Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@demirinasyasi

Fotoğraf; Yamaç...

 

"Ya Başar dur.." Dedim arkasından giderek..

 

"Asya sonra lütfen tamam mı?"

 

"Saçmalıyorsun"

 

"Ne saçmalıyorsun? Farkında mısın Asya ne zamandır birlikteyiz biz?"

 

"Bir buçuk senedir?"

 

"Bak gördün mü ben bir buçuk senedir sevgilime dokunmayı geç opemiyorum bile.. lan onu geçtim birlikte uyuyalım dedim sana geçen gün uyumak lan uyumak ama yok hanımefendinin sınırları var.."

 

"Gerçekten de böyle mi düşünüyorsun?"

 

"Evet Asya böyle düşünüyorum artık.."

 

"Bazi şeylerin özel olmasını istediğimi söylemiştim sana.."

 

"Bende sadece elini tutmak yada sarılmak istemiyorum artık bunu söylüyorum.. şuanda da bırak sakinleşiyim ararım" dedi ve arkasını dönüp gittiğinde olduğum yerde kaldım..

 

"Başar.. lütfen" diyebildim sadece..

 

Telefonum çaldığında çıkardım..

 

"Efendim Naz?"

 

"Kuzu seni bekliyorum hadi annem bekliyor Elif hanım gelmiş eve görüşme için bekliyorlar gitmemiz lazım neredesin?"

 

"Espark'ın orada" Dedim iç çekerek..

 

"İyi bin kırmızı 23 e batıkente gel ikinci çağdaş de şoföre ben seni alırım"

 

"Tamam geliyorum" kapatıp arkamı döndüm.. Başara hak veriyordum.. ama benide anlaması lazımdı sonuçta baştan konuşmuştuk bu durumu değil mi? Hani sarılmak, koklamak yetiyordu aşık olmak için... hani bir bakış yetiyordu sevmeye..

 

...

 

"Nerede kaldın Allah aşkına kaciracaksin bu işi elinden bak"

 

"Üzerime gelme Naz zaten moralim bozuk"

 

"Bana bak.. Başar la mı bozuştunuz yine.. aman taktığın şeye bak siz hep böylesiniz zaten.."

 

"O ne demek Naz? Hep böyle değiliz" Dedim durup ona bakarak koluma girdi ve yürümeye devam etti..

 

"Dur tahmin edeyim seni öpmeye kalktı dudağından ve sen yanağını döndün değil mi?"

 

"Ha ha ha çok komik"

 

"Dalga geçmiyorum kızım.. Asya sen bu çocuğu gerçekten sevdiğine emin misin? Kızım şu güzelliğine bak afet gibisin.. Bir içim susun.. seni bilmiyorum ama ben Başar in seni sevdiğine inanmıyorum Asya"

 

"Hep aynı şeyi söylüyorsun neden?"

 

"Çünkü gerçekten sevse seni zorlamazdı anladın mı? Sürekli takmış bir öpüşmeye yada yatmaya.. bunları yapınca sevgini kanitlayacagini düşünüyor birde.."

 

"Seviyor o beni bende onu" Dedim ona bakarak.. öyleydi..

 

"Sen öyle diyorsan öyle olsun arkadaşım ama umarım çok geç öğrenmezsin bunu"

 

"Evlenecegiz ve sende düğünümüzde halay oynayacaksın bak gör"

 

"Yürü şimdi evlilik için biriktirecegin paradan olacaksın yoksa" dediğinde güldüm ve yanağını öptüm.. Ne derse desin bana kiyamiyordu canim arkadaşım..

 

"Okul diyecektin herhalde"

 

"Önce okul doğru sonra evlilik" dedi bana bakarak..

 

...

 

Evin önüne geldiğimizde ağzım açık kaldı..

 

"Ağzının suyunu sil" dedi Naz ağzıma vurarak.. kapıyı Naz'ın annesi açmıştı bize..

 

"Hosgeldiniz kızlar geçin" dediğinde dışarıdan harika gözüken bu evin artık ev mi deniliyor villa mi her neyse girişi bile mükemmeldi..

 

"Çıkarmana gerek yok" dediğinde dudaklarımın içini kemirdim utançtan.. Eve ayakkabıyla giriyordu değil mi zenginler..

 

"Nereye gecelim anne?"

 

"Siz söyle salona geçin küçük hanım birazdan gelir.. Meltem hanım zaten yok rahatça orada konuşursunuz"

 

Nilay teyze bizi bizim apartmandan daha büyük bir salona getirdiğinde gözlerimi etrafa gezdirdim.. pahalı mobilyalar, objeler hayatımda sahip olamayacağım bir sürü eşyayla kapliydi bu salon..

 

"Hosgeldiniz" dedi kumral bir kız bize tahmini benden bir iki yaş küçüktür ama güzelliğiyle baya baya ön plana çıkardı yani..

 

"Hosbulduk" Dedim ayağa kalkarak ve gülümsedim..

 

"Nasılsıniz Elif hanım?"

 

"İyim Nazcım sen?" Dedi elini uzatarak..

 

"İyim.. arkadaşım size bahsettiğim Asya.."

 

"Hosgeldin tekrardan Asya nasılsın?"

 

"Teşekkür ederim siz?"

 

"Bende iyim bir şey içer misiniz?"

 

"Su" Dedim sadece boğazım kurumuştu bu sıcakta ve dolmuş sagolsun tangur tungur..

 

"Nazcım Nilay ablaya söyler misin? Bize su bide birer kahve getirebilir mi?" Dediğinde Naza gitme der gibi baktım..

 

"Tabi.. Ben sizi baş başa bırakayım o zaman"

 

"Naz sana durumdan bahsetti mi?"

 

"Evet.." Dedim az çok biliyordum.. 4 yaşında bir erkek çocuğuna bakacaktım.. gündüzleri zaten Nilay abla bakıyordu saat 17.00 a kadar o saatten sonrası bendeydi.. okulum içinde çok iyi bir fırsattı..

 

"Birde benden dinler misin?"

 

"Tabi ki"

 

"Yamaç benim ölen ablamın oğlu"

 

"Başınız sagolsun"

 

"Teşekkür ederim.. onun bize emaneti diyebilirim kısaca... Nilay ablaya alışkın 2 yaşından beri o bakıyor ama geceleri bakacak biri lazım yani akşamları.. yatılı kalacaksın normalde ben bakıyorum ama okulum yoğun.. üniversite okuyormussun Nilay abla bahsetti biraz ne bolumuydu?"

 

"Hukuk.."

 

"Zor bir bölüm.. haftada iki gün iznin olacak o günlerde istediğini yapabilirsin hafta sonu zaten.. extra ne bilim okulula ilgili bir problem olur müsade veririz sorun yok tek istediğim senden burada kalman dediğim gibi Nilay abla biraz da durumdan bahsetti kusura bakma ben ısrar ettim sonuçta yeğenimin kimlerin eline bırakacağımı bilmek istiyorum"

 

"Evet birr süredir işsizim yani zaten yurtta kalıyorum burada kalmam da sıkıntı olmaz daha iyi olur benim için çünkü kaldığım yurda uzak bir yer.. çocuklarla aram iyidir elimden gelenin en iyisini yaparım" geriliyordum ister istemez..

 

"O zaman anlaştık Asya Yamaç da seni severse bu iş oldu" dedi gülümseyerek ve ayağa kalktığında bende kalktım..

 

"Gel seni Yamaçla tanıştırayım" dedi ve merdivenlerden çıkmaya başladı..

 

"Burası benim odam aklında bulunsun.. burası abimin dedi yan odayı göstererek.. burası da Yamaç in çapraz odayı gösterdi ve kapıda durdu.. eğer iş olursa sende burada kalacaksın Yamaç in yan odası.." dedi abisinin karşındaki odayı göstererek..

 

'Yanlış anlamazsanız bir şey sorabilir miyim?"

 

"Tabi"

 

"Kimler var evde yani sizden başka?"

 

"Anladım demek istediğini.. annem ben ve abim yaşıyoruz.. arada abimin arkadaşları gelir kız arkadaşlarıyla ama merak etme onlar bahçede yada alt katta oturur çok karşılaşmazsın.. annem zaten yoğun bir kadın abimde öyle daha çok benimle muhatap olacaksın" dedi gülümseyerek.. nezaketi gerginliğimi alıyordu çünkü içten yaklasiyordu insana üstten bakmiyordu en azından..

 

"Teşekkür ederim." Dedim gülümseyerek..

 

Kapıyı açtı..

 

"Siz tanışın ben buradayım" dediğinde beni izleyeceğini anlamıştım.. haklıydı bu devirde kendi anası babası bakmiyordu çocuklarına bakicinin ne yapacağı belli olmazdı.. kendinden biliyorsun dedi iç sesim..

 

"Çik odamdan" eğilip baktığımda yatağın yanına oturmuş.. dizlerini göğsüne kadar çekmiş kumral kıvırcık saçlı bir çocuk gördüm..

 

"Nezaketten uzaksın" Dedim gülerek.. farklı ses duymanın garipsemesiyle bana baktı..

 

"O ne demek"

 

"Kibarlık gibi düşün" Dedim onun gibi yere oturdum ve bağdaş kurdum..

 

"Sen kimsin ki kibar olayım"

 

"Tanışalım mı? Belki arkadaş oluruz"

 

"İstemem"

 

"Arkadaşın olamayacak kadar mı kibar değilsin?"

 

"Dayım nerede?"

 

"Dayın kim?"

 

"Demir tanıyor musun?"

 

"Hayır" Dedim kafamı sallayarak..

 

"Ben gidiyim o zaman istemiyorsan Tabi"

 

"İyi git giderken de Elif e söyle gelsin"

 

"Bende ne güzel arkadaş oluruz sanmıştım.. canım sıkılıyordu.. belki birlikte futbol falan oynarız sanmıştım" Dedim ayağa kalkarak oda kalktı..

 

"Futbol biliyor musun ki sen?"

 

"Evet neden bilmiyim?"

 

"Kızsın ama"

 

"Olabilir kızlar oynayamaz mi futbol?"

 

"Elif oynayamıyor Nilay da öyle Deniz desen bilmiyor" dedi bilmiş bilmiş.. Bu çocuğun 4 yaşında olduğuna cidden inanamıyorum karşımda sanki üniversite arkadaşım vardı..

 

"Ben biliyorum ama"

 

"O zaman gitme futbol oynayınca gidersin." Dedi ve dolabın yanında duran futbol topunu aldı..

 

'Burada mı oynayacağız?"

 

"Annanem kızar bahçeye çıkalım" dedi ve kapıdan çıktı..

 

"Hayırlı olsun Asya ilk iş günün" dedi elif kapıdan çıkarken..

 

"Gerçekten de mi?"

 

"Evet Yamaç sevdi seni.. yoksa asla futbol oynamaz bir abimle oynar o kadar.." dedi gülümseyip arkasından bakarken...

 

"Ben bekletmiyim o zaman" Dedim ve bahçeye çıktığımızda küçük çaplı bir saha vardi..

 

 

...

 

 

"Haksizlik ama Demir gibi boy avantajını kullanıyorsun" dediğinde kahkaha attım.. Bu çocukta abla abi yada dayı teyze gibi kavramlar yoktu idolum olmuştu bir saatte..

 

"Çok uzun değilim bence" Dedim yerden topu alarak..

 

"Adin ne senin?"

 

"Asya" Dedim elimi uzatarak...

 

"Yamaç"

 

"Memnun oldum Yamaç" Dedim ve eğildim..

 

"Baksana eğilsende benden uzunsun.. boyun kaç?" Dedi zıplayarak..

 

"1.74"

 

"Dayım senden uzun o 1.91 yaaa"

 

"Baya uzunmuş" Dedim yere oturarak şu şişesini ona uzattım..

 

"Senin yaşındaki bir çocuğun günde bir buçuk litre su içmesi lazım"

 

"Seninle işim var benim" dediğinde gidiklamaya başladım..

 

"Benimde seninle işim var bilmiş" kahkahaları bahçeyi dolduruyordu ki bir anda elimden kaçtı..

 

"Demir!!!" Baktığı yöne baktığımda dediği kadar uzun hafif esmer kas yığını olan bir adam bize doğru geliyordu.. Yamaç kollarında kaybolmuştu resmen.. yerden kalkıp uzerimi silkeledim.. toz toprak olmuştuk..

 

"Naber savaşçı?"

 

"İyim senden."

 

"İyi bende ne yaptın beklettim mi?" Dedi beni farkettigini düşünmüyordum..

 

"Eğlendim Asya'yla" diyince gülen yüzü bir anda ciddilesti..

 

"O kim?"

 

"Bak.. arkadaş edindim çok güzel dimi?" Diyince Yamaç'ı kucağından indirdi.. gülümseyerek yanlarına gittim..

 

"Demir demiştim ya sana bakk senden uzun" dediğinde ona gülümsedim..

 

"Ben Asya.." elimi uzattım gülümseyerek.. önce elime baktı sonra o kapkaranlık gözleriyle bana..

 

"Demir" dedi elimi sıkmadan.. geri çekmek zorunda kaldım.. Ne tuhaf bir adamdı bu böyle ya.. Nezaketten uzak.. Yamaç in şimdi Nezaketini nerden aldığını anlamıştım..

 

"Demir biliyor musun Asya çok güzel top sektiriyor.. senden bile iyi" dedi gülerek..

 

"Kimse senden daha iyi olamaz" dediğinde gülen yüzüm düştü.. insanları ezikleyen bir adam vardı karşımda.. umarım Elif hanımın dediği gibi çok görmek zorunda kalmazdım yoksa ya çok yüklü bir maaştan olacaktım ya da katil.. egoist insan çekilmezdi çünkü..

 

"Hadi Asya gel" dedi elimden tutup içeriye sürükleyerek..

 

"Bekle düşeceğiz"

 

"Demir tutar" dediğinde arkamı dönüp baktım.. arkamızdan geliyordu.. Dayısına aşık bir erkek çocuğu vardı karşımda resmen.. umarım her düştüğünde seni kaldırır küçük çocuk..

 

"Yamaç kaç kez Dedim sana terleyip terleyip koşma diye" orta yaşlı ama bir o kadarda bakımlı bir kumral kadın bize yaklaştı..

 

"Off anneanne karışma" dedi Yamaç üst kata koşarak..

 

"Merhaba" Dedim kadına.

 

"Sen kimsin?"

 

"Asya.." dedi elif hanım arkasından gelerek..

 

"Yeni bakıcı mi? Kaç gün dayanacaksin bakalım" istemeden kaşlarımı çatmistim.. insan torunu hakkında nasil böyle konuşabilirdi anlamış değilim..

 

"Senden daha çok katlanacagi kesin" dedi elif hanım yanıma gelerek..

 

 

"Asyacim gelir misin Yamaç in üzerini değiştirelim" dedi kadına son bir bakış atarak ve merdivenlerden çıktık.. nasıl bir aileydi bu? Sanane Asya? Al paranı bak çocuğa git herkesi iylestiremezsin dedi iç sesim doğru söylüyordu en azından onu seven insanlar vardı görevini yap seneye mezun ol ve ayrıl işten kızım bu kadar basit irdeleminin bir mantığı yok..

 

..

 

"Gitmeyeceksin dimi burada kalacaksın" dedi Yamaç yatağa yatarken..

 

"Kalmami istedin?"

 

"Kal" dedi miraz mahcup bir sesle...

 

"O zaman yan odada olacağım ne zaman istersen sende gelebilirsin ama önce ne yapıyorduk.." dedim burnuna minicik vurarak..

 

"Kapı çalıyordum"

 

"Çak o zaman" Dedim elimi uzatarak.. elime vurduğunda elimi salladım yüzümü burusturarak..

 

"Çok güçlüyüz bakıyorum"

 

"Demir kadar mı?"

 

"Şş aramızda kalsın sen daha güçlüsün" Dedim fısıltı şeklinde kikirdadi..

 

"Aramızda" dedi sus işareti yaparak..

 

"İyi geceler"

 

"İyi geceler Asya.." dedi ve yatağa yattığında üzerini örtüp gece lambasını açtım daha sonra yataktan kalkıp odanın ışığını söndürdüm ve kapıdan çıktım..

 

"Yatıyor musun?" Elif hanımın sesiyle yerimde zıpladım resmen..

 

"Kusura bakma korkuttum" dedi gülümseyerek..

 

"Yok.. sadece.. Yamaç yattı"

 

"Sen yatıyor musun? Eğer uyumicaksan hemen bahçeye çıkalım biraz laflariz"

 

"Yani.." Dedim üzerime bakarak.. top oynarken yorulmustum ve pislenmistim..

 

"Kusura bakma burada kalman için emri vaki yaptık biraz.." dedi rahatsızlığımı anlayıp..

 

"Yamaç'a hayır demek mümkün değil" Dedim gülümseyerek..

 

"Ben kalacağın odaya yani artık orası senin kıyafet koydum istersen bir duş al odada banyo var merak etme kimse rahatsız etmez seni sonra bahçeye yanıma gelirsin olur mu?"

 

"Sanırım bir kahveye hayır diyemeyeceğim.. 15 dakikaya geliyorum"

 

...

 

"Eee Asya anlat bakalım biraz senden bahsedelim"

 

"Yani.. öyle çok enteresan bir hayatım yok son sınıfa geçeceğim inşallah bir sene hazırlık okudum tek başıma yaşıyorum falan standart bir hayat" dedim iç çekerek.. içimdeki küçük kız bana gerçekten de bu kadar basit mi ? Dedi.. geç odana küçük kız bilmek zorunda değil kimse..

 

'Nilay abla biraz bahsetti Dedim ya ben zorladım yetimhane de buyumussun Kusura bakma böyle pat diye girdim konuya" dedi bana sigara uzatarak.. aldım çünkü sabahtan beri icmemistim. Duman ciğerlerime dolarken rahatlamistim..

 

"Evet herkesin bir ailesi olmuyor malesef" Dedim gülümseyerek.. konuyu değiştirmesini umuyordum..

 

"Ben sigara içiyorum ama öyle Yamaç'ın yanında asla içmem ve kul tabağı gibi kokmam" Dediğimde güldü..

 

"Ondan şüphem yok seni gördüğümde anladım ne kadar temiz ve dikkat eden bir insan olduğunu merak etme" dedi gülümseyerek...

 

"Biliyor musun bu yüzden seçti seni sanırım"

 

"Nasıl anlamadım elif hanım?"

 

"Öncelikle şunda bir anlaşalım elif dersen sevinirim"

 

"Ayıp olmasın"

 

"Niye?"

 

"Yani patronumsunuz"

 

"Patronun annem ve abim ben Yamaç in teyzesiyim" diyince ben güldüm bu sefer..

 

"Sen nasıl istersen"

 

"Heh soyle ikincisi Yamaç.. abimden sonra ilk defa biriyle bu kadar mutlu oyun oynadı.. yani hayatlariniz hemen hemen aynı"

 

"Bence yaniliyorsun" Dedim gözlerimi çekerek..

 

"Kusura bakma ben seni üzmek istemedim"

 

"Konuyu değiştirsek olur mu?" Dedim direk.. Bu konular bana ağır geliyordu..

 

"Erkek arkadaşın var mı?" Dedi direk.. pat pat konuşması aynı bendi bu yüzden şaşırmıyordum..

 

"Evet bir buçuk yıldır bir sevgilim var tabi hala sevgilisiysek" dedim sonlara doğru kendime söylemiştim sanırım..

 

"Nasıl yani?"

 

"Biraz aramiz iyi değilde ondan dedim ama biz atlatırız yani.. hep öyle olur"

 

"Erkeklerin kadınlardan beklentileri hep aynı biliyor musun?" Şaşırmıştım..

 

"Bakma öyle aşk uzmanı var karşında.. istedikleri olana kadar bir kadını severler sonra hopp bir bakmışsın yok oluvermiş o sözler yeminler sevmeler" dediğinde kahkaha attım.. en fazla 22 23 yaşındaydı.. kaç kez aşık olmuştu acaba?

 

"Başar öyle birisi değil" Dediğimde gülümsedi..

 

"Seviyor musun?"

 

"Yani sevmesem neden bir buçuk yıl Sevgili olayim"

 

"Seviyorum demedin.. bence sen onu seni sevmesini sahiplenmesini seviyorsun.. sevilmek sana iyi hissettirdiği için olabilir mi?" Dediğinde gülüşüm silindi birden..

 

"Y-yok alakası yok"

 

"Hiç seni seviyorum dedin mi gözlerine bakarak.. Ya da gerçekten de ben bu adamın olmalıyım dedin mi?"

 

"Dememe gerek var mı?"

 

"Bence var önce bunu bir sor kendine düşün yani o zaman belki aranız ya tamamen iyi olur yada.."

 

"Bizim ilişkimiz öyle bir ilişki değil" Dedim kestirip atarak.. kafamı bulandırmasına izin verecek değildim.. Başar la aramı da yarın düzeltmem gerekiyordu..

 

...

 

"Başar'ı gördün mü?" Dedim Mehmetin yanına giderek..

 

'Gelmedi bugün"

 

"Yalan söyleme.. pişman ederim seni"

 

"Kantindedir" dediğinde pis pis sırıttım.. Bir keresinde fena dayak yemişti benden onu hatırladı sanırım...

 

Kantine girdiğimde Başar köşede oturmuş kahvesini içiyordu..

 

"Naber?" Dedim yanına oturarak.. Bana kafasını kaldırıp kısa bir bakış attı..

 

"İyim"

 

"Bende iyim" Dedim önüne eğilerek..

 

"Asya.. yapma Allah aşkına çocuk muyuz?"

 

"O zaman küsme Başar"

 

"Kusmedim güzelim oldu mu?"

 

"Neden böyle yapıyorsun anlamış değilim pişman olmuş gibi davranıyorsun" Dediğimde bana döndü ve ellerimi avcunun içine aldı..

 

"Güzelim senle tanıştığımdan beri pişman değilim ama bana da hak ver lütfen ya biz çocuk değiliz Asya 25 yaşındayız Allah aşkına ve bu çok normal bir durum"

 

"Benim için değil Başar.. neler yaşadığımı biliyorsun" Dedim ellerimi ellerinden çekerek..

 

"Evet ama geçti Asya anladın mı büyüdün..evlenince ne olacak"

 

"Farklı olacak anlamadığın bu"

 

"Ne meraklısın evlenmeye" dediğinde masadan kalktım..

 

"Bunu cidden dediğine inanamıyorum ya" kalbimi kırmıştı.. Ben onunla evlenmek istiyordum.. yuva kurmak ona ait bir yuva.. kalbimi gerçekten de bu sefer fena kırmıştı..

 

"Asya öyle demek istemedim" dedi peşimden gelerek arkamı döndüm..

 

"Gelme Başar.. Bu sefer ben yalnız kalmak istiyorum" Dediğimde sandalyeye vurdu.. harika tüm kantine yetecek bir hafta dedikoduyu da vermiştik süper.. Derse de girme hevesim sagolsun sayesinde kalmamıştı.. en iyisi eve gidip küçük bir bavul hazırlamaktı..

 

...

 

Saate baktığımda daha 14.45 di.. 5 e daha vardı.. yatıp uyusam değmez acaba gitsem mi? Diye düşünürken telefon çaldı..

 

"Efendim Naz?"

 

"Duydum.. yine senden değil"

 

"Bak cidden Başar söyle böyle laflarını dinleyecek havam yok:

 

"Nerdesin?"

 

"Evdeyim"

 

"İyi in aşağıya bende geliyorum kahve içeriz batikentin orada sonra ben annemi alırım"

 

"Babandan nasıl aldın arabayı"

 

"Hadi in.."

 

...

 

 

"Hayvan herif" dedi sinirle sigara yakarak..

 

"Anlattığıma pişman etme beni"

 

"Yani benim anlamadığım.. evlenmeyi senin aklına sokan bu değil miydi? Yok aşkım evleniriz yuvamız olur bilmem ne ergen ergen"

 

"Naz.."

 

"Asya kurtul şu çocuktan"

 

"Seviyor ama.."

 

"Seven insan böyle mi yapar.. Her defasında acılarını yüzüne vurmaz"

 

Gözümden yaşlar akarken elimi tuttu..

 

"Hadi güzelim bak bu son şansın olabilir.. biliyorum sende bitsin istiyorsun yoruldun Asya eski neşen yok farkındasın değil mi?" Dediğinde kafa salladım..

 

"Tamam bitir o zaman" dedi telefonu bana uzatarak..

 

Sessize almıştım.. Bir daha da bakmamıştım çünkü arayıp duruyordu.. Naz haklıydı kalbimi kiriyordu hep bu nedenden.. hep de boyle kıracakdı izin verdiğim sürece.. belki pişman olacaktım ayrıldığıma ama en azından canımın yanması geçince bitecekti üzülmem..

 

Bir cesaret aradım.. belki gönlümü de alırdı?

 

"Efendim?" Kiz sesi duymamla yutkundum..

 

"Başar?"

 

"Canım bir kız seni arıyor" bir gürültü koptu..

 

"Asya bak.."

 

"Bitti" Dedim ve kapattım..

 

"Noldu?" Dedi Naz telefonu elimden alarak..

 

"Aldatmış" diyebildim sadece... kalp kırıklığı üzerine nur topu gibi hayal kırıklığım da olmuştu.. neden ya neden? Göz yaşlarım sicim gibi akarken salaklığıma ağlıyordum..

 

"Ya Asya" dedi Naz kalkıp bana sarılarak.. kollarımı ona doladım ne kadar aglayabilirsem ağlamak istiyordum...

 

...

 

"Bak istersen gitme"

 

"Naz iyim.. daha kötü günlerim olmuştu"

 

"Aynı şey mi salak.. yemin ederim dovecegim o Başar i yani hayatının en büyük salaklığını yaptı haberi yok"

 

"Lütfen yeter iki saattir aynı konu hakkında konuşuyoruz.. bırak da kafamı toparlıyım"

 

"Bak Asya evet üzgünsün ama geçecek en azından yol yakınken anladın ne bok olduğunu"

 

"Sağol Naz hayat sagolsun ağzıma sıça sıça anlattı.. birde sen anlat" Dedim oflayarak..

 

"Tamam susuyorum ama kendini yipratirsan o zaman ağzına sicarim" dediğinde gülümsemeye çalıştım.. gece zaten ağlayacaktım salakligima..

 

"Yarın görüşürüz"

 

"Gelmem yarın sonra hafta sonu zaten bir kaç gün görmesem iyi olur" Dedim iç çekerek..

 

"En iyisi ben veririm sana notları"

 

"Teşekkür ederim.. Her şey için"

 

"Carpacagım ağzına bir tane o olacak şimdi hadi gir ben bekliyorum burada annemi" dediğinde yanağını öptüm..

 

Gidip zile bastığımda Nilay abla açtı kapıyı..

 

"Asya.. Bu ne hal"

 

"Alerjim tuttu bir şey yok"

 

"Gözlerin mos mor ağladın mı sen?"

 

"Dedim ya abla alerji Naz bekliyor kapıda seni" Dedim ve üst kata yoneldigim sırada gürültü duydum..

 

Bir kadınla bir adam tartışıyordu resmen.. daha çok kadın kendi kendine tartışıyor gibiydi..

 

"Hosgeldin" dedi elif odasından çıkıp yanıma gelerek.. bakışlarımı çevirdim..

 

"Hosbuldum"

 

"Bi bana baksana sen?"

 

"Alerji.."

 

"Eminim öyledir.. Yamaç daha gelmedi okuldan gelsene sen" dedi beni odaya sürükleyerek..

 

"Asya kaldırır mısın kafanı" dediğinde ona baktım..

 

"Sana bir şey mi yaptı"

 

"Haklıymışsın dün tüm erkekler aynıymış" Dedim tekrar ağlamaya başlayarak..

 

...

 

 

"Heh tamam şunu da sürünce oldu" dedi süngeri suratımdan çekerek.. gözümü açamıyordum ağlamaktan mosmor olmuş göz altlarıma makyaj yapmıştı sagolsun çünkü Yamaç benden korksun istemiyordum..

 

"Teşekkür ederim"

 

"Bak doğru söylüyorsun değil mi sana zarar vermedi o çocuk?"

 

"Eğer aldatmak bir zarar değilse vermedi" Dedim acı bir gülümsemeyle..

 

"Seni aldatan hayat bize neler yapmaz be Asya"

 

"Ne alaka?"

 

"Kızım sen şu güzelliğinin bir farkına var önce.. gözlerinin güzelliği mesela yemyeşil Asya orman gibi saçların simsiyah.. boyun fiziğin her şeyin on numara elini sallasan ellisi"

 

"Keşke her şey güzellikte bitse" Dedim iç çekerek..

 

Kapı çaldığında Yamaç girdi içeri..

 

"Asya!!" Kollarımı ona açıp kucağıma aldım ve otutturdum.

 

"Bakıyorum Asya'yı görünce beni unuttun" dedi elif yanağını uzatarak.. kikirdayip öptü.. sanki acım onu kucağıma alınca hafiflemisti resmen..

 

"Yaaa çok çirkin olmuşsun makyajla" dedi kaşlarını çatarak..

 

"Olmamış mı?"

 

"Hayır çıkar bence sen zaten çok güzelsin"

 

"Alerji olmuşum biraz Yamaçcım o yüzden sürdüm kötü duruyordu gözlerim"

 

"Ne zaman geçer"

 

"Geçti" Dedim ona sarılarak.. kalbinin temizliğinden öperim seni çocuk..

 

"Doro gelmiş"

 

"O kim?" Dedim elife bakarak.. kahkaha attı..

 

"Abimin Nişanlısı Deniz.. var ya şu çizgi film dorothy oradaki cadı işte"

 

"Sen yinede öyle deme bence" Dedim Yamaç a dönerek.. neden kadına öyle diyorlardı anlamış değilim..

 

"Hadi yemeğe inelim" dedi elif..

 

"Afiyet olsun" Dedim Yamaç i kucagimdan indirerek..

 

"Sende geliyorsun"

 

"Saçmalama lütfen aile yemeğinde ne işim var"

 

"Yamaç?" Dedi elif Yamaç a bakarak..

 

"Benim arkadaşımsın" dediğinde gülümsedim bu çocuğa hayır demeyi öğrenmek zorundaydım...

 

"Peki.." Dedim ayağa kalkarak.. kucağıma zibladiginda onu tekrar kucağıma aldım ve kokladım.. iyi geliyordu gerçekten de bana...

 

"Sonunda inebildiniz" dedi Meltem hanım..

 

"Kusura bakma anne sevgili gelinini beklettik"

 

"Bunun ne işi var burada?" Dedi beni göstererek ve bunu çekinmeden yapmıştı.. Ben bu muameleye alışıkdım ama masada küçük bir çocuk olduğunun farkında miydi acaba bu kadın?

 

"Ben çağırdım bir mahsuru mu var?"

 

"Elif.."

 

"Yamaç bana bakar mısın?" Dedim eğilerek..

 

"Benim ufak bir isim var halledip gelsem" önce anannesine baktı kaşlarını catarak..

 

"Gelene kadar yemem"

 

"Anlaşma imzalayalım o zaman sen yemegeni ye ben de gelip seni alıyım"

 

"Beğenmedim" dedi kollarını birlestirerek..

 

"Otur" dedi bir adam arkamı döndüğümde donuk bakışlı Demir beyle karsilasmitim.. arkadaşım ben bakiciyim farkında miydi bunlar neden sürekli evin Fino kopegiymisim gibi bahsediyorlardı benden..

 

"Oleyy.. Ateşlerin efendisi bizi kurtardı" dediğinde çarpık bir gülüş atıp göz kırptı Yamaç a..

 

"Asya hadi" dedi elif de itekleyerek.. topuklu sesi duyduğumda bakmadım bile.. şuan bu masada sırf Yamaç ve Elif için vardım.. kimse de umurumda değildi..

 

"Canım" dedi ve iğrenç bir öpücük sesi duydum.. umarım yanağından opmustur.. cidden bu çocuk bu aileye fazlaydı.. Elif hariç..

 

"Sen kimsin?" Bana dedigini anlamıştım.. yüzüme yalandan bir gülüş yerleştirip ona baktım.

 

"Asya.."

 

"Yeni bakıcı anladım"

 

"Sadece Asya" dedim... insanları aşağılayan insanlardan nefret ediyorum ya.. susmamin ve sabrımın bir sınırı vardı..ve bugün günümde değildim..

 

"Yamaç yengecim" dedi dudaklarını buzusturerek..

 

"Öğ yapma öyle iğrenç oldun" dediğinde Yamaç gülmemek için dudaklarımı bastırdım..

 

"Komik mi bakıcı kız"

 

"Asya.." Dedim gülümseyerek.. adımı bu insanlara öğretecekdim.. Demir beye göz ucuyla baktığımda bana bakıyordu.. umarım kovulmazdim ama gururumun da ayaklar altına alınmasını seyredecek de değildim..

 

"Başka bir şey bilmiyor sanirim sevmedim" dedi Demir beyin elini tutarak.. Demir bey elini çekti ve yemek yemeye başladı..

 

 

...

 

 

"Neden üzgünsün?" Dedi Yamaç arabasını alıp yanıma gelerek..

 

"Değer verdiğim bir insana kırıldım sadece ama büyükler arada böyle olur sen bosver"

 

İç çekti..

 

"Öğretmenin mi kızdı?" Dediğinde ona baktım..

 

"Onu nereden çıkardın"

 

"Hiç" dedi bakışlarını kaçırarak.. Bir şeyler demek istiyor da diyemiyor gibiydi..

 

"Gel üzerini değiştirip gecelik giyelim"

 

"Ben giyerim"

 

"Yardım etmek istiyorum ama" onu kucağıma alıp yatağa otutturdum ve üzerindeki tisortu çıkardım.. cekmeceyi açıp pijamasini aldım.. Tam giydirecekken omzundaki hafif yesermis ama daha yeni olan morlugu gördüm..

 

"Omzuna ne oldu?" Dedim ona bakarak..

 

"Düştüm"

 

"Yamaç bana doğruyu söylebilirsin" Dedim minik ellerini tutarak..

 

"Ama beni okula almaz sonra.. arkadaşlarımla oynayamam" dediğinde gozlerimi kapattım.. Allahım ne olur düşündüğüm şey olmasın..

 

"Kim?"

 

"Sir olacak ama aramızda söz mü?"

 

"En iyi arkadaş sözü" Dedim kalkıp yanına oturarak..

 

"Geçen gün.." dedi iç çekerek.. ağlama çocuk ağlarım..

 

"Evet geçen gün?"

 

"Öğretmenimin kalemligini kırdım ama bilerek yapmadım Asya.. yanlışlıkla oldu düştü elimden.. kızdı bana.. sürekli yaramazlık yapıyorum diye" Minik elleriyle oynuyordu.. ağlamamak için gözlerimi tavana kaldırdım.. yetimhane anıları çıkmayın orada kalın sırası değil ne olur...

 

"Vurdu mu sana?" Dedim yutkunarak.. cevap vermeden kafasını salladı..

 

"Peki neden dayina yada teyzene söylemedin mi?"

 

"Dedim ya arkadaşlarımla oynayamam" birde tehtit etmişti küçücük çocuğu allahin cezası..

 

"Hadi gel üzerini giydirelim"

 

"Kimseye deme ama tamam mı?" Dedi mavi gözlerini üzerime dikerek..

 

"Demem ama sende bir daha böyle bir şey olursa bana diyeceksin" Dediğimde gülümseyip kafa salladi..

 

"En iyi arkadaş sözü" dedi yumruğunu uzatarak..

 

...

 

"Kader abla bir bakar mısın?" Mutfağa inmiştim Yamaçı yatırınca bu konuyu elifle paylaşmam gerekiyordu sabahı bekleyemezdim..

 

"Ne oldu kuzum?"

 

"Elif hanım nerede"

 

"Küçük hanım dışarı yürüyüşe çıktı.. Bir şey mi istiyecektin bana soyle"

 

"Ne zaman döner"

 

"Bilmiyorum.."

 

"Peki Demir bey o evde mi?"

 

"Asagida spor salonunda"

 

"Sağol abla iyi geceler" Dedim merdivenlere yönelerek.. konusmalisin Asya.. Tek başına hallebilcegin bir şey değil bu..

 

Derin nefes alıp merdivenlerden indim..

 

Odayı nasıl bulurum diye düşünmeme gerek yoktu çünkü hem kum torbasının sesi hemde müzik sesi geliyordu en uçtaki odadan.. gidip kapıyı tıkladım ama ses yok.. tekrar bir nefes alıp odaya girdim..

 

Üzeri çıplak Demir beyi görmemle arkama döndüm ve gözlerimi kapattım.. o neydi be öyle dedi iç sesim ağzının suyu akarak. Altında siyah bir eşofman ve üzeri çıplaktı.. kaç adonisi vardı o adamın..

 

 

"Kusura bakmayın kapıya vurdum ama duymadınız"

 

"Cik dışarı"

 

"Konuşmamız lazım Demir bey" Dedim yutkunarak.. dibime kadar geldiğine emindim.. çünkü bu adam okyanus kokuyordu resmen..

 

"Elifle konuş"

 

"Elif hanım evde yok bakın önemli olmasa gelmezdim" dedim ona dönmeden..

 

"Ne istiyorsun soyle" dediğinde ona döndüm ama bakmadım..

 

"Yamacla ilgili.. sanırım okulda şiddet görüyor" Dediğimde bir gürültü koptu ve önümde durdu.. cam kırılmıştı sanırım..

 

"Ne dedin sen?" Dedi dibime gelip tislayarak. Kafamı kaldırıp o karanlık gözlerine baktım..

 

"Öğretmeni sanırım öyle söyledi yaramazlık yaptığı için omzundan tutup sallamış gibi morarmışdı"

 

"Siktim belanı" dedi duvara bakıyordu.. Benim burada olduğumu unutmuş gibiydi..

 

"Bakın sürekli yaramazlık yapıyor diye kızıyor olabilir yani onu anlatmaya çalıştı ama sizden ve öğretmeninden çekiniyor okulan alırsınız diye" yüzü sinirden kasilmis elini yumruk yapmıştı.. ateş saçıyordu resmen..

 

"Nerden anladın?"

 

"Neyi?" Gözlerini kapattı.. söyleyemiyordu anlamıştım..

 

"Gördüm.. ayrıca nerede görsem tanırım.." dediğimde bana kısa bir bakış atıp odadan çıktı.. arkasından bende çıktım.. yukarı doğru çıktığında peşinden gittim..

 

Odasına girip kapıyı yüzüme çarptığında bir çare kapıda beklemeye başladım.. 5 dakika sonra hışımla çıktı ve merdivenlerden inmeye başladı..

 

"Demir bey.. durun bir dinleyin lütfen.."

 

Arabasına bindiğinde yan kapıyı açıp bindim..

 

'İn aşağı"

 

"Bakın bu şekilde olmaz lütfen beni bir dinleyin"

 

"Sana in aşağıya Dedim küçük kız"

 

"Kusura bakmayın ama inmiyorum" sinirle gözlerini kapattı ve aşağıya inip olduğum kapıyı açtı..

 

"İn"

 

"Bakın cidden din-" demeye kalmadı beni omzuna attı..

 

"Bırakın beni ne yapıyorsunuz"

 

"Söz dinleyeceksin"

 

"Köpeğin miyim ben senin aşağıya indir beni" Diye bağırdım en son.. demiştim kibarligimin ve sabrımın bir sınırı vardı.. bildiğin yere fırlatır gibi koydu.. dengemi kuramadım ve ona tutunmak zorunda kaldım..

 

"Söyle" dedi gözlerime bakarak.. kollarımı adamdan çektim..

 

"Kusura bakmayın.. Yamaç korkuyor dediğim gibi bu şekilde sadece ona zarar verirsiniz.. Bakın ben hukuk öğrenciyim yani bunun kanuni yolları var hem okuldaki arkadaşlarıyla da arası açılmamış olur.. eğer okulda o öğretmeni seven çocuklar varsa Yamaç ı suçlar ve oda beni.. sizi"

 

"Önerin?"

 

"Ben yarın isterseniz onunla okula gidebilirim.. yani en azından durumu anlamaya çalışırım.. çünkü siz uzlaşmaya açık değil gibisiniz Elif hanımın da öyle olacağını sanmıyorum"

 

"İyi" dedi ve arkasını dönüp eve girdi.. arkasından bakakalmistim..

 

"Ben inanmıyorum"

 

"Ayy elif aklımı aldın" dedin damağımı kaldırarak...

 

"Sen az önce benim abime Demir Ateşoğlu na istediğini mi yaptırdın?"

 

"Hahaha abartma istersen"

 

"Asya ben ciddiyim" dedi bir anda ciddileserek..

 

"Su hayatta ona istediğini yaptırabilen bir Yamaç iki sen"

 

"Cidden abartıyorsun söylediğim mantıklı gelmiştir o kadar" dedim Demir beyin arkasından bakarak..

 

....

 

 

"Gebertirim o adamı ben"

 

"Elif sakin olur musun Yamaç duyacak" Dediğimde kafasını yastığa bastırıp çığlık attı. .

 

"Bak sakinleşmek istiyorum ama ortada küçük bir çocuğa şiddet var sana da hayran kaldım nasil bu kadar sakin kalabiliyorsun tabi canı yanan benim yeğenim" gülümsedim.

 

"Asya öyle demek istemedim"

 

"Sorun değil elif hanım.. Ben bir Yamaç a bakayım"

 

"Yaa Asya.." dedi arkamdan.. alışmıştım son zamanlarda kalbimin kırılmasına..

 

Odasının kapısına gidip vurdum..

 

"Gel" dedi gülerek..

 

"Müsait misiniz Yamaç bey"

 

"Yaaa Asya bey deme" dedi kaşlarını çatarak..

 

"Hazır mısın çıkalım mı?"

 

"Nereye?" Dedi şaşırarak..

 

"Seni okula bugün ben bırakacağım"

 

"Oleyy Demir?"

 

"Bende geleceğim" arkamı döndüğümde Demir beyle burun buruna gelmiştim.. Bu kadar dibime girmek zorunda mıydı?

 

Bir iki adım geriye gittim.. gözlerini üzerimden çıkmıyordu.. Bu hem rahatsız edici hem ürkütücüydu.. nişanlı adamdı sonuçta..

 

"Hadi gidelim" dedi Yamaç hem benim hem Demir in elinden tutarak. Demir beyin ilk kez gülümsediğini görmüştüm.. sanırım on saniye falan..

 

Aşağıya indiğimizde Nişanlısı du deniz namı değer dodo ve Meltem hanım oturuyordu..

 

"Canım çıkıyor muyuz?" Onlara bakmiyordum bile bakışlarıyla insanı yiyorlardı çünkü..

 

"Sen gelmiyorsun" dedi nişanlısına bile böyle konuşan adam senin ağzına sicar Asya.. en iyi uzak durmak bu olaydan sonra..

 

"Neden? Şu yanındaki bakıcı kiz yüzünden mi?" Dediğinde kaşlarımı kaldırıp önce Demir beye sonra su cadıya baktım..

 

"Arabaya" dedi bana bakıp sonra Yamaç a baktı.. Sen dua et sarı çıyan yanımda çocuk var.. Ne kastetmek istediğini anlamıştım.. normal bir zamanda olsa çok güzel kelimeler sarfedebilirdim ama burada bir çocuğun şiddeti vardı ortada o yüzden suanlik susmakla yetiniyorum..

 

Elif...

 

 

"Oğlum ne oluyor senin bakıcı kızla ne işin var? Magazine yakalanmak mi istiyorsun derdin ne?" Annemin klasik lafları yine sabahımizi senlendiriyordu..

 

"Sizi ilgilendirmez"

 

"Ne demek ilgilendirmez Demir ben senin nisanlinim ya"

 

"Sana söyledim Deniz.. Bu yüzük eger parmagimdaysa verdiğim sikikce sözden kaynaklı.. Bana bel bağlama Dedim.. şu saçma saçma oyunlarını git arkadaşlarına ve kameralara oyna benden de uzak dur.. durun.. caninizi yakarım" dedi abim kapıdan çıkarak..

 

"Abi beni de okula atar mısın?" Deidm merdivenlerin başından..

 

"Çabuk ol" dedi ve arabaya yürüdü.. annemle Deniz öylece arkamızdan bakıyordu..

 

Dünden beri aklımda olan bir şey vardı.. acaba Asya ve abim nasıl olurdu.. hem Denizden kurtulur hemde annemin bu sahte oyunu biterdi..

 

Benim onları bir şekilde bir birine aşık etmem lazım ama nasıl? O sırada koruma kapımı açtı ve ön koltuğa bindim.. Asya ve Yamaç arkada oturuyordu.. Yamaçı görmemle yüzümdeki gülümseme büyüdü.. kusura bakma teyzecim artık suç ortağımsın...

 

 

Loading...
0%