@deniz34
|
Birbirimizden ayrılırken gidip önce pencereyi kapattı. “bunlar aşağıya inecek değil mi?” diye sordu çantamı gösterirken. “evet, sabah alması kolay olur.” dedim. “tamam, erken çıkacağımızı annenlere söyledim.” “hayret, ısrar etmediler mi?” dedim şaşkınca. “ettiler ama ben hallettim. Bana bırak bu işleri diyorum sana.” Dediğinde gülmeden edemedim. “bundan sonrasında her aile ziyaretimde sen de geliyorsun.” Dedim. Elini saçlarına daldırırken “bakarız.” Dedi. Omuz silkerken “ben aşağıdaki odadayım, eğer bir şeye ihtiyacın olursa gelebilirsin ya da mesaj atarsın. Bu katta da teksin bu arada, annemlerin odası da aşağıda.” Dedim. “annen karşı odada kalacağını söyledi.” “bu katta kalmayı sevmiyorum.” Dedim yüzümü buruştururken. “özel bir nedeni var mı, odan da burada.” “Kuzey’le odalarımızın karşılıklı olduğunu öğrendiğim günden sonra burada kalmamaya özen gösterdim. Hep aşağı katta kalıyorum o yüzden.” “bir de seni dikizlediğini mi söyledi?” “hayır, öyle gelişmedi ama onun haberi varmış benim bu odada kaldığımdan.” Dedim. “sabah güzel bir şovu hak etti o zaman.” Dedi gülümserken. “Can.” Dedim uyarırcasına. “ikimiz de onun dengi değiliz, unutma.” “hadi aşağıya inelim.” Dedi yerdeki çantamı alırken. “sen nereye?” dedim bir an dalgınlıkla. “çocuklardan arabadaki çantamı isteyeceğim, bunu da bırakmış olurum.” “tamam, ben de kapıyı tutayım sana, annemler uyumuştur şimdi, uyanmasınlar.” Dedim. Bir şey demezken aşağıya indik birlikte. O evden çıkarken ben de kapıda onu beklemeye başladım. Çok geçmeden merdivenleri üçer beşer çıkarken gülümseyerek ayakkabılarını çıkarıp eve girdi. “iyi geceler güzellik.” Dedi yanağımdan makas alırken. “iyi geceler.” Dedim ben ne diyeceğimi bilemezken. O bir kat daha merdiven çıkarken ben de misafir odasına girdim. Kıyafetlerimi ayarlayıp bir duş aldıktan sonra kendimi rahatlamış hissediyordum. Tertemiz yatağa girerken kendimi aşırı huzurlu hissediyordum. Can sayesinde kafam da rahat etmişti. Ailemin onu yakından tanıması da bir bakıma iyi olmuştu. Gecenin bir yarısı yukardan gelen seslerle gözlerimi açarken yatağımdan fırladığım gibi yukarı koşmaya başladım. Ne olduğunu anlayamamıştım. Sadece çok şiddetli ses çıkıyordu. Can’ın odasına pat diye girerken kapıyı kilitledim kimse giremesin diye. Üstü çıplak camdan bakarken bakışları bana döndü. “Can?” dedim sorarcasına. “beyefendi biraz sinirli galiba.” Dedi karşı cama bakarken. Yanına giderken beni belimden tutup kendine çekti. Kuzey karşımda resmen evi yıkıyordu. Perdesi ve camı açıktı. “ne oldu bir anda gece gece?” dedim hala şoku atlatamadan. “cama bir şeyler vurma sesiyle uyandım, bir baktım görüntü bu, ben de anlayamadım.” Dedi. “sana bir şey oldu mu?” dedim üzerini incelerken. Karşımda kaslarıyla dururken pek de bir şeyi yokmuş gibiydi. “olmadı.” Dedi. “annemler uyanacak, biz başka odaya geçelim, sen de orada yat.” Dedim. “arkadaşın derdini bir öğrenseydik.” Dedi alayla. “gerek yok, dengesizin teki zaten. Biz gidelim.” Dedim koluna dokunurken. Camdan fırlayan parça bize doğru gelirken Can beni tuttuğu gibi arkasını döndü. “ne yapıyorsun lan sen!” diye bağırmaya başlarken sıkıca kapattığım gözlerimi açtım. “Can bırak, hadi gidelim.” Dedim. “sanane lan, sana hesap mı vericem?” dedi Kuzey sinirle camdan bağırırken. “burada benim sevgilime zarar geliyorsa vereceksin!” “sevgilim dediğin kadınla bir ay öncesine kadar aynı odada yatıyordum ben, kes sesini!” dediğinde şoka girdim. Bu kadar düşemezdi bir insan. “her dakikanızdan haberim varken kalsan ne olur kalmasan ne olur?” dedi Can alayla. Kuzey’in bakışları bana dönerken “bir de ikimizi aynı anda mı idare ettin?” dedi. “ben seni idare etmedim ki, idare edilecek bir şeyin yoktu. Ben sadece aileme layık bir damat getirmek istedim. O da senin olmayacağın kesindi zaten. Ailem de Can’ı tanıdıktan sonra anladı senden nasıl olmayacağını.” Dedim sakince. Gözlerimin içine bakarken bağırıp masanın üzerindeki parfüm şişelerini yerde parçaladı. Can beni biraz belimden tutup çekerken saçlarıma öpücük kondurdu. “hadi gidelim, bu manyak rahat durmayacak.” Dedi. “tamam.” Dedim. Can pencereyi kapatıp perdeyi çektikten sonrasında yatağa geçip yattı. “ne yapıyorsun, karşı odaya geçip rahat uyusana.” Dedim. “gerek yok, burası da rahat zaten.” “Can, hadi kalk, cam falan kırılır, sana bir şey olur. Aklım sende kalmasın.” “bir şey olmaz Birce. İstersen sen de gelip yat.” Dedi rahatça yatağımda uzanırken. “aklım sende kalacak.” Dedim dediklerini yok sayarken. “gidelim mi o zaman?” dedi. “yorgun değil misin?” “değilim, gidelim dersen bir dakika daha seni burada tutmam.” “gidelim o zaman.” Dedim. Yataktan hemen kalkarken çantasını eline aldı. “hazırım ben, çıkalım.” Dedi. “üzerine bir şey almayacak mısın?” “arabada giyinirim, gel gidelim.” “tamam.” Dedim. Hızlıca dağınık yatağı toparladım. Birlikte odadan çıkacakken kapının kilitli olduğunu görmesiyle bakışları bana döndü. “annemler bir şey duyarsa girmesinler diye kilitledim.” Diye açıklama yaptım. Bir şey demezken aşağıya indik. Misafir odasına girerken hızlıca buradaki yatağı da kapatıp bilgisayar çantasını aldım. Can beni beklerken hızlıca aşağıya indik. Korumalar anında yanımıza gelirken arabaya bindik. Onların da arabalarına binmesiyle yola çıktık. Bu kadar erken yola çıkacağımızı tahmin etmiyordum açıkçası. “o adamdan korkuyor musun?” dedi bir anda. “neden korkayım ki, korkmuyorum.” “bilmem, önceden de bu kadar saldırgan mıydı?” “evet.” Dedim. “Can, hayatımda bir daha onu görmek, onun hakkında konuşmak istemiyorum. Zorla hayatıma sokulmaya çalışılan bir insandı, uyandım ve reddettim. Bundan sonrasında öyle bir adamla anılmak dahi istemiyorum. Tipim değil zaten.” “tipiniz nedir leydim?” dedi gülümserken. “onu söyleyemiyorum maalesef.” Dedim. “neden?” dedi kahkaha atarken. Onunla birlikte ben de gülerken omuz silktim. “vereceğim örnek senden olacak muhtemelen.” “olsun, merak ettim.” “karakteri senin gibi olsun isterdim. Ne olursa olsun yanındaki kadını kollayıp koruyan, ona değer veren ve verdiği değeri hissettiren. Gözlerinin içine bakarken bile kıyamayıp el üstünde tutan, ona bir şey olacakmış düşüncesinde bile deli olan birisi. Gerçekten seven ve aşık bir adam benim tipim.” Bir süre sessiz kalırken arada bana baktığını görebiliyordum. Sessiz geçen yolculuğun ardından eve gelirken arabayı tam evimin önünde durdurdu. O da arabadan inerken arka koltuktan çantamı aldı. Birlikte evime doğru yürürken gidip kapıyı açtım hızlıca. Çantamı kapıdan içeri bırakırken “odana taşımamı ister misin?” diye sordu. “ben hallederim, teşekkür ederim.” Dedim. “çok güzel bir gün geçirdim, ben de teşekkür ederim. Aileni de çok sevdim.” Dedi. “ailem de seni çok sevdi. Yanımda olduğun için teşekkür ederim.” Dedim. “rica ederim.” Dedi gülümserken. “hadi içeri geç, hava serin.” “sen de gir hemen, üzerin ince.” Gözleriyle gülümseyip beni onaylarken eve girdim. Kendimi direkt yatağa atarken yarın erkan kalkıp kulübe gitmem gerektiğini hatırladım. Kontrol günümüz gelmişti. O yüzden de hiçbir şeye dokunmayacaktım. Sabah gözlerimi açar açmaz yerimden kalkarken dolabımdan üzerime bir şeyler giyindim hızlıca. Bilgisayar çantamı da kaptığım gibi dışarı çıkarken iki koruma beni karşılaması şaşırtmıştı. “günaydın Birce hanım.” Dediler ikisi de. “günaydın.” Dedim. “Can beyin isteği üzerine buradayız, size eşlik edeceğiz.” Dediler. “tabii, önce kulübe gideceğim sonra da bir markete uğramam gerekiyor. Bir de yol üzerinde kırtasiye göremedim ama eğer görüp bana haber verirseniz süper olur.” dedim. “tabii, neye ihtiyacınız vardı?” “kalem alacağım.” Dedim neden sorduğunu anlamazken. “tamam, çıkalım o zaman. Can çıktı mı?” diye sordum. “yaklaşık 15 dakika önce çıktı.” Dedi saatini kontrol ederken. “süper.” Dedim kendi arabama binerken. Arkamdan onların takip mesafesinde ilerlemesine aldırmadan kulübe sürdüm arabayı. Geldiğimde kimliğim alınırken içeri girdim. Dışarıda kalabalık olması dikkatimden kaçmamıştı. Bunlar her zaman böyle burada olacak mıydı, işleri güçleri yok muydu merak içindeydim. Kulübe girerken koridorda bizimkilerle karşılaşmamla gülümsedim. “günaydın.” Dedim herkese. “oo, kaçak gelmiş.” Dedi Bora yanıma gelip bir beşlik çakarken. “öyle oldu biraz, hadi gidelim.” Dedim hemen. “bir nefes alsaydın.” Dedi Seyit. “antrenman yaklaşıyor, sizi teslim etmem gerek.” Dediğimde hepsinin yüzünde gülümseme vardı. Birlikte koridorda ilerlerken daha önce geldiğimiz odaya girdik. Önce Seyit’i alırken her şey olması gerektiği gibiydi. Bora’da da aynı çıkınca gülümsemeden edemedim. Verdiğim diyetlerle sonuçlar uyuşuyordu. Sıra Can’a geldiğinde elimle resmen yüzümü kapatmak istiyordum. “galiba Birce sana yaramış kardeşim.” Dedi Bora gülerken. “dün ben sana demiştim, şu ödeme bak Can.” Dedim. “sözüm söz, bir daha olmayacak.” Dedi Can. “inşallah.” Dedim. “sizinkiler tam istediğimiz sonuçta. Eklemek ya da çıkartmak istediğiniz bir şey var mı?” diye sordum diğerlerine. “önümüzdeki hafta şehir dışı programımız var. Otel yemeklerine göre bir şeyler de ayarlarsan süper olur.” dedi Seyit. “aa, ben onu tamamen unuttum. Harbiden.” Dedi Bora. “program bende de var. Onu ayarlayacağım.” Dedim. “o zaman başka da bir şey yok, gayet güzel ilerliyoruz.” Dedi Seyit. “tebrik ediyorum, bizi kalbimizden vurdun.” Dedi Bora elimi sıkarken. “rica ederim, işim bu.” Dedim ben de göz kırparken. Diğerleri halimize gülerken odaya Hasan’ın gelmesiyle gözler ona döndü. “bölüyorum ama antrenman başlamak üzere beyler.” Dedi Hasan. “geliyoruz şimdi.” Dedi Seyit. Onlar odadan çıkarken ben de eşyalarımı toparlayıp çantama yerleştirdim. “hemen gidecek misin?” diye sordu Can. “tribünde listeleri ayarlarım, sonra da biraz takılıp eve geçerim. Bugün antrenmanınız uzun.” Dedim. “evet, bizimkilerden ayrılma.” “tamam, konuştuk zaten, ikisi de planımı biliyorlar. Aklın bende kalmasın.” “planını ben de öğrenebilir miyim?” dedi beraber koridorda yürürken. “önce markete uğrayacağım sonra da kırtasiye görürsem uğrayacağım. Ondan sonra da ev.” Dedim. “tamam.” Dedi. “ben antrenmana giriyorum.” Sahaya gelmiştik bile. “kolay gelsin.” Dedim ben de tribün tarafına geçerken. Bugün hava güzeldi. Hafif tatlı bir sıcak esintisi vardı. Bilgisayarımı tekrar çıkartırken yanıma aldığım ajandalarımdan birini daha kullanarak listeleri oluşturmaya başladım.
Bölüm Sonu.
|
0% |