"Gidelim mi buradan?" dedi, dere taş atmıştı. Ellerimi belimin arkasında birleştirdim, "Neden?" dedim, "Niye gitmek istiyorsun?"

"Sevmiyorum burayı..." dedi. Başını çevirip bana baktı, yanına yürüdüm, "Anlat bakayım, neymiş şu abinin kuralları." dedim.

Başını kaldırdı, "Bunu mu merak ediyorsun?" dedi. Başımı salladım, "Evet, bunu merak ediyorum."

Ayağa kalkıp karşıma durdu, "Neyini merak ediyorsun ki?" dedi, "Kural işte, tıpkı okulda sakız çiğnemenin yasak olduğu gibi bir şey!"

"Öyle olsaydı bu şekilde bir tepki vermezdin Derya." dedim. Ellerimi omzularına koyup gözlerinin içine baktım, "Arkadaşız biz, birbirmize dertlerimizi anlatabiliriz ya da çok büyük olmasa da ufak sırlarımızı paylaşabiliriz." dedim.

"Bana güven..." deyip ellerimi omzularından çektim, kendi belime koyduğum an ondan cevap beklemeye başladım ama o sırtını dönüp derenin kenarına tekrar oturdu.

"Gel otur yanıma." dedi bana bakmadan. "Niye kampa gitmeme izin vermedi biliyor musun?"

Ona baktım, "Hayır, üzerine detaylı düşünmedim." dedim. Başını sakince bana çevirip gülümsedi, "Derya'nın bir arkadaşı olursa, ona çektirdiklerini anlatır başımı belaya sokar diye..." dedi.

Vücudumu hafifçe ona çevirdim, "Anlamadım, ne yapıyorki sana?"

"Hem hani ağır bir cezası yoktu bu adamın?" dedim, ellerimi açıp ona baktım, "Yahu, güvenemedim!" dedi.

Güneş batmak üzereydi, "Anlat Derya..." dedim.

Bna cevap vermeden ayağa kalktı, üzerindeki tişörtü vücudundan sıyırıp dereye doğru yürüdü, çok incelemedim ama omuzlarında ve sırt bölgesinde tuhaf izler ve morluklar vardı.

Dereye girip suyun içinde biraz oyalandı, karşımdaki kayaya tırmanıp orada oturdu.

"Bu bir cevap değil." dedim ayağa kalkıp karşıda duran çocuğa, "Az çok anlamışsındır bence." dedi.

"Derya?" dedim bir açıklama bekler gibi. İç geçirdi, yani buradan gördüğüm kadarıyla, "Bir ceza odası var..." dedi. "Çıkmamın yasak olduğu oda, o oda!"

Orada oturdu bir süre, üzerine çok gitmedim, şahsen öğrendiklerim hakkında da bir şey yapmayacaktım. Beni ilgilendirmez onun aike mevzuları, o benim sevgisiz büyüdüğüm aileye karşı bir şey yapmadığı için ki benim öyle bir beklentim yoktu, ondan da bir beklenti görmek istemiyordum. O yüzden ağır bir tepki vermedim.

O da zaten dereden çıkmış, çadıra dönüp uyumuştu.