"Hakan!" diye bağırdı, mavi gözleri Hakan'ın bu zamana kadar gördüğü en korkusuz gözlerdi. Elindeki sanayi tipi zinciri sallayarak ona gelen bedene bir kerecik bakıp yönünü ona çevirdi, "Arkamdan ürmüşsün!" dedi, "Kaşınıyor gibisin."

Hakan güldü, "Ne dediysem doğruları söylemişimdir." dedi. Karşısında alaycı bir gülüş olan sarışının elindeki sanayi tipi zincire bir kere daha baktı, "Korkmuyorum lan senden." dedi, "Ne kaybım olabilir?"

Sarışın çocuk ona yaklaştı, "Normalde bu tür mevzularda ananı bacını mı siktik deriz de, ben babana bir yanlış yaptığımı hatırlamıyorum."

Hakan zinciri işaret etti, "Elindekine mi güveniyorsun?" dedi, sarışın başını salladı, "Elime güveniyorum."

Hakan bu zamana kadar gördüğü her sarışına yaptığı gibi ona da gay damgasını vurmuştu, unuttuğu şey onların beş yıldır düşman olduğuydu. Sarışın haklıydı, başkası dese şakaya bile vururdu ama bu durumda aklına gelen ilk şey Hakan'ı vurmak olmuştu.

Hakan, bu çocuğa gay derken onun kendinden daha güçlü bir erilliğe sahip olduğunu da gözden kaçırmıştı. Sarışın ona baktı, gerçi şuan tüm mahalle onlara bakıyordu, "Döveceksen döv tip tip bakma." dedi, "Millet yanlış anlayacak."

Sarışın gülümsedi, "Korktun mu?" dedi. Hakan, "Korkmuyorum!" dedi, "Ne korkacağım."

"Ya bir siktir git!" dedi sarışın, "Tutuştun amına koyayım."

Hakan sarışına yaklaştı, "Korkmadığımı sana ispatlarım!" dedi. Sarışın gülümsedi, "İspatla!" dedi asi bir tavırla. Hakan ona bir iki adım daha yaklaştı, "Sen beni dövecek misin?" dedi elindeki zincire uzanırken, sarışın sinirle elini geri çekti, "Aklından bile geçirme!" dedi.

Hakan bir kere daha ona yaklaştı, sırıtıp yüzünü tuttu, onun dudakları ve kendi dudakları birleştiğinde sarışın Hakan'ı ittirmek için hamle yaptı. Hakan izin vermedi, koskoca mahallenin önünde yıllardır düşmanı bilinen çocuğu öpmüştü.

Geri çekildiğinde "Artık söylediklerim gerçek!" dedi. Geri geri giderken, "Ara beni bebeğim!" diye bağırdı. Sarışın orada tüm öfkesiyle kalakalmıştı, bir yandan da dua ediyordu ailesinden kimsenin görmemiş olması için.

Gerçi naifle, artık mahallenin dedikoducu teyzelerinin dilinde olacaktı, arkasından "Hakan!" diye bağırıp zinciri tuttuğu elini havaya kaldırdı, "Seni bununla sikeceğim!"

Doruk geri dönüp evine doğru yola koyulduğunda abisini gördü. "Öptü mü lan o seni?"

"He öptü!" dedi elinin tersiyle dudaklarını silerken. Abisi küçük bir kahkaha attı, "Neyse boş ver, döversin bir ara."