Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Beyaz Ve Siyah Ayrımı..

@demirinasyasi

Yazardan;

Gölge düşünce aşka.. tüm sokaklar kararır.. gündüz ve gece karışır.. beyaz kirlenir.. ölmeyen aşık yoktur.. bedenine hapsolmuş yarım kalmış sevdalar vardır...

 

"Eee evlilik ne zaman var mı bi tarih?" Mehmete baktım birlikte molaya çıkmıştık kahve içmeye.. o kadar yoğundu ki bugün saat 3 den beri icerideydim ve zar zor yemek yemiştim.. birde Demir, Tufan ve Poyraz da buradaydı insan bir yardım eder aman imajlari bozulur.. arada gidip sigara içip geri geliyorlardi.. ofis Allah dan büyüktü de sığabiliyor üç koca adam..

 

"Yani konuşmadık"

 

"Başınıza gelenleri duydum kusura bakma şimdi söyleyeyim geçmiş olsun.."

 

"Sağol Mehmet sağol.. geçti işte"

 

"Demir bey de korkmuş baksana bütün gün buradaydı"

 

"Bende şaşırıyorum nasıl gelmedi diye" Dedim gülerek..

 

"Aaa ben sana bir şey diyeceğim de unuttum"

 

'Dinliyorum" Dediğimde Tufan ve Poyraz gelip oturdu yanımıza Demir telefonla konuşuyordu.. daha doğrusu kaşlarını catmis birini dinliyordu..

 

"Bölmeyin siz konuşun" dedi Tufan sigara çıkararak.. arkasından Mercan ve Azra geldi.. çıkış saatleriydi ikisinin de saat 22.00 olmuştu artık..

 

"Evet Mehmet bir şey diyordun?"

 

'Ya dünyanın en büyük yemek şirketleri işte ne bilim YUM, DRI, MCD, SBUX, CMPGY gibi zincir markalar her yıl bir şarkı yarışması düzenler tabi biz daha hiç birinci olamadık.. sonunculugumuzu koruyoruz.. Bu yıl sen denesene şansını.. çünkü belki Tufan bey bilir katılmak isteyenler arasında oylama yapılıyor" dediğinde tufan a baktım..

 

"Evet biliyorum söyledi ufuk bugün"

 

"Eee ne diyorsun deneyecek misin şansını?"

 

"Yani bilemedim ki" Dedim kızlara bakarak..

 

"Bence denemelisin Asya. Bu güzel bir fırsat Yani.."

 

"Yok ya" bu barda şarkı söylemeye benzemez dedi iç sesim haklıydı..

 

"Kestirip atmamalisin bence hemen sesin çok güzel tabi yinede sen bilirsin karar sesin" dedi Mehmet..

 

 

...

 

 

"Katılmak mi istiyorsun?" Yoldan bakışlarını kısa bir çevirip bana baktı..

 

"Yani sende kabul edersen.."

 

"Sen benden izin mi istiyorsun"

 

"İzin istemek gibi düşünmeyelim.. Bir çok nedeni var birincisi annen görünce ne der ikincisi senin korkuların üçüncüsü de benim korkularım yapamama korkuları.." dediğimde elimi tutup dudaklarına götürdü ve öptü..

 

"Annem bir şey demez aksine sevinir.. seninde yapamayacağın bir şey yok her şeyi yaparsın.. üçüncüsü benim Seni korumak görevim güzelim sırf bu yüzden böyle şeylerden vazgeçme" dediğinde kollarımı ona doladim sonra hemen geri çektim araba kullanıyordu ve kaza yapabilirdik..

 

"İyi ki varsın Demir.." Dedim ona dönük bir şekilde..

 

"Yapma şunu"

 

"Ne yaptım yine?"

 

"Sevginle iyi bir adam yapıyorsun"

 

"Ama sadece bana iyi bir adamsın bu yüzden bu daha güzel bence.." Dedim iç çekerek.. öyleydi bir tek benim yanımda gülmesi benimle uzun uzun konuşması o kadar hoşuma gidiyordu ki...

 

"Tufanla konuş ayrıntıları o biliyordur.." kikirdadim..

 

"Neye gülüyorsun?"

 

"Ne bilim böyle güzel güzel konuşuyorsun sonra birden hödükleşiyorsun ya onun için"

 

"Yani şimdi bizim de bir ağırlığımız var güzelim öyle sürekli mıç mıç olamam"

 

"Alla alla.."

 

"Kahve icer misin?" Dedi Starbucks ı göstererek..

 

"Dışarı da bir şeyler yapacağız ilk kez"

 

...

 

Arabayı parkedip aşağıya indi bende indim.. elimi tuttu ve anahtarla kapıları kitledi.. şuan aşırı seksi gelmişti gözüme..iç çektim..iceri girdik..

 

"İki tane sade filtre kahve" Dedim Demire bakarak.. o da ben gibi şeker kullanmıyordu.. Demir kartını çıkarıp ödedi ve diğer tarafa geçtik..

 

Kahveleri alıp dışarıya baktım.. ısıtıcının altı boştu ve oraya yoneldigimde belimden tuttu..

 

"Kaçmam merak etme" Dedim ona bakarak.. ama bana bakmadan başka yöne bakıyordu.. baktığı yere baktım.. 5 erkek oturuyordu..

 

"Başka yere otur" dediğinde en uç masaya yöneldim..

 

"İstersen gidelim" Dedim ona bakarak..

 

"Otur güzelim" dedi sandalyeyi tek eliyle çekerek. Oturdum.. umarım bir sıkıntı çıkmazdı...

 

"Demir lütfen tadımız kaçmasın" Dediğimde bana baktı.. telefonu çalıyordu..

 

"Söyle?"

 

"Starbucks"

 

"Tepebaşı" dedi ve kapattı..

 

"Seninkiler geliyor"

 

"Benimkiler?"

 

"Tufan Mercan Poyraz Azra"

 

"Sonunda altılı date yapacağız desene"

 

 

"Aşkım kurabiyede alsaydın"

 

"Yemek istemiyorum aşkım"

 

"Ya sen ye sana kurban olurum aşkım"

 

"Ya aşkım ya"

 

"Söyle aşkım"

 

Demir arkasını döndü ve kaşlarını catarak baktı.. gülmemek için dudaklarımı bastirdim.. Bana döndü..

 

"Kadının adı yok herhalde" dediğinde kahkaha attım resmen.. Bu sefer bana kaşlarını çatarak baktı daha sonra çocuklara baktığında yüzünü kendime çevirdim..

 

"Demir lütfen.."

 

Gözlerini kısa kapatıp açtı..

 

"Bir kere de dediğini yaptırma be kızım" gülümsedim..

 

 

...

 

 

"Oo gençler nabiyorsunuz burada" dedi Tufan ve Mercan el ele gelerek..

 

"Oturuyoruz siz?" Mercan eğilip yanağımı öptü..

 

"Iyiz bizde azrayla Poyraz da geliyor" dedi kapiyi göstererek..

 

"Hosgeldiniz"

 

"Kurtulamadiniz yine bizden" dedi Azra oturarak..

 

"Eee ne yapıyoruz?" Dedi Poyraz.. saate baktığımda saat gece 1 di..

 

"Saat 1?" Dedim bu saate ne yapabilirdik zaten kapanacakti birazdan..

 

"Kokoreç mi yesek?" Dedi Tufan.. gözlerim ışıldadı resmen..

 

"Son zamanlarda duyduğum en güzel şey" Dedim iç çekerek..

 

"Gidelim mi gülüm?" Dedi Poyraz azraya dönerek.

 

"Herkes de istiyorsa gidelim"

 

"Ama Bozüyük e gidelim.." Dedim Demir e bakarak..

 

"Olur" dedi ve ayağa kalktığında bende kalktım.. parmakları parmağımı bulduğunda peşinden çocuk gibi gidiyordum.. Demir e güvenmek.. Onu sevmek hayatımda aldığım en doğru karardı herhalde..

 

Arabaya bildiğimizde çalıştırdı ve yola çıktı.. o kadar guzel araba kullanıyordu ki ve bunu tek elle yapıyordu.. direksiyonu avuç içiyle dondurmesi falan çok çok hoşuma gidiyordu..

 

"Neye bakıyorsun?"

 

'Seni izliyorum" Dediğimde gülümsedi..

 

"Demir.."

 

"Söyle güzelim?"

 

"Hiç merak ediyor musun hayatımı çünkü ben merak ediyorum.. yani bana hiç bahsetmedin babandan mesela 3 ay önce ölmüş ben bunu bilmiyordum.." dediğimde ciddilesti.

 

"Bahsedecek bir şey yok" kafamı camdan dışarı çevirdim.. Neden kaçıyordu benden? Ne den bahsetmiyordu vücudundaki kurşun izlerinden? Sen bahsebildin mi? Dedi iç sesim haklıydı.. illaki o gece görmüştü sırtımdaki izleri.. susuyorduk birbirimizin geçmişine.. benim enkazımı yeniden elleriyle inşaat ediyordu ya ben onun yaralarına iyi gelebiliyor muydum?

 

Yol boyunca bir daha da konuşmadı benimle.. moralim bozulmuştu.. Kokoreç çarşısına geldiğimizde durdu.. ve bana bakmadan arabadan indi.. suratım asilmisti..

 

İndim ve arkasından giderek oturdukları yere oturdum..

 

"Ee ne yiyoruz ben bir yarım yerim" dedi Tufan ellerini ısıtarak hava cidden soğuktu..

 

"Bende yarım alayım" Poyraz a baktım..

 

"Çeyrek" dedi Azra

 

"Aynısı" dedi Mercan bana bakarak.. iştahım kaçmıştı resmen..

 

"Siz ne alırsınız" dedi kız bize dönerek..

 

"Teşekkür ederim bir şey istemiyorum"

 

"İki tane çeyrek" dedi Demir bana bakarak..

 

"İçecek"

 

"6 tane ayran büyük varsa iyi olur" dedi Tufan..

 

"Midye mi yesek?" Dedi Mercan gülerek...

 

"Abartma" dedi Azra.. Tufan mercanın elini tuttu ve midye midyecinin önüne ilerledi..

 

...

 

"İyi geceler" Dedim arabadan inecekken kolumu tuttu..

 

"Benimle uyu" dedi bana bakarak.. arabadan indiğimde hala arabada oturuyordu.. kafamla gel yaptım.. farları kapattı ve arabayı kitleyip yanıma geldi.. kızlar odasına çıkmıştı bile çoktan..

 

Odaya girdiğimizde üzerini çıkarıp bir köşeye attı.. geçen bıraktığı pijamasini giyerken arkamı döndüm yine.. sanki geçen birlikte olmamışım gibi.. yinede hala utaniyordum ne yapayım..

 

Tişörtümü çıkardığımda gelip arkadan sarıldı ve saçlarımı öne doğru ittirip sırtımı öptü..

 

"Bahsedecek bir şeyler var" dediğinde gözlerimin önüne yaslar geldi.. ve eğilip pantolonumu cikardi daha sonra beni kucağına alıp yatağa yattı.. sırtını dayadı.. karşısında sadece sudyen ve kilotla duruyordum.. Beni göğsüne dayadı..

 

"Demir.." Dedim gözümden akan yaşa engel olamamistim...

 

"Yaman Ateşoğlu" dedi alaycı bir şekilde.

 

"Baban... neden sinirlisin bu kadar babana?"

 

"Beni karanlığa hapseden o" dedi uzanıp sifonyerin üzerindeki sigarayı aldi ve yaktı...

 

"Neden kabul ettin?" Dedim kafamı kaldırıp ona bakarak..

 

"Seni görene kadar o karanlık benim sığınağımdı Asya.. seni terasta gördüğümde bir ışık sızdı içeri kabullenmek istemedim üzerini örtmek istedim.. buzlarim çatırdadı daha sonra yenildim sana.."

 

Zamanı dedi kalbim... bak sana kapı araladı bu karanlık adam.. anlat.. anlat ki kurtul bu geçmişin izlerinden..

 

"15 yaşındaydım.. Bir kadın adam geldi beni aldı.. Ne kadar kolay biz senin anneniz babanız dediler bana biliyor musun? Ilk zamanlar ilgi sevgi.. özlüyordum ama başarı, mercani, azrayi bir insanın ailesi olması için kan bağının olmasına gerek olmadığını çok erken öğrendik biz.. bize borçlusun oduceksin dedi.. adam resmen sattı beni.. iki adam vardı bu işlere bakıyormuş götürdüler beni birinin yanına.. kaçtım.. koştum koştum.. sokaklarda.. insan olmanın en boktan yani beslenmek biliyor musun? Hiç gocunmadım cop karıştırıp yemekten.. bulurlardı beni sonra yine aynı senaryo bi bodrum katları vardı ilk başlarda oraya kitlerlerdi alışıkdım ama ben aynı şeyi bizim müdür de yapardı.. kafamı dinler şarkı söylerdim bütün gün açlık susuzluk zaten alışmışım sorun da onlar değildi ama bi ışık vardı yanar söner.. gözüm dönerdi.. o ses.. çıldırtıdı insani.. Bir gün yine kaçtım kaç kez kaçtığımı ben bile sayamiyordum artık ki diyorum ya hep aynı senaryo aynı işkence.. sırtımdaki izler o güne ait.. öyle bir dövdü ki beni.. öyle bir dövdü ki bilincimi kaybetmişim.. en son Başar kurtardı beni.. o yüzden kahramanım oldu hep.. abim oldu babam oldu benim yüzümden yediği dayağın yediği cam yarası hepsi benim yüzümden.." Dedim göğsünden kalktım ve cami açtım.. goz yaşlarım sicim gibi akarken gelip arkadan sarıldı..

 

"Özür dilerim.." dediğinde ona dönüp sarıldım..

 

"Ne için?"

 

"Senin hayatına daha önce girmediğim için.. daha önce gelmediğim için"

 

"Ruhumun acılarını sildin adam sen benim bedenim ne ki ruhum sana doydu artık.."

 

"Sana dokunan eller İstanbul boğazında yüzüyor" dediğinde ondan ayrılıp ona baktım..

 

"Kim anlattı"

 

"Yunus ve İlhan" dediğinde ondan uzaklaştım..

 

"Onları nereden öğrendin.."

 

"Dün"

 

"Yalan söyleme bana!!! Elif mi Mercan mi Azra mi?" Diye bağırdım.. Bana doğru geldi ve sarıldı.. sonra kafamı kaldırıp dudaklarıma yapıştı.. alnını alnıma dayadı..

 

"Kimsenin bir şey demesine gerek yok kadın.. gözlerindeki acı yetiyor.. hissebiliyordum tam kalbimde" dediğinde bu sefer ben dudaklarına yapıştım.. kalcamdan kaldırıp yatağa doğru gitti ve beni kucağına otturdu..

 

...

 

Gözümü açmaya çalıştım.. sifonyerden telefonu alıp saate baktığımda saat 07.22 ydi.. Demire baktığımda hala uyuyordu.. uzanıp yanağını öptüğümde homurdandi.. yataktan kalkmaya çalıştım ama beni tutup kendine çekti tekrar..

 

"Biraz daha.."

 

"Koca adama bak.. çocuk gibisin" Dediğimde beni altına aldı..

 

"Koca adamı görmek ister misin?" Utanç yanaklarıma hızla dolarken.. çıplak olduğumuz geldi aklıma.. sertlestigini hissebiliyordum çünkü...

 

"Ha ha ha" Diye kahkaha atıp üzerimden kalktı.. çarşafa kendimi doladim ve banyoya koştum direk..

 

...

 

"Günaydın" Dedim merdivenlerden inerken çünkü mutfaktan sesler geliyordu..

 

"Günaydın kuzum" dedi Mercan..

 

"Ooo bakıyorum kahvaltılar hazırlanmış erkenciyiz"

 

"Poyraz ve Tufan gelecek kahvaltıya biraz özendik"

 

"Sizde baya baya sevgili oldunuz ya inanamıyorum" Dedim gülerek ve ağzıma salatalık attım..

 

"Demir nerede?" Dedi Azra..

 

"Geliyor iner şimdi"

 

"Asya nasıl hissettiriyor yani bunları konuşmak zorunda değiliz merak ettiğimde o değil sizin mahremiyetiniz sonuçta ama sırtındaki.."

 

"Biliyor.. anlattım" Dedim su içerek..

 

"Hissettiriyordan kastım bu"

 

"Rahatlatıcı sanki 8 senelik yükümü omuzlarımdan indirmiş gibiyim"

 

"Bilmediği yaralar iyileşiyormus insanın sevince" drdi Azra.. onlar adına o kadar mutluydum ki.. mutluluklarimizi da acımız gibi paylasiyorduk hep beraber..

 

"Veriyorum" Demirin sesini duyduğumda döndüm mutfağa giriyordu..

 

"Kim? Dedim telefonu bana uzatıyordu...

 

"Bak bakalım"

 

"Efendim?"

 

"Asya güzel kardeşim"

 

"Başar" Dedim çığlık atarak ve hoparlörlere aldım..

 

"Nasılsın canımın içi güzel kardeşim nasılsın?"

 

"Biz iyiz bitanem bizi bırak asıl sen nasılsın rahatın falan iyi mi?"

 

"İyim ben İyim merak etmeyin"

 

"Başar çok özledik" dedi Mercan telefona yaklaşarak..

 

"Mercan güzel gözlüm mavişim bende özledim kardeşim bende"

 

"Bende buradayım koca adam" dedi Azra..

 

"Azram bahar saçlım nasılsın"

 

"İyim canımın en içi İyim merak etme"

 

"3 gün sonra oradayım" dediğinde hepimiz çığlık attık..

 

"Durun şimdi buradakiler yanlış anlayacak.."

 

Güldüm..

 

"Karşılayalım" Dedim Demire bakarak kafa salladı..

 

"Konuşuruz onu eee sizden ne var ne yok yeni haberler var mı bi yaramazlık" kafamı hayir anlamında salladım.. Başar in hiç bir şey bilmemesi gerekiyordu.. rahat durmazdi şimdi.. geçip gitmiş bir şey yüzünden huzuru kaçsın istemiyordum onunda..

 

"Mercanla Azraya sor"

 

"Biliyorum konuştuk tufanla ve Poyrazla dün.. tabi gelince o ikisiyle hesabım ayrı.. kardesim ben anlamıyorum dünya da başkası yok sanki gelip gelip benim kardeşlerime musallat oluyor bu Atesogullari" dediğinde kahkaha attım..

 

"Yoktur belki zaten olamazda"

 

"Vay ki onların haline" dedi Başar da gülerek..

 

"Biliyor musun Asya şu dünya zincirler grubu muzikaline katılacak"

 

"Sakaaaa"

 

"Evet" Dediğimde kahkaha attı..

 

"Ağlama sonra"

 

"Ne ağlayacağım be onlar bana kurban olsun"

 

"Minik serceyi kızdırdın" dedi Azra.. kafasına vurdum..

 

"Hıı çok komik"

 

"Saka yapıyoruz güzelim.. onlar senin sesine bayılacak bak görürsün ben inanıyorum sana yaparsın sen"

 

"Keşke burada yanımda olsaydın Başar.. birlikte kazansaydık"

 

"Ne zaman ki?"

 

"10 gün sonra"

 

"Oradayım zaten" dediğinde kaşlarımı çattım..

 

"Bir hafta değil mi izin?"

 

"15 gün akıllı kardeşim.."

 

"Yemin et len"

 

"Valla bak.. neyse kızlar size doyum olmaz benim kapatmam lazım yine konuşuruz üç gün sonra dikkat edin kendinize ve sizi çok çok seviyorum güzel kardeşlerim benim Allaha emanetsiniz.."

 

"Bizde seni çok seviyoruz dikkat et kendine"

 

"Bi demiri versene" dediğinde telefonumu ona uzattım..

 

"Eyvallah sende kendine iyi bak kardeşim" dedi ve kapattı..

 

"Ne dedi" Dediğimde tabiki cevap yok.. bu adam insanı meraktan catlatirdi ya valla bak.. Ne var söylese yok kapı duvar..yatakta hiç öyle değil ama redi iç sesim.. bunun bir ayari yok yemin ederim sen benim iç sesimsin bu düşmanlık neden yani...

 

...

 

 

"Su markalar arası olan yarışma yarına alındı.." Tufan ofisten çıktı ve yanıma geldi..

 

"Ne ara gideceğiz İstanbul'a" dedi Mercan arkaya gelerek..

 

"İstanbul'da olacağını kim söyledi?" Dedi Poyraz mercana bakarak..

 

"Yani sonuçta şirket orada ya hani?" Dedi Azra da..

 

"Yavrum şirket biziz ve bizde buradayız departman öyle karar verdi Bizlik de bir şey yok" dedi Poyraz..

 

"Nasıl yani şirket sahibi sizsiniz ama bunun kararına mi varmıyorsunuz" dediğinde Kemal güldü..

 

"Azracım o işler öyle olmuyor evet şirket sahibi ATS grup ama şirketi alirken bir anlaşma imzalandı o şirkette ufuk beyin yada yalçın beyin de yüzdelik hakkı var bu yüzden bazı şeylerde onların sözü geçiyor yani sizinkiler bu konudan muhaf he belki Tufan bey yarışmanın burada olmasını istemiş olabilir burada oldukları için ama jüriye yada oy kullanma hakkına sahip değiller" dedi Kemal...

 

"Tufan neden böyle yaptın.. Zekeriya bey bana 17 kişinin katılacağını söyledi o insanlar nasıl gelecek?" Dedim ona bakarak..

 

"Ayarladık yenge rahat ol" dediğinde ufladim..

 

"Asya zaten eğer kazanırsan İstanbul da olacak müzikal o hem bizde gelebiliyoruz o zaman hande ben Mehmet falan.." dedi Kemal..

 

"Kemal unuttuğun bir şey var Samsun plaza da yalçın beyin kızı var juriyi ayarlamistir onlar her sene birinci oluyor ya hani" dedi hande..

 

"O kim ya?"

 

"Şirketin hisse sahibi %12 lik bi hissesi var kızıda samsun plazanin restorant müdürü malum her sene katılır böyle markalar arası yarışa birinci olur ne hikmetse ama müzikal de tirt sonuncu umarım bu sene hak kazanır" dedi hande kolumu sivazlayarak.. isim zordu..

 

"Asya asma suratını biz sana inanıyoruz güveniyoruz" dedi Azra yanıma gelerek..

 

"Neyse hadi gidelim biz yunus yerleri iyi yıka.. " dedi Kemal dükkandan çıkarak.. o sırada Demir girdi içeri..

 

"Ne zaman çıkacaksın.." dedi yanıma gelerek..

 

"Bir yarım saate çıkarım"

 

"Bekliyorum" dedi ve dükkanın önündeki koltuklara gitti..

 

"Asya hanım bir şey soracağım ama" dedi yunus yanıma gelerek..

 

"Tabi sor yunus"

 

"Yani merakımdan yanlış anlamayın.. nasıl başardınız"

 

"Neyi?" Dedim gülerek..

 

"Demir bey sözlünüz.. aynı zamanda şirketin sahibi resmen.. adam her gün burada ve bize ağzını açıp tek kelime etmiyor Zekeriya bey geliyor mesela o ilgileniyor bizimle Demir beyin çalışmamız ile ilgili bir şey dediğini duymadım yada Tufan ve Poyraz beyin"

 

"Çünkü yunuscum Söyle bir ayrım var Tufan mercanin Poyraz da azranin erkek arkadaşı onlar sevgililerini görmeye geliyor Demir de beni.. Tek fark dükkana rahat girip çıkmaları.. patron olarak geldikleri zaman merak etme ben dahil hepimizin ağzına siciyorlar özellikle de Tufan bey"

 

"Hadi ya bende böyle kapanışa gelip gidiyorum" dedi gülerek..

 

"Bunun ayrımını yapabilmek önemli.. mesela ben çalışıyorum Mercan çalışıyor Azra da öyle eger ki çalışmasak zaten sıkıntı hak yeriz.."

 

"Evet valla gamzeden ve kızlardan daha çok çalıştığınız belli zaten bugün geldiğimde boardda ürün atıyordunuz"

 

"Evet insanlar yoruluyor yunus mola en büyük hakları biz nasıl gidiyorsak onlarda gidebilir değil mi?" Dedim ve ofise yöneldim..

 

Halletmem gereken bir envanter vardı..

 

...

 

"Kolay gelsin yunus ben çıkıyorum"

 

"Görüşürüz Asya hanım iyi geceler.. " dedi arka odadan çıkarak o sırada Demir girdi içeri.

 

"Size de iyi geceler Demir bey"

 

"Eyvallah" dedi Demir.. gülümseyip elini tuttum..

 

"İnsanları korkutuyorsun Demir biraz gül" Dedim gülerek..

 

"Yapım bu"

 

"Yopom bo" Dedim onu taklit ederek..

 

"Yapma şöyle çok çirkin oldun" dedi bana kaşlarını catarak..

 

"Alla alla ya"

 

"Basladi yine benim mesai" avmden çıktık.. dışarı da yağmur yağıyordu..

 

"Yürüsek mi?"

 

"Buradan?"

 

"Gotün mü yemedi?" Dediğimde ağzıma vurdu..

 

"İyice bozuldu ağzın" kaşlarımı cattim..

 

"Nasıl vurursun ya bana"

 

"Ne o kucuk bir kız çocuğu gibi ağlayacak misin?"

 

"Ne ağlayacağım be" Dedim kolunu ısırarak..

 

"Acıttığını mi düşünüyorsun?"

 

"En azından denedim" Dedim omuz silkerek.. Beni kolunun altına aldı ve eve doğru yürümeye başladı.. avmyle evin arasında yaklaşık 5 km vardı..

 

...

 

"Hadi gir üşüme" ikimizde islanmistik..

 

"İyi geceler koca adam"

 

"Eyvallah" dedi gülerek ve eğilip anlimi öptüğünde eve girdim.. seviyordum ya bu adamı.. Her şeyini hemde her şeyini.. Beni çocuk gibi seviyordu.. Asiye annenin dediği gibi sevdiğinin üzerine gölge bile düşse insan üzülürmüş.. doğruydu.. Yakan da aşktı söndüren de..

 

...

 

 

Mercan..

 

"Asya Allah aşkına ilk kez mi şarkı söyleyeceksin?" Dedi hande yanımıza gelerek.. doğru söylüyordu gereksiz heyecan yapıyordu şuan..

 

"İlk kez söylemeyeceğim evet ama ilk kez beni değerlendirecekler"

 

"Sakin kal yeter" dedi Azra..

 

"Bak biz zaten görebileceğin yerdeyiz.. Ben Mercan Azra elif hatta asiye teyze de.."

 

Ofladi..

 

"Sahneye Asya Aslanbey i davet ediyorum" Diye bağırdı adam..

 

"Hadi çık ve şov yap" Dedim yanağından öperek.. gülümseyip sahneye ilerledi..

 

Şarkı girdiğinde.. bizimkilere baktım.. Sezen Aksu-Firuze çalıyordu.. Asiye teyze gülümseyerek izliyordu Asyayi.. Demire baktığımda sakallarıyla oynuyordu.. öyle bir bakıyordu ki Asya'ya sanki şuanda kimse yokmuş gibi..

 

Bir gün dönüp bakınca

Düşler içmiş olursa yudum yudum yıllarını

Ağla ağla Firuze, ağla

Anlat,

Bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu

Kıskanır rengini baharda yeşiller

Sevda büyüsü gibisin sen Firuze

Sen nazlı bir çiçek

Bir orman kuytusu

Üzüm buğusu gibisin sen Firuze

Duru bir su gibi

Bazen volkan gibi

Bazen bir deli rüzgar gibi

Gözlerinde telaş

Yıllar sence yavaş

Acelen ne, bekle Firuze

Acılı bir bakış yerleşirse eğer

Kirpiğinin ucundan göz bebeğine

Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de

Bir gün gelir ödenir

Öde Firuze

 

Şarkı bittiğinde ayağa kalkıp alkisladik hepimiz.. Asya tüm şarkı boyunca demire bakmisti.. hala daha bakıyordu.. gurur duyuyordum onunla.. o kadar guzel söylemişti ki.. önceden de güzel söylerdi ama acılarını... anlatamadığı tutsak kaldığı acılarını.. şimdi aşkını haykiriyordu sözleri.. sesi.. bakışları.. Bu yüzden daha güzeldi işte..

 

...

 

"Niye uzun sürdü bu kadar?" Dedim kemale eğilerek..

 

"Asyayla şu Yalçın beyin kızı Zeynep arasında kararsız kalmış sözde jüri tekrar söyleyecekler.. Aslında eminim Asyayi istiyor jüride yalçın bey tabi kızı kazansın istiyor"

 

"Ya ne saçma iş arkadaş" dedi hande..

 

"Bakalım bir şarkı daha söyleyecekler şimdi"

 

"Offf.. Asya çok stres yapmıştır ya" Dedim..

 

"Asya bu kızım kaybetmez izle şimdi şovunu" dedi Azra..

 

İlk once sahneye kız çıktı söyledi.. asyanin sesinin yanında esamesi bile okunmazdi bu kızında işte torpil böyle bir şey.. Asya gururluydu asla böyle bir şey istemezdi Demir den bileğinin hakkıyla kazanacaktı arkadaşım inanıyordum ben..

 

Şarkı bittiğinde elif eğildi bize

 

"Ne söyleyecek acaba? Umarım Sezen Aksu girer.."

 

"Bilmiyorum ki" Dedim iç çekerek..

 

Asya sahneye tekrar geldi.. müzik girdiğinde Elif dönüp bize baktı.. tufanla göz göze geldim..

 

Hey Karadeniz çalmaya başladığında.. özlem çelik gibi söylemişti giriş uzun ve diyaframdan ortalarında eğlenceli.. şarkı bittiğinde Asiye teyze bile ayağa kalkıp alkışladı.. hatta jüri bile alkisliyordu..

 

...

 

"Ha şimdi bi Karadeniz geluni oldun" dedi asiye teyze Asya'ya sarılarak..

 

"Bak bak hala tüylerim diken diken" dedi elif de sarılarak..

 

"Çok sagolun hepiniz iyiki varsınız ya sayenizde" dedi hepimize gülümseyerek.. gidip yanına sarıldım..

 

"Deliye bak biz ne yaptık asil senin o güzel sesine sağlık" Dedim yanaklarını öperek..

 

"Sen var ya bir numarasın kızım hah senin sesinin yanında bülbüller bile susar" dedi Azra da gelip sarılarak..

 

"Simartmayin beni"

 

"Valla yenge bir ara ne olduğumuzu şaşırdık ya nasıl bir nefes varsa ben hissettim"

 

"Helal kız sana" dedi Poyraz da..

 

"Demir nerede?"

 

"Bak şurada yalçın beyle konuşuyor" dedim ona eğilerek.. yalçın bey de gidince kuliste biz bize kalmıştık..

 

"Asyacim biz ufuk beyin yanına gidiyoruz bunu kutlayalım bugün olur mu?" Dedi hande de Asya'ya sarılarak..

 

"Haberleşiriz"

 

"Sayende telefonlarim susmuyor" dedi Kemal telefonu göstererek..

 

"Hadi canim öptüm tekrar tebrik ederim"

 

"Hande Hadi ufuk bey bekliyor" dedi Kemal kapıdan çıkarak..

 

"Görüşürüz"

 

Demir yanımıza doğru gelirken kulise bir adam girdi..

 

"Ooo Asya Aslanbey tebrik ederim" Tufan direk önümüze geçmişti Poyraz la.. kimdi bu yayık ağız..

 

"Sakin olun gençler silahsızım" dedi belini göstererek..

 

"Ne istiyorsun lan" dedi Poyraz dişlerinin arasından..

 

"Duydum ki Demir söylenmiş bir tebrik edeyim" dedi eğilip asyaya bakmaya çalışarak.. Demir Asyayi arkasına aldı..

 

"O gözün bir daha Asya'ya değerse kafana sarjoru boşaltırım" dedi Demir.. şu hali o kadar korkunçtu ki şu pis adamın yerinde olmak istemezdim doğrusu..

 

"Yazık sana Asya.. Bu kadar kıskanç bir adamla zor-" dediği sırada Demir silahını adamın ağzına soktu..

 

"Adini ağzına alma lan" kukremisti resmen...

 

Asya Demir in önüne geçti..

 

"Demir.. lütfen"

 

"Bu adamın baktığı yerde durma Asya çık" dediğinde asiye anne bizi toparlayıp dışarı çıkardı..

 

"Kim anne bu adam?" Dedi Asya kulisten uzaklaşarak..

 

"Tuvalete hayde.. sorularınızı onlara sorarsınız hayde kizlar hayde.." dedi bizi tuvalete sokarak..

 

Tufan..

 

"Abi.." Dedim kolunu tutarak.. beynini patlamasa bari adamın..

 

"Ne diyeceksen de sende sonra siktir git yoksa yiyeceksin kafana" dedi Poyraz..

 

"Size babamın selamını getirdim.. adamın mallarını yok ettiniz Anlaşmayı bozmuş.. yani kısacası bundan sonra baktığınız her yerdeyim"

 

"O babana söyle.. çoluk çocukla uğraştırmasın beni gotu varsa adamsa kendi gelip hesap sorsun" dedi Demir dişlerinin arasından..

 

"Doğru diyorsun babam biraz korkuyor senden.. senden korkmayan mi var Demir Yapma Allah aşkına" dedi alay eder gibi.. abi sakin kal ne olur sıkma kafasına..

 

Demir Doruk un ayağına sıktığında.. gözlerimi kapattım.. Doruk yere düşüp bağırmaya başladı.. Demir eğilip saçlarını tuttu ve ona bakmasını sağladı..

 

"Selamını aldım.. bende çıkan silah geri belime girmez vurmadan buda ona uyarimdir bir daha karşıma anamın bacilarimin sozlumun yanında çıkarsan bu sefer topuğuna değil kafana sıkarım.. şimdi git o babana söyle kaçsın.. kaçın.. Demir ateş olup üzerinize yağacak de" dedi ve saçını ittirdi..

 

Doruk cevap veremeden yerde kıvranıyordu..

 

"Korkut" Diye bağırdım..

 

"Buyur abi?"

 

"Bunu alın götürün verin babasına.. Demir in de selamını söyleyin" Dedim ve abimin arkasından çıktım..

 

Ortalık fena kizisacakdı.. karanlık tarafımız gün yüzüne çıkmıştı bir kere.. Demir dediği gibi ateş olacaktı ve yakmadan da sönmezdi artık..

 

 

 

....

 

Yazardan...

 

Her güzel şeyin bir sonu vardır acaba Demir ve Asya'nın sonu bundan sonra ne olacaktı.. Demir böyleydi işte.. siyah her zaman beyazı yutar.. Dediği gibi parçalana parçalana seveceklerdi birbirlerini.. gök yüzü ağlayacak.. dereler taşacak.. bekleyişler belki yıllar alacak ömürlerinden.. kalbi eriyen bir adam.. sevdiği kadın olmadan ne yapacaktı.. yüreğine, bedenine tek bir adam sığdırmış kadın beklerken çektiği acıyı unutacak mıydı?

Loading...
0%