@demirinasyasi
|
Kapak fotoğrafı Demir'in evi...
"Demir bey?" gözlerinden gözlerimi çekerek.. urkuyordum bu adamdan nedensizce..
"Kızı duydunuz" Bana bakmiyordu..
"Sen kimsin lan it" adam montunu çıkarıp yere fırlattı..
"Belanız" cebinden telefonu çıkarıp bana uzattı ve adamların üzerine gitti..
Adamları tek tek profesyonelce indirirken hayranlık duymadan edemedim.. karşılaştırmak değil amacım ama Başar en azından bir iki tane yemişti adamlardan bu kendine dokundurtmadan dövüyordu resmen.. şuanda emin olmuştum bu adamın %100 u kastı.. çocuk yerden kalkıp cebinden bir çakı çıkardığında bağırdım..
"Arkanda!!"
Demir arkasını dönüp çocuğun üzerine gitti.. çocuk bıçağı salladığı sırada tuttu ve kendine çekip kafa attı.. elinden kanlar yere damlarken hızla yanına koştum..
"Eliniz.. eliniz kanıyor iyi misiniz?" Dedim elini iki avcumun arasına alarak.. Bana bakmiyordu bile... elini avuçlarımdan hızla çekti ve yürümeye başladı..
Arkasından öyle bakıyordum ki durdu.. sırtı Bana dönüktü omuzunun üzerinden kısa bir bakış attı bana..
"Yürü"
Etrafıma bakınıp hızla peşinden gittim.. Bu bu son model Jeep Wrangler di.. kendi gibi arabası da simsiyahdı tabi ne bekliyordum ki sürücü koltuğuna binerken tekrar bana baktı..
"Bin"
Sürekli emir mi verirdi bu insanlara? Ne tuhaf bir adam.. gerçi teşekkürü hakkediyordu...
"Nereye gidiyoruz Demir bey?" Cevreyoldundaydik tepebaşı taraflarında..
"Evine"
"Hastaneye gitmemiz gerekiyor eliniz kesildi farkında mısınız? Mikrop kapar" Cevap vermedi hoş bende cevap bulmayı ummuyordum ama evime de götürecek kadar salak değildim..
"Bakın teşekkür ederim yardım ettiniz ama elinize baktirmamiz lazım en azından içim böyle rahat eder"
"Hastane olmaz" dediğinde ofladim bir bakımdan da haklıydı tanınmış bir insan gecenin bu saati hastaneye gidiyorsa illaki çekip yayınlayan biri olurdu..
"O zaman bir ec-"
"Gerek yok"
"Ama yardım etmek istiyorum"
"Edeceksin zaten" dediğinde kaşlarımı cattim.. iyi niyetimi suistimal ediyordu resmen..
"Durdurun arabayı ineceğim" elimle kapıyı yokladigimda kitliydi.. kahkaha attı ama ürkütücü bir kahkaha.. adamın her şeyi korkunçtu resmen..
"Sana bir şey yapacak değilim küçük kız" dedi gülümsemesi suratından silinirken ve ekledi.. "Tipim değilsin" hah haspama bak ya ben bayıldım ona.. egoist narsist zengin zubbesi..
"İneceğim" Dedim üzerine basa basa..
"Evin?" Beni duymuyor muydu bu adam?
"Gerek yok" dedim onun gibi..
"Telefon" dedi bana bakmadan..
"Ne diyorsun ya?" Sinirlenmistim artık gerçekten de sinirimi bozuyordu çünkü..
"Telefonum" dediğinde kavga esnasında telefonunu bana verdiğini hatırladım ve cebimden çıkarıp ona uzattım..
Telefonla birini aradı..
"Asya'nın evinin adresi' Dedi ve kapattı.. ağzım açık bakakalmistim..
"Ne yaptığını sanıyorsun ya sen ne yapacaksın evimi" sinir kat sayım korkumun önüne geçmişti artık ...
"Bırakacağım"
'İstemiyorum diyorum adam ineceğim diyorum sana.. Sen ne anlamaz bir şeysin"
Cevap yok.. kısa bir süre sonra telefonuna mesaj geldi.. mesaja bakıp evime doğru sürmeye başladığında arkama yaslandım..
...
"Az önce gösterdiğim tepkiden dolayı kusura bakmayın teşekkür ederim geçmiş olsun" Dedim arabadan ineceğim sırada.. sinirim geçmişti ve pişman olmuştum adam yardım etmişti altı üstü.. Bir de büyük büyük patronumdu resmen kovarsa ne bok yerdim ben..
"İn" sesi dümdüzdü resmen..
Gözlerimi kısa bir kapatıp açtım.. ve arabadan indim..
Gaza basıp sokaktan çıktığında hala arkasından bakıyordum.. restorandan kovabilirdi ama şarkı söylememi umarım engellemezdi çünkü şu hayatta yaptığım en iyi şeydi şarkı söylemek.. hayallerimdi..
...
Poyraz..
"Annem uyudu mu?" Dedi Demir yanımdaki koltuğa kendini atarken..
"Eline naptin lan?"
'Küçük bir kız çocuğu çizdi" dedi gülerek..
"Hiç bir bok anlamadım ama umarım Karşıdaki yaşıyordur çünkü gözlerden uzak durmamız lazım" Tufan haklıydı.. polisin dikkatini çok cekmistik bu aralar o yüzden batmak üzere olan bir şirketi almıştık ve dikkat cekmeyecegimiz görüşmeleri rahat yapabileceğimiz bir bar.. Eskişehir e de bu yüzden taşınmıştık bir süre burada kalmamız İstanbul dan uzak durmamız gerekiyordu..
"Anneme gelin buldum' Dediğinde içtiğim viskiyi puskurttum..
"Senin ağzını sikeyim" dedi Demir bacağını çekerek..
"Asya mi?" Dedi Tufan Demir'in yanına oturarak.
"Aynen.. işime yarar"
"Kızın bundan haberi var mı?"
"Yarın olacak"
"İstemezse"
'Kendi bilir" dedi ve viski şişesini kafaya dikti..
"Tehtit mi edeceksin?"
"Sayılır."
"Su arkadaşlarıyla mi? Hadi erkeği anladım da sen kadına dokunamazsın"
'Saçma saçma konuşup canimi sıkma Tufan benim"
"Kovarım ve iş bulamazsınız diye oda arkadaşları için kabul edecek" Dedim.. aklının nasıl çalıştığını biliyordum artık..
"Oğlum hosgeldun" dedi annem merdivenlerden inerken.. Asiye anne benim öz annem gibiydi zaten öyledi de işte.. üvey annem olmasına rağmen beni O büyütmüstü üstelik aldatilmasina rağmen ve o kadının çocuğu olmama rağmen beni kardeşlerimden ayirmamis bağrına basmıştı.. Bu kadındı benim annem.. 3 aylıkken beni babamın kapısına atan kadına anne demezdim.. eziyetimi asiye annem çekmişti..
"Hosbukduk annem" dedi Demir toparlanıp elini sakladı..
"Gördüm ha o eluni ne oldu gene ne fışkı yedin?"
"Abimin kız arkadaşına saldırmışlar anne o da dövmüş" dedi Tufan gülerek.. Demir kafasına vurduğunda annem kaşlarını çattı.
'Doğru mudur ha usagim kız arkadaşın mi var? Sonunda gelinum oldu ha mi?
"Evet anne" dedi Demir bakışlarını kaçırarak.
'Allahum sana şükürler olsun gözüm açık gitmeyecegum öteki dünyaya" dediğinde kaşlarımı cattim.
"Annem o nasıl söz ağzından yel alsın.." Dedim yanına gidip sarıldım..
"Sanki bilmeysunuz durumu neyse işte gelun kızımla ne zaman tanisacagum"
"En yakın zamanda annem en yakın zamanda.." dedi demir annemin ellerini avuçlarının içine aldı ve öptü..
...
Asya..
Neden cagirmisti ki beni Tufan bey.. Ne diyecekti.. dudaklarımı kemiriyordum meraktan..
Bir adam yanıma geldi..
"Asya hanım?"
"Benim buyurun siz kimsiniz?"
"Tufan beyin çalışanı sizi yanına götürmeye geldim" dedi telefonu bana uzatarak alıp kulağıma dayadım.
"Asya seni korkutmak istemezdim kusura bakma ama biliyorsun gazeteciler şimdi yanıma gelebilir misin?"
"Tabi.." Dedim mırıldanarak ve ayağa kalktım..
"Buyurun efendim bu taraftan" dedi adam ceketini tutup eliyle sokağı isaret etti.. itibar görmeye alışık değildim.. garipsemistim..
Range Rover in kapısını açtığında bindim.. Tufan bey telefonunu bıraktı..
"Nasılsın Asya?"
"İyim sagolun siz?"
"Bende iyim kusura bakma seni de rahatsız ettim işin yoktur umarım"
"Yok Tufan bey de bir şey mi oldu?" Dedim meraktan catlayacaktim..
"Abim seni bekliyor" dediğinde gözlerimi portlettim.. kesin kovulmuştum.. kesin.. salak mısın kızım bu kadar zengin bir adam senin kovuldugunu söylemek için mi ayağına çağıracak dedi iç sesim haklıydı..
"Korkmana gerek yok konuşacaksınız sadece" dediğinde gözlerimi yola çevirdim.. Ne istiyordu bu adam benden..
...
Büyük bir villanın hatta tripleks evin önüne geldiğimizde kapıda 4 5 tane takım elbiseli adam vardı ve selam verip otomatik demir kapıyı açtılar.. araba bahçeye doğru girerken bahçedeki çiçekler dikkatimi çekmişti..
"Geldik" dedi Tufan bey bana gülümseyerek.. gülümsemeye çalıştım ve arabadan indim..
"Arka bahcededir" dedi Tufan bey önden giderek evin etrafından dolaşıp arka bahçeye vardığımızda.. burası tam bir cennetti.. havuzu ekili çiçekler mis kokan ağaçlar... Demir denilen adamın tam tersiydi resmen...
"Hosgeldin Asya" dedi Poyraz bey ayağa kalkarak.. elini uzattiginda elini sıktım..
"Hosbukduk Poyraz bey nasılsınız?"
"Teşekkür ederim seni sormalı?"
"İyim Sağolun" gözüm Demir beye kaymisti istemsiz..
"Biz sizi baş başa bırakalım hadi kardeşim" dedi Poyraz bey Tufan beye bakarak..
"İki kahve söyleyin bize sade" dedi bana bakarak..
Öylece arkalarından baka kalmıştım..
"Otur" dedi eliyle koltuğu isaret ederek.. eteğimi düzeltip oturdum... atar yapma Asya sakın kızım ne olur sakin kal..
"Bir şey mi oldu demir bey neden geldim buraya' Dediğimde orta sehpadan dosya gibi bir şey aldı..
"Oku" dedi bana uzatarak.. elinden aldım.
"Bu ne?"
'Seninle bir anlaşma yapacağız Asya.. Bir kere Anlatacağım.. 1 sene boyunca sevgilim olacaksın gerekirse ki gerekmeyecek evlenecegiz ama bu süreçte sözümden çıkmayacaksın sevgilin falan olmayacak bir sene sonunda da zaten evli olsak da bitecek sevgili olsak da bitecek" dediğinde kulaklarım ugulduyordu ne diyordu bu adam?
"Ne?" Dedim duyduklarimi idrak edemeyerek..
"Bir kere Anlatacağım Dedim değil mi?"
"Neden kabul edeyim ki Böyle bir şeyi salak miyim ben?" Dedim sinirle yerimden kalkıp dosyayı sehpaya fırlattım.. oda ayağa kalkmıştı.. gelip tam önümde durduğunda kaşlarımı catip kafamı kaldırdım aramızda 15 veye 17 santim vardı..
"Edeceksin" dediğinde kahkaha attım..
"Hasiktir oradan" Dedim ve yere tükürüp çıkışa yoneldigimde kolumdan tutup beni kendine yapıştırdı..
"Kendini düşünmüyorsan arkadaslarini düşün" dediğinde kafamda şimşekler çakmıstı..
"Onlardan uzak dur yoksa.." Dedim parmağımı ona sallayarak.
"Yoksasina ben karışmam küçük kız değil kovulmak bir daha iş bulamazsınız" dediğinde yutkundum.. ağlama asya burası yeri değil..
"Ne o kucuk bir kız çocuğu gibi ağlayacak misin? Büyümen zor mu geldi? Başar olsa yapardı dimi?" Dediğinde yüzüne tokat attım.. anlaşılan bu adam hayatimizi biliyordu ve konuşmasına ağzına sakız yapmasına izin verecek değildim.. tokatin etkisiyle dişlerini sıktı ve bu sefer belimden tutup beni kendine iyice yapıştırdı.. gözümden düşen bir damla yaşa lanet ettim.. iki günde hayatıma giren adamın hayatımı sikisini izliyordum.. çarem yoktu kabul edecektim.. dediği gibi Başar için..zamanında benim için yaptıklarını ödeme zamanım gelmişti.. buyumeliydim artık.. o sokaklarda kaçan küçük kız değildim.. düştüğümde Başar beni kaldırıldı hep şimdi kendim kalkmasını ogrenmeliydim..
"Bir daha sakın.." dedi dişlerinin arasından..
"Sakin bana ben istemediğim sürece dokunma yakarım" dedi ve beni ittirdi..
"Sartim var" Dedim dosyayı alıp yırtarak..
"Söyle" bana bakmiyordu bile.. yüzüne bile bakmadığı insanın sevgilisi olmasını istiyordu peki neden?
"Bana dokunmayacaksin ki bende sana dokunmam, mümkün olduğunca gorusmeyecegiz, işime karismayacaksin bende senin dediğin sevgili yapmayacağım ve en önemlisi arkadaşlarımdan uzak duracaksın bu durumu da kimse bilmeyecek" Dediğimde güldü..
"Ayrıntıları git Tufan anlatsın"
"Bana emir verme"
"Nabarsin?" Dedi bana alaycı bir gülümsemeyle..
"Tahmin bile edemezsin" Dedim ve bahceden ayrıldım.. gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim..
"Asya.." dedi Tufan bey arkamdan bağırarak..
"Efendim" Sinirle ona döndüğümde sasirmisti..
"Abim adına özür dilerim konuşalım mı?" Dedi içeriyi göstererek..
"Dışarı da konuşsak şuanda burada bulunmak istemiyorum" Dedim Demire bakarak.. duvara yaslanmış bizi izliyordu.. nefret ediyordum bu adamdan...
"Tabi sen nasıl istersen" dedi ve gecmem için eliyle isaret ettiğinde Demire son bir bakış atıp bahçeden çıktım..
"İleride bir cafe var oturup konuşalım" dedi arabaya binerken..
"Olur" Dedim ve kapıyı açıp içeri girdim..
...
"Kusura bakma yani ne diyeceğimi bilmiyorum"
"Sen niye özür diliyorsun ki onun hayvanlığı" dedim kahvemi yudumlayarak ve sigara yaktim..
"Rahatlığına hayran kaldım" güldüm..
"Kusura bakmayın size ayıp etmek istemedim"
"Tufan diyebilirsin sorun yok zaten bundan sonra alışsan iyi olur özellikle annemin yanında abime demir diyeceksin zaten yada kardeşime Poyraz" dedi oda bir sigara yakarak.. anne mi?
"Bana her şeyi anlatabilir misiniz neyi kabul ettigimi bilmek istiyorum"
"Annem.. ölüyor Asya.. ve tek istediği de abimin murvetini görmek.."
"Ben çok üzüldüm annen adına.." annesizlik ne babasizlik ne çok iyi bilirdim...
"Bak biz karadenizliyiz.. abim ailemizin en büyüğü geçen ay babamızı kaybettik işlerin başına o geçti.. Poyrazla babalarımız bir yani anladın sen ama annem büyüttü onu annesi 3 aylıkken bırakıp gitmis zaten aramızda 4 ay olduğu için benden dört ay büyük kendisi.. annem emzirip büyütmüş bizim kardeşimiz zaten sorun yok ama annem onu da biz gibi sevdi büyüttü.. geçen ay babamı kaybettikten sonra annemin kanser olduğunu öğrendik kan kanseri.. yaşını da göz önünde bulundurunca doktorlar her şeye hazırlıklı olmamızı söyledi.. tabi tedavisi sürüyor ama belki kurtulamayabilir yani bu yüzden son isteği abimin murvetini görmek onu ve bizi birine emanet etmek istiyor aklınca.." dediğinde uzanıp elini oksadim..
"Kötü düşünme lütfen.."
"Sağol desteğin için.. işte bu yüzden abimde seni seçmiş neden bilmiyorum belki de ümit baglamayacagin içindir yani anlaşma bitince gideceğini düşündüğü içindir.. sizi araştırdı evet tehtit etmesi hoş değil ama yapar Asya bana inan yapar annem için her şeyi yapar.."
"Yani başkalarının hayatı umurunda değil öyle mi?" Dedim sinirle tabi ki annesine üzülmüştüm ama tehtit etmesi çok sağlıklı bir kafa gibi durmuyordu..
"Diyorum ya hoş değil..senden istediğine gelecek olursak.. birincisi sevgilin olmaması yalandan bile olsa sevgilisi olacaksın kendine yediremez vurur adamı ikincisi ona karismayacaksin o istediğini yapar özür dilerim açık olacağım istediğiyle yatar kalkar üçüncüsü çok soru sormayacaksın o ne derse tamamdır arkasını arama dördüncüsü bu da benim sana tavsiyem Asya sakın inatlaşma.." dediğinde kaşlarımı cattim..
"Sadece onun gururu var yani? O zaman ona söyle birincisi onunda yatıp kalktığı kimse olamaz madem gerekirse kamera önüne de çıkacağım kendimi rezil edemem ikincisi sorumu sorarım cevabını vermek ona kalır ki vermek zorunda üçüncüsü ben özgür bir insanım bana karışamaz dördüncüsü ve benimde sana kendimden tavsiyem onda Karadeniz inadı varsa bende daha fazlası var huyuma gidecek o ben değilim yani inatsa inadim"
"Şimdi neden seni sectiginj anladım" dedi gülerek..
"Elma miyim armut muyum Tufan ben" dedim sinirle kahkaha attığında bende attım.. kendimi boktan bir duruma sokmustum.. acaba bizimkilere ne diyecektim.. basara doğruyu söylediğim anda gelir kavga çıkarırdı kesin.. hepsine el mecbur yalan söyleyecektim belki kızlara doğruyu soylebilirdim ama onlarda kabul etmezdi ki.. bunu yapmak zorundaydım.. yoksa omurumuz billahi o çok severek kurduğumuz hayallere ulasamazdik.. zengindi bir kere bu insanlar parayla her şeyi hallrderdi.. Bu iş bitince de özgür olacaktım... olacaktık..
...
"Asya doğru düzgün anlat bak kafanı kıracağım" söylediğime pişman etmişti beni ikisi..
"Kızlar bakin sakın iş yerindekiler bilmeyecek sevgili olduğumuzu zaten numaradan anlattım size en önemlisi Başar duymayacak duydunuz mu beni yoksa asla kabul etmez"
"Sen salaksın edersin çünkü? Ya sana bizi koru diyen mi oldu aklımı kaciracagim" dedi Azra ayağa kalkarak..
"Azra bak bir anlaşma yaptık tamam mı bu işin sonunda yüklü bir para alacağım... sizce bu durumda istediğimiz hayallere ulaşabilir miyiz?"
"Heh para karşılığında kendini feda ediyorsun yani? Asya bu sen misin?"
"Bak kalbini kıracağım Azra ben orospu muyum bedenimi mi satıyorum" Dedim sinirle yerimden kalktım ve dolaptan bira alıp kafama diktim..
"Onu kastetmedigimi biliyorsun Asya.. Başar duyarsa ne olacak hiç düşündün mü ağzımıza sicar bak yol yakınken vazgeç taşınırız bu şehirden izimizi kaybettiririz" dedi yanıma gelip birayı elimden aldı ve kafasına dikti..
"İmkansız Anlaşmayı bozarsam bir daha iş bulamayız adam çok zengin kızım bana açık açık her yeri satın alırım Got gibi kalırsınız dedi"
"Peki bir sene dayanabilcek misin?" Dedi Mercan..
"Dayanilmicak bir şey yok o da zaten beni istemiyor annesi çağırdığında gidip gözükecegim hepsi bu" Dedim omuz silekerek.
"Peki Başar ona sevgilin olduğunu söyleyecek misin?"
"Mümkün olduğunca saklayacagiz tabi öğrenmeyecek öğrenirse de bulurum bir yolunu ne yapayım çok aşık oldum seviyorum ölüyorum derim" koltuğa kendimi attım...
"Oda ne inanır ya senin birini sevip aşık olduğuna" dedi Mercan da kendini yanıma atarak...
"Lan düşünsenize magazinden öğreniyormus" kahkaha attım azraya bakarak.. Başar ve magazin ne kadar ironik..
"Asya bak kendini zorda hissettiğin bir an ne olursa olsun vazgeçeceksin anladın mı? İstemediğin her hangi bir şey de rica etmiyorum senden.. önemli olan sensin gerisi bir şekilde hallolur" dedi Azra bana sarılarak.. kollarımı ona doladim.. o kadar şanslıydım ki Rabbım belki ailemi bana uygun görmediği için 3 tane kardeş vermişti bana.. Bu insanlar benim şansımdı resmen ne yapmıştım ben onları hakkedecek.. Mercan da öteki yanıma gelip bana sarıldı.
"Her zaman yanındayız önemli olan bizim ayrılmamız" dediğinde alnından öptüm..
"Merak etmeyin her şey iyi olacak" Dedim umarım öyle olur Asya yoksa kendini bu boktan duruma soktuguna değer...
...
"Oturabilir miyim?" Dedi Toprak 32 diş sırıtarak..
"Otur" Dedim telefona bakmaya devam ederek..
"Eee adını söylemeyecek misin? Başarın sevgilisi olmadığını biliyorum"
"Yani?"
"Tanışabiliriz diye düşündüm"
"Tanisamazsiniz" dedi tanıdık bir ses.. kafamı kaldırıp baktığımda bu Demir di ne işi vardı burada.. simsiyah görüntüsüne siyah şapka takip önüne kadar indirmisti.. anlaşılan tanınmak istemiyordu..
"Sen mi karar veriyorsun buna kimsin" dedi Toprak ayağa kalkarak.
"Gerçek erkek arkadaşım" Dedim ayağa kalkıp Demir in önünde durdum..
"Öyle olsun Asya nasıl olsa bir gün tanışırız" dediğinde Demir adım atmıştı..
"Lütfen bir gören olacak" Dedim kulağına doğru.. Bana kısa bir bakış atıp.. tekrar çocuğa çevirdi bakışlarını..
"Uza.."
"Nereden buluyorsun bu tipe tipleri anlamış değilim cidden"
"Gider misin bir tatsızlık çıkmasın"
"Şimdilik" dedi ve sirita sırıta yanımızdan ayrildi..
"Senin tipini sikeyim" dedi Demir çocuğun arkasından..
"Ne istiyorsun niye geldin? Gizli kalacakti hani?"
"Çok soru soruyorsun"
"Sorarım bir gören olacak" Dedim etrafa bakınarak.
"Tufan dükkanda olmaz kimse gelemez" dediğinde sinirden nefes aldım..
"Ne diyeceksin belli ki bir şey demeye gelmişsin"
"Sevgilimi kontrole geldim" dedi arkasına yaslanıp kollarını birleştirerek..
"Oyun oynama benimle Demir ne istiyorsun"
"Asıl sen ne istiyorsun Anlaşmayı bozmak mi?"
"Bak o çocuğu tanımıyorum tamam mı gelip oturdu sonra da sen geldin düşündüğün gibi bir şey yok"
"Olamazda zaten" dedi kaşlarını catarak.. Ne istiyordu anlamış değilim... neyin gururuydu bu?
"Söyleyecek misin artık vaktim az"
"Akşam hazırlan annemle tanisacaksin konuştuklarımızı da unutma" dediğinde masadan kalktı ayağa kalkıp kolunu tuttum.. önce elime baktı sonra bana.. elimi sanki yanmış gibi geri çekmiştim..
"Evimden alma sakın ben gelirim"
"Saat 19.00 da köşeye çık" dedi ve gitti.. Allah dan bugün açılıştım.. hoş biliyordur kesin kendi dükkanı ya beyimizin o yazdirmistir hatta.. oflayarak arkasından içeri girdiğimde Tufan beni gördü..
"Bundan sonra beni çok sık göreceksiniz arkadaşlar işimin başında olacağım bir süre malum bilmediğimiz bir sektör sizden öğreneceklerim var" dedi bana bakarak.. Ne yapıyordu bunlar anlamış değilim doğrusu.. hangi akilli insan inanırdı ki? Sen sirket al sonra gel iş öğren peh ne kadar saçma..
..
"Çok güzel oldun" Dedim Mercan'a dönerek.. o bugün izinliydi beni O giydirmişdi..
"Bir önemi yok ki" Dedim iç çekerek..
Asya'nın elbisesi;
https://ty.gl/iyeepfgz3rm6s
"Asya bir telefona bakar bak" dedi önüme geçerek.
"Korkma bir şey olmayacak tamam" Dedim yanağını öperek.. olmayacaktı..
"O zaman tekrar edelim.. annen baban 3 sene önce trafik kazasında öldü sende geçen sene Demir le Londra da tanıştın.. kimsen yok.. mimarlık okudun"
"Ezberledim Mercan tamam indir şu kağıdı"
"Hadi on dakika sonra gelir Başara yalanmadan çık ben hallederim onu"
"Ne diyeceksin?"
"Üniversite den kızlarla yemek falan yiyecek sonra hasret giderecekler"
"Çok yaratıcı" Dedim gülerek..
'Kendine dikkat et tamam mı?"
"Söz"
Aşağıya indiğimde köşede arabasını gördüm ve ayagimdaki topuklunun imkan verdiğince hızlı yürüdüm.. kimseye yakalanmak istemiyordum..
Kapıyı açıp içeri girdim..
"Sur" öylece bana baktı ve iç çekip sürmeye başladı..
"Ezberledin diye tahmin ediyorum"
"Evet" ona bakmiyordum ama onun bakışlarını üzerimde hissebiliyordum..
"Hata olmasın" dediğinde cevap vermedim.. zaten gergindim daha fazla gerilmek istemiyordum..
Arabayı parkedip aşağıya indi.. kapımı biri açtığında adama baktım.. koruma miydi bu? Neyi koruyordu tabi ki de evi salak adam kanun kadar zengin dedi iç sesim bir kerede sus ya Allah aşkına sus..
Dolanıp demir in yanında durdum.. elini elimle kavusturdugunda çekmek istedim ama parmaklarını parmaklarıma kitlemisti..
"Uslu dur küçük kız" dedi bana bakmadan ve kapıyı çaldı..
Kapıyı orta yaşlı bir kadın açmıştı..
"Hosgeldiniz Demir bey"
"Hosbulduk kader abla" dedi ve ayakkabılarını çıkardığında çok şaşırmıştım.. benim için normal bir durumdu ama zenginler ayakkabıyla girmiyor muydu eve.. Bende çıkardım kadın önüme bir terlik koyduğunda giydim..
"Neredeler"
"Salonda lar beyim buyurun" dedi kadın önümüzden çekilerek.. hah bey bu mu?
"Abicim hoşgeldiniz" dedi tahmini 20 yaşındaki kız gelip demire sarılarak.. Demir elimi bırakmadan tek koluyla sarıldı kıza..
"Hosbulduk güzelim annem nerede?"
"Iner şimdi.. sende hosgeldin Asya" dedi bana sarılarak.. sarilmasina en içten karşılık verdim.. yüzü gülüyordu en azından samimiydi.. kimdi bu kız?
"Ben Elif kardeşiyim" dedi Demir i göstererek..
"Asya.."
"Biliyorum" dedi gulerek ve beni kolumdan tutup içeri çekiştirdi..
"Gelsene ayakta kalma"
"Teşekkür ederim" Dedim koltuğa otururken..
"Hosgeldin yenge" dedi Poyraz bana doğru gelerek.. ağzına bir tane çakmak istedim yenge diyen ağzına..
"Hosbulduk Poyraz nasılsın"
"İyim yenge sen" elini sıktım.
"İyim"
"Ooo abimin gönlünü çalan biricik yengem de gelmiş" dedi Tufan gülerek yanıma geldi ve sarıldı..
"Nasılsın" Dedim ondan ayrılıp gülümsemeye çalışarak..
"İyim yenge sen nasılsın? Nasıl geçti uçuşun?"
"İyi" Dedim gülümseyerek.. anlaşılan bu gece zor olacaktı..
"Hosgeldunuz" tahmini 50 yaşlarında çökmüş ama bir o kadar da güzel bir kadın merdivenlerden inince anladım bu annesiydi ayağa kalktım ve gülümsedim..
"Hosbulduk Efendim"
"Efendi ne du öyle adım asiye"
"Asiye teyze..." diye mırıldandım..
"Olacak olacak nasulsun kızum iyi misun?"
'Sizi gördüm daha iyi oldum siz?"
"İyim çok şükür.. Hanife gel de gelunume bi bak hele su gibi su" Diye bağırdı bir yere doğru.. utanç yanaklarımı bulurken kafamı ellerime indirdim..
"Geldim hanımım geldim" dedi baş örtülü kadın yanımıza gelirken..
"Tüh tüh maşallah Demir durdun durdun turnayı gözünden vurdun ha usagim" dedi kadın bana sarılarak..
"Kizum bu Hanife ablan benim ahretliğim aynı zamanda Demir in süt annesidur"
"Asya.."
"İsmin ne kadar güzel Asya.."
"Teşekkür ederim"
"Masa hazır efendim.." dedi bizi kapida karşılayan kadın..
"Açtur kız da yoldan geldi bizde lafa tutayruz gel kizum sen kusurumuza bakma olur mi?"
"Estağfurullah" Dedim.. ailesi demir gibi değildi çok içten insanlardı resmen.. Bu adam bu ailede nasıl böyle bir insan olmuştu ki...
...
"Sen nerilisun kizum"
"Muğla" Dediğimde Demir bana afferim der gibi baktı.. göreceksin sen Ateşoğlu beni yönetmeye çalışmak neymiş göreceksin...
"Annen baban?"
"Annemle babamı kaybettim 3 sene önce trafik kazasında.."
"Basun sagolsun kızım peki kardeş var midur?"
"Olmaz mı bi abim iki de kız kardeşim var" diyince Tufan öksürmeye başladı.. Poyraz öylece donakalmis bana bakıyordu resmen.. Demire gülümseyerek baktığımda ağzındaki yerine beni çiğniyordu gülümseyerek..
"Heh iyi iyi onlarla da tanusmak isterum bak"
"Nasip şuanda hepsi Londra dalar"
"Ne okudun Asya abim gelince kendinden öğrenirsiniz demişti soylemedi yani seninle ilgili bir şey" Asıl bombayı şimdi patlatacaktım..
"Konservatuvar" Dediğimde Tufan gülmüştü..
"Komik mi abi?"
"Yok canım seninle aynı ya ona güldüm tesadüf"
"Bende Konservatuvar okudum biliyor musun?"
"Yaaa" Dedim Demir e bakarak.. Demir gibi katı bir adamın kardeşi Konservatuvar okumuştu şaşırtıcı..
"Asya ya kemandan anlar mısın?"
"Yani.."
"Kemanimin akordu bozuldu da düzeltebilir misin?"
"Tabi yardımcı olmak isterim"
"Kizum bir dur kız yemeğini yesun da"
"Anne şimdi demedim ki bende"
...
"Burası cennet" Dedim odanın ortasına giderek..
"Beğendin mi?" Elif yanıma gelmişti.
'Bayıldım"
"Sende ailedensin artık bu oda benim kadar seninde"
"Teşekkür ederim Elif çok naziksin. Keman nerede?"
"Burada" dedi bana uzatarak.. sandalyeye oturup çalmaya çalıştım.. gerçekten de bozuktu..
"Doğrusu merak ediyorum senin gibi kibar güzel bir kızın abim gibi bir hodukle ne işi var ne bulundun onda?"
"Kader.. insan seçemiyor malesef"
"Bu eve getirdiği ilk kızsın bence çok şanslı" dediğinde güldüm.. ya ne şans ama..
"Oldu sanırım bir bak istersen" Dedim kemanı ona uzatarak..
"Ya var ya süpersin süper. Bana telefonunu versene malum ben daha birinci sınıfım sen mezun olmuşsundur yardıma ihtiyacım olursa ararım olur mu? Tabi sende istersen"
"Tabi ne demek sen ver telefonunu benimki içeride çantamda caldiriyim kaydederim"
Telefonu bana uzattiginda numaramı yazıp çaldırdım ve kapattım.. Demir ağzıma sicmazdi herhalde..
"Elif.. annen çağırıyor kızım hayde"
"Geliyoruz Hanife abla" Diye seslendi Elif...
"Gidelim şimdi bir ton soylenmesinler" kapıya doğru ilerledigimizde demir kapıya yaşlanmış bizi izliyordu..
"Sen geç içeri biz geliyoruz"
"Abiii..."
"Güzel kardeşim sen geç geliyoruz" dediğinde Elif bana baktı.. Ona gülümseyip kolunu sivazladim..
"İyi madem.." kapıdan çıktığında demir kolumdan tutup beni içeri soktu ve kapıyı kapattı..
"Ne yapıyorsun hayvan herif" kolumu çekmeye çalıştım.. tabi izin vermedi.. kesin moraracakti...
"Derdin ne küçük kız?"
"Sensin benim derdim çok şükür başka derdim de yok.."
"Bana kelime kalabalığı yapma şovunu diyorum"
"Kardeslerimi hatırlatmak istedim sadece sana hepsi bu yalan söyleyecek değilim anladın mı?"
"Madem oyun oynamak istiyorsun küçük kız izle o zaman" dedi ve kolumu bırakıp kapıya yoneldiginde peşinden koştum.. Taki ayağım basamağa takılıp bileğimi burkana kadar.
"Ahh!!" Demir arkasını dönüp bana baktı..
"Sen tam bir belasın kızım"
"Ben senin kızın değilim!!" Gözlerim dolmuştu.. ayağımın acısı bahaneydi sanırım.. Bu adam yakıyordu canımı çünkü...
Yanıma geldiğinde kolumu kaldırdı..
"İstemez senden gelecek yardim şeytandan gelsin daha iyi" Dedim topallayarak.. tabiki beni dinlemedi ve bacaklarım yerden kesildi.. kucağına almıştı..
"Ne yapıyorsun ya bırak"
"Söz dinle küçük kız" dedi ve aşağıya indiğinde insanlar telaşla yanıma geldi..
"Kizum iyi misun?"
"Teşekkür ederim asiye teyze bileğim burkuldu" Dedim Demir beni koltuğa bırakırken..
"Hanife buz getir" dedi kadına dönerek..
"Gerçekten de İyim sorun yok"
"Koluna ne oldu?" Dedi elif koluma dokunarak.. yüzümü burusturdum acımıştı...
"Kapıya vurdum herhalde düşerken.." demire baktığımda kaşlarını catmis koluma bakıyordu.. kendi yaptığı şeyden bile beni sorumlu tutuyordu hayvan herif..
"Oğlum sen Asya kizimuzu hastaneye götür he"
"Yok buz tutunca geçer cidden İyim.. uykusuzum biraz ondan dikkatimi toparlayamadım kusura bakmayın"
"Ne kusuri kizum benim sana bir oda hazirlayalum hemen burada kal"
"Gerek yok ci-"
"İtiraz istemiyorum"
Demire baktığımda hala koluma bakıyordu..
"Ben bir telefonla görüşsem iyi olur" Dedim Demire bakarak.. sanki beni duymuyor gibiydi.. eğilip beni kucağına aldı ve bahçeye çıkardı..
Koltuğa otutturup buzu kucağıma attı..
"Koluna tut" dedi ve karşıma oturup bir sigara yaktığında elimi uzattım.. yaktığı sigarayı verdi.. normalde itiraz eder sinirlenirdim ama şuanda o durumda değildim.. telefonu çıkarıp Azra yi aradım.. görüntülü
"Efendim kuzum?"
"Müsait miydin?"
"Evet Kemal beyle oturuyorum" diyince telefonu kendime iyice yaklastirdim.
"Ben ayağımı burktum"
"Ciddi misin hastaneye gittin mi?"
"Yok yürüyemiyorum ki incindi sanırım"
"Geçmiş olsun Asya.." dedi arkadan bir ses ve kadraja girdi..
"Nasilsiniz Kemal bey?"
"Bizi bırak sen nasılsın?"
"Teşekkür ederim İyim"
"Ayağını göstersene bir bakayım" dedi Azra hemşirelik okuyordu..
Kameranın arka tarafını çekip ayağımı gösterdim..
"Ay çok kötü olmuş bi hastaneye mi gitsen"
"Sadece sis ya" Dedim tekrar kendimi çevirerek..
"Asya bak ne diyeceğim ben kızlardan birini full e çekeceğim bu hafta istersen 1 hafta sana ücretsiz yazayım"
"Gerçekten mi süper olur"
"Hem dinlenmiş olursun bu ayakla çalışma"
"Teşekkür ederim Kemal bey.. azra ben bugün arkadaşımda kalacağım.." Dedim Demire bakarak..
"Tamam ben konuşurum bizimkilerle sen sıkıntı yapma eve geçince ararım ama olur mu?"
"Olur olur konuşuruz Teşekkür ederim öpüyorum seni" Dedim ve kapattım..
Sigara dumanı ciğerlerime dolarken bahçenin isiltisina baktım..
Demir kalkıp önüme geldiğinde ayağa kalktım bana dokunmasını istemiyordum.. Her dokunduğunda canım yanıyordu...
"İstemiyorum"
Bana cevap vermeden önden önden gittiğinde topallayarak yalın ayak arkasından gittim...
...
"Asya cidden iyisin dimi hastaneye gidelim bak"
"Teşekkür ederim Elif İyim cidden incindi sanırım.."
"Ben çıkayım o zaman bunlar geceliklerin bir şeye ihtiyacın olursa yan odadayim.."
"Ne kadar daha teşekkür ederim bilmiyorum ama teşekkürler" Dedim gülümseyerek..
"Ya Asya iyi ki tanıdım seni yengeden önce arkadaş oldun resmen" dediğinde gülümsedim.. keşke hep arkadaş kalabilsek be Elif.. gerçekleri duyduğunda da iyi ki diyebilcek miydin acaba?
"İyi geceler"
"İyi geceler" dedi ve odadan çıktığında ayağa kalkıp aşağıya indirdim.. Lanet olası belimdeki fermuari tutamamistim ki kapı açıldı..
"He Asya kus-" aniden önümü döndüğümde olan olmuştu artık görmüştü her şeyi..
"O sır-sırtındaki kemer izi mi?"
|
0% |