@denisinmumu
|
Anlatan Tuncay: Yolum Buğra'nın geçen senelerden birinde açtığı bara düşmüştü. Derya ve Anıl birbirine ne kadar yabancıysa, Buğra ve ben de birbirimize o kadar yakındık. İçeri girip bar taburesine oturdum, Buğra bardakları temizliyordu, ben ne zaman buraya gelsem beni fark etmemek için ekstra çaba göstermiyordu ama fark etmesi biraz zaman alıyordu, dirseklerimi bar tezgahına ellerimi de çeneme yaslayıp arkası bana dönük olan 1,93 adama baktım. Bu herif bana başta çok itici gelmişti, soğuk bir yapısı vardı ve hâlâ var. (Gay mi olsalar acaba??) Arkasını dönünce kıkırdadı, "Hoş geldin." dedi sakince, başımı salladım, "Sabah sabah hayırdır?" dedi. "Öyle bir yolum düştü ya..." dedim. Kaşlarını kaldırıp, "Bu saatte kola veririm." dedi. "Olur o da olur." dedim. Arkadaki odadan kola alıp geldi, "Soğuk mu?" dedim, "Yok paşam sana özel kaynattım bunu ben." dedi. Ufak bir kahkaha attım. Uzun bardaklara, buz ve soğuk kola koyup, "Bizim veletler anlaşabildi mi acaba?" dedi, dudak büktüm, "Derya yumuşatır belki Anıl'ı." dedim. "Uyumlu çocuktur." "Senden çekiniyor bayağı." dedi, bar tezgahına yaslanmıştı, göğsündeki kolye gömlek yakasının içinden dışarı sarkmıştı, "Biz, Anıl ve sen gibi değiliz Buğra, benim kurallarım vardır." dedim, "Derya da pek hoşlanmaz kurallardan." "Kurallarına uymayınca ne oluyor ki?" dedi şakağını kaşımıştı işaret parmağı ile, "Azar falan filan." dedim. Barın arkasından bir tıkırtı gelince ona baktım, "Azarlık bir çekinme değil çocuk yüzüne bakarken izin isteyecek kadar tırsıyor senden." dedi, barın arkasından gelen tıkırtı sesi devam ediyordu, "Arka kapıyı zorluyorlar." "Kim?" dedim, bana bakmadan, "Birileri işte, giderler birazdan." dedi. Bir süre sustuk ve arkadan gelen sesler dinledik, rahatsız edici gelmeye başlamıştı. Buğra arkasına dönüp sürekli tekrarladı, "Siktiğimin İngilizleri!" nidasını okumaya başladı, barın alt çekmecesinden aldığı havluya sarılı hala ne olduğunu bilmediğim şeyle arka tarafa gitti. O sırada telefonuma bir acil durum kodu düştü, numara yabacıydı. 563****: Kurtar Bizi... Acil durum kodunun altına bir konum düşünce birkaç dakika konumu inceledim. O sırada masaya bir telefon koydu Buğra, "Sherwood'a gitmiş geri zekalılar, kaybolmuşlar..." dedi hafiften ürkmüş öfke dolu sesiyle. "Ne yapacağız?" dedim ayağa kalkarken, onun elindeki telefona baktım, aynı numaraydı, "Kimin telefonu lan bu?" dedi bana bakarken, "Numara Türkiye merkezli." dedim. Bana baktı, "Bizim çocuklar değil mi o zaman?" dedi kaşları çatıktı. "Bilmiyorum." (Şey yapın mesela KARDEŞLERİNİZİ ARAYIN) 563****: Kardeşlerinize kavuşmak için yarına kadar vaktiniz var, bana Arman'ı vereceksiniz. "Kim bu sik yavrusu?" dedim öfkeyle, "Bunu siktir et amına koyayım Arman kim?" dedi. "O babam da, bu kim?" dedi. Kaşlarını kaldırdı, "Lan! Adamlar babanı istiyor manyak!" dedi. Ona baktım, "Vereceğimi kim söyledi, Derya'yı söke söke alırım ben onların elinden, sen Anıl'ı alabilecek misin?" dedim. "Alacağım!"dedi.
|
0% |