@demirhanife
|
🌿🌿🌿Beğenmediğiniz ya da yorum atmadığınız sürece bu kitaba diğer kitaplarım gibi düzenli bölüm gelmez. En az 10 günde bir atarım. Yani sık sık bölüm gelmesi size bağlı 🌿🌿🌿 Yüzümde hiç silemediğim gülümseme ile Ufuk'un sorgulayıcı bakışları arasında çimlere oturmuş güzel gelen bahar kokusunu içime çekmiştim. Sanırım gerçekten mutluluk böyle bir şeydi ve ben bunu saklamakta zorlanıyordum. "Bahar neler oluyor?" Bakışlarımı yanımda oturan adama çevirip omzumu silktim. Sonuçta anlatabileceğim, anlatsam da benden başka kimsenin anlayabileceği bir şey değildi. Beni daha önce kaçırmış biri ile aram süt liman oldu desem kesinlikle normal karşılanmazdı. "Yok, bir şey. Sadece bugün kendimi daha iyi hissediyorum." İnanmadığı yüzündeki ifadeden belli olsa da fazla üstelemedi. "Çıkışta kütüphaneye gideceğim. Benimle gelir misin?" Sorusu ile bir süre yüzüne baktım. Hemen atlayıp evet demem gerekirken tereddüt etmiştim. "Bugün başka bir işim var benim çıkışta." Neden böyle dediğimi bilmesem de kütüphane havamda olmadığımı biliyordum. "Peki, benim laboratuara uğramam gerekiyor, haberleşiriz." Diyerek ayaklandığında başımı sallayarak onayladım. "Olur, tamam" Büyük adımlarla uzaklaşan adama bakarken görüş açıma giren maviler ile heyecanla atan kalbimi zorlukla yatıştırdım. Onun da bakışları çevrede dolaşmış bana değdiğinde aradığını bulmuş gibi belli belirsiz bir tebessümle bakmıştı. Birkaç adım attığında geriye doğru yasladığım ellerimi önüme alıp oturur pozisyona geldim. Önüne geçen iki kız ile duraksayıp onlarla konuşmaya başladığında yüzümü düşürürken onun kaçamak bakışları bana değmiş dudağının kenarını tebessümle kaşımıştı. Soruları ve birazda cilveleri ile geçen birkaç dakikanın ardından uzaklaştıklarında yerimden hızla doğruldum. Önüme gelip duraksadığında ben de heyecandan olsa gerek yerimde duramıyor sallanıp duruyordum. Şu an, az önceki cilveli dediğim kızlar gibi olduğumun farkına vararak hareketsiz kalmış kızarmış yüzümü ona çevirmiştim. Hâlime bir gülüş atıp bakışları ile beraber yürümemizi işaret etti. Yan yana yürüyerek sessizliği paylaşırken başkalarının gözünde tuhaf olduğu için dikkat çekecekti. Bir öğrencinin öğretmenine sorular sorduğunu düşündürmek için konuştum. "Şey.. Çıkışta ne yapıyorsun?" Bir an da sorduğum anlamsız soruyla dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi büyüterek sertçe yumdum. Hay çenem! Çıkma teklifi ediyormuş gibi oldum resmen. Kıkırtısı ile utançtan yerin dibine girerken elimin içi ile başıma vurdum "Yani demek istediğim..." Heyecanla konuşmaya başladığımda sözümü kesti. "Tamam, sakin ol. Anladım" Dediğinde meraklı bakışlarımı ona çevirdim. "Neyi?" Diye sordum merakla. "Bana asılıyorsun bence" Yaramazca şaka karışık konuştuğunda söylediğine benzer bir ifade vardı yüzünde. Elimle omzuna vururken o kahkahalar atmaya başlamıştı bile ben ise onun gülen gözlerine takılı kalmıştım. Mavileri ilk defa bu kadar derin, masmavi bir okyanusta hissettirmişti. Kalbimin hızı kulağımda yankı yaparken avuçlarım terlemiş bacaklarımın neredeyse yerden kesileceğini hissetmiştim. Bakışları beni bulurken gülümsemesi yüzünde donmuş yavaşça yoğun bakışlarını yüzüme dikmişti. Bakışlarımda ne varsa konuşamıyor, gözlerini kaçıramıyordu. Ben gözlerinde alabora olmuş bir sandal gibi sürüklenmekten başka bir şey yapamıyordum. Bu sessiz, sadece gözlerin konuştuğu bakışmamız çalan telefonu ile bozulmuş, ikimizde irkilerek gözlerimizi kaçırmıştık. Okulun arka bahçesine gelmiş olduğumuzun yeni farkına vararak birkaç çiftten başka kimsenin olmadığı çevreyi taradım. O ise cebindeki telefona cevap vermek için çıkarıp ekrana bir saniye bakarak açtı. "Söyle Ceylan" Ceylan'ın ismi ile bakışlarımı heyecanla Mavi'ye çevirdim. Bir taraftan bakışları bendeydi. "Şimdi mi güzelim?" ....... "Olur, olur tabii. Öğleden sonra dersim yok gelirim." .... "Yalnız gelirim" Dedi bıkkın bir ses tonuyla. Bakışlarını beni bulunca gözlerini kısıp düşündü. ..... "Aslında yalnız gelmeyeceğim. Birini de getiririm yanımda." Bana göz kırptığında anlamayarak baktım. ..... "Üstelik görmekten mutlu olacağın biri" Dedi gülümseyerek. .... "Tamam, güzelim görüşürüz" Kapatılan telefon ile bakışlarını bana çevirdi. "Akşam başka bir işim çıktı" "Ha! Yok ben.." konuşmaya başladığımda araya girdi. "O yüzden sen benimle gel, eğer başka bir işin yoksa" Dedi sözümü keserek. Kaşlarım havada bakarken düşünmeden başımı olumlu anlamda salladım. Nereye diye bile sormamış olmama gülümseyen adam ile iyice aptallaştığımın farkına vararak utançla başımı eğdim. "Çıkışta benimle okulun arka sokağında buluş" Dediğinde şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. "Şimdi okuldan beraber çıkmayalım, dedikodu malzemesi olmaya gerek yok" dedi alayla. "Tamam" diyerek hızla omuz salladım. "Senin dersin yok mu?" Saatine bakarak konuştuğunda ben hâlâ hayranlıkla bakıyordum. "Ha!" dedim yüzüne anlamayarak bakıp. Ha ne! Aptal kafam "Dersin yok mu?" Dedi saatini göstererek gözlerim büyürken bilim dersini kaçırdığımı anladım. "Hii dersim!" Dedim heyecanla ve bakışlarımı tereddütle ona çevirdim. Adımlarım bir ileri bir geri gidiyordu. "Git hadi git, haberleşiriz" dedi kıkırdayarak telefonunu gösterip. Arkama bir daha bakmadan heyecandan titreyen bacaklarım ile onu arkamda bıraktım. Böylelikle Bugünün hiç geçmeyeceğini anlamıştım çoktan. ✨✨✨ Bacaklarımı titretip sürekli telefonda olan gözlerim ile kaçıncı dersteydim emin değilim ama Ufuk rahatsız olmuş gibi sürekli bıkkın nefesler veriyordu. "Bahar bir sorun mu var?" Sonunda dayanamayıp sorduğunda biten ders ile sınıf dağılmaya başlamıştı. "Yok, nereden çıkardın?" Diye sordum rahat bir tavırla. "Bugün çok tuhaf davranıyorsun. Sanki." Diyerek duraksayıp yüzüme baktığında sorgulayıcı bakışlarımı ona çevirdim. "Başka biri gibi?" Sonunda ağzındaki baklayı çıkarmıştı. "Neden bu Bahar'ı sevmedin mi?" Diye sorduğumda kaşlarını çattı. "Ne?" diye sordu şaşkınlıkla. "Sen sürekli depresif gezen, asosyal Bahar'ı tercih ederdin sanırım" dedim kinayeli bir ses tonuyla. "Bahar saçmalama! Yanlış yerlere çekiyorsun. Öyle mi dedim ben?" Yüzü şimdi öfke ile kasılmıştı. "Başka biri dedin! Dün ile bugünkü arasında mutsuzluk var" Diye aynı öfkeyle cevap verdim. "Sözlerimi çarptırma! Bugünden beri tuhaf davranıyorsun, dalgınsın, ne sorsam geçiştiriyorsun, gözün hep telefonda, birileriyle gizlice konuşuyorsun ve ben endişelendim sadece. Ama özür dilerim senin için bir yabancıdan farksız olduğumu bir an unuttum." Diyerek hayal kırıklığı ile bakıp ayaklandı. Sinirle çantasını aldığında ben de peşinden doğruldum. "Ufuk.." diyerek kollarından tutmaya çalışsam da sertçe çekip amfinin merdivenlerini hızlıca indi. Hüzünlü bakışlarım ile gidişini izlerken kapının ağzında keyifle sırıtarak bize bakan Ayça'yı görmüştüm. Ufuk onun yüzüne bile bakmadan omzuna çarpıp giderken Ayça'nın gülümsemesi solmuş peşinden gidip görüş açımdan kaybolmuştu. Ufuk'a haksızlık ettiğimin tabii ki farkındaydım. Zira şu koca okulda yanımda olan tek kişiydi ama ben, onu iğrenç bir şey için suçlamış kalbini kırmıştım. Bu yüzümün asılmasına ve yenilgi ile kendimi sıraya atmama sebep olurken beklediğim telefonum titremişti. Lâkin isteksiz bir hareketle telefonun kilidini açtım. Onun ismi kalbimin hızlanmasına sebep olması hâlâ beni deli gibi şaşırtıyor ama içten içe Ufuk yüzünden vicdan azabı çekiyordum. Şu mesajın geç gelmesi yüzünden onun kalbini kırmıştım. Mavi: Dersin bitti mi? Bahar: Bitti. Mavi yazıyor.. Mavi: Bir sıkıntı mı var? Attığı mesaj ile kaşlarımı çattım. Nereden anlamıştı? Bahar: Sen nereden anladın ki? Mavi: Yüzüne sonbahar gelmiş. Bakışlarımı heyecanla çevremde gezdirirken kapının önünde duran beden ile yerimden hızla doğruldum. "Sen ne zaman geldin?" Merakla sorduğumda tebessüm etti."Şimdi" İçeriye attığı adımlarla ben de koluma çantamı takarak amfinin merdivenlerinden hızla inip yanına vardım. "Biz.. Nereye gidiyoruz?" Diye sordum merakla. "Sana ne oldu?" Dedi bir önceki sorumu görmezden gelerek. "Bir arkadaşımın istemeden kalbini kırmış olabilirim." Dedim omzumu silkip bakışlarımı sınıfta gezdirerek. Ondan ses gelmeyince ona çevirdim. Okyanusları koyulaşmış derin düşüncelere dalmış gibiydi. Sorgulayıcı bakışlarım ile derin bir nefes aldı. "Birinin kalbini kırmak kendininkini kırmak gibi mi?" Diye sorduğunda sanki sormaktan ziyade anlamaya çalışıyor gibiydi. "Yani, kimse benim yüzümden üzülsün istemem" dedim dudağımı üzgünce büzerek. Gözlerini sertçe yumarak derin bir nefes aldı. Ellerini cebine koyarak kapıya doğru yürüdü. "Biraz burada bekle, ben mesaj çektiğimde arka sokağa gelirsin" dediğinde duraksayıp arkasından gidişini izledim. Bugün ne çok arkada bırakılıyordum... Bitti. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum mutlaka ❤️ Bu kitabın çok fazla okuyucusu olmadığı için bölümler diğer kitaplarıma olduğu kadar düzenli gelmiyor. Eğer bu kitaba da düzenli bölüm gelsin istiyorsaniz okuyup geçmeyin. Zira okunma sayısına değil beğeni ve yorum sayısina bakıyorum. Bana göre böyle okunmuş sayılıyor. Yani tamamen siz okuyucularıma bağlı. Okuyup geçerseniz 10 günde bir gelir. kahvelikyazar istediğin yb çiçeğim ☺️ |
0% |