Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Bölüm 16

@demirhanife

Yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim ❤️


(Kabulleniş)


"Aşk bazen küçük bir kuş gibidir. Özgürlüğe kanat çırpan duyguları sonsuz bir mutluluğun içine sürükler. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, bunun düşüşü de vardır"


Uzayıp giden yola bakarken yanımdaki adamın varlığı ile gergince koltuğa sinmiştim. Ara sıra aklıma Ufuk'un son bakışı geliyor, içimi derin bir hüzün kaplayarak kendime kızıyordum. Sonra bakışlarım Mavi'ye değiyor, kalbim bir kuşun kanadı gibi çırpınıyordu. Bir uçurumun kenarında yürüdüğümün farkında olduğumu biliyordum ama o muazzam manzaradan kopmak beni daha çok korkuttuğu için, düşmeyi göze almış bir deli gibi çevresinde gezinmeye devam ediyordum. Kalbim onun yanında çırpınıp dururken hislerimi daha fazla görmezden gelmek aptallık olurdu zira. Ona çekiliyordum, üstelik öyle bir hızda çekiliyordum ki düşünmeye zamanım bile olmuyordu. Derin düşünceler ile yüzünün her santimetresini tavaf ederken bile aklım hep ondaydı. İçim özlem doluyor, parmak uçlarım ona uzanmamak için büyük bir savaş veriyordu. Bakışları bana değdiğinde kızaran yüzümü görmesin diye neredeyse ona dönmüş olan bedenimi cama doğru çevirip yola baktım. "Sıkıldın mı?" Tok sesi arabanın içini doldurduğunda yutkunup başımı olumsuz anlamda salladım. Yola baktığı ve beni göremediği aklıma gelince cevapladım. "Yok! Sıkılmadım" dedim bir çırpıda sesime yansıyan telaşla. Kıkırtısı kulağıma gelirken parmaklarını radyoya değdirip açtı. Funda Arar "İşte bu bizim hikâyemiz" yorumu arabayı doldurduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım. Annemin severek söylediği şarkılardan biri olduğu için içimdeki heyecan yerini hüzün almıştı. "Ferdi Özbeğen" sesine eşlik ederek söylerdi annem ve evi bir neşe doldururdu. Sesini hafif kıstığında meraklı bakışlarımı ona çevirdim o ise kaşlarını hafifçe çatmış yola bakıyordu. "Eşlik etmek istemez misin?" Anlamayarak yüzüne baktığımda hüzünlü bir tebessümle baktı. "Şarkı söylemeyi seviyordun ya hani" imalı konuştuğunda kaşlarımı çattım. "Şarkı söylememden nefret ediyordun?" Yüzündeki tebessüm solmuş yola bakarken o sözcükler döküldü ağzından. "Aslında o kadar güzel söylüyordun ki hoşuma gitmesinden nefret ediyordum" Başka bir itiraf ile kalbim göğsümü yumruklarken sertçe yutkundum. Dudaklarımı aralayıp söylemeye başladığımda büyük bir gülümseme ile baktı. Seni gördüğüm o günden beri


Kalbim perişan gönlüm bir deli


Sana yazdığım beni anlatan aşkımla dolu bu sözlerimi..

Nakarata gelince benimle birlikte söylemeye başladığında, işte bu! Dedim. Diğer yarım tamamlanmış sesim bir başkasının sesine karışmış tek olmuştu sanki. Gözlerim dolmuş elmacık kemiklerimden akarken annem geldi oturdu karşıma. Bir elini direksiyona sarmış kocaman gülümsemesi ile eşlik ediyordu artık.


Kanımda canımda dört yanımda


Senden başka hiç kimse olmasın


Bir gün dönsen yeter bana gözlerim yolda kalmasın..


Acı bir tebessüm oturunca yüzüne silinip yerini buğulu okyanus gözler almıştı. İşte o zaman anladım. Onu bana annem getirmişti.


Her ne kadar kötü yollar ile kesişmiş olsa da mesafelerimiz, öyle güzel bakmıştı ki geri kalan her şeyi silip atmıştı.


Olmayacak bir duamıydı bu Allah'ım bana reva mıydı bu


Yoksa hemen sonu gelecek acıyla dolu bir aşk mıydı bu


Yoksa hemen sonu gelecek acıyla dolu bir aşk mıydı bu..


Öyle içten dökülmüştü ki sözcükler bir an başkasını hatırlayarak söylüyor diye düşünüp içim kıskançlıkla dolmuş duraksamıştım. Bakışları sessizliğime değince kaşlarını çatmış o da susmuştu. Bir an da elime değen sıcak parmakları ile irkilmiş donup kalmıştım. "Kafandaki her şeyi sil ve sadece bana odaklan. Çünkü ben öyle yapıyorum. Senin yanında başka hiçbir şeyi düşünmüyorum" dediğinde kafamın içini okumuş olabileceğini düşünüp ürkmüştüm.


Bu ürkütücü düşünce, belki salise kadar sürmüştü zira ben hala o cümlede takılıp kalmıştım.


Senin yanında başka hiçbir şeyi düşünmüyorum..


Yüreğimi heyecan ile dolduran bu sözcükler ile diğer elimi, elimin üstünde hâlâ duran eline getirmiş, sarmıştım. Yüzünde alaylı bir kıkırdama olsa da takmamış bu anın keyfini çıkarmıştım.


Ara sıra elimi bırakmadan vitese giden elleri içimi sıcacık etmiş düşüncelerimi güzel hayaller ile doldurmuştu. Yarım saat içinde verilen konuma gelmiş arabadan inmiştik. Bakışlarım lüks restorana değince kaşlarımı çatıp üstüme baktım. "Bilsem daha şık bir şeyler giyinirdim, niye söylemedin?" Diye çıkıştığımda kıkırdadı. "Sen her hâlinle güzelsin zaten, ihtiyacın olduğunu sanmıyorum" diyerek kollarını uzattığında iltifatı ile yüzüm kızarmış tereddütle kollarına girmiştim. Onun ise her sözüne kızaran yüzüm ile eğlenen bir tarafı vardı. Mekândan içeri girip masalarda göz gezdirirken bakışlarım arka masalardan birinde güzel gülümsemesi ile bize el sallayan Ceylan'a değince ben de heyecan ile el salladım. Üzerindeki mini beyaz elbise ve dalgalı saçları ile o kadar güzel görünüyordu ki kendi paspal halime lanet etmiştim. Yanlarına vardığımızda üzerime atlayan Ceylan ile geriye doğru düşerken dengemi zor sağladım. Mavi bizi mutlu bir tebessümle izlerken benden ayrılan Ceylan abim diyerek bu sefer Mavi'ye atladı. Sonra Ceylan arkadaşlarına döndü.


"Okuldan arkadaşlarım abi. Selin'i zatentanıyorsun. Bu merak ettiğiniz yakışıklı da abim" diyerek Mavi'yigösterdi. "Funda, Gülşen bu da Fuat" diyerek arkadaşlarını gösterdi. Hepsininelini sıkan Mavi beni çatık kaşları ile süzen kıza sıra geldiğinde kız ayaklanıpdirek Mavi'yi kucaklamıştı. Bu Mavi'yi de olmak üzere herkesin garibine gitmişgibiydi. "Bu güzel kız da abimin arkadaşı Bahar" diyerek beni tanıttı. Hepsininelini sıkmış Selin ise geriye yaslanıp elini uzatmamıştı.


Bu tavrı sinirimi bozsa da bozuntuya vermedim. Lâkin kızın tavrından herkesrahatsız olmuş gibiydi ki, neşeyle oturmamızı söyledi içlerinden biri.


Ceylan'da kızgın bakıyordu Selin olacak kıza.

Ceylan, yanındaki yeri gösterdiğinde yanına oturmak için hareketlendiği de okız Mavi'ye seslendi. "Çakır benim yanım boş" dediğinde kaşlarımı çatıpduraksadım. Çakır kaşları havada kıza bakarken bakışları bir saniyeliğine banadeğmiş yüzümdeki ifade ile sertçe yutkunmuştu. "Teşekkürler Selin ama yalnızgelmedim görüyorsun" diyerek oturmamı sağladıktan sonra yanıma yan masalardanbir sandalye çekip oturdu.

İçimdeki mutluluk yüzüme yansımış ona bakarken o da bıyık altından tebessümlebakıyordu. Selin denen kız ise geriye yaslanmış nefret dolu bakışlarını üzerimedikmişti. "Bazen çok korkutucu oluyorsun" Kulağıma fısıldayan Mavi ileirkildim. "Ne?" Diyerek sorgulayıcı bir bakış attım. "Az önce diyorum. Kızyanına oturmamı teklif ettiğindeki bakışın çok korkutucuydu. Kabul etseydimbeni öldürecekmiş gibiydin" diyerek alayla konuştuğunda büyüyen gözlerimi onadikmiş sertçe yutkunmuştum. Alay etmesine sinir olmuş dişlerimi sıkıp kolunatutundum "Bana ne canım kimin yanına oturursan otur! Ben kızın bana olanbakışlarından hoşlanmadım" dediğimde kaşları havada alayla baktı. "Öyle mi?"Kaşları havaya kalkarken sinirim iyice artmıştı. "Kalk git ya!" Diyerek kolunuittiğimde hareketlenmişti ki tekrar kolunu sertçe kavradım. "Ne oldu? Sandalyemigeriye çekecektim" diyerek kıkırdadığında geriye yaslanıp kollarımı birbirinebağladım. "Yeni fark ettim. Zaten güzelsin ama kıskanınca daha bir..." Diyerekdudaklarını ısırdığında sinirle omzuna vurup kahkaha atmasına sebep oldum.Bakışlarımı Ceylan'a çevirdiğimde abisinin gülen yüzüne hasret ve şefkatlebakıyordu. Sonra bakışları bana değmiş tebessümle bana eğilmişti. "Abimi ilkdefa böyle görüyorum. Aranızı düzelttiğinize sevindim" Ben de sevinmiştim.Çaprazındaki kızın anlattığı bir şeye kulak kabarttığında odağını bizden çekti.

Mavi ise karşısındaki Fuat denen uzun saçlı gençle konuşuyordu. Yarım saatkadar ortamda konuşulan konuşmalara Selin'in öldürücü bakışlarına rağmenodaklanmaya çalıştım. "Sıkıldın mı?" Kulağıma değen sıcak nefes ile irkilmişbakışlarımı mavilere çevirmiştim."Biraz" dedim yüzümü buruşturarak. "Kalkalımmı?" Göz ucuyla Ceylan'a baktım. "Sen bilirsin ama Ceylan bozulmaz mı?" Sonuçtakız kardeşi için buradaydı benim gönlümü yapmak için değil. "Sanmıyorum"diyerek Selin'e öldürücü bakışlar atan Ceylan'a döndük. Selin ise bize atıyorduo bakışları. "Bence de kalkalım. Arkadaşları ile arası bozulacak bu gidişle"dediğimde kız kardeşine döndü. "Ceylan biz kalkalım artık" dediğinde Ceylanbaşı ile onayladı.

Bunu bekleyen bir tavrı vardı. "Kalkıyor musun Çakır? Hiç konuşamadık." DediSelin'de ayaklanarak. "Bizim bazı işlerimiz vardı çok bile kaldık" dedi benigösterip. "Bir dahakine yalnız gel" dediğinde herkes şaşkınlıkla Selin'inpatavatsızlığına baktı. Ben ise utançtan yerin dibine girmiş gibiydim. Sanki istenmeyenbiri gibiydim. Zaten her zaman istenmeyen biri olarak böyle hissetmem normaldi."Maalesef Bahar'ı bir saniye bile gözümün önünden ayıramam, zira başka birikapar ben yokken" diyerek alayla göz kırptığında Selin dumur olmuş bakıyor, benise şaşkın gözlerimi yüzüne çevirmiştim. "Zaten buraya sürüklemeden önce başkabiri kapmak üzereydi. Gelmeseydi gelmezdim" Herkes romantik bir film izler gibibakarken Mavi gözlerini kırparak parmaklarını ellerime sarmış insanların "Oo"nidaları ile çıkışa doğru yürümeye başlamıştık.

Ben ise bunu Selin'in iğrenç tavrı yüzünden yaptığını biliyor, kendimi sakınboşa ümitlenme diye telkin ediyordum. Lâkin elimde değildi öyle güzel bakıyorduki, sıkıca tutan sıcak parmaklarını diğer elimle sarıp başımı omzuna koydum. Oise adımlarını yavaşlatmış bu anın keyfini çıkarmama izin vermişti.


Bitti


Ku_eliffaydinn1 sadece sana ❤️


 
 

Loading...
0%