@denisinmumu
|
Bu pederistan ve Ayet-el Kürsi mevzusu hatta diğer mevzular Dicle (Kız kardeşim), abim ve ben arasında geçen tuhaf, komik ve saçma anılardan uyarlama. Özellikle ileriki bölümlerde olacak "Balık Tutma* Sahnesi. Anıl topladığı kıyafetleri, kışlık ve yazlık olarak iki valize ayırmış, Derya ile birlikte çıkmadan hemen önce de kapının önüne bırakmıştı."Gitmeden eşyalarımı toplamayı düşünüyorum, sen eve götürürsün herhalde değil mi?" diye bana danışmıştı, başımı salladım. Kapının önünde onunla vedalaşırken boynuna sıkı sıkı sarılmak geçmişti içimden, her ne kadar 'abartıyorsun' tepkisi versem de annem ve babamın ona olan ilgisizliklerinin farkındaydım. Sadece Anıl'ın kızgınlık, öfke gibi tabirlerle başlıklandırdığı kırgınlık duygusunu körüklemek istemiyordum. Annem bir köşede babamla konuşuyordu, onlara bakıp göz devirdim istemsizce, sonra Anıl'ı ensesinden çekip kollarımı sırtına doladım, "Telefonun çektiği yerlere giderseniz bana durum bildir tamam mı?" dedim. Omzumda kıpırdayan çenesini hissettiğimde başını salladığını anlayıp alnından öptüm ve geri çekildim. Derya karşı evden çıkıp ortaokul bebesi sıfatıyla, erkeksiliğe ters bir narinlikle yürüyerek geldi. Her 'Narin' yazdığımda aklıma o masum çocuk gelecek. O Narin bir kızdı ama ona kıyan insan bile olamazdı (olmadı da). Karşıma durup elini uzattı, onunla tokalaştım. Arabaya binip gittiklerinde arkalarından el salladım. Sonra sakin bir yüz ifadesi ile damarlarımda gezinen öfke duygusunun karışımıyla anneme ve babama baktım, "İçeri geçin, çabuk!" dedim eve girerek. Arkamdan gelen, sorgulamayan kadın ve adamı bir süre takmayıp salona yürüdüm. Kapıdan içeri girip salonun tam ortasına durdum, "Ben size kardeşimi onu bir kâle almayın, benim yanıma geri gönderin diye mi gönderdim?" dedim. Koltuğa oturdular, babam, "Oğlum..." dedi, "Anıl'ın ne olduğunun farkında mısın sen?" "Ne olursa olsun, beden onun bedeni baba, bu senin onu göz ardı etme hakkına sahip olduğuna dair bir mesele değil. Ki hiç olmadı." dedim. Elimi çeneme koyarken, "Birinin yönelimi ya da mesleki tercihi hatta okul tercihi onun ailesi ile olan ilişkilerini kötü yönde etkilememeli, aksine sizin daha iyi bir aile olup çocuğunuza saygı göstermelisiniz, ona destek olmalısınız." dedim. "Tıpkı ben; bar açmak istiyorum, dediğimde olduğu gibi." "Buğra bu bar açma konusuna göre çok başka bir konu." dedi annem, "Bize itaat etmiyor, istediğini yapıyor, bizim tercihlerimizi kabul etmeyim gizlice okul değiştiyor." "Ne var bunda, yirmi yaşında gayet aklı başında bir genç Anıl, ki ben de onun yerinde olsam size itaat etmezdim." dedim. "Neden?" Çok makul bir soruyla yaklaşan babama bakarak, "İtaat ve saygı hak edene gösterilen eylemlerdendir. Kişi sevdiğine ya da saygı duyduğuna itaat eder." dedim. "Siz Anıl'ı, o da sizi sevmiyor... Onu sürekli böyle mal gibi ortada bırakırsanız daha da sevmez." dedim.
|
0% |