"Yani... o anlamda değil" çocuğa baktım. Gözlerimi devirdim ve aklım yeni başıma geldi. "Yardım ediiin. KAÇIRILIYORUUUM" diye bağırdım. Birden elini ağzıma koydu ve fısıldadı. "Kimse seni duyamaz salak kız" ne bana salak mı dedi o daha fazla bağırmaya çalıştım ama sesim boğuk bir şekilde çıkıyordu. Sonra birden fark ettim. EVİMİN ÖNÜNDEYİM. "Beni neden evimin önüne getirdin" diye sordum. "Ah salak kız ah" dedi ilk önce sonrada devam etti. "Bizi annen gönderdi. Bugün eve gelmicekmiş bize rica etti bende kızı güzel mi diye bakmaya geldim de yani hiç fena değilmişsin" ona bön bön baktım. Sonradan dank etti kafama "Bir dakka... yani ben onca zaman boşunamı korktum" birden bana gülmeye başladılar ve kapıya doğru yöneldiler. "Nereye gidiyorsunuz?" Diye sordum. "Eve gidiyoruz bugün sizde kalıcaz. Yani annen gelene kadar" onlara baktım ve anahtarı çıkarttım. Kapıyı açıp içeri girdim. "Kız cimcime bizide bekle" ne cimcime mi? Kıkırdadım ve kapıyı açık bıraktım o çocuk girdikten sonra arkasından 5 kişi içeri girdi. Hepsi salaş ama güzel giyinimli insanlardı. Genellikle gri eşofman beyaz tişört giyiyorlardı. "Bizi süzmen bittiyse sana bir soru sorulan" o zamana kadar onlara baktığımın farkında değildim. "Hı...Yani efendim" hep beraber koltuklara oturduk. "Adın ne" diye sordu. "Deniz Olivia Moscov" dedim. "Türk müsün" dedikten sonra biraz düşündü. Acaba ne düşünüyordu. "Yarı tarafım Türk yarı tarafım İngiliz" anladım anlamında başını salladı.

***
Duş almaya odama gittim. Kapıyı kilitledim ve duşa girdim.
Yarım saat sonunda duştan çıkmıştım. Üstümde bornozumla dolabıma kıyafet seçmeye gittim. Açık birşey giyemezdim sonuçta evde tanımadığım 6 erkek vardı. Üstüme beyaz bol bir tişört geçirdikten sonra altıma lacivert eşofman giydim.

                             ***

Yüzüme kısa bir bakım yapıp kil maskesi sürdüm ve odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı salona inerken bütün gözler bana döndü. "Ne bakıyorsunuz" diye sordum. "Bakmıyoruz" diye hepsi bir ağızdan söyledi. Şaşırdım ama çok umusamadım omuzlarımı silkip mutfağa doğru gittim. Hemen bir Türk kahvesi yapıp balkona çıktım. Yanıma sigaramı almayı unutmuştum ve annem bilmiyordu sigarayı salonda koltuğun altında saklıyordum. Ve içeride insanlar vardı. Hemen salona koştum. İçerdekiler bana baktı ben onlara. Siyah saçlarımdan sular damlıyordu. "İyi geceler demeye gelmiştimde size bir sır vermem gerekiyor." Beni pür dikkat dinliyorlardı. "Ama lütfen kimseye söylemeyin" tamam anlamında başlarını salladılar. "Şeyy... ben bir süredir sigara içiyorum koltuğun altına saklamıştımda almam gerekiyor" şaşırmış gibi duruyorlardı. Kıvırcık siyah saçlı olan konuştu "Sen sigara içiyorsun" diye dalga geçti bende gözlerimi devirdim. Birden hepsi kahkahalara boğuldular. Kıvırcık saçlının önüne gelip omzuna vurdum kalkması için hepsi bana mal mal bakıyorlardı onları aldırış etmeden hadi anlamında başımı salladım çocuğa, çocuk kalkınca koltuğun altını açıp içinden sigaramı çıkardım etrafındakiler şok olmuşa benziyorlardı. "Noldu" diyip güldüm. Ardından mutfağa gidip sigaramı yaktım elime kül tablasını aldım ve balkona çıktım. Soğuyan kahvemi minik yudumlarla içtim. Arkadan bir ses yükseldi tam arkama dönüyordum ki bir el ağzımı kapattı