Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm | İstek

@deniz34

Birlikte kalabalık dükkana girerken yukarı çıktık aradan sıyrılıp. Ben eşyalarımı toplarken Kuzey de yatağa oturmuş beni izliyordu. Burada olmak bu sefer bana garip gelmeye başlamıştı.

“Birce, annen arıyor.” Diyerek telefonumu bana uzatırken hemen açtım.

“efendim anne?” dedim merakla.

“neredesin sen Birce?” diye sordu annem.

“sağlık ocağına gitmiştik, oradan geldik şimdi, dükkandayım.” Dedim yatağa otururken.

“Kuzey’le misin?”

“evet, siz öyle istediniz ya.” Dedim iğnelercesine.

“biz öyle istedik diye birlikte kalın mı dedik sanki?” dedi annem. Sesindeki kızgınlığı sezebiliyordum.

“neden aramıştın anne, bir şey mi oldu?” dedim konuya gelmesi için.

“birazdan Kuzey’in ailesi bize gelecek.” Dedi annem. Ağzından resmen cımbızla laf alıyordum.

“Kuzey’in ailesinin bizde ne işi var? Annesi falan mı gelecek?” dediğimde Kuzey’in de karşı yataktan bakışları bana döndü.

“yok sadece Mercan teyzen değil, babanla, Hasan amca da burada olacak, siz de Kuzey’le bir an önce çıkıp gelin.” Dedi annem.

“anne bir şey mi oldu?” dedim merakla.

“gelince öğrenirsiniz.” Dedi annem sadece. Telefon kapanırken Kuzey’le bakıştım.

“ne oluyor?” dedi Kuzey merakla.

“ben de bilmiyorum, sadece bize gidecekmişiz, annenle baban da gelecekmiş. Başka da bir şey söylemedi.”

“Allah Allah.” Dedi çatık kaşlarla. “hazırsan gidelim o zaman.”

“hazırım, bir şeyim yok zaten.” Dedim çantamla poşeti elime alırken.

Birlikte tekrar dışarı çıkıp karşı apartmana geçerken bizim kata çıktık. Kuzey’in bize ilk geldiği zaman gözümün önüne gelmişti. O zaman ben yaralıydım şimdi ise Kuzey. Gerçekten hayat tuhaftı. Ben bir daha bize gelmez diye düşünüyordum mesela.

Kapıyı çalmadan anahtarla eve girerken Kuzey’i de içeri aldım. Onun ailesi de çoktan gelmişti. Koridorda Kuzey’in koluna dokunup durdurdum.

“ben çok gerildim, kötü bir şey yoktur değil mi?” dedim.

“bilmiyorum, kötü bir şey olsa çoktan duyardık ama.”

“nasıl duyucaz, telefonum kapalıydı.”

“benimki açıktı ama.”

Gözlerinin içine emin olmak için baktığımda kendinden emin gözüküyordu. Ondan destek alarak salonun kapısında durduğumda Kuzey de arkamda durmuştu. Bakışlar bize dönerken çekingence içeri girdim.

“hoşgeldiniz.” Dedim.

“asıl siz hoş geldiniz, geçin bakalım.” dedi babam koltuğu gösterirken. İkili koltuğa yan yana iki uçlarda oturduk. Koltuk çok da büyük olmadığından benim yanıma sadece benim gibi biri daha oturabilirdi, Kuzey’se rahat rahat oturmayı tercih etmişti. Ben diken üzerindeydim.

“bugün sağlık ocağına gitmişsiniz, doktor bir şey dedi mi?” diye sordu Mercan teyze.

“çabuk iyileşiyormuş, zaten haftaya dikişler alınacak.” Dedi Kuzey.

“nerede kaldınız?” diye sordu Hasan amca.

“bildiğiniz şeyleri neden soruyorsunuz?” dedi Kuzey kaşlarını çatarken.

“sizden duymak istiyoruz.” Dedi babam. Şaşkınca ona baktım. Bizden tam olarak istedikleri neydi, anlayamıyordum.

“dükkanın üst katındaki odada kaldık.” Dedi Kuzey.

“neden ayrı yerlerde kalmadınız?” diye sordu annem.

“Birce, kuzeninde kalacaktı ama ben istemedim.” dedi Kuzey. Şu an benim de kaşlarım çatık bir şekilde ona bakıyordum. Bu kadar açık olmak zorunda mıydı?

“neden?” dedi babam. “kuzeninde kalmasında ben sakınca görmüyorum.”

“Vural küçükken Birce’den hoşlanıyordu, hala duygularının olabileceği düşüncesiyle istemedim.”

“bize neden bu soruları soruyorsunuz?” dedim merakla. Ben daha fazla sabırlı olamazdım.

“bazı şeylerden emin olmak için.” Dedi Mercan teyze.

“bazı şeyler derken?” dedim anlamaya çalışırken.

“dükkanda sadece kalınabilecek tek oda var, birlikte mi kaldınız?” diye sordu bu sefer Mercan teyze.

“evet ama yataklar ayrıydı sonuçta. Ayrıca Kuzey’in aşırı derecede ağrıları olduğu için mantıklı bir seçenekti. Sonuçta barışmamızı siz istemiştiniz.” Dedim.

“barıştınız mı peki?” diye sordu babam.

Kuzey’le göz göze gelirken babama döndük. “barıştık.” Dedim aynı anda.

“hiç birlikte yakınlaştınız mı?” sorusu Mercan teyzeden geldiğinde resmen yerin dibine girecektim.

“anne!” dedi Kuzey sinirle. “sen benim nasıl bir kadına dokunabileceğimi düşünürsün? Onu geçtim Birce'yi tanımıyormuş gibi konuşmayın.”

“annene bağırma.” Dedi Hasan amca.

“bizi buraya böyle saçma sapan soruları cevaplamamız için çağırıyorsunuz, bir de sinirlenmememi mi istiyorsunuz? Kızın yanında dedikleriniz ne kadar normal peki?” dedi Kuzey.

“biz olması gerekeni soruyoruz.” Dedi babam.

“baba.” Dedim hayal kırıklığıyla.

“bugün bütün her yerde siz konuşuluyorsunuz. İki gündür birlikte dip dibe gezmenizin sonucunda bu soruları size soruyoruz.” Dedi annem.

“ne konuşuyorlarmış? Gelsinler bana da bir konuşsunlar bakalım nasıl konuşuyorlarsa.” Dedi Kuzey sinirle.

“dün akşam yemeği yiyip dükkana girerken görmüşler sizi, eczaneye de gitmişsiniz. Sabah da saçlarınız ıslak çıkmışsınız ikiniz de. Sonra da baya yakın görmüşler.” Dedi Mercan teyze.

“biz barışmanızı istedik ama böyle dip dibe de olmanızı istemedik sonuçta.” Dedi babam.

“karnımız aç yatamazdık, gidip bir şeyler yedik mecburen, kalacak yerimiz olmadığı için de dükkana döndük, orasını biliyorsunuz. Eczaneden de benim duş almam gerekiyordu, üstüm başım kan olduğu için, su geçirmez bone ve ilaçlarımı aldık. Şüphelendiğiniz şeyleri değil.” Dediğinde Kuzey, yerin dibine girecektim resmen. Ailemin önünde bunları konuşmak hem de daha düne kadar başını yardığım adamla… bundan daha utanç verici ne olabilirdi ki? “sabah da saçlarımı da yıkadım, Birce de iki gündür duş almadığı için duş aldı. Kızın doğru düzgün kıyafeti bile yok, benden giyindi. Kurutma makinası olmadığı için de mecbur saçlarımız ıslak dışarı çıktık.”

“nasıl yakın gördüler bilmiyorum ama yemek yerken karşılıklı oturduk, yolda yürürken de normal yan yana iki insan gibi yürüdük. Bunun neresinde tam olarak samimiyet gördüler?” dedim ben de.

“insanlar sizin gibi düşünmüyor. Sabahtan beri arayan arayana.” Dedi annem.

“benim kızım yapmaz demedin mi anne, sizin tartıştığımız için bunu yaptığımızı söyleyemediniz mi?” dedim gözlerim dolarken.

“demedim mi zannediyorsun? Mercan’la neler neler dedik ama bir dünya şey uydurmuşlar.” Dedi annem.

“iyi, biz gerçekleri bildiğimize göre milletin ne dediğinin bir önemi yok.” Dedim.

“aslında bunun dışında biz çözümü, milleti susturmak için başka bir şeyde bulduk.” Dedi Mercan teyze.

Herkes sesini kesmiş birinin bir şey demesini beklerken annem olaya el atıp “biz de sizin nişanlı olduğunuzu söyledik.” Dedi.

“ne!” dedim sinirle. “ne demek nişanlı, hem de Kuzey’le!” dedim.

“saçmalamayın lütfen, ben neden Birce’yle nişanlanayım ki, ikimiz de kedi köpek gibiyiz.” Dedi Kuzey.

“barışmıştınız.” Dedi Hasan amca.

“evet, barıştınız, anlaşabilen iki insan barışır.” Dedi babam.

“bu öyle bir şey değil ki.” Dedim.

“bu hafta sonu kendi aramızda ufak bir nişan yapalım. Baktınız alışamıyorsunuz ayrılırsınız.” Dedi Mercan teyze.

“her şey o kadar kolay mı anne?” dedi Kuzey.

“kolay değilse siz de birbirinize alışmaya çalışırsınız.” Dedi annem.

“böyle bir nişan olmayacak.” Dedim ayağa kalkarken.

“ben de istemiyorum. Herkese gerçeği söyleyin.” Dedi Kuzey de ayağa kalkarken.

“ikiniz de yerinize oturun!” dedi Hasan amca sinirle.

Bu sefer Kuzey’le daha yakın oturduk. Sanırım birbirimizden destek görmek istiyorduk.

“Erkan da dedi, biz sizden barışmanızı istedik. Orada burada birlikte gezin, birlikte kalın değil. Madem bu kadar bunları yapacak kadar anlaşıyorsunuz nişanlanmak da size zor gelmemesi gerekiyor.” Dedi Hasan amca.

“birlikte zaman geçirmeden ben kendimi nasıl açıklayacaktım?” dedi Kuzey.

“o konuda da ne yaptığın meçhul zaten kıza. Onu da söylemiyorsunuz.” Dedi Mercan teyze.

“Kuzey bana dokunmadı bile. Dokunmayı bırak göz ucuyla kötü gözle bile bakmıyor. Sadece aramızda bir tartışma geçti, Kuzey bana inanmadı, ben de haklı çıktım. Hepsi bu. Hepsi zaten Güney ve Cevahir’in gözü önünde oldu. Benim için de affedilemez bir konu olduğundan olay uzadı. Daha fazla uzatmamak için de barıştık. 2 günün özeti bu.” Dedim.

“keşke bunu 2 güne yaymasaydınız annecim.” Dedi annem.

“biz kendimizi size nasıl inandırıcaz?” dedim omuzlarım düşerken.

“inandırmaya gerek yok, biz size inanıyoruz annecim.” Dedi Mercan teyze. “sadece etrafa laf anlatamıyoruz.”

“bırakalım konuşsunlar, bizim hayatımızdan daha önemli değil ya.” Dedim.

“susmayacaklar, senin önünde bile senin hakkında konuşurlar annem. Sen de durmazsın, biliyorum. Sen durmayınca Kuzey de senin için durmayacak.” Dedi annem.

“duracağım, susacağım ama bizi buna zorlamayın.” Dedim.

“bu normal bir şey değil.” Dedi Mercan teyze.

“normal olmayan onların kirli zihinleri.” Dedim sinirle.

“kimseyi kırmaya üzmeye gerek yok. Burada hepimiz ikinizin iyiliğini düşünüyoruz.” Dedi annem.

Ortamda bir süre sessizlik olurken kimseden çıt çıkmadı. Dolan gözlerim akmamak için direniyordu adeta ama bu savaşta galip çıkmayacaklar gibiydi.

“bu konuya biz karar verelim. Madem bu kadar konuşuyorlar, bize bu akşam da izin verin, sabaha kadar konuşup karar verelim. Sabah da dükkan açılmadan Birce eve döner zaten.” Dedi Kuzey. Bakışlarımı ona çevirirken neyi konuşacağımızı düşündüm. Konuşacak bir şey yoktu ki.

Annemler birbirine bakarken “iyi madem, konuşun.” Dediler.

“benim bir duş alıp kıyafetlerimi değiştirmem gerekiyor.” Dedim.

“tamam, sen git, Kuzey’le çıkarsınız sonra.” Dedi annem. “biz buradayız.”

Bir şey demeden salondan çıkarken hızla yukarı çıktım. Kendime kıyafetlerimi ayarlayıp Kuzey’inkileri de kısa programa atarken duşa girdim.


Bölüm Sonu.


Loading...
0%