@demirinasyasi
|
Kapak fotoğrafı Azra ve Poyraz.. "Eee bugün geliyorsunuz değil mi?" Dedim.. 10.00 18.00 dım.. çıkışta bir kahve içecek kadar vaktim vardı bu yüzden Kemal, ben ve Mercan terasa gelmiştik.. Azra açılıştı bu yüzden gidip hazırlanıyordu kesin Başar izinliydi o nasıl oldu bilmiyorum sevkiyat günü izinli yazmıştı.. sanırım bugün eglence var diye..
"Tabi ki kaçırır mıyız hiç?" Dedi Kemal bey..
"Handeyle konuştuk oda hazırlanıyormuş 9 da bar onu uygun mudur size?" Dedi Mercan Kemal beye bakarak..
"Kızlar orada bey istemiyorum lütfen hiç sevmem biliyorsun Mercan"
"Bizlik sorun yok" dedi Mercan bana bakarak..
"Bakalım Asya Başar'ın dediği kadar sesin Sezen Aksu'ya benziyor mu? Komalık yapacak mısın bizi içmekten" dediğinde güldüm.. benim yerime Mercan cevap vermişti..
"Asya en başta güldürür eğlendirir kurtları döktürür sonra adamın ağzına sıçar ciğer falan bırakmaz.. Başar ne dediyse az demiştir kesin"
"Birilerini aramayalım da" Dün konuşmuştuk biraz 8 yıllık ilişkisi bitmişti.. yinede hayat devam ediyordu diyip sabahın köründe her gün işe gelip buradaki sorunları hallediyordu.. çok üzülüyordum ona..
"Yok yok eğleneceğiz öyle düşünme" Dedim ve elini sivazladim.. saate baktığımda saat 18.27 ydi..
"Ben kalkayım artık size doyum olmaz ama hazırlanmam lazım saat 8 de barda olacağım" Dedim ve Mercan nin yanağını öperek onlardan uzaklaştım..
...
Azra..
"Ya ön masa dolu.." dedi Mercan dudak büzerek..
"Lan Demir bey değil mi o ne işi var burada?" Dedi Kemal bize bakarak..
"Hani barın sahibi ya Kemal normal değil mi?" Dedi hande arkaya yönelerek..
"Selam verelim hande ayıp olur"
"Ya Kemal dışarı da da mi iş ya"
"Oğlum bi selam verelim sonra geçeriz başka yere ayıp olur cidden"
"Sanki adam bizi tanıcak anasını satim" dedi ve Demir lere doğru ilerlemeye başladı.. Mercan a baktım.. bıyık altından gülüyordu..
"Gelmiş izlemeye bir de inkar ediyorlar peh" diyince sus işareti yaptım.. birisi görse var ya Asya bizi gebertirdi kesin..
"Demir bey beni hatırladınız mı?" Dedi Kemal önlerinde durarak..
"Evet Kemal?"
"Nasılsıniz?"
"İyim sen?"
"İyiz bizde arkadaşımızı izlemeye geldik" Demir etrafına bakindi boş yer yoktu cidden..
"Buyurun oturun buradan izleyelim" dedi Tufan..
"Rahatsız etmeyelim biz sizi" dedi Hande..
"Ne rahatsızlığı şuan iş yerinde değiliz sonuç olarak oturun bize eşlik edersiniz" diyince hande bize baktı omuz silktim adam evimize giriyordu rahatsız olmuyordum burada mı olacaktım..
"Anlaşılan siz oturmayacaksiniz ben geçeyim söyle çünkü önden izlemek istiyorum" Diye araya kaynadı Mercan bu kızın rahatlığı beni bitirecekdi valla ya..
Mecburen hepimiz dizildik yan yana..
"Merhaba ben Elif.. kardeşleriyim" dedi kız hepimizle tokalasarak.. anlaşılan durumu biliyordu çünkü isimlerimizi söylediğimizde sasirmamisti..
"Başar nerede?" Dedim mercana bakarak..
"Geliyormuş Ezgi işte anladın sen"
"Nolmus yine?" Dedi Kemal bana bakarak..
"Senle durumu aynı"
"Belliydi" dedi hande..
"Eee Kemal ne var ne yok?" Dedi Poyraz beydi sanırım kardeşi..
"İyim Poyraz bey siz?"
"Bak bugün bey yok rahatsiz oluruz samimi bir ortam olsun madem eğlenmeye geldik.. değil mi abi"
"Aynen" dedi Demir gözü sahnedeydi hala.. saate baktığımda daha yarım saat vardı çıkmasına..
"Başlamadı değil mi?" Dedi Başar yanımıza gelip zink diye otururken... Kemal Başara kaşlarını çatarak baktı..
"Ne var oğlum ne bakıyorsun öyle?" Kaşıyla Demir i isaret etti..
"Kusura bakmayın görmedim Demir bey"
"Demir" dedi.. gülmemek için dudaklarımı bastırdım.. Başara doğru eğildim. Fısıltı halinde;
"Ne oldu neden geciktin?"
"Bu sefer kesin bitti uğraşmıyorum artık" dedi aynı şekil.
"Eminim öyledir"
"Ciddiyim Azra ben ne bok yiyorsa yesin artık"
"Sen baya baya ciddisin?"
"Hiç olmadığım kadar adını ağzıma alırsam beni s.. neyse masada şimdi söyletme bana öyle bir şey yaptı ki direk sildim kalbimde kafamda her yerden yani.. Eve gidince konuşuruz bugün bana karışmayın yeter" dediğinde iç çektim.. acaba ne bok yemişti kim bilir gene..
...
"Hepiniz Sezen Aksu gecesine hoş geldiniz" Diye bağırdı Asya.. hepimiz alkisladigimizda Demir sadece bakıyordu..
"Rakkas gelsin mi?"
"EVET!!" Başar kulağını tıkadı.. daha şimdiden içmeye başlamıştı gece sonunda surukleyecektik anlaşılan..
Asya öyle bir oynamıştı ki ben bile anlamamıştım.. Demir e baktığımda kaşlarını çatıyordu ki haklıydı bi nebze resmen mezdeke şov yapmıştı darbukaciyla..
"Asya da da maşallah ne cevherler varmış" dedi hande gülerek..
"Yani sayılır.." Dedim iç çekerek..
"Arkadaşlar Sezen Aksu bekliyorsunuz biliyorum ama geçen hafta bir arkadaşımız benden Katmer Katmer istedi ama ben soyleyememistim bugün kulise geldi ve rica etti o yüzden kusura bakmayın onu kırmak istemiyorum araya bir şarkı sıkıştırıyoruz.. Bu şarkı sana özür olsun Zeynep'cim" dedi ve öpücük attı..
Katmer katmer çalarken sahneden indi Asya...
"Elleri görelim!!" Diye bağırdı.. handeyi elinden tutup zorla kaldırdı sonra bizi.. masanın on tarafinda hepimiz dans ediyorduk ki elifi de kaldırdı Demir e bakarak...
Dans etmek bir yerde özgürlüktü resmen.. bi ara vedat i gösterdi ve alkış yaptı.. onunda sesinin farkına varılsın istiyordu çünkü... şarkı bittiğinde de yanımızda kaldı.. şinanay çalıyordu.. arada yanımızdan gidiyor seyirciyle söyleyip geri geliyordu zaten sahnenin en ön tarafı olduğu için herkes gorebiliyordu.. böylece alkolde içiyordu.. mikrofonu bize tutarak.. işini biliyordu bu kız...
Manifesto en sevdiğim şarkıydı ve bunu biliyordu.. şarkının bazı yerleri Demir i anlattığından ona bakıyordu.. Kemal bile bizle dans ediyordu.. Başar desen kafa yok resmen.. Elif in maşallahı var zaten..
Şansıma inanma söylerken full Demir e bakarak söylemişti.. Allah dan herkes çakır olmuştu da farketmiyordu.. Poyraz Demir in kulağına eğilip bir şey dediğinde güldü.. Tufan bile yanımıza gelmişti bir ara.. mercanla maşallah çok iyi anlamışlardı.. Allah dan Başar in görecek durumu yoktu da yoksa kalp krizinden kesin giderdi ikinci Demir vakası diye.. Seni yerler çalarken.. bar resmen ayağa kalkmıştı.. 'o endam, eda nedir hey yavrum' derken demirin önüne eğilip suzmustu çocuğu.. Bu kız ne kadar içmişti kim bilir çünkü kafası yerinde değildi resmen.. Demir de bunu farketmis olacaktı ki pis pis sırıtıyordu...
Erkek güzeli çalarken Demir in önüne tamamen geçti.. Demir de bakışlarını Asya nin gözlerine kitledi.. Bir de inkar ediyor ya resmen çocuktan hoşlanıyor... yoksa yoksa aşık mı oldu?
"Gözlerim gözlerine kitlenir...Doyamam seyretmelere seni.. Özlerim bir kaç saat fazla gelir.. Yağızım yiğidim erkek güzeli.. gel gelde eğ şu asi başını...Kaçırma gel şu olgun yaşımı.. Anladım korkunu telaşını Görünce çakmak çakmak yeşillerini ... özellikle bu nakaratı çocuğun önüne tamamen eğilip ağzının içine duserek söylemişti..
Haydi gel benimle ol çalarken oturmuştum ki tam Elif geri kaldırdı.. Asya sahneye geri dönmüştü.. anlaşılan ara verecekti...
"Kaçın kurasıyla kısa bir ara vereceğiz" dedi asya..
'Senden gelecek cefalara, nazlara, Sözlere sazlara eyvallah' dediği yerde sanırım Demir beni görmedi yada bilmiyorum umursamadı ama eyvallah diye mırıldandı.. Ben sadece Asya zannederken Demir... oda Asya ya karşı bir şey hissediyordu.. yinede bir süre beklemekte fayda vardı çünkü çok yeniydi her şey..
Müzik bittiğinde Asya yanımıza geldi..
"Nasıl eğleniyor musunuz?"
"Ya sen.. gel seni bi öpücem" dedi Başar Asya'nın suratını tutup yanaklarından öperek..
"Buna noldu be ağzıma sıçması lazım kiyafetime falan laf yapmadığına göre kesin ezgiyle ayrıldılar" dediğinde Başar güldü..
"Ne kadar iyi tanıyor beni" dedi..
"Durum vahim sanırım" dedi elif..
"Kusura bakma normalde böyle değildir de işte onda ayrılık böyle yan etki yapıyor" Dedim Başarı omuzundan tutup asyanin üzerinden çekerek..
"Hande Kemal siz?" Dedi Asya onlara bakarak ve bardağı kafasına dikip geri bıraktı..
"Daimi müşterisiyim artık" dedi Kemal..
"Tabi hep beklerim.."
"Vallaha bende Asya artık sürekli buradayım senle işten sıkılmazsan burada sıkılacaksın benden" dedi hande..
"Ben senden sıkılmam" dedi asya eğilip handeyi öperek..
"O şarkı yok dimi liste de?" Dedim Asya'ya bakarak..
"Var.." birayı eline aldığında elini tuttum..
"O yüzden bu kadar içiyorsun dimi??" Dedi Mercan kaşlarını çatarak..
"Sorun yok söyleyip geçeceğim"
"Hayır Asya istemiyorum bak lut-"
"Sırası değil Azra tamam" dedi kaslariyla Demirleri isaret ederek..
"Hangi şarkı bu?" Dedi elif..
"Ünzile" dedi ve birayı da alıp sahneye geri döndü Asya.. gece sonunda toparlayabilirdik umarım onu..
"Gidemem" dedi bize bakarak daha doğrusu Demir e..
Hande kulağıma eğildi..
"Demir bey Asya dan kesin hoşlandı baksana şuna kızdan bütün gün ayirmadi gözünü"
"Yok ya sanmam" Dedim Demir e bakarak.. ama doğruydu..
Kursini renkler çalarken Asya bar taburesine oturdu ve ışıklar gitti.. ikinci bölüm aglatacakti bizi biliyordum... sahne ışığını asyaya verdiler nakaratta..
Yalnızca sitem çalarken sigara yaktı..
"Kahdeler vursun" dedi ve viski şişesini bize kaldırdı.. sonlara yaklaşıyordu..
İki gözüm çalarken bar taburesinde bağdaş kurdu..
'Yok mu.. senin insafın yok mu.. Bir güler yüzün çok mu?.. dağ mısın taş mısın?..Bu eda bu hal tuzak mi? Hak mısın bana yasak mı? Dost musun düşman mısın? ... iki gözüm seneler geçiyor.. gönül ektiğini biçiyor.. Bir selam lütfet bu ne çok hasret.. gel barışalım artık.." doğrudan demire bakıyordu... tabi Demir de Asya'ya.. Poyraz masadan kalkıp yanıma geldi..
"Ne yapıyor bunlar?"
"Anlamış değilim ama aralarında ki şey her neyse ya bitmeli ya da..."
"Anladım.. Sen nasılsın?" Dediğinde ona tuhaf tuhaf baktım..
"Ne alaka şimdi bu geç yerine"
"Yok burası iyi" dedi ve arkasına yaslandı.. önce birdiler Mercan ve Tufan sagolsun iki oldular şimdi bu da üç bu Ateşoğlu ailesinde bir sıkıntı vardı özellikle erkekleri...
Büklüm büklüm çaldığında ayağa kalktı sahnenin ön kısmına geldi ayakta duracak gücü yoktu... o şarkıyı nasıl soylecektin be güzelim sen..
"Tükeneceğiz" dedi gülümsemeye çalışarak..
Ne böyle senle ne de sensiz Yazık, yaşanmıyor çaresiz Ne bir arada ne de ayrı olmak imkânsız Hiç sebepsiz Ne hayallerle, ümitlerle Mutlu olmaktı dileğimiz Suçlu ne sensin ne de benim Şimdi sensizim, sen de bensiz Bir an gelip de küllenince Yüreklerimiz dinlenince Başka sevgilerde teselli bulunca İşte biz o gün düşüneceğiz Etrafımızı sarıverecek Bir boşluk ki asla bitmeyecek Her şey bir anda anlamsız gelecek İşte biz o gün tükeneceğiz Bir an gelip de küllenince Yüreklerimiz dinlenince Başka sevgilerde teselli bulunca İşte biz o gün düşüneceğiz Etrafımızı sarıverecek Bir boşluk ki asla bitmeyecek Her şey bir anda anlamsız gelecek İşte biz o gün tükeneceğiz İşte biz o gün tükeneceğiz
Bu sarkiyi sanki Sezen Aksu.. Asya ve Demir e yazmıştı.. öyle bir söylemişti ki ben bile inanmamıştım... şarkı bittiğinde garsona bir şeyler söyledi.. çocuk elinde tekila şişesiyle gelince anladım..
"Siktir" Dedim..
"Noldu?" Dedi Poyraz bana dönerek.. şarkı girince ona baktım..
"Çok geç.. eğer bak Asya giderse buradakileri oyala olur mu handeyi kemali falan"
"Ne diyorsun anlamıyorum"
"Sen dediğimi yap" Dedim ayağa kalkmak için hazır bekliyordum.. Demir de bacağını bacağının üzerinden indirdi ve kaşlarını çattı.. Asya bu şarkıyı çocukluğundan beri biliyordu neden bilmiyorum hoş oda biliyor ama daha 7 yasindaydik bu şarkıyı mırıldanarak söyledi... kötü anıları vardı bu şarkıda hissettiğini söylerdi yani en azından.. bar taburesine oturdu ve mikrofonu eline aldi..
Ünzile insan dölü On kardeş beşi ölü Büyüdükçe un ufak Ve gelirde görücü İnci gibi dişi Görücü bilir işi Söğüdüm ağlar gider Olur hatun kişi Varmadan sekizine Ergin oldu Ünzile Hem çocuk hem de kadın 12'sinde ana Bir gül gibi al ve narin Bir su gibi saydam ve sakin Susar kadın Ünzile Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey sormuyor Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey sormuyor Korkar durur gitmez Köyün en son çitine İnanır o sınırda dünyanın bittiğine Ünzile insan dölü Bilinmezlere gebe Sırların mihnetini Yükleyip de beline Varmadan sekizine Ergin oldu Ünzile Hem çocuk hem de kadın 12'sinde ana Bir gül gibi al ve narin Bir su gibi saydam ve sakin Susar kadın Ünzile Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey sormuyor Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey sormuyor Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey sormuyor Yağmuru kim döküyor? Ünzile kaç koyun ediyor? Dayaktan uslanalı Hiçbir şey
Gözlerinden yaşlar akarak söylemişti.. zar zor.. şarkı bittiğinde ışıklar kapandı.. tekrar açıldığında Asya yoktu.. kafamı poyraza çevirdim..
"Gördün mü nereye gitti.."
"Koşarak çıktı arkasından demir" ayağa kalktım hemen Mercanda arkamdan kalkmıştı..
"Dikkat çekmeyin oturun.. bırakın Demir halletsin" dedi bana bakarak..
Demir..
Üzerine hiç bir şey almadan sahneden atladı ve kapıya doğru koşup bardan çıktığında peşinden koştum montumu alarak.. üşüyecekti ne yapıyordu bu üstelik yeni iyileşmişdi..
"Asya..." diye bagirdigimda herkes bana baktı.. ozdilegin ormanlık alanına kadar kosmustu.. yetişip arkasından sarıldığımda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ve kendini yere bıraktı.. kafasını tutup göğsüme yasladım.. durduk yere değildi bu ağlama o.. şarkıda bir bok vardı...
"Şşş tamam buradayım" Dedim saçlarını okşayarak... montumu yerden aldım ve ona sardım.. üzeri ip incecikti.. ağlaması iç çekişlerine dönünce kucağıma aldım onu.. kollarını boynuma doladı ve kafasını boynuma gömdü.. arabam barın arasındaydı..
Ön kapıyı açıp Asyayi kucağımdan indirdim.. sanki kuş gibiydi.. neredeydi o inatçı direnen kız çocuğu..
Telefonu çıkarıp Poyraz i aradım..
"Buldun mu?"
"Yanımda" Dedim arabanın içine bakarak.. öylece ellerine bakıyor ağlıyordu sessiz sessiz..
"Biz kizlari eve götürüyoruz Tufanla bide Başarı tabi.. siz?"
"Geliyoruz.. sıkıntı oldu mu?"
"Yok kizlar idare etti onlarda zaten sarhoş taksiye binip gittiler ama senin bu deli öldürdü beni"
"Ne diyor?"
"Asyayi görmeden asla eve gitmezmis ne yapalım?"
"Gelsin sizle" Dedim tam kapatacaktim ki
"Bekle?" Dedi.. bi 10 saniye sessizlik oldu..
"O şarkının hikayesi çok vahim Asyayi getir eve gidince konuşalım bir senle çünkü adamdan haber geldi Ankaraya gitmemiz gerekebilir" dediğinde dişlerimi sıkıp telefonu kapattım... ödeyecekler Asya kimse bu yada bunlar ödeyecekler güzelim merak etme.. senden bin beter etmezsem adam değilim...
Mercan..
"Uyudu mu?" Dedim Demir odadan çıkarken. Kapıyı yavaşça kapattı ve kafa sallayarak yanımıza geldi..
"Başarı taşıyalım mi odaya?" Dedi Tufan.
"Kalsin burada beli tutulunca aklı başına gelir" dedi Azra..
"Gidelim" dedi Demir çocuklara bakarak..
"Aslında biraz otursaniz" Dedim iç çekerek..
"Mercan haklı hem hazır Başar da sızmış Asya da uyuyorken balkonda biraz konuşsak iyi olur Demir" Azra ayağa kalktı..
"Bu taraftan" Dedim önlerinden giderek..
...
"Sağol zahmet oldu sana" dedi Elif filtre kahveyi tepsiden alarak..
"Bir şey mi oldu?" Dedi Tufan bana bakarak.
"Azra anlatsın çünkü ben ağlarken konuşamıyorum" Dedim gözümden akan yaşı silerek..
Herkes azraya döndü.. sigara yaktı önce.. konu derindi tabi.. ama yardım etseler etseler onlar ederdi bize..
"Öncelikle şu şarkı meselesini açıklığa kavuşturayım Asya sanırım 7 yaşlarında falandık bu şarkıyı mırıldandı hep yani tabi çocuğuz bilmiyoruz o zamanlar bi rehber hocamız vardı yetimhanede o duymuş çok zorladı Asyayi ama annesi ve babası 4 yaşındaymış öldüğünde o yüzden hatırlamıyordu büyüdükçe de söylemeyi kesti.. Bir gün sordum nereden biliyorsun diye hatırlamıyorum sadece acı veriyor bana küçükken de unutmaktan korktuğum için söylerdim dedi.."
"Su izlerle alakalı bir sey mi?" Diyince elif şaşırmıştım.. çünkü Asya hayatta soylemezdi.
"Nasıl gördün?" Dedim ona dönerek.
"Tesadüf diyelim giyinirken gördüm oda bölük pörçük anlattı ama abimlerin bildiğini bilmiyor bak" dedi bize eğilerek..
"Bilmesin de zaten yoksa asla konuşmaz senle hoş bunları konuştuğumuzu duysa yüzümüze bakmaz" Dedi Azra.. haklıydı..
"Başka?" Dedi Demir bize bakmiyordu.. balkon demirlerine ellerini koymuş dışarıya bakıyordu..
"Asya yıllarca şiddete maruz kalmış bir kadın tabi o zamanlar çocuktuk yani gençlik 15 16 yaşlarında falan.. 2 sene dile kolay haber alamadık ondan en son Başar yetimhaneden kaçtı.. sokak sokak aramış ondan da bi 6 ay haber alamadık.. yetimhanede bi Yılmaz abi vardı ona haber salmış sonra bizi kaçırdı 18 olacaktım ben sonra.. Mercan 2 ay sonra girecekti 18 ine kaçtık bizde Yılmaz abinin dediği yere gittik Ankara da.. oradan da buraya yürüyerek geldik.. polis bizi arıyordu çünkü..geri donemezdik yetimhaneye istemiyorduk zaten orada mudur her fırsat da nedeni ne olursa olsun kim yaparsa yapsın bizi döverdi şerefsizin teki.. özellikle Asya ya da Başar dayak yerdi.. kaç kez bodruma kitledi Asyayi karanlık korkuları o yüzden başladı.. sonrası zaten adamlar ne yaptıysa artık 3 sene kendine gelemedi Asya ölü gibi yaşadı nefes aldı sadece okul ev iş ne dışarı çıkar ne doğru düzgün yemek yerdi.. bakmayın daha yeni yeni toparlıyor.. yakin olduğu arkadaş dışında diyim tek erkek de Demir.. o yüzden konuşuyorum bak onayladığım falan yok bu iş bittiğinde Asya yıkılacak o yüzden size bunları anlatiyorum.. sizin karşınızda öyle herhangi insanlar yok tamam mı? Neler çektik bi biz biliriz bi de Allah" Dediğinde gözümdeki yaşı Tufan sildi ve bana gülümsedi.. gülümsedim.... içten yaklasiyordu bana bunu hissebiliyordum..
"Teca- "
"Hayır" Dedim elife sert bir şekilde o bile şaşırmıştı..
"Öyle bir şey yaşanmadı.. nasıl oldu çoğunu anlatmıyor Asya ama doğru söylediğine de adım kadar eminim.. işte o diyeceğin şey yerine işkence etmişler kıza" dedi Azra tekrar sigara yakarak ve gözünün yaşını sildi.. Demir birden balkondan fırladı ve kapı sesi duydum...
"Biz kalkalım kızlar şimdi bir şey falan yapmasın"
Elif gelip azrayla bana sarıldı..
"Kızlar özür dilerim ben"
"Ne için?" Dedim gözünün yaşını silerek.
"Sizin hayatınızdan çalan tüm insanlar için" dediğinde ona daha sıkı sarıldım.. kalbi çok temizdi.. iyi niyeti resmen yüzünden belliydi...
...
Tufan...
Abimin odasında sanki savaş vardı her yeri dagitiyordu sinirle.. merdivenlerin başında duran annemin yanına gittik..
"Ne oldi bu deliye?" Dedi bize bakarak..
"Bosver en azından eve geldi ses etmeyelim ana" dedi Poyraz salona yönelerek doğru diyordu.. acaba anlattiklarimizdan sonra ne yapacaktı?
Merdivenlerden inip kimseye bakmadan bize kafasıyla dışarıyı işaret etti.. geçtiği yerler alev atıyordu resmen.. gözleri de öyle..
"Korkut!!" Diye bağırdı annem..
Korkut hemen eve girdi..
"Buyur asiye annem"
"Oğlum çıkın şu Demir in odasına bi bakın kırık dökük temizleyin elleri kaniyordu belli ki duvarları kırmış" Doğru diyordu yumruklarından kanlar akıyordu resmen...
"Anlat" dedi arka bahçeye çıkarak ve sigara yaktı..
"Abi sonra mı anlatsak napsak" dediğimde sinirle bana döndü..
"Ağzınızı yüzünüzü sikerim anlatın" yuktundum yapardı..
Poyraz uflayip sigara yaktı elinden alıp bende bir tane yaktım..
"İlk once yetimhaneye gittik tabi eskiden kalan kimse yok.. bulduk çocuğunu kimisi hatirlamiyor bile Yılmaz denilen adama ulaştık ilk başta.. Ebru ve Bekir denilen insanların kızı Asya soyadı babasının zaten 4 yaşında ölmüş annesi babası bi kazada ama kaza zorla yaptırılmış ona da gelicem.. şu yetimhanenin müdürü eziyet etmiş kızlara basara falan ama en çok Başar ve Asya'ya.. oraları biliyorsun zaten.. adam ölmüş geçen sene sirozdan sonra bi temizlikçi var neydi lan adı.." dedi bana dönerek..
"Faruk"
"Heh Faruk o adama ulaştık.. evlat edinen aileyi biliyormuş söyledi yerini el mecbur onları bulduk adam ölmüş ama kadın sağ iki korkutunca öttü her şeyi bide 60 yaşında zaten öldü ölecek.. Bu aile çete alıyorlar yetimhaneden tabi müdürle anlaşmalı sonra istemedikleri şeylere maruz bırakıyorlar iyi haber bu çeteden birine ulaştık 38 yaşında daha evlenmiş barklanmis Yunus.."
"Sonuç" dedi abim.. Poyraz bana baktı kafa salladım..
"Asya ya taciz etmeye kalmış İlhan denilen adam yardımcısı kızda kaçmış 3 5 ay sokaklarda izini kaybettirmis sonra karnı aç el mecbur yetim doyuran diye bi adam varmış Tekin dede ona gitmiş Asya tabi bunlarda biliyor almış kızı.. biz bunu duyunca tekin dedeyi bulduk adam hatırladı hemen çok çekti garibim direndi benimde gücüm yetmedi dedi adam götürmüşler tabi Asyayi gene adam anlatmak istemdi ama biz zorladık tabi oda anlatmak zorunda kaldı.. bak Demir hiç hoşuna gitmeyecek sakin kalıp dinleyebilcek misin?" Drdi Poyraz.. Bir sigara da yaktım... ikinci kez dinleyecek kadar cesaret edemiyordum ben.. abimde sigara yaktı ve gözlerini kapatıp dişlerini sıktı..
"Anlat"
"Bodrum gibi bir yer gidip gördük fareler cirit atıyor.. zincirle bağlamışlar.. Newton beşiği diye bir alet var ya tın tın sürekli aynı ses onunla delirtmeye çalışmışlar yanıp sönen bi florans olmicek kadar yemek ve su.. dayak desen saymıyorum... akıllandı diye cikarirlarmis oradan kaçmaya çalıştığında gene aynı 3 senede tam 32 kez kaçmaya çalışmış bunun 3 başarılı olmuş ondada en son yakalayamamislar zaten Başar bulmuş adamlardan önce.. yaralamışlar çocuğu da midesinden camla tabi askerlik falan yalan onunda.. asyanin üzerine düşmesi bu yüzden yani korkuları bu yüzden.. 18 olunca da aramamislar bir daha tabi yeni kimlikler vs.. birde aile meselesi var tabi.." abime bakıyorduk ikimizde..
"Konuş" dedi abim gözlerini bizden çekerek..
"Anne Ebru babası yani Asya'nın dedesi para delisi satmış kızını pavyona kadının da sesi güzel solist olmus Asya'nın sesi de annesi zaten kasetlerini dinledik aynisi.. görsen Demir annesi resmen kız her şeyi ile.. neyse baba gariban pavyona gelip giden bir adam.. seviyorlar birbirlerini klasik hikaye aslında kaçırıyor Asya'nın annesini ama sağlayabiliyor da tabi o zamanlar ki buna çok şaşıracaksın pavyon sahibine Çetinlerin mekanı Mustafa çetin in o da sevdalı kadına peşlerini bırakmıyor en son bulunca da kaza yaptırıyor.. içerideki adamımıza sorduk araştırmış tabi 19 sene geçmiş üzerinden ama bulmuş bir şeyler annesi Asyayi arabadan çıkarıp yoldan geçen bir kadına vermiş bu senin çocuğun soran olursa diye dönmüş tam babasını çıkaracak alev almış araba.. sonra o kadında kaçmış zaten oradan Asyayla evine gitmiş kadının büyük kızına ulaştık zor oldu ama bulduk yetimahane kayıtlarından durumları yokmuş o zaman babaları da olmadığı için evde de 6 boğaz mecbur bırakmış kadın sonradan çok aramış vs ama bulamamış.. doğru söylüyor.. hatta bir mektup bırakmış Asya'ya kızı onu verdi bize..." dedi mektubu abime uzatarak.. aldı ama açmadan cebine koydu..
"Ne yapalım ne istersin?" Dedim.
"Önce şu Başar in askerliği halledin ama haberi olmayacak sonra şu yunus u bir ziyarete gidelim ilhan?" Dedi bana bakarak..
"Yerini bilmiyormuş"
"Bakacağız bakalım biliyor mu bilmiyor mu? Hazirliginizi yapın yarın Ankaraya gidiyoruz" dedi ve Demir kapıya yürüdü..
"Nereye?" Diye bağırdım arkasından..tabi cevap yok..
"Asyanin kapısına gidiyor salak nereye gidecek.." dedi Poyraz bana bakarak..
"Lan ne istiyor anlamış değilim he?"
"Neyini anlamadın kot kafa aklıyla kalbi savaş veriyor yediremiyor kendine buzları erimeye başladı ya o çatırtıyı duydu ya iflah olmaz artık o bi gider bi gelir şimdi olan Asya'ya olacak hoş onunda Demir den kalır yanı yok" dedi omuz silkerek..
"Yazık edecekler birbirlerine"
"Bırakalım etsinler ancak öyle anlarlar zaten".. doğru söylüyordu bir bakımdan.. Ya yanarak ogreneceklerdi ya donarak...
Asya..
Gözümü açtığımda sabah ezanı okunuyordu. Kafam çatlayacak gibiydi resmen.. dilim damagim kurumustu dün ne kadar ic- dün gözümde yavaş yavaş canlandırken Demir e sarılıp uyuduğum geldi aklıma siktir... bırakmamıştım onu..elimle alnımı sivazladim.. yataktan kalkıp odadan çıktım.. Başar koltukta sızmış yatıyordu.. battaniyeyle tekrar üzerini örttüm ve montumu giyip evden çıktım.. hava almam gerekiyordu...
Apartmanın kapısından çıkınca arabasına yaslanmış sigarasını içen bana bakan Demir i gördüm..
"Demir.." Dedim yana giderek..
"Neden buradasın"
"Bilmiyorum" dediğinde ona anlamayarak baktım..
"Sarhoş musun? Bu saatte neden geldin"
"Çıkmazım oldu burası"
"Ne diyorsun anlamıyorum" Dediğimde dogruldu ve kafasını eğip bana baktı kafamı kaldırıp gözlerine baktım.. üzüntü vardı.. Başka bir şey vardı gözlerinde...
"Çıkmıyorsun buradan" dedi isaret parmağıyla kafasına vurarak..
"Demir.." Dedim yaşlar gözümün önüne gelerek..
"Şşş" dedi parmağını dudağıma koyarak..
"Bir şey deme"
"Demir olmaz." Dedim geri çekilerek.. Bana doğru bir adım attığında gözümden yaş düştü ve elimi kaldırdım.. Ben ona yıkım getirirdim..
"Bu enkazın sana vereceği tek şey acıları.. kabusları.. olmayız"
"Bizde olmayalım..."
"İsteklerin olacak ben sana hiç bir şey veremem anliyor musun?
"Anlamıyorum lan anlamıyorum amina koyayım senden bir şey isteyen var mı sanane lan akıl benim aklim kalp benim kalbim senden bekleyen mı var?"
"Beklemiyor musun?"
"Bak kızım ben de çok temiz bir adam değilim anladın mı hiç merak ediyor musun bu kadar para nereden geliyor durduk yere bu boktan şehire neden geldiler diye çalıştır o aklı tamam mı biraz? Sen istesen ben istemem anladın mı senin beyazını karartırım ben acılarına merhem olamam anca yara olurum sana.. kabuslarına yenisi eklenir... şimdi git bitti bu oyun özgürsün" dedi ve arabasına yönelip bindiğinde eve doğru yürüdüm bir şey diyemeden..
Güzel olacak Asya şimdi izin verirsen gitmesine bir daha gelmez... gelmezse yaşayacaklarınin yanına yasamadiklarin daha ağır kalır dedi iç sesim bu sefer haklıydı.. arabasını çalıştırıp gaza bastığında arkamı dönüp arkasından koştum.. dikiz aynasından görmüş olacak ki indi.. ve bana gelip sarıldı.. yüzümü avuç içlerinin arasına aldı ve gözlerime bakarak dudaklarıma yapistiginda karşılık verdim.. dudaklarımizi ayırdı..
Alnını alnıma dayadı..
"Eğer yanmaya cesaretin yoksa dokunma küçük kız.."
"Ben çoktan yanmışım adam".. |
0% |