@denisinmumu
|
Anlatan: Tuncay "Benim yüzümden, göndermeyecektik çocukları." dedim. Kafamı tezgahın üzerine vura vura parçalamak istiyordum, ölmek istiyordum şu an. Tamam kızıyordum ediyordum ama sonuçta Derya benim kardeşimdi. Onu belki ben öldürebilirim ama başkası saçının tek bir teline zarar veremez. Buğra bana baktı, "Ya bir evham yapıp durma, çıcukların telefonu çekmiyor. Çeken bir yerde Anıl bana haber verecek." dedi. İç geçirdim, "Buğra, Derya hasta..." dedim. Kaşlarını çattı, karşıms oturup, "Ne hastası?" dedi. Elimi alnıma koydum, gözlerim kapalıydı, "Tümör var beyninde, annemler kabullenmiyor." dedi, "Ben de onu daha kötü seviyelere gelmemesi için birtakım kurallarla korumaya çalışıyorum.." Ellerini masaya koydu, "Sherwood'a gitmişler. Gidelim arayalım, bulalım." dedi, "Ben yanındayım Tuncay..." 🌙 Akşam üzeri, Anlatan: Derya. Kolumu Anıl'ın beline sardım, ormanda yürüyorduk. "Sana bir şey soracağım, ama bana mantıklı bir cevap vereceksin." dedim. Başını salladı, "Tamam sor bakalım." dedi. Ellerimi birbirine doladım, "Ben kadın olsam, bana aşık olur muydun?" dedim. Soruyu sorarken kalp krizi geçiriyor gibi hissetmiştim ama Anıl'ın gülüşüyle o adrenalin sıfıra inmişti, adımlarını durdurup bana döndü, "Derya ben biseksüelim." dedi, "Sana bu halinle de aşık olabilirim."u Dudaklarımı büktüm, "Peki" dedim. Gözlerime baktı, "Tek merak ettiğin bu mu?" dedi, "Aşık olup olmadığımı merak etmiyor musun?" "Etmiyorum Anıl, ben bu soruyu neden sorduğumu da bilmiyorum." dedim. Bir kere daha güldü, "Farkındayım." dedi sonra birden yürümeye devam etti, "Tavşan falan görür müyüz sence, ya da tilki?" dedi. Arkasında durdum, o önden önden gidiyordu, kendi kendine konuşuyordu, peşinden ilerleyip kolunu yakaladım, "Belki baykuş görürüz." dedim. Boynunu arkaya çevirip, "Gündüz gözüyle?" dedi. Çok fazla ileri gittiği için hafiften ürkmeye başladım, "Daha fazla gitmezek, belki beklediğimiz şeylerden daha büyüğünü görürüz..." dedim. "Besmele çekersin Derya." dedi,koluna vurdum, "Yeter ya!" dedim. Elimi de bırakıp geriye döndüm, çadırın olduğu yere doğru ilerlemeye başladım, "Derya!" arkamdan seslenen Anıl'ı umursamadan yürümeye devam ediyordum, "Bak kaybolursun!" dedi. Umursamadım, bu kadarı da fazlaydı artık. Biraz uzaklaştıktan sonra durup bir kütüün üzerine oturdum. Arkamdan gelip göğsüme sarıldı, kollarımı kavramıştı, "Anıl git, bırak!" dedim. Arkama bakıp o olduğunu temin etmek aklıma gelmemişti. "Derya!" uzakan gelen sese baktım, "Derya kaç!" Arkama döndüğüm an oturduğum yerden asılmıştı beni tutan adam, yerde sürüklüyordu, ağzımı kapatmıştı. Ayaklarım yerde sürklenirken bize doğru gelmeye çalışan ama birkaç kişinin tuttuğu Anıl'ı gördüm... Sonra bir karartı indi gözlerime. Bir sonraki bölüm final :) |
0% |