@demirinasyasi
|
Kapak fotoğrafı Elif ve Başar..
"Asya kim yaptı bunu?"
"Şş biri duyacak lütfen bak gördüklerini unut"
"Eğer anlatmazsan abime anlatırım o yüzden konuş bak gider kimse sıkar kafasına"
"Abin değil.."
"Biliyorum abim asla böyle bir şey yapmaz o yüzden ısrar ediyorum bak bu cezasız kalmaması lazım"
"Elif lütfen..."
"Abin mi?"
"Hayır.. hayır yemin ederim o değil"
"Kim o zaman Asya delirtme beni söyle"
"Bak annene yada başkasına soylemeyeceksin ama sır olacak aramızda tamam mı?" Göz yaşımı silerek.. Demir e bahsetmesini istemiyordum...
"Söz"
"Ben yetimhanede büyüdüm annemi babamı tanımıyorum o abim dediğim çocuk kardeşlerim dediğim kızlarla aramda kan bağı yok ama can bağı var dört yaşımdan beri tanıyorum kardeşimler zaten diyorum ya kardeş olmak için kan bağına gerek yok.. Bir gün beni evlat edinmek istediler 15 yaşındaydım evlat edinen aile beni satmaya çalıştı tabi kaçtım.. sokaklar falan yani kacabildigim kadar işte sonra buldular bulduklarında da yediğim dayakla kaldım.. abim babam her şeyim canımın içi Başar benim kaçmış yetimahaneden buldu beni kurtardı.. bak bu izler oradan yani acımıyor hem geçti cidden kimseye söyleme ne olur elif söz verdin bak.."
"Özür dilerim.." dedi bana sarılıp ağlayarak..
"Senin ne suçun var diyorum ya geçti.."
"Abim biliyor o zaman bu izler dışındaki hayatını"
"Evet ben saklamak istedim bak onun bir suçu yok yani ailesi olmayan insanlar ne bilim böyle şeylerden çekinir yani siz öylesiniz demiyorum yanlış anlama ben istedim saklamayı.."
"Asya.. Sen çok güçlü bir kadınsın hayatımda senin kadar güçlü bir insan tanımadım biliyor musun?"
"Sağol elif ama bak kimse bilmeyecek söz verdin"
"Verdim.." dedi goz yaşlarını silerek ... umarım kimseye söylemezdi..
"Acımıyor değil mi?" Sırtımı sivazlayarak..
"Diyorum ya sadece iz.."
...
Elif...
Uyuyamiyordum.. Asya'nın sırtındaki izler çıkmıyordu aklımdan.. abim bu kıza dokunamayacak kadar seviyordu demek.. yoksa bir şeyler yaşardı ve görürdü o izleri taniyordum onu.. Asya ya söz vermiştim ama abime anlatmam gerekiyordu.. bunu yapanlar bunca sene cezasız kalmıştı şimdi kalmamaliydi susmak istemiyordum.. hem abime söylesem o yaptığı iyiliği asla söylemezdi zaten.. yataktan bir cesaretle fırlayıp abimin odasına gittim ve girdim.. kapıyı direk açtığımda içeride yoktu.. cama yönelip bahçeye baktığımda Tufan ve Poyraz abimle bahçede demleniyordu.. Asya'nın odasının önünden geçerken sessizce yürüdüm ve merdivenlerden inip bahçeye çıktım..
"Elif sen niye uyumadın?" Poyraz abim beni görünce ayağa kalktı.. hepsinin yüzü bana dönmüştü..
"Gülüm iyi misin?" Dedi Tufan abimde bana bakarak.. gidip bardagi elime aldım ve kafama diktim.. onlar benim abimdi babamdi.. Asya nin yaşadıklarını asla yasayamazdim ben bu adamlar sayesinde..
"Dayak yemiş" Dedim koltuğa oturarak.. göz yaşlarım sicim gibi akmaya başlamıştı bile çoktan..
"Kim dayak yemiş elif ne diyorsun?"
"Asya.." Dedim abimin önünden bardağı alarak ama elimden aldı..
"Nereden biliyorsun"
"Gördüm abi sırtındaki kemer izlerini gördüm.." Dedim ağlayarak ve ona sarıldığımda kollarının arasına aldı beni..
...
Ağlamam geçince beni kendinden uzaklaştırdı ve göz yaşlarımı sildi Demir abim..
"Anlat gülüm Anlat ki bileyim.."
"Asya'yla iyi geceler dileyip odama döndüm sonra aklıma yarın giyecek kıyafet vermediğim gelince bende odasına geri döndüm kapıyı çalmadım ki iyi ki çalmamısım giyiniyordu.. sırtı boydan boya abi kemer iziydi parça parça izler.. çok ısrar ettim söz verdirtti bana söylememem için.. yetimhanede büyümüş bizden saklamanı istemiş hatta o çocuk Başar mi yaptı Dedim.. o yapmamış o kurtarmış Asya'yı hatta öyle söyledi.. on beş yaşında evlatlık vermişler adamlar bunu satmak istemiş o da kaçmış sokaklarda yaşamış abi biliyor musun biz burada gülerken o neler yaşamış sonra adamlar bulmuşlar Asya'yı sonra sonra.." Dedim ağlamaya tekrar başlayarak.
"Sonrası ne elif" dedi Poyraz abim elimi tutarak.
"Dövmüşler kızı abi sonrası daha ne olacak o anlatırken ben parçalandım Kim bilir o neler çekti de susuyor dahası var ben eminim anlatmaya bile korkuyor abi gözlerinde gördüm.."
"Bulun" dedi Demir abim bardağı sıkarken..
"Sağ mi istersin abi ölü mü?" Tufan abim kafaya dikmisti rakı bardağını..
"Sağ... yetimhanede çalışan buna neden olan kim varsa.." Demir abim cidden seviyordu bu kızı gözlerindeki boşluğu görmüştüm.. üzülmüştü...
"Sen şimdi içeri gir güzelim Asya uyanirsa bizi bir arada görmesin ayıp olur" dedi Tufan abim haklıydı.. ayağa kalktım..
"İyi geceler.." Dedim tabi bu gece kim uyuyabilirdi ki...
Odama girdiğimde yatağa oturdum.. Asya nin anlattıkları aklımdan bir türlü çıkmıyordu.. Ne kadar çok acı çekmişti kim bilir ama o hala gülüyordu.. hayatımda onun kadar güçlü bir kadın tanimamistim annem dışında...
....
Saate baktığımda saat 03.41 di... yok uyuyamıyorum ya cidden cama ilerledim ve cami açtım.. çok nadir de olsa sigara kullanırdım çekmeceyi açıp bir sigara aldım ve yaktım.. havuzun kenarında oturmuştu Asya.. sigaramı hızlıca söndürüp odadan çıktım...
"Asya?"
"Efendim" dedi bana bakmadan.. ağlıyordu kesin..
"İyi misin? Neden uyumadı"
"Uyudum.. sonra uyandım bir daha uyku tutmadı kusura bakma rahatsız mı ettim ses mi yaptım?" Yanına oturduğumda kafasını çevirdi..
"Ağlıyor musun sen?" Dedim ona bakmaya çalışarak..
"Yok.."
"Ayrıca rahatsız da etmedin camdan gördüm burada olduğunu"
"Nasıl bir his?" Dedi bana bakarak sonra bakışlarını gökyüzüne çevirdi..
"Hangi his?"
"Sevilmek.. Her kesin üzerine titremesi.. aile olmak.."
"Asya seninde bir ailen var kendin söyledin arkadaşların.. ayrıca abim seni çok seviyor" Dediğimde güldü..
"Eminim.."
"Seni sevmediğini mi düşünüyorsun?"
"Ondan sormadım yani aile bağları için demiştim.."
"Sende ailedensin artık biriyle aile olmak için illa kan bağı olması şart mı?"
"Degil tabi ki"
"Bana biraz arkadaşlarından bahseder misin?"
"Bizimkiler den mi?"
"Aynen.." Dedim gülümseyerek.. şuanda konuyu değiştirmek en iyisiydi sanırım.. kendini rahat hissetmesini istiyordum çünkü..
"Azra.. o bizim ablamız gibi.. kıyafetlerini giyeriz söylenir bizi idare etmek adına yalan söyler falan.. Mercan küçük kız kardeşimiz gibidir.. duygusal, kırılgan tabi bir o kadar inatçı.. Başar zaten bahsettim sanki baba gibi abi gibi kendinden önce bizi düşünür korur kollar.." dedi iç çekerek..
"Peki sen?"
"Ben mi?"
"Bence sen anne gibisin Asya.. güçlü duran evi taşıyan kendinden fedakarlık veren.. canı yansa İyim diyen." Gülümsedi..
"Bilmem hiç düşünmemiştim"
"Bence düşünsen iyi olur çünkü öylesin Asya.. bak neler yaşadın bilmiyorum bana söylediklerin belki %1 i bile değil sen bunca şeyle başa çıkmış bir kadınsın yani.. kendini benimle kıyaslama lütfen.."
"Ben bir göçmen kızı gördüm Tuna boyunda Elinde bir deste gül var Hasret koynunda Doğru söyle göçmen kızı Annen var mıdır Ne annem var ne babam var Kalmışım öksüz Sen bir öksüz ben bir garip Alayım seni Alayım da gurbet elde Sarayım seni Sen bir öksüz ben bir garip Alayım seni Alayım da gurbet elde Sarayım seni Telgrafın tellerinden haber var mıdır? Ne haber var ne mektup var Kalmışım öksüz Doğru söyle göçmen kızı Haber yok mudur Ne gelen var ne giden var Kalmışım öksüz Sen bir öksüz ben bir garip Alayım seni Alayım da gurbet elde Sarayım seni Sen bir öksüz ben bir garip Alayım seni Alayım da gurbet elde Sarayım seni"
Türkü bittiğinde gözünden düşen yaşı sildim..
"Ağlattın beni yaaa.. ayrıca sesin çok güzel neden hiç bahsetmedin" Dediğimde kahkaha attı..
"Durduk yere sesim güzel mi diyeyim?" Dediğinde bende güldüm.. doğru söylüyordum. Ama yinede muhteşem bir sesi vardı Sezen Aksu ya benzetmistim..
"Dur ben bize birer bira getireyim" eve bakmıştı..
"Korkma annemin odasi ve Hanife ablanın odası on bahçeye bakıyor.." gülümsedi..
"Mütevazi olup hayır diyemeyeceğim bir teklif.."
"Geliyorum hemen.."
Arkamı döndüğümde köşede duvara yaslanmış bizi izleyen Demir abimi gördüm bana parmağıyla sus işareti yapmıştı.. Ne işi vardı orada gelseydi ya yanımıza.. Asyaya baktığımda suya bakıyordu..
Hızla yanına ilerledim duvarın öteki tarafına geçti bizi goremezdi artık..
"Neden gelmiyorsun yanımıza"
"Bir şey anlattı mı?"
"Yok ne anlatacak arkadaşlarından bahsetti biraz ben ısrar ettim.. sesi çok güzelmiş valla sende hiç söylemedin"
"Duydum.." dedi Asya'ya bakarak..
"O zaman ben odama çıkayım bir şeyler içecektik ama sonra içeriz siz baş başa kalın" Dediğimde kolumdan tuttu..
"Sonra elif sen git yanına?"
"Abi sana ihtiyaci vardır belki"
"Dediğimi yap" dediğinde oflayarak mutfağa gittim.. Asya cidden bu adama nasıl katlaniyordu bilmiyorum.. duvar mübarek duvar...
Dolaptan iki bira alıp bahçeye tekrar çıktığımda Asya ayaklanmisti..
"Bir şey mi oldu?"
"Ayağım sızladı biraz uyuştu sanırım.." Tam o sırada ayağı kaydı ve havuza düştüğünde kahkaha attım..
"Ya nasil düştün" Diye gülerken çırpındığını farkettim.. Tam atlayacaktim ki.. abim koşup balıklama suya daldı..
...
"Cidden yüzme bilmiyor muydun kusura bakma ben güldüm yani bilmiyordum eğer bilseydim.." kendimi suçlu hissetmiştim kız az daha boğulacaktı..
"Benim sakarlığım asıl siz kusura bakmayın.. bugün başınızı ağrıttım resmen.."
"Saçmalamayı kes Asya Allah aşkına kızacagim artık.." saçmalıyordu çünkü..
"Hapşu"
"Çok yaşa ve iyi yaşa.. hasta olacaksın kesin ya"
"Yok ya abartma"
"Hava -1 derece farkındasındır umarım"
"Elif hadi yat abicim" dedi Demir abim bana bakarak"
"Pekala o zaman.. iyi geceler size.." Dedim ve cevap vermelerini beklemeden odadan çıktım.. anlaşılan abim Asyayla konuşmak istiyordu.. umarım benim anlattıklarım hakkında bir şey demezdi..
Asya...
Demir başımda dikiliyordu..
"Kusura bakma böyle olsun istemedim yani en başında kabul etmemem gerekirdi burada kalmayı ama cidden dengemi kuramadım yani" kendimi açıklamaya çalışıyordum.. geldiğimden beri başıma gelmeyen kalmamıştı resmen..
"Uyu"
"Ne?"
"Dinlen"
"Ya ben senin Fino köpeğin miyim? Allah aşkına emir vermekten başka şey bilir misin sen?"
"İki ise de gitme dinlen"
"Bak çok sağol ikidir hayatımı kurtarıyorsun ama benim hayatıma karışma tamam mı? Ben sana karışıyor muyum?" Saçma saçma telkinleri sıkmıştı beni..
"Şımarık kız çocuğu..."
"Ya sen benim hayatımda ne biliyorsun da bana şımarık diyorsun.. kusura bakma biz senin gibi hazır bir hayatın içine doğmadık.. şımarık olan sensin ben değilim.. istediği olmayınca direten de sensin.. şimdi çık dışarı uyuyacağım" Dediğimde suratına alaycı bir gülümseme yerleştirdi.. komik olan neydi anlamamıştım..
...
"Asya atesin çok yüksek gel inat etme hastaneye gidelim" Azraya oflayarak baktım..
"İyiyim diyorum arkadaşım nesini an- hapşu"
"Salak mısın kızım şu haline bak salya sümük ateş desen 40 a dayanmış kalk kalk gidiyoruz bu ılık duşla olmayacak" dedi beni yerimden kaldırmaya çalışarak..
"İstediklerini aldım" dedi Başar salona girip poşeti Azraya uzatarak..
"Bırak şimdi ıhlamuru falan bu inatçı deliyi hastaneye götürüyoruz"
"Doğru karar" dedi Başar bana yeltenip kucağına almak isterken..
"O kadar da değilim Abartmayın kendim kalkarım ayağı" ayak bileğim daha iyiydi.. yürüyebiliyordum en azından..
"Koluna ne oldu senin?" Dedi Başar kolumu tutup kendine çevirirken..
"Dün düşerken carpmisimdir önemli değil zaten acımıyor"
"Bak bu düşme numarasını da şuan bu çarpma numarasını da yemedim Asya.. dün sanki kamyon çarpmış gibisin"
"Abartma Başar eğlendik terli terli dışarı çıktım ondan dolayı hasta oldum ayrıca bin defa anlattım.. ayagimdaki topuklunun yüzünden oldu her şey"
"Öyle olsun yakında çıkar kokusu.. Ben bir taksi bulayım sizde hazırlanıp aşağıya İnin"
...
"Gördünüz mü bak küçük bir soluk algınlığı beni buraya kadar yordunuz"
"En azından içim rahat etti Asya" dedi Azra yanıma gelip koluma girerken.. dünden beri bir şey yememiştim.. canım istemiyordu zaten serum da ağır gelmişti.. başım dönüyordu...
"D kim?" Dedi Başar bana telefonu uzatarak..
"Ne D si?"
"Arıyor Asya telefonun çalıyor" dedi telefonu bana uzatarak..
"Hee bir müşteri ya ikinci el müzik aleti satıyordu numarasını aldiydim adını unuttum bende öyle kaydettim deniz miydi derin miydi neydi" Dedim azraya bakarak..
"Açsana kızım arıyor her kimse"
"Şuanda hiç havamda değilim" Dedim ve sessize alıp esofmanimin cebine soktum telefonu..
"Başar sen şu ilaçları alır mısın nöbetçi bir eczane bulup" Azra başarı yanımızdan uzaklaştırmak istiyordu..
"Tamam sizi birakayim alırım"
"Biz gideriz" dedi Azra..
"Saçmalamayın sizi eve bırakayım giderim dedim" telefonuna mesaj geldiğinde çıkarıp okudu..
"Kimden?" Dedim telaşla.. Demir manyağı her şeyi yapardı yani..
"Ezgi.. konuşmak istiyor da...sonra"
"Ya git konuş arkadaşım bak sadece gribim abartma buradan da taksiye binip eve gideriz biz merak etme sen bizi bide bundan dolayı tartışmayın" Dedim..
"Emin misiniz?" Dedi oflayarak
"Evet hadi sen git" dedi Azra..
"Tamam ben 2 saate gelirim ama bak Asya yemek ye geldiğimde zorla yedirmek zorunda kalmiyim"
"Söz Başar söz" eğilip saçlarımdan öptü..
"Dikkat edin eve gidince de haber verin ben hemen gelmeye çalışacağım"
"Rahatına bak sen"
"Görüşürüz" dedi ve bize el sallayıp bir taksiye bindi..
Telefonu elime aldığımda 6 cevapsız çağrı vardı ve hepsi Demir den di.. Ne diye arayıp duruyordu bu şimdi? Bir şey mi olmustu.. Tam arayacaktım ki o aradı..
"Efen-"
"Neredesin?"
"Ne istiyorsun?"
"Neredesin Dedim sana"
"Hastane"
"Geliyorum" dedi ve kapattı..
"Ne dedi?" Dedi Azra bana bakarak..
"Geliyormuş" iç çekmiştim.. sanki nereye geleceğini biliyor.. bildirim sesi geldiğinde tekrar ekranı açtım WhatsApp dan yazmıştı..
"Konum?" Göz devirdim.. ve konumu attım şuanda onunla uğraşacak halde değildim.. vücudum aşırı yorgundu..
...
Arabadan inip yanımıza geldi..
"Ne oldu ne istiyorsun?"
"İyi misin?" Dedi bana bakarak.. acaba sorularımın karşılığını alabilcek miydim bir gün? Çünkü ben ne sorarsam o tam tersini soruyordu.. Aslında şaşırmıştım.. Beni sormasını beklemiyordum..
"İyim.." Dedim mırıldanarak..
"Hadi yürü"
"Ne diyorsun ya?"
"Evine bırakacağım sizi"
"Gerek yok biz gideriz" Dedim..
"Bir kere söz dinle küçük kız bir kere.."
"Size de merhaba" dedi Azra gülümseyerek..
"Merhaba"
"Ben Azra.. asyanin.."
"Biliyorum" kaşlarımı çattım.. hadi ben neyse de arkadaşlarıma bari iyi davransaydi hayvan..
...
On kapıyı açtığında arka kapıyı açtım ve oturdum.. yanına oturacak değildim.. hem niye gelmişti ki kaçacak değildim herhalde..
"Neden geldiğini söyleyecek misin artık?" Azraya baktı dikiz aynasından..
"O biliyor rahat ol"
"Hiç bir şey"
"Niye geldin o zaman"
"Bir nedeni yok" gözlerimi devirdim.. Ona cevap vermeye bile halim yoktu bu sefer..
...
"Teşekkür ederiz Demir bey ama bir dahakine emri vaki yapmazsanız sevirim" dedi Azra ve arabadan indi.. Bende indim.. önden önden gidince arkasından kaşlarımı çattım..
"Ben icerideyim sende çabuk gel dinlenmen lazım" dedi ve apartmana girdi.. konuşmak istemiyordum ki..
Demir arabadan inip yanıma geldi..
"Kolun nasıl?" Dedi kolumu tutmaya çalışarak.. Ona boş boş baktım..
"Vicdan mı yaptın?"
"Soruyorum küçük kız cevap ver"
"Cidden anlamıyorum ne istiyorsun benden ya?"
"İyi olmani" dediğinde gözlerine baktım.. aciyordu sanırım bana.. kimsenin acimasina ihtiyacım yoktu benim.. sinirlendim..
"Sen hayatımdan çıktığın gün iyi olacağım" Dedim ve eve yöneldim.. kolumu tutup beni kendine çekti ve sarıldı..
"Olmayacaksın biliyorum"
"Bırak beni bak bağırırım" dediğimde güldü..
"Bağırsana"
Bende güldüm sinirlerimi alt üst etmişti adam resmen.. hadi bağırıp mahalleyi ayağa kaldırsana.. ittirsene bi adamı.. seninde için ısındı yapamazsın.. dedi iç sesim.. Lanet olsun haklıydı.. Bir cesaret kollarımı kaldırıp boynuna doladim..
"Bilerek yapmadım" Dedi kolumu kastediyordu sanırım..
"Önemli değil" Dedim gülerek.. Özür dilemeye çalışıyordu sanırım..
"Özür dilemedim"
"Yani anlamıyorum iki dakika önce insan olduğunu düşünmeye başlamıştım yanılmışım.." Dedim kollarımı ondan çekerek.. ama izin vermedi..
"Yat dinlen.. ve aradığımda aç" dedi kulağıma doğru.. Tam cevap verecektim ki o ses kulaklarıma doldu.. başarın sesi..
"Asya!!" Öyle bir bağırmıstı ki içim titremesi resmen..
"Ne isin var burada hele de bu adamla"
"Demir!!" Dedi sert bir şekilde Demir.. işte şimdi yandın Asya sen şimdi cayır cayır yandın kızım...
"Sana sormadık birader" dedi Başar Demir'in üzerine giderek.. Demir in elini tuttum.. ve ona mırıldanarak 'lütfen' Dedim.. basara zarar versin istemiyordum..
"Ya çıldıracağım bir de elini tutuyor adamın."
"Sevgilim olduğu için" dedi Demir dişlerinin arasından.. Ne yapıyordu bu?
"Başar bak evde Anlatacağım lütfen eve gidelim"
"Açıklamasını sonra yapacaksın zaten Asya merak etme seninle daha sonra konuşacağız şimdi eve" dedi beni kolumdan tutup çekerek.. Demir de elimden çekti..
"Hiç bir yere götüremezsin"
"Allah Allah sen kimsin?"
"Görmek istemezsin" dediğinde bağırdım..
"Yeter!! Nabjyorsunuz ya siz? Allah aşkına.. birincisi hiç birinizle gelmiyorum ikincisi ben sana karışıyor muyum arkadaşım he? Ezgiyle sevgili oldugunda biz böyle tepki verdik mi? Üçüncüsü Demir lütfen gider misin ben seni arayacağım" Dedim ona bakarak.. gözlerini bana çevirdi..
"Lütfen diyorum söz arayacağım kusura bakma tamam mı böyle bir şey yaşamak istemezdim" Dedim şuanda ne yaptığımı bilmiyordum ama başarın oyunu öğrenmesini istemiyordum sadece..
Eğilip anlimdan öptü..
"Bekliyorum" dedi ve arabasına binip gitti..
"Yürü bakalım Asya hanım bu herifin yanında ne işin var hesabını ver bakalım"
"Hiç bir şeyin hesabını vermek zorunda değilim Başar.. ayrıca onunla gitmemiş olmam burada kalacağım anlamına da gelmiyor şimdi sırf rezillik çıkmasın diye eve giriyorum ve konuşup gideceğim" ve eve yürüyüp eve girdim..
"Ne gitmesi ya sen sırf bir adam için mi yapıyorsun bunu?" Dedi montunu çıkarıp kenara atarak..
"Hayır Başar hayatıma saygı duymadığın için yapıyorum.. Ya sen ezgiyle sevgili olduğunda hangimiz böyle tepki verdik" seslerimiz git gide yükseliyordu..
"Aynı şey mi salak!!" Diye bağırdığında Mercan önüme geçti..
"Demir zengin diye mi?"
"Evet o adam sence sana uygun mu?"
"Ne diyorsun ya sen?"
"Amacı belli bak Asya yol yakınken vazgeç"
"Neymiş amacı ve vazgeçmezsem ne olur?"
"Amacını anladın sen şimdi bana söyletme.."
"Ne sandın lan sen beni hiç mi tanımadın.. "
"Onu tanımıyoruz a salak arkadaşım adam kanun kadar zengin bilmiyor musun üstelik senin patronun"
"Eee ne olmuş bunlar aska engel mi benim bu adama gönlüm düşmüş olamaz mı? Ezginin hayati çok mu normaldi senden önce? Söylesene bana bi ne zaman yüzüne vurduk senin sevdanın arkasında durmadık mi? " Diye bağırdım.. yaptığı iğrenç bir şeydi ve kalbimi kırıyordu..
"İkinizde sakin olun lütfen" dedi Mercan araya girerek..
"Seviyorsun yani?" Dedi gülerek..
"Sadece senin mi kalbin var Başar sadece sen mi sevebilirsin bu hayatta bizim kalbimiz yok mu? Azra ben Mercan aşık olamaz mıyız? Bak endişeni anlıyorum tamam mı ama bırak ne yasayacaksam yaşayayım kalbim kırılacaksa kırılsın ben istedim derim en azından"
"Lan o adam senin için uçurum uçurum"
"Ya ben o uçurumdan yuvarlanmak istiyorsam Başar he bunca sene bir şeylerden kaçtım da ne oldu kendimi yine bir uçurumun başında buldum.. daha fazla kacmayacagim anladın mı?"
"Anladım kardeşim anladım çok güzel anlattın madem gerçekten de seviyorsun onunda sana sevgisini görmek istiyorum başka türlü asla Asya duydun mu beni? Asla izin vermem.. hoş iznimi istemiyorsun ama en azından bunu borçlusun bana.. yarın bu eve çağır gelsin" dediğinde ona baktım...
"Çocuk muyuz biz?"
"Değilsin... benim kardeşimsin ve ben kardeşimin erkek arkadaşıyla tanisacagim o zaman rahat bırakırım ancak"
"Saçmalama"
"Neden gotu mu yemez beyfendimizin incileri mi dökülür"
"Salak salak konuşma gelir çağırırsam"
"Ozaman çağır şimdi sakinleşmek için dışarı çıkıyorum yarın akşam o adam saat 8 de burada olacak anladın mı beni?" Dedi ve koltuğun üzerinden montunu alıp çıktı.. sırf ben gitmiyim diye kendi gitmişti bilmiyordum sanki... Ne diyecektim ben Demir e gelmezdi ki o.. yalan ayağıma dolanmaya başlamıştı bir kere... çözülmesi imkansizlasiyordu resmen...
...
"Arıcak misin?" Dedi Mercan bana su getirerek..
"Bilmiyorum... Ne diyeceğim ki dışarıda zaten zor durdurdum Başara zarar vermesin diye.. "
"Bence gelir.. yani baksana hasta olduğunu duyduğunda da geldi.." dedi Azra..
"Vicdan yapmıştır ondan" Dedim..
"Ben öyle olduğunu düşünmüyorum ama yinede sen bilirsin.. bak bence ara Asya başarı duydun yani.. durduk yere olay saçma yerlere gitmesin" dediğinde ofladim.. haklıydı.. kabul etmeyebilirdi ama denemekten başka çarem yoktu.. telefonu elime aldım ve ayağa kalktım..
"Sen git konuş bizde ıhlamur kayanatalim Mercanla" dedi Azra ayağa kalkıp yanağımı öptü.. gülümseyip odama gittim ve kapıyı kapattım..
Derin bir nefes alıp aramaya başladım... çalıyor... çalıyor..
"Söyle?" Diye açtı telefonu..
"Kusura bakma" Dediğimde cevap vermedi..
"Yarın akşam saat 8 De bize gelir misin?"
"Tamam" dediğinde şaşırmıştım.. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim hiç...
"Neden diye sormayacak misin?"
"Öyle istemedi mi?"
"Naptin dinleme cihazı mi taktın?" Dediğimde güldü.. gülmesine bende gülmüştüm.. keşke dedi iç sesim hep Gülse.. kapa çeneni salak salak konuşma...
"Cidden özür dilerim Demir ben yani böyle olacağını bilmiyordum yani gelmez saniyordum..."
"Bir şey yaptı mi sana"
"Hayır hayır saçmalama cidden öyle bir insan değil sadece bizi kimseyle paylaşamıyor.. yani senin maddi bir durumundan dolayı beni.. neyse teşekkür ederim anlayışın için"
"Seni ne?"
"Cidden boşver sadece seni böyle bir şeyin içine sokmak istemezdim ben yani yarim saat gözüksen yeter ikna olduktan sonra bir daha söz etmez zaten"
"Edemez" dediğinde güldüm.. gerçekten de inatti bu adam..
"Iyi geceler"
"Dinlen" dedi ve kapattı.. Dinlen bi nevi iyi geceler demekti onun için sanırım.. nefes verip yatağa kendimi attım.. Bir kaç gündür acayip derecede yoruluyordum aklen..
Mercan ve Azra odama girmişti..
"Geliyor mu?" Dedi Mercan yanıma gelerek.. kafa salladım..
"Başarı da anla Asya olur mu? Ona kızma hadi Mercan olsa tamam der ama söz konusu sen olunca inanmıyor işte birini sevebilcegine" dedi Azra..
"Doğru düşünüyor..:
"Seni sevmediğini düşünüyor bence"
"Her şekilde doğru düşünüyor işte" Dedim gülerek..
.....
"Hoşgeldin" Dedim kapıyı açarak.. elindeki çiçeği bana uzattuginda gülmemek için dudaklarımı bastirdim..
"Sakın" dedi bana bakmadan ve ayakkabılarını çıkarıp eve girdi..
"Tamam gulmeyecegim montunu Alayım" kabanını çıkarıp bana uzattı..
"İyi misin?"
"Sağol İyim...gel bu taraftan" Dedim salona yönlendirerek.. elimi tuttuğunda itiraz etmedim çünkü Başar in bir şeylere gerçekten de inanması gerekiyordu aksi taktirde durmazdı..
"Hosgeldiniz Demir bey" dedi Mercan elini uzatarak..
"Demir" dedi.. elini sıkarak..
"Hosgeldin" Azrayla da tokalsti..
"Hosgeldin" dedi Başar kaşlarını çatarak..
Demir sadece elini sıkmakla yetindi..
"Bir şey yer misin aç mısın?"
"Sağol yedim?"
"O zaman kahve yapayım" Dedim koltuktan kalkarak..
"Biz sana yardım edelim" dedi Mercan ve Azra da ayaklanarak..
Umarım bu ikisi evi başımıza yıkmazdı...
Başar..
"Kac yaşındasın?" Dedim öylece Asya'nin arkasından bakıyordu.. Asya bu adamda ne buldun güzelim.. donuk bakışlı herifin teki...
"27"
"Bak seninle açık açık konuşacağım Demir efendi"
"Söyle"
"Eğer ki kardeşimi üzersen..."
"İlişkimiz hakkında sana İzahat vermek zorunda değiliz"
"Alla alla ya"
"Bak buraya sırf Asya kırılmasın diye geldim o yüzden edebiyat dinleyecek değilim.."
"Asya mor rengi ve tonlarını sever, en sevdiği çiçek laledir mesela, Yer fistigina Alerjisi vardır 30 gramdan sonrası zehirler onu, sokak hayvanlarını besler yağmurda yürümeyi çok sever ama denize yada suya giremez çünkü.."
"Yüzme bilmiyor.. üzgün olduğunda geceleri anne diye uykusunda sayıklıyor.. sinirlendiğinde saçını sürekli kulağının arkasina sıkıştırıyor.. utandığında Sağ eliyle sol elinin isaret parmağıyla oynuyor... karanlıktan korkuyor mesela asla tek kalamaz.. iyi çalışmış miyim dersime?" Dedi bana kaşlarını çatarak.. Asya asla bunları söylemezdi biliyorum.. Asya'nın her şeyini biliyordu bu çava.
"Gerçekten de seviyorsun demek.. kimsesiz birini sevmek seni korkutmuyor mu?" Dirseklerini bacaklarına koydu ve bana doğru eğildi...
"Sen benim bak bakalım gözlerime oradan korkuyor gibi duruyor muyum?" Dedi..
"Kahveler geldi" dedi Asya odaya girerek..
"Eline sağlık" kahveyi tepsiden aldım..
"Bak Başar biz dışında iş yerindeki kimse bilmeyecek sen ben Azra ve Mercan dışında duysunlar istemiyorum duydun mu?"
"Ne alaka madem birbirinizi seviyorsunuz ne diye saklıyorsunuz? Hoş değil dimi çünkü?"
"Hoş olmayan ne?" Bu herifin boğazını sıkmak istemem normal mi?
"Görünmeniz ne düşünürler haberin var mı? Senin tuzun kuru tabi ya Asya bütün gün mobinge katlanacak olan o" dedim arkama yaslanarak.. üzenlerdi kardeşimi o dedikodu yuvasindakiler..
"Kimin ne düşündüğünü umursamıyorum sadece bu yüzden torpil geçilsin istemiyorum hepsi bu" dedi Asya..
Mercan...
Konuyu değiştirme zamanı gelmişti artık.. yoksa bu ikisi birazdan birbirlerini bogacaklardi olan Asya ya olacaktı..
"Asya haftaya cuma barda Sezen Aksu gecesi vardı değil mi?"
Herkesin bakışları bir anda bana döndü..
"Evet.." dedi asya anlamayarak.. Ne alaka mal mısın bakışı atıyordu şuan bana..
"Ben Kemal beyi falan da davet ettim"
"İyi yapmışsın ben handeyi arayacaktım zaten de bi denk gelmedi.."
"Yarın ben söylerim handeye olmadı memo gelir kapanış"
"Olabilir.. " Sonra Demir e döndü..
'Aslında sende elifi poyrazi ve Tufanı alıp gelebilirsin" dedi..
"Az önce sen değil miydin kimse bilmesin istiyorum diyen akıllı arkadaşım.." Azra kafama vurdu..
"Akıllı olan sensin bence arkadaşım mekan adamın istedigi zaman gelir kardeşleriyle kime ne hesabı verecek" dediğinde Asya kahkaha attı.. aklını kaçırdı bu kız sonunda olacağı buydu delirttiler el birliğiyle güzel kardeşimi yazık oldu daha yaşı çok gençti..
"Valla gitti kafa huu Asya orda misin komik bir şey demedim" dedi Azra gülerek..
"Ya.. Ya kusura bakmayın sinirlerim bozuldu sen öyle diyince?"
"Güzelim sen iyi misin?" Dedi Başar Asya'ya bakarak.
"İyim İyim.. ay karnım ağrıdı" dedi gulmelerinin sonuna doğru..
"Bence güzel olur cümbür cemaat ne zamandır seni dinlemeye de gelmiyorduk zaten"
"Aynı masada oturucaksaniz olur" dedi tekrar gülmeye başlayarak.. yok cidden kafası gitti bu kızın durup durup gülüyor..
'Oğlum iyi misin sen?" Dedi Başar..
"Kema- kemalin Demir i gördüğünde ki yüz ifadesi geldi aklıma ona gülüyorum bu kadar" dediğinde bende güldüm.. doğru söylüyordu..
"Ha ha ha bak bu geceye damgasını vurur işte" dedi Azra da gülerek.. Demir e baktığımda Asya'ya bakıyordu.. Bu adam Asya yi çok dikkatli inceliyordu... yani sonuçta numaradandi her şey yalandandi değil mi? Artık daha fazla izleyecektim Demir i.. çünkü Asya'ya çok farklı bakıyor gibi hissediyordum.. umarım aralarında gerçekten de bir şey olmaz çünkü bu adam Asya'ya üzüntüden başka bir şey yasatmazdi...
...
Asya...
"Teşekkür ederim geldiğin için" Dedim gülümseyerek.. tabi yine mimik yok..
"Kaçta çıkacaksın sahneye?"
"Ne sahnesi?" Dedim anlamayarak...
"Sezen Aksu gecesi" dediğinde jetonum düşmüştü.. tersti bu adam 1 saat önceki mevzuyu şimdi soruyordu..
"Akşam saat 9 30 da başlayacak.. gelmeyeceksin herhalde" Dediğimde çarpık gülümsemesini yaptı..
"Saçmalama Demir bak kimseye açıklayamam ben"
"Benim mekanım istediğim zaman gelirim" dedi goz kırparak..
"Elif?"
"Gelecek.."
"Cidden mi?" Dedim sevinçle..
"Evet"
"Yani benden utanmıyorsun" Dediğimde pişman olmuştum.. salak mısın Asya senden neden utansın adam nesisin ki sen? Yalandan sevgilisisin bir güç şu iç sesimin sesini kisacaktim sonsuza kadar..
"Neden utanmam gereken bir şey yapmıyorsun ki ekmek parası kazanmak ne zamandır utanç kaynağı oldu?" Dediğinde gülümsedim ve sarıldım.. onun durumundaki bir adamın böyle düşünmesi çok hoşuma gitmişti keşke herkes böyle düşünse belki o zaman dünya yaşanabilir bir hal alırdı.. kollarımı ondan cekeceklen bu sefer belimden tutup o sarıldı..
"Kal öyle Başar bakıyor camdan" durdum...
"Bakıyor mu hala?"
"Bakıyor" Sen salaksın koala gibi yapıştın çocuğa ayır şu kollarını haklıydı sarılıp ayrılmamız kadar normaldi her şey..
"Yeterli.." Dedim ondan ayrılarak..
"Atesin mi var?" Dedi elini alnıma koyarak..
"Yo... İyim ben"
"Kızarmış suratın" dedi pis pis sırıtarak utancimi yüzüme vuruyordu aklı sıra..
"Soğuktan o"
"Öyledir"
"Git artık yeter bu kadar." Belimden tekrar çekti ve eğilip yanağımı öptüğünde.. ateş yanaklarıma doldu..
"Beni her istediğinde opemezsin arkadaş bile değiliz biz seninle duydun mu?"
"Duymadım bi daha söylesene" dedi gülümseyerek..
'Fesuphanallah" güldüm.. sinirmi bozuyordu..
"Yat dinlen"
"Size de iyi geceler Demir bey" Dedim ve eve doğru hızlı hızlı yürüdüm.. arkama bakamıyordum utançtan hala..
"Sanki askere gidiyor beyimiz bir de hastasın bu kadar saat dışarıda mı tutuyor seni?" Dedi Başar koltuğa oturarak..
"Sen kıskandın mı?" Yanına doğru gidip sarıldım..
"Ne kiskanacagim lan o donuk herifi tırnağım olamaz o benim"
"Başar teşekkür ederim... bugün olay çıkarmadığın için" Dedim yanağını öperek.. Beni kendine çekip sarıldı ve saçlarımı öptü..
"Sana dua etsin yoksa ağzıyla burnu yer değiştirirdi.. dua etsin ki kardeşimin sevdiği adam yoksa var ya offf çok canlı ışıklar gösterirdim ona" dediğinde kahkaha attım.. Mercan ve Azra da yanımıza Geldiler ve koltuğa oturdular..
"Ben part time a geçmek istiyorum ya acaba Kemal bey bir şey der mi?"
"Neden? Sıkıldın mı?" Dedi Azra bana ihlamuru uzatırken.. ağaç çıkacaktı içimde artık.. yinede onu kırmayıp içtim..
"Yok ondan değil saçmalamayın bizim bölümde bir hoca vardı kurs veriyordu böyle özel kurs oradan ayrılacakmış dedi ki ben çıkacağım düşünür müsün? Parası da iyi pazartesi günü sadece Fırat abiyle de konuşacağım cumartesi ve pazar çıkmak isteyeceğim sahneye salı çarşamba perşembe cuma da dükkanda çalışırım diye düşündüm.."
"Ne kadar veriyor peki?"
"Ayda 7 bin veriyor 4 kere gidiyorsun bide yani bence çok iyi sadece keman ve gitar dersleri vericem bide sabah 12.00 15.00 arası gitar 15.00 18.00 arası da keman"
"Çok iyiymiş ama yorulursun yani izin kalmıyor sana resmen"
"Yine izin kullanamıyordum ki biliyorsunuz ayrıca müzik beni yormuyor arkadaşlar biliyorsunuz"
"Pazartesi bir konuş bakalım Kemal'le ama kabul eder kızların ikisi full gelmek istedi ya part time elaman lazım kesin kabul eder yani" dedi Başar sonra ayağa kalktı..
"Ben gidiyorum sizde çok durmayın saat geç oldu yatın dinlenin artık"
"İyi geceler süper Mario" dedi Mercan öpücük atarak..
"Sana kaç kez diyeceğim küçük cadı bana Mario deme diye" Başar mercanin kolunu ısırdı..
"Ahh hayvan şimdi görürsün sen" dedi ve sırtına atladiginda Azra'yla birbirimize baktık.. çocuk gibiler ya..
Başar tek koluyla Mercan i sırtından aldı ve koltuğa koydu..
"Bu koca adam yorgun yatar size iyi geceler" dedi ve bize öpücük atarak odasına girdi...
"Asya sana bir şey soracağım"
"Sor bakalım geliyor ya bir şeyler hadi hayırlısı" Dedim mercana dönerek..
"Sen bu çocuktan hoşlandın mı?.. Eve girdiğinde kıpkırmızıydın utançtan gördük camdan yanağından öptü" dedi Mercan sırıtarak..
"Öyle bir şey istesemde olamaz Mercan hoş isteyen de yok zaten.. o siyahsa ben beyazım.. o aysa ben Güneşim... ayrıca bu enkazdan geriye sadece size yetecek kadar sevgi kaldı sizde biliyorsunuz o yüzden bunun konusu dahi geçsin istemiyorum olur mu? " Dedim ve ayağa kalktım.. gerçekleri kendi yüzüme bir bir vurmuştum.. ağır gelmişti ama taşımayı öğrenmiştim artık...
|
0% |