Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Asya Yok..

@demirinasyasi

Fotoğraf; Asyaaaa

 

"Konser bugün mü yani?"

 

"Aynen demeyi unuttum ben size şu magazin olayından sonra ertelenmiş" dedi Mercan omuz silkerek..

 

"Kesin öyledir" Dedim gülerek..

 

"Asya.."

 

"Mercan saklama artık darılıyorum Tufanla aranda ne var?"

 

"Sorunda o ya hiç bir şey"

 

"Güzelim.. Sen bunun için mi üzgünsün" Dedim gidip ona sarılarak.. kameralar şuan umurumda değildi.. bugün ikimiz acilistik ve bizden başka kimse yoktu şuanda dükkanda..

 

"Sadece bakıyor öyle Asya bi bana mı öyle bakıyor onu bilsem"

 

"Başkasına bakamıyorum ki" dedi Tufan önümüzde dikilerek..

 

"Ben bi lavaboya gideyim o zaman.. sende içeri gelsene Tufan.." Dedim mercana bakarak kolunu sivazladim ve dolanıp kapıdan çıktım.. en iyisi baş başa kalmalarıydı...

 

Mercan...

 

"Nasılsın?" Dedi yanıma gelerek..

 

"İyim sen nasılsın?"

 

"Senden duyduklarimdan sonra daha İyim.. neden sürekli gözlerini kaçırıyorsun benden?"

 

"Çünkü bakamıyorum" Dedim.. korkuyordum.. aşık olmaktan.. diyemedim..

 

"Mercan bana bak lütfen" dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım.. aşırı duygusal yönümden nefret ediyordum... anında gözlerim dolmuştu..

 

"Seni gördüğüm andan beri aklım bir karış... sürekli gözümün önüne gelen mavilikler.. saçlarının hiç bilmediğim kokusu, gülünce kısılan gözlerin.. Bana ne yaptığını bende bilmiyorum ama ne zaman düşünmeye başlasam kendimi burada buluyorum.." dediğinde gözümden akan yaşı sildim..

 

"Sesin hep kulağımda..bazen bakıyorum camdan sen eve giriyorsun içimi anlamsız bir huzur kaplıyor" Dedim fısıltı şeklinde.. cenemden tutup ona bakmami sağladı..

 

"Mercan bırak o maviliklerde kaybolayım.."

 

"Ya korkuyorsam."

 

'Denemeden bilemeyiz ki be güzelim bende korkuyorum bi daha bu gözlere bakamamaktan baktığımda ise kendimi görememekten ama yinede kaybolmak istiyorum" dedi gülümseyerek..

 

"Başar ağzımıza sicacak" Dedim gülerek..

 

"Siz bu Ateşoğlu erkeklerinin sıkıntısı ne?" Diye taklidini yaptığında kahkaha attım resmen..

 

"Kabullenicem" Dedim ona bakarak..

 

"Elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz veriyorum Mercan.. seni ne kadar sevebilirsem hep daha fazlasını deneyeceğim" dedi bana gülerek..

 

...

 

"Asya nerede?" Dedi Azra ve Poyraz dükkanın önüne gelerek..

 

"Siz niye yan yana geldiniz önce onu söyle" drdim kaşlarımı catarak bide bize der..

 

"Anlatırım" dedi.. ikisinin de suratında güler açıyordu maşallah.

 

"Korkut da yok" dedi Poyraz etrafına bakinarak..

 

"Ben bir terasa bakayım Poyraz sende git depoyla sinema terasına.." içimi bir korku sarmıştı..

 

"Ne abarttınız ya buradadır belki markete falan inmislerdir" dedi Azra..

 

"Güzelim sen güvenlik şefini bulsana bana" dedi.. Poyraz azraya bakarak..

 

"Ne oluyor Tufan"

 

"Korkma gülüm.."

 

"O zaman ne olduğunu söyle"

 

"Umarım düşündüğümüz şey olmamıştır.." dedi ve telefonu çıkarıp birini aradı..

 

'Abi.. Asya.. yok"

 

..

 

"Lan amina koydugumun yerinde aşna fişna yapana kadar aklınız neredeydi" Diye kükredi Demir.. tüm sesi otoparkta yayilmisti.. geldiğinden beri ya beni ya Tufanı ya Poyrazi ya da Azrayı sucluyordu.. masanın üzerindeki telefonu fırlattım..

 

"Sen neredeydin asıl.. bizi suclayana kadar dön bi kendi pisliğine bak Demir.. Asya yoksa senin yüzünden yok" Diye bağırdım.. Azra yanıma gelip önüme geçti..

 

"Mercan tamam.."

 

"Ne tamam yalan mı!!Koruyamadi kardeşimi" Dedim gözlerimden yaşlar düşerken..

 

"Abi gel izle" dedi Poyraz yanımıza gelerek..

 

"Gördün mü Demir sen burda ahkam keserken biz yine Asya için uğraşıyoruz" Dedim ve şefin odasına girdim..

 

"Burda lavobadan çıkıyor.. şu kamerada Korkut arkasından gidiyor çıktığını görünce.. sonra depoya yonelecekken bir adam asansöre çekiyor" dedi Tufan göstererek..

 

"Yük asansörü" dedi Azra..

 

"Aynen.. Bu adamlar her kimse avmyi biliyor yani.. baksana daha sonra zemin kattan temizlikcilerin kullandığı acil çıkış kapısını kullanıp avmnin içine giriyor ve marketin arka kapısından çıkıyor.. o sırada Korkut asansörün aşağıya indiğini görünce merdivenleri kullanıyor.. Tam Asyayi arabaya bindirdikleri yerde de Korkut silahını çıkarıyor ama bayıltıp onu da götürüyorlar.." dedi Tufan tekrar..

 

Poyraz güvenlik şefinin yakasına yapıştı..

 

"Eli silahlı üç adam avm de cirit atıyor sende burada kahve sefası mi yapıyorsun?" Dedi adama bağırarak..

 

"Poyraz tamam.. sırası değil" dedi Azra poyrazin kolunu tutarak..

 

"Ne yapıyoruz?" Dedi Tufan Demir e dönerek.

 

"Şehirdeki tüm kameralara mobeselere ulaşabilir misin" dedi Demir.. gözleri kıp kırmızıydı...

 

Poyraz kafa salladi ve odadan çıktı.. arkasından Azra koşarak gitti

 

"Tufan sende benimle gel"

 

'Bende de geliyorum" Dedim yanlarına giderek..

 

"Sen kalıyorsun" dedi Demir bana dönerek.

 

"Bak az önce söylediklerimi sinirle söyledim tamam mı? Ama şimdi bir olmalıyız Asya için.. eminim iz bırakmıştır o.. ve bunu bir tek ben anlarım.."

 

"Ne izi?" Dedi Tufan bana dönerek..

 

"Gittiği yerlerde zor durumda kaldığında yaparmış Başar demişti bize.. keşke o olsaydı" Dedim Demire bakarak..

 

Demir bana cevap vermeden odadan çıktı..

 

"Mercan yapma.. lütfen.."

 

"Bizi suclarsa onu suclarim"

 

"Bak ben abimi hiç bu kadar çaresiz ve köşeye sıkışmış görmedim inan bana ne yapacağını nereye saldiracagini bilmiyor farkındaysan biz de bir şey demiyoruz ona.. o yüzden lütfen sen bari biraz ılımlı ol.."

 

"Denerim.." Dedim iç çekerek.. Asya için deneyeceğim en azından...

 

...

 

"Burdan olduğuna emin misin?" Dedi Tufan arkaya bana dönerek..

 

"Dur bir dakika Demir" Dediğimde zink diye durdu.. arabadan aşağıya indim.. ve etrafa baktım.. Neredesin Güzelim.. küçük bir ip ucu ver bana...

 

 

"Abla bunu düşürdün" dedi küçük kız yere eğilerek ve yerden bir şey alıp bana uzattı.. bilye.. Helal kız sana helal be..

 

Arabaya geri koştum..

 

"Evet burdan mezarlığın oraya sanırım"

 

"Nerden biliyorsun" dedi Demir dikiz aynasından bana bakarak..

 

"Bundan" Dedim bilyeyi avcumun içinden göstererek..

 

"Poyraz arıyor" dedi ve telefonu açtı Tufan..

 

"Tamam sonra.. biz sizden önce varırız" dedi ve kapattı..

 

'Helal be gülüm sana"

 

"Nerden?"

 

"Abi Mercan haklı buradan gidiyoruz aynı araç mezarlığın orada da görülmüş" dediğinde Demir gaza bastı..

 

"Bilye ne alaka onu anlamadım" dedi Tufan bana dönerek..

 

"Asya'nın bunlar Başar vermiş ne zaman zorda olursan yere at ben seni bulurum diye.. o da alışkanlık kalmış işte küçüklüğünden beri hep boyle montunun cantasinin cebinde tasir" Dedim bilyeyi avucumda sıkarak..

 

"Peki Asya onu nasıl attı acaba o arabadan" O sırada Demir tekrar durdu ve arabadan indi..

 

"Arabinin ön camını mi parçalamış" dedi Tufan demire bakarak..

 

"Sanırım.." dedi etrafına bakarken..

 

"Peki şimdi nereye gideceğiz burdan sonra bildiğim kadarıyla kamera yok" dedi Tufan etrafa tekrar bakarak..

 

"Mezarlığa gideceğiz" dedi Demir yürüyerek..

 

"Emin misin?" Dedim hızla yanına koşarak..

 

"Sadece his" dediğinde kolundan tuttum..

 

"Demir özür dilerim.. bak sırası değil belki ama benim dediklerim yüzünden Asya dan uzak kalırsan Asya beni asla affetmez çünkü seni çok seviyor.. Bende çok sinirliydim bi an.. şuanda korkun benden kat kat fazla sen gizlesen bile görebiliyorum.. baksana hislerini dinliyorsun. Kalbin çağırıyor çünkü.."

 

Bana cevap vermeden kolunu çekti ve mezarlığa yürüdü..

 

...

 

"Abi dur Allah aşkına böyle giremeyiz" dedi Poyraz Demir in önüne geçerek..

 

"Poyraz haklı abi kaç kişiler Asyayi nerede tutuyorlar bilmiyoruz bile gözünü seveyim bak çocuklar geliyor ne olur" dedi Tufan da önüne geçerek..

 

"Siz kızlarla kalın ben gidiyorum" dedi ve gitti..

 

"Kızlar arabaya binin ve kapıları kilitleyin..çocuklar 5 dakikaya gelir.. baktınız onlar gelmeden bir şey oldu sürün durmayın inmeyin ve sürün" dedi Poyraz anahtarı Azra'nın eline tutuşturarak..

 

"Gel.. kardeşimle.." dedi Azra.. Poyraz uzanıp alnını öptü ve arkasını dönüp Demir in peşinden gitti..

 

"Geleceksin dimi? Asya'yla Demir le Poyrazla" Dedim gözümden akan yaşı silerek..

 

"Geleceğim güzelim unuttun mu hep daha iyisi için" dedi ve yanagimi okşayıp oda gitti..

 

 

...

 

Asya..

 

"Hişt sari cocuk bak hele" Dedim oturduğum sandalyeden kimildayamiyordum ellerimi çok sıkı baglamislardi..

 

"Ne var?"

 

"Yaklaş bi kulağına bir şey diyeceğim"

 

"Ne istiyorsun?"

 

"Düşündüm sana istediğin sırrı söyleyeceğim" Dedim korkuta bakarak.. bana kaşlarını catmis bakıyordu.. geldiğimden beri benden sır istiyorlardı da ben demirin hiç bir sırrını bilmiyordum..

 

"Bak gene oyunsa mahvederim seni" dedi çocuk bana parmağını sallayarak..

 

"Yok oyun falan yok cidden sıkıldım ya banane Demir den gitmek istiyorum... ama söz verdin bırakacaksın"

 

"Söz" dedim ve bana egildigi sırada kafa attım..

 

"Burnum ah burnum" Diye bağırıp elini burnuna götürdü ve iki büklüm oldu..

 

Korkut kahkaha atıyordu..

 

"Noldu len kırıldı mı pic?" Dedi gülerek..

 

"Seni orospu" Diye yüzüme tokat attığında sandalyeyle birlikte yere düştüm..

 

"O elini sikerim senin!!!" Diye bağırdı Korkut..

 

Çocuk kolumdan tutup beni kaldırdığında.. isim çoktan bitmişti.. amacıma ulaşmıştım...

 

"O elini Demir kırıp götüne sokacak biliyorsun değil mi?" Dedim gülerek..

 

"Sen manyak mısın ruh hastası misin kızım.. bak elimden bir kaza çıkacak rahat dur şurada" dedi burnunu silerek..

 

"Siktir git karşımda böyle durma gülesim geliyor" Dedim gülerek..

 

"Bekle lan sen geleceğim bekle" dediğinde ağzımdaki kanı yere tükürdüm..

 

"Yenge iyi misin?"

 

'İyim İyim önemli bir şey yok"

 

"Neden yapıyorsun yenge bunu ya az öncede su istedin adamın kafasına fırlattın suyu.. bak sana zarar verecekler yapma kurban olayım ya"

 

"Abartma Korkut altı üstü bi tokat birde karnıma yumruk yedim ölmem.. alışkınım ben" Dediğimde cevap vermedi..

 

"Hem planliydi hepsi"

 

"Ne planı yenge ne diyorsun?"

 

"Yerden cam aldım koca kafa ipleri kesiyorum şuan.. adam gelmeden halledebilirsem gideceğiz buradan.."

 

"Gelirler şimdi yenge.. bulur Demir abimler bizi"

 

"Bulmasınlar iste yoksa yakar burayı"

 

"Her halükarda yakacak zaten" dediğinde iç çektim.. doğru söylüyordu.. deliye dönmüştür şimdi..

 

"Heh oldu" Dedim biliklerimi ovusturarak ve ayagimdaki ipleri çözdüm. Ayağa kalktım..

 

Korkutun iplerini de çözdüm.. Korkut gidip kapıyı açtı ve beni arkasına aldı..

 

"Burası neresi amina koyayım.. pardon yenge"

 

"Sağa dön" Dedim fısıltı şeklinde..

 

"Nereden biliyorsun?" Dedi aynı şekil..

 

"Gelirken ezberledim.. büyük bir ihtimalle mezarlığın oradaki büyük harabedeyiz.." dediğimde bana kaşlarını kaldırarak baktı..

 

"Bakma öyle bizde biliyoruz bir şeyler haydi dön" Dedim onu itekleyerek.. merdivenleri görünce hizlandim doğru yerdeydik..

 

Silah seslerini duyunca olduğum yerde kaldım..

 

"Yenge gir şuraya geldiler" dedi Korkut beni odaya sokarak..

 

"Demir.." Dedim tekrar kapıya yönelerek ama izin vermedi..

 

'Yenge Allah aşkına bir dur ya bekle burada bak Demir abim gelecek birazdan.. kafama sıksın mi istiyorsun?" Dediğinde ona baktım.. duramıyordum ki silah sesleri yukarı doğru gelmeye başladığında.. Korkut beni dolabın arkasına götürdü..

 

....

 

 

Poyraz..

 

"Nerede orospu çocuğu nerede?" Diye adama hem yumruk atıyor hem bagiriyordu Demir.. çocuk bilincini kaybedince yere bıraktı.. bayılmıştı..

 

Hızla odadan çıktı ve az önce geldiğimiz merdivenlere yürüdü.. Kapı açıldı.. Tam silahımı çektim kapının arasından adamın yakasına yapıştım ki Korkut u görene kadar..

 

"Korkut?"

 

"Abi benim" dedi oda yakama yapismisti..

 

Arkadan Asya fırlayıp bizi ittirdi..

 

"Demir.." dedi merdivenlerden inen abime..

 

Abim Asya'nın sesini duyup kafasını çevirdi ve koşarak Asya'ya sarıldığında Asya kollarını abime doladı.. gözlerini kapatmıştı asyaya sarıldığında.. saçlarını hem öpüyor hem kokluyordu..

 

"İyi misin güzelim?" Dedi onu kendinden uzaklaştırdı, yüzünü avuçlarının içine aldı ve incelemeye başladığı sırada kaşlarını çattı..

 

 

"Kaşına ve dudagina noldu?" Dedi korkuta bakarak.. Korkut bana baktı ve yutkundu..

 

"İyim ben sen iyi misin silah sesleri duydum yaralanmadın değil mi?" Cevap yok.. omzundan vurulmuştu çünkü..

 

"Bir yerin kanıyor omzun omzun.." dedi asya elini demirin omzuna koyarak..

 

"Gidelim" dedi elini tutarak.

 

"Ah" dedi asya ayağını tutarak..

 

"Ayağına ne oldu?"

 

"Bilmiyorum acıyor sanırım koşarken burktum ama İyim.. merak etme" dediği sırada abim Asyayi kucağına aldı..

 

 

Asya..

 

Beni kucağına aldığında kollarım otomatik olarak boynuna dolandı..

 

"Demir!! Dur indir beni bak yaralısın"

 

"Yara orada değil be güzelim" dedi merdivenleri inerek... ve beni alıp doğruca arka koltuğa oturdu.. sanki bir bebek gibi kucağında yatıyordum...

 

"Demir bana bak" dedim kafasından çevirip..

 

"Ben İyim adam yanındayım güvendeyim tamam mı?"

 

"Değilsin.." diye mırıldandı..

 

"Evet ama kabul ettik değil mi?"

 

"Neyi kabul ettik..Asya ne haldeyim lan suna bak öldüm öldüm" dedi beni kenara ittirip arabadan inerken.. arkasından bende indim

 

"Ne diyorsun Demir!" Seslerimiz yükseliyordu artık...

 

"Lan su haline bak.. şu kaşına dudağına.. benim yüzümden acılarına bir tane daha eklendi neden koruyamadım.. koruyamadim amina koyayım" Diye arabaya vurdu..

 

"Parçalanıcaz dedik biz" Dedim gözümden akan yaşı silerek...

 

"Bin şu arabaya" dedi gözlerini kapatarak..

 

"Sen korkaksın Demir anladın mı korkak!" Diye bağırdım..

 

"Korktum ula korktum geberdim Bittim oldu mu?"

 

"Olmadı dayanamam"

 

"Bin şu arabaya Asya" dedi tekrar gözlerini kapatarak..

 

"Benimle geleceksen binerim"

 

"Bir kere de söz dinle" dedi ve beni arabanın içine soktu sonra kapıları kitledi..

 

Cama vurdum kapıyı zorladım yok.. on koltuğa gectim ve arabanın gövdesini çıkardım.. hadi çalış hadi çalış... düz kontak yapmayı bana Başar öğretmişti...

 

Araba çalıştığında Demir arkasını döndü ve bana doğru gelmeye başladı.. geri geri sürüp patika yoldan ayrıldım.. dikiz aynasından baktığımda arabasına binmiş tozu dumana katmisti...

 

 

...

 

Arabayı direk eve surdugumde bir koruma koşarak yanıma geldi..

 

"Yenge herkes burada.." arabayı öylece bırakıp Demir lerin evine girdim..

 

"Asyaaaa" Diye koşarak Mercan sarıldı önce sonra Azra kollarımı ona doladim..

 

'İyi misin? Bu suratının hali ne?"

 

"İyim Azra abartılacak bir şey yok" dedim yanağını öperek..

 

"Emin misin?"

 

"Evet bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum üstümü çıkarıp"

 

"Gelelim mi?" Dedi Mercan kolumu sivazlayarak..

 

'Yok sağolun Demir gelirse almayın eve yeter"

 

"Ne oldu yoksa.." dedi Azra Mercan a bakarak..

 

"Hayır hayır tartıştık biraz sadece beyefendimiz kendini suçluyor bu da yetmezmiş gibi benden uzaklaşıyor.. madem isteği bu" Dedim sinirle.. Asiye anne de yanıma gelip sarıldı..

 

"İyi misun güzel kizum?"

 

"İyim annecim İyim sağol" Dedim yanaklarını öperek..

 

"Brnim yüzümden.." dedi Mercan ona döndüm...

 

"Ne senin yüzünden"

 

"Bir sürü şey söyledim ona sinirle o yüzden yapıyordur.." ded8 gözleri dolarak..

 

"Bunları daha sonra konuşalım mı cidden hiç bir şeye halim yok" dedim yanağını öperek.. Bana kafa salladi... hızla yukarı çıkıp Demir in odasına girdim ve kapıyı kapatıp kitledim..

 

Banyoya yöneldim direk.. Kasım ve dudağım patlamisti.. ama canımı yakan bu değildi benim.. benim asıl canımı yakan Demir 'in ilk zorlukta vazgecebilcegini görmekti.. Onu anlıyorum belki bende olsam... gözümden akan yaşları elimin tersiyle sildim..

 

Kapı vurmaya başladı..

 

"Asya aç şu kapıyı kırdırma bana" kapının arkasına geçip durdum.. yapardı hayvan herif.. ama o jnsatsa bende inattim..

 

"Demir git.. " Dedim göz yaşlarım tekrar gün yüzüne çıkmıştı bile..

 

"Gitmiyorum lan aç şu kapıyı bak kırarım"

 

"Dengesiz herifin tekisin sen.. git surdan açmıyorum"

 

Cevap yok.. odanın ortasına gittigimde Kapı birden açıldı.. kırmıştı hayvan herif kapıyı.. hemde tek seferde..

 

"Sen ne hakka hizmet arabayı alıp kaçıyorsun deli misin kızım?"

 

"Beni bir yere kapatırsan kaçarım hep kaçtım.. dua et bugün evime kaçtım"

 

"Çıldırtma beni Asya" dedi duvara vurarak..

 

"Çıldırma sana Çıldır diyen mi var? Hem öylece arkanı dönüp gitmedin mi ne diye geliyorsun peşimden"

 

"Lan nasıl bir duygu biliyor musun? Hayatımda ilk kez lan ilk kez korktum.. İlk kez çaresiz kaldım.. canı yanmış hayvan gibi sağa sola saldırdım ilk kez.. kaybetme korkusunu tattım.. İlk kez.. şu hayatta ilk kez canım yandı benim Asya... 3 saat lan yoktun bu ne demek benim için bilemezsin.." Gözümden akan yaşları sildi... kollarımı beline doladım.. öyle bir sariliyordu ki bırakmamak için sıkı canımı yakmamak için gevşek..

 

"Ağlama... dayanamıyorum"

 

 

"Su yüzümdeki izlerin hiç bir önemi yok sen ruhuma iyi geliyorsun adam o yüzden lütfen bir daha arkanı dönüp gitme bana bende sensizliğe dayanamam"

 

....

 

Mercan...

 

Demir aşağıya inerken ona döndüm..

 

"Uyudu mu?" Dedi Mercan.. kafa salladi ve yanımıza oturdu..

 

"Demir şu koluna bi bakalım kurşun içeri de mi?" Dedi Azra ayağa kalkarak..

 

"Sorun yok"

 

"Oğlum ne inat edeysun baksın işte kız omzuna"

 

"Ana önemli değil diyorum" dedi arkasına yaslanarak..

 

"Demir ben özür dilerim.." Dedim..

 

"Mercan sonra.."

 

"Bak sinirle dedim cidden sen öyle üzerimize gelince ağzımdan kaçtı.."

 

"Sorun yok.." dedi ve tufana döndü..

 

"Su Korkut u bi çağırsana" dedi ayağa kalkarak ve salondan çıkıp Aşağıya indi..

 

Poyraz...

 

"Otur" dedi Demir.. sandalyeden kalktı ve Korkut un karşısına oturdu..

 

"Abi valla bak yemin ederim yenge rahat durmadı"

 

"Anlat" dedi Demir sigara yakarak..

 

"Abi yenge Tufan abi gelince lavobaya gitti arkasından gitmedim ama kapıyı görüyordum köşeden sonra çıkınca arka tarafa gitti hemen düştüm peşine bi baktım depoda yok asansör aşağıya iniyor indim merdivenlerden.. Ya sevkiyat alanına gidecek ya da ordan markete diye düşündüm markete gittim... kapının orda arka çıkışta yengeyi gördüm arkadan bide yanında iki adam koştum hemen tabi.. bakinirken ne oldu bilmiyorum sanırım enseme vurdular silahla sonrası yok.. gözümü açtığımda depodaydik abi.. yengeyi sandalyeye bağlamış itler benide bileklerimden tavana.. adamlar bir iki geldi yenge su istedi adam ellerini açtı yengenin sonra bir karmaşa yaşadılar kaçmaya çalışılmış gibi yaptı bardagi kırdı yenge adamlar tekrar bağladı yengeyi.. Dedim yenge bak bizi arıyorlardır rahat dur falan yok sonra sarışın çocuk şu yengeye vuran sarı çocuk bi bak bakalım bana dedi.. çocuk da gelip bak bir daha aynı şeyi yaparsan kötü olur falan dedi zaten gittiğimizden beri beni konusturamadiklari için yengenin konuşmasını bekliyorlardı şu senin ihaleye acilacagin yerlerle ilgili.. çocuk eğildi yengeyi dinleyecek kafa attı çocuğa burnunu kirdi yani itin oda vurdu yengeye meğersem planlamış bunu yerdeki cami almak için yapmış sonra iplerini kesti çocuk gidince yenge sayesinde kurtulduk yani sonra da siz geldiniz.."

 

"Su Asya'ya... naptiniz o piçi" dedi bana dönerek..

 

"Sen kendin ilgilenmek istersin diye ellemedik"

 

"Su işin başında kim varmış bir öğrenelim bakalım sonra iadeyi ziyaret yaparız" dedi sigarayı söndürerek ve ayağa kalktı..

 

"Abi kusura bakma valla koruyamadim yengeyi ben şunları birakiyim şuraya" Dedi Korkut silahını çıkarıp masaya koyarak..

 

"Senden böyle bir şey isteyen oldu mu?" Dedi Demir silahı alıp ona uzatarak..

 

"Sağol abi"

 

"Sen nereye?" Dedi Tufan da ayağa kalkarak..

 

"Asya'ya bakicam" dedi ve odadan çıktı.. arkasından korkutun omzunu sıktım ve bende çıktım Tufanda geldi yanımıza..

 

"Ortalık çok fena kizisacak inşallah Doruk piçi değildir" dedi merdivenlerde yanımdan çıkarak..

 

"İnşallah yoksa Demir durmaz sıkar kafasına ki yeridir amina koydugumun çocukları Asya nereden bilsin ihaleyi"

 

"Bence onlar bizim bulamayacagimizi düşündüğü için kaçırdılar Demir konuşur söyler diye de amaçlarına ulaşamadılar şimdi canından olacaklar hepsi"

 

"Oğlum ben Demir i hiç böyle görmedim lan Asyaya odada dediklerini duydun mu? Lan hem seviniyorum onun için hemde korkuyorum yapacaklarından"

 

"Aşk işte vezir de ediyor rezilde" dedi Tufan salona girerek..

 

"Sofra hazır" dedi Hanife abla da yanımıza gelerek..

 

"Aç değiliz biz sağol abla" Azraya baktım..

 

"Sabahtan beri bir şey yemediniz İkinizde kalkın yiyin" Dedim.

 

"Cidden canım istemiyor"

 

"Kuzum sen niye uyandın?" Merdivenlere baktığımda Asya aşağıya iniyordu..

 

"Mis gibi yemek kokularindan" dedi Hanife ablaya bakarak..

 

"Oy benim güzel gelunum acukmus mu hemen sofraya herkes haydi"

 

"Asyacim iyi misin? Ben çok geç öğrendim tabi kimse soylemeyince" dedi elif Asya'ya gidip sarılarak..

 

"İyim canım İyim... Demir nerede?"

 

"Bahcededir o" dedim..

 

"Siz gecin biz geliyoruz hemen" dedi ve bahce kapısına yöneldi..

 

Demir..

 

Bana doğru geldiğini hissebiliyordum.. o güzel kokusunu duyunca gözlerimi kapattım.. kollarını boynuma doladı ve eğilip yanağımı öptü.. Bu kız ne ara benim dünyam olmuştu.. Ne ara sevmeyi öğretmişti bana bu kadar.. sırtım ona karşı dönüktü koltuğun arkasından kolunu tutup çektim ve kucağıma otutturdum..

 

"Demir dur ne yapıyorsun bir gören olacak deli misin?"

 

"Şüphen mi var?" Güldü.. Sen gül be güzelim hep gül ama sadece bana..

 

"Yok.. Demir iyiz değil mi?" Dedi yanagimi okşayarak..

 

"Sen iyisen iyiz yavrum" kollarını tekrar bana doladı.. çalan telefonuma sövdüm..

 

"Sikicem şimdi he"

 

"Şşş çok ayıp" uzanıp sehpadan telefonu aldım.. Kemal arıyordu..

 

"Efendim?"

 

"Kusura bakmayın Demir bey rahatsiz ediyorum olanları şimdi duydum geçmiş olsun nasilsiniz Asya nasıl?"

 

"Iyiz sağol yanımda" Dedim ve telefonu uzattım.. hoparlörlere alarak

 

"Efendim?

 

"Asyacım nasılsın iyi misin geçmiş olsun ben izinliyim ya bugün şimdi duydum kusura bakma"

 

"İyim Kemal teşekkür ederim asıl sen kusura bakma"

 

"Saçmalama istersen önemli olan senin iyiliğin gerisi hallolur"

 

"Sağol cidden anlayisin için ama yarın gelicem" dedi bana bakarak.. kaşlarımı çattım..

 

"Dinlenseydin"

 

"İyim cidden hem beni artık her vardiyaya yazabilirsin sorun yok çünkü barda çalışmıyorum"

 

"Hadi ya neden?"

 

"Konuşuruz sonra tamam mıdır yarın kendi vardiyama mi geleyim yoksa ayarlar mısın?"

 

"Aslında kapanış gelirsen süper olur çünkü Mehmet tek başıma haftalık sayımda kalacakti hem sende görmüş olursun olur mu?"

 

"Tamamdır görüşürüz yarın"

 

"Görüşürüz dikkat et kendine Demir beye selam"

 

"Onunda sana selamı var bay bay" dedi ve kapatıp telefonu bana uzattı.. daha sonra kucagimdan kalkmaya çalışınca onu geri otutturdum.

 

"Ne işi?"

 

"Ne Ne işi demircim hani ben çalışıyorum ya"

 

"Gitmiyorsun"

 

"Gör bakalım gidiyor muyum?" Dedi ve kucağımdan kalkıp kapıya yoneldiginde kolundan tuttum..

 

"Asya gitmiyorsun Dedim o kadar"

 

"Bende gidiyorum dedim o kadar.. ayrıca neden Gitmiyorum"

 

"Ben istemiyorum çünkü"

 

"Alla alla ya sana soracak değilim çalışırken ben sana karışıyor muyum? Yarın şuraya gitme buraya gitme diye"

 

"Tamam o zaman bende gelicem"

 

"Olur" dediğinde şaşırdım.. birde bana der dengesiz diye..

 

"Nasıl olsa sıkılacaksın bir süre sonra ve gideceksin çünkü öğlen 15.30 da vardiya başlıyor 23.30 da bitiyor"

 

"Bundan sonra beni O ofiste görmeye alissan iyi olur küçük hanım çünkü gözümün önünden ayrilmicaksın" Dedim ve içeri yöneldim..

 

Asya..

 

"Ya Demir.." diye peşinden koştum..

 

"Söyle" ters aksi hödük herif..

 

"Sürekli dibimde duramazsın"

 

"Neden?"

 

"Etik değil"

 

"Neden?"

 

"Hay nedenini Demir gel.. ama bak sakın öyle sözlünmüşüm gibi davranma çünkü ben senin çalışanınım" Dedim karşısına dikilip kollarımı birlestirerek.. parmağıma baktı ve gülümsedi..

 

"Neyimsin?"

 

"Sözlün" Dedim utanç yanaklarıma dolarken.. Neyden utanmistim ki şimdi..

 

"Yürü aç karnını doyur"

 

"Sen var ya tam bir hödüksün" Dedim ve mutfaktan salona çıkıp sofraya oturdum..

 

"Sonunda gelebildiniz" dedi elif bana bakarak.. kafamı öne egdim..

 

"Üst müdürüm aradi da onunla konuştum" utanmistim.. acaba görmüşler miydi kucağında oturduğumu?

 

"Evet herkes buradaysa şu sizleri bir konuşalım bakalum kızlar?" Dedi asiye anne Azraya ve Mercana dönerek.. kaşlarımı catip onlara baktım.. vay hainler ben her şeyimi anlatiyorum ama onlar..

 

"Neyi konusucaz asiye teyze"

 

"Duydum ki bizim oğlanlar sizun pesinizdeymis" dedi Poyraz ve Tufan a bakarak..

 

"Anne daha konuşuyoruz çok erken"

 

"Ula bi tutturmussunuz erken erken o nedu da insan seviyorsa bitmustur. Neysa şuan sirasu değil anlaşılan ama bu konuyu daha kapatmadum bilesunuz"..

 

 

...

 

 

"Bana ne zaman söylemeyi dusunuyordunuz acaba evlenince falan herhalde" Dedim kahvemi yudumlarken.. yemekten sonra bize gelmiştik elif ben Mercan Azra.. Hande de yoldaydı geliyordu..

 

"Yok canım çocuk falan doğunca herhalde" dedi elif de bana uyarak..

 

"Ya kızlar Abartmayın öyle aniden gelişti" dedi Azra kendini savunarak..

 

"Evet öyle aniden gelişti yani birden bire dan diye" dedi Mercan da..

 

"Alla alla o nasıl oluyor öyle" dedi elif..

 

"Valla nasıl oluyor bilmem ama bu gidişle Kemal kalp krizi geçirecek gibi duruyor" Dediğimde Azra kahkaha attı..

 

"Evet.. Allah dan öyle kötü niyetli birisi değilde saçma saçma düşüncelere girmiyor.. hem ben zaten bir ay sonra işten ayrılacağım kendi derdinize yanın" dedi omuz silkerek.. doğru onun son senesiydi staja başlayacakdı o.. girerken de öyle Anlaşmıştı..

 

"Aaa neden?"

 

"Staj var ya benim haftanın 5 günü staja gideceğim ise fırsatım kalmıyor"

 

"Zil çaldı hande gelmiştir" dedi Mercan ayağa kalkarak ve kapıyı açmaya gitti..

 

"Asya Başar aradı bugün yani seni sordu falan sana ulaşamamış Dedim asiye teyzeyle onlar falan işleri vardı bilgin olsun.. yarın tekrar ararım sizi dedi.."

 

"Çok özledim ben başarı kızlar valla yani o gidince anladım" Dedim dudak büzerek.. Başar benim için çok başkaydı resmen..

 

"Sorma sorma bende özledim bugün sesini duyunca çok tuhaf oldum ama acemilik bitecek sonra 1 hafta daha bizimle"

 

"Sonra 5 ay yok ama" dedi elif gülümseyerek..

 

"Elif sen acaba.."

 

"Benimkisi imkansız bir şey kızlar o yüzden konuşmaya gerek yok" dediğinde hande ve Mercan içeri girdi..

 

"Asyaaa nasılsın iyi misin?"

 

"İyim hande İyim yüzüncü kez İyim" Dedim gülerek..

 

'Çok merak ettim seni var ya" dedi tekrar sarılarak..

 

"Buradayım geçti.." Dedim iç çekerek..

 

"Siz ne kaynatiyorsunuz bakalım biz gelince sustunuz"

 

"Başarın imkansizligi" dedi Azra kafasıyla elifi göstererek..

 

"Neden imkansız?" Dedi Mercan..

 

"Kızlar abimleri biliyorsunuz bide Başarın şu eski kız arkadaş mevzusu var yani güvensizlik duygusunu tatmış bir kere kolay kolay düzelmez o ayrıca baya oluyor avmeye gittiğimde moladaydi kahve içmiştik uzun bir süre tekrar güvenmem birine falan dedi yani.."

 

"Tamam da abinler ne alaka?" Dedi hande.. doğru söylüyordu..

 

"Ya benim hiç erkek arkadaşım olmadı.. hele ki yani Demir gibi bir adamın kardesiyseniz iki kez düşünürsünüz zaten erkek arkadaş mevzusunu" dedi iç çekerek..

 

"Niye kendi benimle sözlenirken seni düşündü mü?"

 

"Gelde bunu ona anlat" dedi bana gülerek..

 

"Bu kişi ister Başar olsun isterse bi başkası biz arkandayız eğer senin yoluna taş koyacak olurlarsa bizi de unutsunlar o zaman" dedi Azra..

 

"Azra haklı arkandayız" dedi Mercan da..

 

"Sen nasıl istiyorsan öyle yaşa canım benim senin arkanda üç tane kapı gibi gorumcen var bide hande tabi"

 

"Üç görümce derken yoksa siz..." dedi hande kızlara dönerek..

 

Telefonum çaldığında ayağa kalkıp masadan aldım.. Demir arıyordu..

 

"Efendim canım?" Dedim heyecanla.. İlk kez canım demiştim..

 

"Yarın Poyraz ve tufanla gidiyorsun işe"

 

"Sen?"

 

"İsim var"

 

"Alla alla tek giderim ben"

 

"Asya bir kere de razı gel Tufan ve Poyraz la Dedim o kadar"

 

"Bende tek giderim dedim o kadar" dedim ve telefonu kapattım.. kızların yanına döndüm..

 

"On.. dokuz.. sekiz.. yedi.."

 

"Ne sayıyorsun sen?" Dedim elife dönerek..

 

"Suratına kapattın ya birazdan kapıda biter" dedi gülerek..

 

"Geldiği gibide gider" Dedim arkama yaslanarak... ve kapı çaldı..

 

"Aç sana kızım bak bu kapıyı da kırmasın ben senin kafanı kırarım" dedi Azra bana bakarak.. doğru söylüyordu yapardı bu kapıyı da kirardi.. oflayarak yerimden kalktım.. ve kapıya doğru yürüyüp açtım...

 

Bir şey dememe fırsat vermeden eğilip bacaklarimdan tuttu ve beni omzuna aldı.. odama doğru ilerledi..

 

"Demir.. dur ne yapıyorsun indir beni" Diye sırtına vurmaya başladım..

 

"Biz bahcedeyiz!!" Diye bağırdı Mercan... hepsi arkamızdan gülüyordu..

 

Odama girdiğinde resmen yere fırlatır gibi bıraktı ve kapıyı kapattı..

 

"Amacın ne kızım senin ters mi düşelim istiyorsun?"

 

"Ters gelirsen ters gelirim ayrıca ne isin var senin hani akşama kadar ofiste oturacaktın"

 

"İsim var Dedim ya"

 

"Ne işmiş arkadaş benden daha önemli devlet sırrı maşallah" Dedim kollarımı birlestirerek..

 

"Bak yavrum küçük bir isim var seni Poyraz ve Tufan götürecek sonra geleceğim zaten.. hem sen değil miydin sürekli dibimde durma diyen.. al istediğin oldu"

 

"İstediğim bu değil salak sensin.."

 

Eliyle yüzünü ovusturdu..

 

"Güzelim lütfen bak onlardan başkasına güvenemem artık bırak onlar götürsün"

 

"Heh soyle ya lütfen de canımı ye.. tamam gel ama sonra" Dediğimde kaşlarını çattı..

 

"Sen hayırdır emir vermeler falan üste mi çıkmaya çalışıyorsun" dediğinde gülümsedim ve parmak uçlarıma yükselip onun boyuna gelmeyi tahmin ettim ama hala bana yukarıdan bakıyordu..

 

"Becerebiliyor muyum?"

 

"Hayır" dediğinde gülümsemem yerine kaslarım catildi..

 

"İyi tamam dedim git şimdi arkadaşlarımın yanına ineceğim"

 

Beni kendine çekti.. ve öpmeye başladığında sanki susuzlugum geçmiş gibiydi.. gözlerimi kapattım ve elimi yanağına koyup karşılık verdim.. Benden ayrıldığında ikimizde nefes nefeseydik..

 

"1 saatin var sonra geliyorsun çünkü bu adam seni özledi" dediğinde güldüm..

 

"Burada mı bekleyeceksin.."kafa salladi.

 

"İyi tamam bekle belki gelirim" Dediğimde o güldü..

 

"1 saat sonra giderim kendjn bilirsin" ukala inat yapıyordu ama giderdi de gururu maşallah dağ dağ..

 

"Gelicem" Dedim huyuna gitmek istiyordum çünkü genelde o yapardı böyle şeyleri.. ve odadan çıkıp kış bahçesine yöneldim..

 

"Geldim"

 

"Gitti mi?" Dedi elif.. kafa salladım..

 

"Sana ne oldu neden ağlıyorsun" Dedim handeyi farkederek ve gidip yanına oturup ona sarıldım..

 

"Ayrılmışlar özgür le"

 

"Ciddi misin çok güzel diyordun ne oldu?"

 

"Sıkılmış benden benim maratonlugumdan eglence istiyormuş beyfendimizin evlilik adami değilmiş o kalıba giremezmis" dediğinde saçlarını öptüm..

 

"Biliyor musun iyi olmuş bosver öylesine bi ömür geçmez ne o öyle eli işte gözü oynasta" dedi Azra.

 

"Azra.. susar mısın?"

 

"Haklı asya haklı.. Azra sonuna kadar haklı.. baksana Demir beye ne kadar seviyor seni telefonu kapatıyorsun arkandan geliyor.. peşinden koşuyor.. seçen insan her şeyi yapmaz mı? Benimle eğlenmeyi secebilirdi seve seve eglenirdim onunla.. ben öyle hayatı standart olan bir insan değilim ki her şeye açığım biliyor yani" dedi hickiriklarinin ardından..

 

"Ne istersin ne yapalım?" Dedi Mercan..

 

"İçmek istiyorum deli gibi hemde deli gibi" dedi benden ayrılıp göz yaşlarını silerek.."

 

"Tamam ben getiriyorum bir şeyler" dediğinde uzanıp telefonu aldım ve WhatsApp dan Demir e yazdım..

 

Asya:Hande iyi değil erkek arkadaşından ayrılmış.. destek olmak istiyorum şu bir saati iki saat yapsak?

 

Bir dakika sonra cevap gelmişti..

 

Demir:İşin bitince gelirsin buradayım..

 

Asya:O zaman sen biraz uyu olur mu? Lütfen dinlen biraz..

 

Demir: Pijama?

 

Asya:Başarın odasından alabilirsin.. yada istersen evden gidip alabilirsin..

 

Demir:Tamam.

 

Asya: :*

 

Görüldü..

 

Sinir öpücük atsa ölür sanki.. tövbe tövbe Allahım sen bu dediğimi dikkate alma amin..

 

..

 

 

"Azra bende yatıyorum.. handeyi ellemeyin yarın izinli istediği zaman kalksın çok içti" Dedim odadan ayrılırken.. misafir odasına zor taşımıştık..

 

"Tamam canım iyi geceler.. Demir burada değil mi?" Dediğinde kafa salladım..

 

"Hadi git sarın sarmalayın birbirinizi" dediğinde ona gülümsedim..

 

"İyi geceler iyiki varsın Azra.." Bana sarıldı.

 

"Sende iyiki varsin canim arkadaşım iyi ki" yanağını öpüp ondan ayrıldım.. ve odama yöneldim..

 

Odaya girdiğimde Demir uyumuştu.. Bu çocuk neden üzeri çıplak uyuyor hep ya.. iç çekip üstümdeki sabahlığı çıkardım.. ve koltuğun üzerine koydum..

 

Yorganı üzerine cekicekken bileğime yapıştı ve birden kalktı..

 

"Benim" Dedim gülümsemeye çalışarak.. gözlerini kapatıp açtı ve kendini yatağa attığında bacağımı altıma alıp yanına oturdum ve saçlarını oksadim.

 

"Kabus mu görüyordun" kafasını hayır anlamında salladı.. eğilip dudağını öptüm.. minik bir opucukken büyüdü büyüdü çığ oldu opusmemiz derinlesirken beni birden altına aldı ve boynumu öpmeye başladığında istemeden inledim..

 

Üzerimdeki tişörtü çıkardığında içimdeki kırmızı sudyen geldi aklıma... eminim yanaklarımda o şekildeydi..

 

Parmaklarımı saçına geçirdiğimde bu sefer o inledi ve üzerimden inip yanıma yattı..

 

"Dur küçük kız yoksa ben duramayacagim"

 

"Durma.." Dedim mırıldanarak..zar zor soyleyebilmistim..

 

"Asya.. pişman olursan mahvolurum" dedi kafamı kaldırarak..

 

"Seninle yaşadığım hiçbir şeyden asla pişman olmam ki.. çünkü sensin Demir.. Sen benim her şeyimsin..." dediğimde eğilip alnımı öptü..

 

"Şunu unutma kadın.. o orman gözler benim.. Bu kiraz dudaklarda benim.. Bu alev saçan saçlar.. tarifi olmayan bu koku.. Sen benimsin kadın.. şimdi izin verir misin bende senin olayım?"

 

"İlk günden beri Benimdin zaten gözüm sana ilk değdiği andan itibaren benimdin geç anladım hepsi bu" Dedim gülümseyerek.. eğilip dudağımı öptüğünde karşılık verdim.. elleri sudyenimin kopçesini buldu ve onu çıkarıp attı.. daha sonra pijamamı ve kilodumu.. bunu inceleyerek yapması bir o kadar hoşuma giderken diğer yandan aşırı utandiriyordu beni..

 

Daha sonra kendi pijamasini ve boxerini çıkardı.. Beni üzerine aldığında kucağında oturuyordum dudaklarımdan göğüs uçlarıma kadar indi.. inlemem hoşuna gidiyormuş gibi oda inliyordu..

 

Ne kadar seviştik bilmiyorum ama.. en son beni yatağa yatirdiginda üzerime çıktı ve bacaklarımı kaldırdı.. kendini bana surtturdu sanki beni hazirliyormus gibi.. yavaş yavaş içime girdiğinde acıyla karışık inledim.. kafasını boynuma gömdü.. oda inliyordu.. ki rahatlayana kadar.. çok tuhaf bir duyguydu.. gözümden düşen yaşa engel olmadım.. insan sevdigiyle sevişirken bile aglayabiliyormus demek ki...

 

İçimden çıkıp yatağa bana donuk şekilde yattı ve beni tutup kendine çekip sarıldı..

 

"Ömrünün sonuna kadar benimsin güzelim istesende gidemezsin" dedi alnımı öperek..

 

"Sende benimsin gidemezsin" Dedim göz yaşlarım akarak..

 

"Canını mı acittim?" Kafamı hayir anlamadinda salladım..

 

"Pişman oldun?"

 

"Hayır hayır.. Bu öyle bir duygu değil Demir.. sevdiğin insanla olunca ne bilim garip bir duygu kalben ve bedenen seninim ben artık.. bunun hissiyatını anlatamıyorum sadece hepsi bu"

 

"Bana bak Asya" dedi cenemden tutup kaldırarak..

 

"Sen benim hiç bilmediğim duygularimsin bunu unutma tamam mı? Ben ölene kadar bu kalp bir tek senin için atacak bu dudaklar bir tek seni öpecek bu eller bir tek sana dokunacak bu gözler bir sana bakacak tamam mı? Çünkü başkasını ne ben isterim ne kalbim ne de bedenim" dediğinde uzanıp dudağına öpücük kondurdum ve ona sarıldım..

 

 

 

Aşk; Bir kişiye duyulan sevgi değil, o kisi uğruna bütün cihânı öldürebilmektir.. Ve sevişmek; iki bedenin birbirine teması değil, iki ruhun birbirine ait olması demektir...

Loading...
0%