülümseyerek “Ömer Ali gel hadi bak baban bize kahvaltı hazırlıyor” dedi Şoku atlatan Ömer Ali annesinin yanına gitti. Kardelen Ömer Ali’yi kucağına aldı ve yanağına bir öpücük bıraktı. Annesinin onu öpmesi ile Ömer Ali babasının yemek yaptığını unutup utanarak annesine saklandı. Barkın oğlunu fak ettiğinde “Ömer, oğlum hadi bana yardım et de kahvaltımızı hazırlayalım” dedi Ömer Ali babasını onaylayıp, annesinin kucağından indi. Mutfakta dolabın olduğu yere gidip, kahvaltılıkları çıkarmaya başladı. Kardelen ise onla ardım edemediği için kendini üzgün hissediyordu. Her şey güzel giderken baba oğul kahvaltıyı hazırlarken, Ömer ali reçel dolu tabağı yere düşürdü. Çıkan sesle hem annesi hem babası ona döndü. Kardelen “İyi misin bir şeyin var mı Ali?” dedi endişeyle. Barkın oğlunun yanına gittiğinde, Ömer Ali bir adım ger çekildi, korkuyla babasına bakmaya başladı “Özür dilerim” dedi titreyen sesiyle. Barkın oğlunu dikkatlice çekip “sen iyi misin oğlum?” dedi Ömer Ali şaşkınca “iyiyim ama reçel düştü” dedi Barkın “sen iyisin ya başka bir şey önemli değil oğlum. Hadi annenin yanına geç. Cam kırıkları ayaklarına batmasın ben toplayım” dedi Ömer Ali babasının sözünü dinleyip annesinin yanına geçtiğinde, Kardelen tekrar iyi olup olmadığını sordu. Ömer ali ise annesinin yüzüne küçük elleri arasına alarak anlına kokulu bir öpücük bıraktı “İyiyim annem endişelenmene gerek yok” dedi. Kardelen oğlunun bu haline gülümsedi. Barkın yerleri temizlediğinde, kahvaltı hazırlamaya geri döndü. Her şey güzel bir şekilde hazırlanmış keyifli bir kahvaltıdan sonra, Barkın’ın artık işe gitmesi gerekiyordu. Oturduğu sandalyeden kalkıp Kardelen’in yanına yaklaştı. “Benim işe gitmem sevgilim” diyerek saçlarını öptü. Kardelen üzülmüştü. Onunla biraz daha vakit geçirip tanımak istiyordu. “Tamam ama dikkatli ol” dedi gülümserken. Barkın eşinin bu düşünceli haline içten bir gülümsemeyle “Merak etme sevgilim geldiğimde sana hatırlamadığın her şeyi anlatacağım” dedi Barkın hem oğluna, hem de eşine veda ederek çıktı. Kapıda evin yardımcısıyla karşılaştığında onu uyarmayı ihmal etmedi. Korumaları da uyardığında işe gitmek için hazırdı. Barkının aklı evde kalacaktı ancak işlerini çabuk halletmeye çalışacaktı. Zaman geçiyordu. Ama beklenen zamana daha çok vardı. Bölüm sonu.
|
0% |