Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Bölüm | Kaçalım

@deniz34

Bütün geceyi Kuzey’den uzak durarak, hatta hiç konuşmadan tamamlamıştım. Buna rağmen Kuzey’in gözleri bütün gece üzerimdeydi.

Koltukta Halim, ben ve Ela sıralanmış otururken annemle babam da karşımızda oturuyordu.

“anlat bakalım, neden dans ettiniz?” dedi annem.

“anlatılacak bir şey yok. İkimiz de düşündük, birbirimize bir şans daha vermek istedik.” Dedim.

“ne oldu birden de böyle bir karara vardınız?” diye sordu babam.

“bilmiyorum.” Dedim gözlerimi kapatırken. “bakın ben bunu bir kere anlatacağım. Bir daha da önüme gelmesini istemiyorum. Dediklerim sadece burada kalacak.” Dedim elimi kalbimin üstüne götürürken. “Biraz konuştuk ve bir kere daha denemek istedik, hepsi bu.” Dedim.

“herkesin gözü önünde niye deniyorsunuz? Ayrılacaksınız iki gün sonra kabak bizim başımıza patlayacak.” Dedi annem. Epey sinirliydi.

“kabak neden sizin başınıza patlıyor ve ayrılacağımızı nereden çıkarttınız?” dedim kaşlarım çatılırken.

“bütün herkes birliktesiniz diye dedikodu çıkarttı, zaten inkar edilecek bir tarafı da yoktu. Ağır mı konuşayım kızım, ne istiyorsun?” dedi annem nabzı hala yüksekken.

“kızım, annen sinirli ama dediği gibi zaten bir kere daha ayrılacağınız ilişkiye başlamanın bir anlamı da yok. İlk başta anlaşamadığınız için bitirdiniz, sanki şimdi çok mu anlaşacaksınız?” dedi babam.

“baba o zaman siz istediğiniz için biz yan yanaydık, zorundaydık. Sürekli bu yüzden tartışıyorduk. Şimdi kendi isteğimizle yan yana duruyoruz. Tartışsak da kendi sebeplerimiz yüzünden tartışacağız.” Dedim.

“biz ağır geldik hanımefendiye Erkan, kime ne anlatıyoruz ki?” dedi annem.

“anne ben öyle bir şey demedim. Ayrıca Kuzey’i siz çok seversiniz, ters bir hareketini mi gördünüz?” dedim kaşlarım çatılırken.

“Kuzey’i severiz de anlaşamadığınızı gördük. Birbirinize şiddet bile uyguluyorsunuz, tamam Kuzey sana öyle bir şey yapmaz biliyoruz ama senin de elin ayağın durmuyor. Sözleriyle de seni kırdığı açık, sana ne dediğini hala bilmiyoruz bile.” Dedi babam.

“hala bu konuda mıyız baba?” dedim kendimi sıkarken. “Kuzey’in beni tanımadığı zamanda gerçekleşti bu olay. Biz bize aramızda bu konuyu hallettik. Beni sözleriyle kırmasının sebebi beni tanımamasıydı, biz 3 günde çok iyi anlaşmaya başladık. Siz bu evlilik olayını çıkartmasaydınız biz daha da yakın arkadaş olurduk zaten. Bir anda evlilik çıkarttınız ortaya, sonra da anlaşamadık çünkü o kafa yapısında değildik, benim ne dediklerimi duymuyor musunuz?” dedim. Ağlamak üzereydim artık.

“seni duyuyoruz, sen bizi duymuyorsun. Anlaşamıyorsunuz, evlilik de öyle bugün olmaz yarın olsun gibi evcilik oyunu değil. İstemiyorum ben öyle oyuncak gibi evlilikle oynayan damadı.” Dedi annem.

“anne!” dedim ayağa kalkarken. “sizin istekleriniz yüzünden anlaşamadık. Biz iki insan olarak gayet iyi anlaştık. En başından beri. Evliliği de oyuna çeviren sizsiniz. O kafada olmayan 2 insanı tutup evlendirmeye kalkıyorsunuz, bizden nasıl bir mutluluk bekliyordunuz ki? Boy boy çocuklar yapmamı mı yoksa tartışmadan iki yabancı gibi aynı evin içinde yaşamayı mı? Hepsi imkansızdı bunların. Ben şu an sadece Kuzey’le görüşüyorum, evleneceğim bile garanti değil.”

“otur.” Dedi babam. Ortamı daha da germek istemezken oturdum. “evlenmeyeceksen görüşemezsin.”

“peki benim için uygun olup olmadığını nasıl anlayacağım? Bana başta cv vermesini mi istemem gerekiyor? İş görüşmesi yapmıyoruz biz.” Dedim.

“Kuzey iyi çocuk Birce, evlenilecek çocuk. Ya hemen evlenirsiniz, size düğün yaparız ya da görüşemezsiniz.” Dedi annem.

Pes etmek üzereydim. Ben dediğimi yapıp gizli gizli Kuzey’le görüşüp kaçmasını da bilirdim ama her şey usulünce olsundan yanaydım. Ona da ailem pek izin vermiyordu.

“Müge teyze bu da sert olmuyor mu? Bu kızın hiç istekleri olmayacak mı?” dedi Halim.

“sen nasıl evlendin evladım? Söyle bana. Gördün Ela’yı, annene dedin, istediniz, görüştünüz.” Dedi annem. “koruduğun kız da benim kızım, hakkındaki dedikoduları inkar etmeye yetişemedim, ne yapayım?”

“estağfurullah, ben öyle demek istemedim ama sizin de bilmedikleriniz var. Biz Ela’yla kimse bilmeden birkaç kez görüşmüştük zaten. Bu zamanda sizin dediğiniz gibi bir evlilik çok zor. Birlikte büyümüş de olsalar birbirlerini tanımıyorlar. Hiç farklı açıdan birbirlerine bakmamışlar.” Dedi Halim.

Annem şaşırmıştı. “biz onlara zaten süre vermiştik. 3 gece birlikte kaldılar, bir şey demedik.” Dedi annem.

“3 gece neden birlikte kaldık anne? Eve gelme dediğiniz için olabilir mi?” dedim.

“sen de onunla kalmak yerine başka yerde kalsaydın ya da burnunu sürtüp aranızdaki meseleyi kısa sürede halletseydin.” Dedi annem.

“Kuzey’le yan yana çalışırken sorun yok ama 3 gece aynı çatı altında ayrı yataklarda olmamıza rağmen sorun var, öyle mi?” dedim. “Ben fazla yoruldum anne, size iyi geceler.” Dedim yerimden kalkıp salondan çıkarken.

Hızla misafir odasına giderken kıyafetlerimi ayarladım hızlıca. Kısa bir duşun ardından üzerimi değiştirdim. Ben kendime gelene kadar evde çıt çıkmamıştı. Telefonumdan hemen Kuzey’i aradım. Birkaç çalıştan sonra telefonum açılırken sesi kulaklarımı doldurdu.

“efendim Birce?”

“Kuzey.” Dedim yerimde duramayıp olduğum yerde yürürken. “her şey çok karıştı, annemler beraber olmamızı istemiyor.” Dedim.

“al benden de o kadar.” Dedi nefesini bırakırken. “ya hemen evlendirelim, evlenin ya da görüşmeyin dediler.” Dediğinde şoka girdim.

“e aynısını bana da dediler.” Dedim.

“nasıl yani, hepsi aynı düşünüyor olamaz herhalde.” Dedi.

“bu işin içinde bir şey var.” Dedim.

“ne olabilir ki?”

“Kuzey, annemler seninle evlenmem için ölüp bitiyordu, bir anda sana düşman oldular. Sürekli tartışırız diye korkuyorlarmış, bir de benim senin kafana krem atma meselem tabi…” dedim hızlıca. “ya hemen evlenin ya da görüşemezsiniz, istemiyoruz dediler.” Dedim.

“aynı şey bende de oldu.” Dediğinde kendimi yatağa bıraktım.

“sence de anlaşmış gibi değiller mi?” dedim.

“bana da öyle geldi ama bunun altında ne yatıyor olabilir ki?”

Bir süre düşündüm sessizce.

“Kuzey.” Dedim aklıma gelen şeyle.

“efendim?”

“biz kendi başımıza görüşmek isteyince hayır diyorlar ama tamam evlenelim hemen dersek bizi evlendiriyorlar, öyle değil mi?” dedim.

“evet.” Dedi. “garip olan da bu ya.”

“sence de bunun altında ya biz sizi evlendiririz, yani size karışma hakkı bizde ya da yalnız başınıza bir şey yapamazsınız demiyorlar mı?”

Sessiz kaldı bir süre. “neden böyle bir şey yapmak istesinler ki?”

“yani istedikleri ne varsa her şeyi teker teker onların kontrolü altında yapmamızı istiyorlar.”

“yani her şeyimize karışmak istiyorlar.” Dedi yavaş yavaş düşünürken. “tabi ya, babam o yüzden benim dükkanımla iş yaparak bir yere gelemezsin, kendin de bir işte çalış da göreyim ben seni aile geçindirmek ne demekmiş dedi. Benim tek başıma ev geçindireceğimi düşünmüyorlar.” Dedi.

“tek değilsin.” Dedim.

“biliyorum ama onlara göre o öyle olmuyor.” Dedi.

“senin de benim de mesleğim var sonuçta. Ailelerimizden istediğimiz tek destek sosyoduygusal olarak yanımızda olması.”

“babam mesleğimi sevmediğimi biliyor.” Dediğinde şaşırdım.

“neden mesleğini sevmiyorsun?”

“hayalimdeki işi yapıyorum.” Dedi. “ondan da bir gelirim olmasına bir imkan vermiyor.”

“ne iş yapıyorsun?” dedim merakla. Onu daha yeni bu yönlerini keşfetmek şaşırtıcıydı.

“yazılım.” Dedi sadece. “istediğim her yerden çalışabiliyorum.”

“anladım, kötü bir meslek değil, ayrıca tek başına mükemmel bir meslek.”

“biliyorum ama babamlar bilgisayardan para kazanmanın biraz imkansız olduğunu düşünüyorlar. Dolandırılacağımı zannediyorlar.” Dedi.

“ikimiz de neyin ne olduğunu biliyoruz ama ben ailelerimizin de bizim yanımızda olmasını istiyorum.” Dedim.

“ben de her şeyden çok istiyorum ama yine dediklerine getirip ya bizi kendileri evlendirecek çabucak ya da bize imkan vermeyecekler.”

“bir kere daha mı bitireceğiz?” dedim gergince.

“gizli görüşelim, neden ayrılalım? Sonuçta birbirimizle biraz vakit geçirmeye çalışacağız.” Dedi.

“bu biraz zor, babam beni dükkandan ayırmayacaktır, göz hapsinde olurum büyük ihtimalle. Bu şekilde evet konuşuruz ama birlikte yan yana vakit geçirmek biraz zor.”

“bir şeyler ayarlayamaz mısın?” dedi.

“markete gidiyorum desem ne alacağıma kadar sorar, işin içinde annem olmasa neyse ama annem de var.”

“ne yapmak istiyorsun?” dedi.

“senin ne düşündüğünü öğrenmek önce.”

“her şey çok imkansız geliyor.”

“kaçalım o zaman.” Dedim. Ciddiydim bu konuda.





Bölüm Sonu.




Loading...
0%