@denisinmumu
|
Finalden vazgeçtim :) (Bazen ne nane yediğim belli olmuyor) Birkaç konuşma sesiyle açtım gözlerimi, bileklerimi saran sıkı bir soğuk vardı. Üç tane adam; beyaz örtülü bir masanın etrafında oturmuş sohbet ediyordu, daha doğrusu bundan sonra ne olacağını konuşuyorlardı. "What if they don't bring the man, what will happen to them?" (Ya adamı getirmezlerse, bunlara ne olacak?) Tabii, Anıl'la vakit geçire geçire İngiltere'de yaşayıp onların dilini konuştuğumu. Adamlardan biri ayağa kalkıp karşıma durdu, gözlerimin içine bakıp, "Sen Türk'tün değil mi?" dedi, yanına getirilen sandalyeye oturdu. Bir bacağını dığerinin üzerine atarken daha önce bçyle bir ingiliz görmediğimi fark etmedim. İngilizler,yanı gördüğüm kadarıyla sarışın kumral arası olurdu benim bildiğimce. Bu herif esmerdi, gözleri de ela. Şeytana benziyordu, zaten şeytan gibi de uzundu. "Hâlâ öyleyim!" dedim, kaşlarını kaldırdı, "Bak çocuk." dedi, bacaklarını açıp dirseklerini dizlerine koydu, "Bizim derdimiz seninle değil, baban ve şu yanındaki gençle..." Başımı sola .çevirdim, eli kolu bağlı baygı duran Anıl'a baktım. Tekrar karşımdaki huysuza baktığımda, "Derya, hatırlamadın mı beni?" dedi. Kim ya bu denyo? "Hayır, ben seni niye hatırlayacağımki?" dedim. Ayağa kalkıp, "Pavel'i, beni nasıl untursun sen?" dedi, ikmizin etrafında dolandı, en son tekrar arkama gelip ellerini omzularıma koyduğunda, "İnsan cici annesinin oğlunu unutur mu?" dedi. Çenemin altını okşuyordu. Pavel! Yutkundum, "Çok alındım Derya." dedi, başımı öne iterek bıraktığında, "Baban hayatımı, bu yavşak da paramı çaldı benden!" dedi Anıl'ın yanına geçerken, "Onun bir suçu yok!" dedim. "Ne biliyorsun lan, daha iki gündür tanıdığın herifin suçsuz olduğunu nereden biliyorsun!" Yarım yamalak, Rus'a kaçan türkçesiyle bağırınca ona bakıp, "Yapmayacağını bilecek kadar tanıyorum!" dedim, "Bizi bırak, derdinin dermanını babamda ara!" "Hatta Tuncay'da ara." dedim. Boğazım kurumuştu, Peval başını kaldırıp bana baktığında, hata yaptığımı anladım, "Yaşıyor mu o şizofren?" dedi, kafamı öne eğdim, "Abim şizofren değil, sadece kuralları var onun." dedim. "Şu kimsenin bilmediği kurallar..." diyerek yerine oturdu, Elini çenesine koyup beni incelemeye başladı, "Aslında güzel çocuksun Derya, bizim pazarlardan birinde güzel para edersin." dedi. Göğsüme bir ağrı çöktü, göz ucuyla Anıl'a baktım, bu da bir uyananamamıştı! "Böylece şu yanındakinin borcundan kurtul uş oluruz." dedi, gözlerimle bulunduğumuz alanı inceledim, içimden dua ediyordum Anıl lütfen uyan. Uyan, kurtar bizi... Pavel bana bakarken, "Ya seni Sergey'e de verebilirim" diye söylendi. Her hücrem zangır zangır zangır titriyordu, Pavel dediğini yapardı buradan sonrası benim için ölümdü.
|
0% |