Yeni Üyelik
36.
Bölüm

36. Bölüm | Dikkat Uyarısı

@deniz34

Dün düştüğüm o köprüye geldiğimizde “sen diğer tarafıma geç.” Dedi Can.

“bir daha düşmem merak etme.” Dedim.

“bilemiyicem artık.” Dediğinde gülümseyerek dediğini yaptım.

Bir süre daha ilerledikten sonrasında Seyit’lerin evinin önünde dururken zili çaldım.

Kapıyı çok güzel bir kadın açarken gözlerimi adeta ondan alamamıştım. Şık bir elbise giyinmiş, makyajı, saçı efsaneydi. Her şeyi orantılıydı.

“hoşgeldiniz.” Dedi resmen parlayan bir gülümsemeyle.

“hoşbulduk.” Dedik ikimiz de.

Bizi içeri alırken ikimize de sarıldı.

“sen Birce olmalısın, Seyit senden bahsetmişti.” Dedi belime dokunurken.

“evet, ben Birce, ben de sizi çok duydum ama isminizi hala öğrenmek nasip olmadı.” Dedim.

“Şennur.” dedi bütün sevecenliğiyle.

“tekrar memnun oldum Şennur.” dedim.

“ben de, senin geldiğini duyduğumda aşırı sevindim. Buralarda çok kafa dengi birisi yok. Seyit’in arkadaşları da bekar olunca tabi.” Dediğinde istemsizce güldüm.

“hanımlar orada durmayın, gelin içeri.” Diye Seyit seslenirken içeri girdik yavaş yavaş. Evde ayakkabıyla durmaları azıcık garibime gitse de yardımcıların olması her şeyi açıklıyordu. Muhtemelen aşçılar da vardı.

Bora beni gördüğünde gülümserken “getirdim.” Dedi.

“neyi?” diye sordum.

“UNO.” Dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Şennur anlam veremezken Seyit’in yanında oturan Şennur’a açıklama gereği duydum.

“siz davet etmeden öncesinde dışarı çıkmak istiyorlardı, diyetleri bozulacağı için evde yemeleri fikrini sundum. Sıkılacaklarını söyleyince de kendileri oyun fikrini buldular.” Dedim gülmemeye çalışırken.

“anladım, en doğrusu valla. Ben de sağlık açısından çok dışarıda yeme taraftarı değilim, en fazla bir şeyler içmek için olabilir.” Dedi Şennur.

“doğru, bir şeyler içmek için çıkılabilir ama dışarda yemek hiç de sağlıklı değil.” Dedim.

“yenge uymayın şu deliye.” Dedi Umut.

“Umut.” Dedi Seyit uyarırcasına. “ayıp oluyor oğlum.”

Umut bana bakarken öpücük attı. “özür bebeğim.”

“keşke bu görüntüyü görmeseydim.” Dedi Can.

“Birce, ben de senden uygun olduğun zaman danışmanlık alsam olur mu?” dedi Şennur.

“çok fitsiniz, bence sadece dengeyi korumak amaçlı bir liste yapabiliriz.” Dedim.

Dediklerim Şennur’un hoşuna giderken Seyit’in koluna dokundu. Seyit dokunduğu elini tutarken alıp bir öpücük kondurdu. Onları böyle görmek açıkçası imrenmeme sebep olmuştu. Yüzümde ufak bir tebessümle izlemiştim. Birbirlerini çok sevdikleri açıktı. Şennur’un parlaması bile bunu ortaya koyan bir şeydi doğrusu.

“yemek hazır efendim.” Diyerek bir yardımcı gelirken “geçelim o zaman çocuklar.” Dedi Şennur bize bakarken.

Hep birlikte ayaklanırken masaya geçtik. O sırada iki tane minik kız içeri girerken gözlerim parladı. Çok tatlılardı.

“bunlar da benim güzel kızlarım Seda ve Eda.” Dedi Seyit.

“memnun oldum kızlar, ben de Birce.” Dedim yanıma gelirlerken.

“biz de memnun olduk.” Dediler aynı anda.

Onları öpmek istesem de belki istemeyecekleri düşüncesiyle öpmedim. Kızlar benimle tanıştıktan sonrasında Bora ve Can’ın yanına giderlerken isimleriyle onlara hitap ediyorlardı.

Yanımda oturan Can resmen yapmak istediğimi yapıp Seda’yı öperken çok içimde kalmıştı.

“nasılsın bakalım prenses?” dedi Can. Bora da Eda’yı öpmekle meşguldü.

“iyiyim, sen nasılsın Can?” dedi Seda.

“ben de iyiyim, teşekkür ederim.”

O sırada iki görevli gelirken yemeklerin servis edileceğini anlamıştım.

“kızlar, abilerinizi rahat bırakın şimdi, yemek zamanı. Yerlerinize.” Dedi Şennur.

Kızlar ayrılmak istemediklerini belli edercesine Can’ın ve Bora’nın boynuna sarılırken seslerini çıkartmadılar.

“kızlar.” Dedi Şennur bir kere daha.

“ya anne.” Sesi yükseldi ikisinden de.

“yemekten sonra abilerinizle muhabbet edebilirsiniz.” Dedi Seyit olaya el atarken.

Seyit’in dediğini ikiletmezlerken hemen kucaklarından inip boş sandalyelere geçtiler. Kızlar neredeyse 5 yaşında varlardı. Belki 6 olabilirdi, bilemiyordum ama o civarda olduklarından emindim.

Yemekler servis edilirken hep birlikte başladık.

Ufak sohbetin geçtiği yemeğin ardından tekrar salona geçerken kızlar favori abilerinin kucaklarında yerlerini almışlardı. Birlikte sohbet ederlerken herkes onları dinliyordu. Arada yüzümüzü gülümseten sohbetler geçiyordu.

“kızlar, herkese veda edelim şimdi, uyku vaktiniz çoktan geçti.” Dedi Seyit.

Onların da uykusu gelmiş olacak ki istemediklerini belli etseler de itirazsız ayağa kalktılar hemen. Hepimize tek tek sarıldıktan sonrasında el sallayıp yukarı kata çıktılar Şennur’la.

“Can, olayı duydum da ne oldu tam, halledebildin mi?” dedi Seyit.

“hallettik abi, Birce sağolsun.” Dedi bana bakarken.

“nasıl olacak şimdi, resmi açıklama da yapılmadı.”

“bizi sevgili sanmalarına izin vereceğiz. Gittiği yere kadar devam edeceğiz.”

“Birce için çok zor olacak.” Dedi gözlerini bana çevirirken.

“biliyorum, elimizden geldiğince kolaylaştırmaya çalışacağız.” Dedi.

“bir abi tavsiyesi, Şennur’la da konuşursunuz ama çok dikkat etmen gerek Birce.” Dedi Seyit.

“etmeye çalışacağım.” Dedim.

“eğer yardıma ihtiyaç olursa bizimkilerden birini ayarlayalım.” Dediğinde anlamamıştım.

“aslında ben de düşündüm, en azından içim rahat eder ama bilemiyorum.” Dedi Can.

“sizinkiler kim?” dedim merakla sorarken.

“korumalar.” Dedi Can.

“gerek yok o kadara. Zaten kulüp ve market dışında gidecek bir yerim yok. Diğerlerinde de sizinleyim.” Dedim.

“şimdilik dediğin gibi olsun ama en ufak şeyde ayarlayacağım, haberin olsun.” Dedi Can.

“bir şey olmayacak.” Dedim kendimden emin bir şekilde.

“inşallah.” Dediler hepsi aynı anda.

Şennur gelirken “ne kaynatıyorsunuz bakalım?” dedi.

“Can ve Birce’yi herkes sevgili zannediyor. Dikkatli olması konusunda uyarıyorduk.” Dedi Seyit.

“e olmadığını açıklasınlar da kız rahat etsin.” Dedi Şennur.

“orası biraz karışık yenge.” Dedi Can.

“yoksa gerçek mi?” dedi Şennur. Heyecanlanmış gözüküyordu.

“hayır hayır,” dedim dik otururken. “sadece olaylar biraz karıştığı için öyle.” Dedim.

“büyük fedakarlık yapıyorsun o zaman.” Dediğinde sessiz kaldım. “çok dikkatli ol. Ben de çok hoş şeyler yaşamadım. Bazı insanlar fazla çılgın olabiliyor.”

“olacağım.” Dedim. Bugündür sadece bu konu vardı ve sürekli dikkatli olacağımı söylüyordum.

“çok sıkıcı olduğunun farkındayım, buradaki herkesten de aynı şeyleri duyduğunu da biliyorum ama bu gerçekten ciddi bir mesele.” Dedi Şennur.

“herkesten duyunca daha da bir gerici oluyor zaten, farkındayım o yüzden.” Dedim gülümsemeye çalışırken.

O sırada bir görevli gelirken “çay mı kahve mi istersiniz?” diye sordu Şennur.

“ben su alayım.” Dedim. Çok yemiştim açıkçası.

“ben de su alayım.” Dedi Can.

“bunlar birbirlerini buldular ama haberleri yok şu an, sonra olur.” dedi Bora. “neyse ben de bir Birce’nin izniyle çay alayım.”

“şekersiz içeceklerin hepsi serbest, alkol hariç.” Dedim.

“ben kahve alayım, gece uzun.” Dedi Umut.

“bize de birer çay.” Dedi Şennur.

Görevli yanımızdan ayrılırken bir sessizlik oldu.

“Birce arabayı almaya gelir misin?” diye sordu Umut.

“gelirim, yarın saat kaçta işlemleri halledelim?” diye sordum.

“sabahtan gitsek iyi olur.”

“tamam, bana uygun, seni beklerim.” Dedim.

Görevli elinde tepsiyle gelirken hepimizin istediklerini birer birer önümüze bıraktı. Arkasından başka tepsiyle gelen kişi de benim yaptığım tatlıları dağıtmıştı.

Herkes tatlıdan bir çatal alırken ben sudan bir yudum aldım.

“yengem, bunun tarifini neden bu kadar geç buldun?” dedi Bora.

“ben değil, Can getirmiş.” Dedi Şennur.

“ben sadece Birce’ye taşımasında yardım ettim. Birce yaptı.” Dedi Can.

“bu o meşhur tatlı mı?” dedi Bora.

“bence soluksuz ye, keyfi anca çıkıyor.” Dedi Umut ağzına bir çatal daha atarken.

“eline sağlık, enfes.” Dedi Şennur.

“afiyet olsun herkese.” Dedim gülümserken.

“tarifini bana bırak, ben bunu yaptırırım.” Dedi Şennur.

“sabah listeyi getirirken tarifini de getiririm.” Dedim gülümseyerek.

“olur vallahi.”

“ben de bundan sonra Umut’u destekleyeceğim. O doğrusunu biliyor.” Dedi Bora.

“herkes tercihlerini yaşar.” Dedim omuz silkerken.

Seyit ve Can gülerken o tatlısını yemeyi bırakıp hayal kırıklığı içinde bana baktı.

“şaka yaptığını söyler misin?”

“şaka yaptım.” Dedim.

İçi hala rahatlamamışken son lokmayı da ağzına atıp boş tabağı sehpaya bıraktı.

“sen yemedin.” Dedi Can.

“biraz fazla kaçırdım ama bir tanesinin tadına daha önceden bakmıştım, size afiyet olsun.” Dedim.

Bora UNO’yu çıkartırken “hadi toplanın, bu kaloriyi yakmamız şart.” Dedi.

Kartları dağıtmaya başlarken “herkes oyunun kurallarını biliyor değil mi?” diye sormayı da ihmal etmemişti.

Bir şekilde bizi sehpanın etrafına toplarken hepimiz kartlarımızı elimize alıp ona uymaya başlamıştık. Oyuna kendimizi iyice kaptırırken Şennur telefonunu çıkarttı.

“durun durun, bu anı ölümsüzleştirmemiz gerek.” Dedi.

Hepimiz kameraya bakıp gülümserken birkaç poz çekmeyi ihmal etmedi. Biz oynamaya devam ederken de birkaç poz çekmişti.

“Birce, bana hesabını söyler misin?” dediğinde telefonunu alıp hesabımın adını yazdım.

Bana istek atarken ben de telefonumu çıkartıp onayladım.

“beni de takip etsene.” Dedi Bora.

“ben hepinizi zaten takip ediyorum.” Dedim.

“yapma be.” Dedi Bora. “ama nereden tanıyalım ki biz seni?”

“bir şey demedim Bora, olabilir.” Dedim.

Peş peşe gelen istekleri kabul ettikten sonrasında hepsiyle takipleşmeye başlamıştım. O sırada bir posta etiketlendiğim bildirimi gelince hemen açıp baktım. Şennur hepimizi etiketlediği bir post paylaşmıştı. Yeni çekindiğimiz fotoğraflarla. Bu kadar estetik olduğunu bilmiyordum. Fotoğraflar aşırı estetik çıkmıştı.

Şennur’un hesabı açıktı ve fazlasıyla takipçisi vardı. Sanırım Seyit’ten kaynaklı da takip ediyorlardı. Yorumlar anında gelmeye başlamıştı ama oyunda sıra bana geldiğinden dolayı telefonu elimden bıraktım hemen. Daha sonra yorumları okurdum artık.

 

 

 

Bölüm Sonu.

 

 

 

Loading...
0%