Yeni Üyelik
57.
Bölüm

57. Bölüm | Tanışma

@deniz34

Bu sefer bir yere uğramadan eve geçerken herkes bizi kapıda karşılamıştı. Bu biraz şaşırmama sebep olsa da annesi olarak tahmin ettiğim kadın Can’a önce sıkıca sarıldı. Ben biraz arkada beklerken onlar kendi aralarında sarılmaya devam ediyorlardı.

Bir grup kalabalığın önünde onları izlerken Can arkasına dönüp bana baktı. Elini uzatıp elimi yakalarken hafiften beni kendine çekti. Yanındaki yerimi aldığımda bu sefer kalabalığa döndü.

“ve dillere destan güzellikteki Birce’yle tanışmak nasip oldu.” Dedi ablası mutlulukla. Karnının kocaman oluşundan hamile olduğu anlaşılıyordu.

“herkesle tek tek tanışırsın zamanla zaten. Hadi içeri geçelim, ellerin buz gibi olmuş hemen.” Dedi Can.

Herkes bir anda eve doluşurken biz de arkadan girdik. Geniş bir salonda otururken kalabalıktan sesler yükselmeye başladı. Elimdeki tatlı poşetini tutmaktan yorulurken ablası durumu fark etmiş olmalıydı ki hemen yanıma geldi.

“ben alayım onu istersen, elinde kaldı.” Dedi gülümserken.

“biraz ağır, mutfak neredeyse ben bırakayım. Sen taşıma.” Dedim ayağa kalkarken.

“peki, gel bakalım.” dedi.

“abla.” Dedi Can. Ne olduğunu anlamasam da “tamam, yemeyeceğim ya kızı.” Dedi ablası.

Can bir şey demezken birlikte salondan çıktık. Hemen karşıdaki mutfağa geçerken poşeti tezgahın üzerine yerleştirdim.

“çok düşüncelisin, çok teşekkürler.” Dedi ablası.

“ne demek, rica ederim.” Dedim ben de gülümserken. “bu arada ismini…” dediğim sırada hemen elini uzattı.

“ben Cemre.” Dedi. Elini sıkarken “ben de Birce.” Dedim.

“seni tanımayan yok ki, Can anlata anlata bitiremedi seni. Onu ilk defa böyle gördük. Ne kadar teşekkür etsek az. Biz hiç evlenmeyecek falan sanıyorduk.”

“ben bir şey yapmadım.” Dedim gülümsemeye çalışırken. Evlilik? Kimse bizim gerçek bir ilişkimiz olmadığını bilmiyor muydu?

“varlığın bile yeterli, çok tatlısın sen ya.” Dedi sıkıca bana sarılırken. Ben de kollarımı göbeğinin izin verdiğince sarıldım.

“sen de çok tatlısın, teşekkür ederim. Gerginliğimi aldın valla.” dedim ellerimi yüzüme yelpaze gibi sallarken.

“bizimle tanışacağın için mi gerildin bu kadar?” dedi kahkaha atarken. “hiç gerek yoktu, Can’ı mutlu eden kız bizi de mutlu eder.”

“neyle karşılaşacağımı bilemiyordum. Can bir anda beni davet edince aslında ilk baş istemedim, sonra sizin de tanışmak istediğinizi duyunca kıramadım.” Dedim.

“neden istemedin ki, bizimle tanışmak istemez miydin?”

“hayır hayır, sadece sizin rahatsız olacağınızı düşündüğüm için istememiştim. Hatta sizin de benimle tanışmak istediğinizi duyunca çok sevindim.”

“yaa, biz de senin geleceğini duyunca çok sevindik. Can seni getireceğini duyduğunda havalara uçtum desem yeridir.” Dedi.

Yüzümden gülümseme eksik olmazken ocaktaki çayı kontrol etti.

“bu arada akşam yemeği hazır, birazdan masalara geçeceğiz.” Dedi.

“tamam, siz nasıl isterseniz.”

“rica etsem çay bardaklarını sen ayarlayabilir misin, kolum kalkmıyor da benim.”

“hangi dolapta?” dedim hemen hala üzerimdeki montumu çıkartıp mutfak sandalyesine asarken.

“şurada, tepsiyi de ben sana vereyim hemen.” Dedi alt dolaptan bir tepsi çıkartırken.

“kaç kişiyiz?” diye sordum merakla. Hesaplayamamıştım. Herkes buradaydı resmen.

Düşünceli bir şekilde aklından saymaya başladı. “10 kişiyiz.”

Tepsiye 10 bardak koyarken çekmeceleri biraz karıştırıp yerini öğrendiğim kaşıkları tek tek içlerine koydum. Bardak altlıklarını da bulurken tepsinin kenarına yerleştirdim hemen. Şeker de bardak rafında olduğundan indirip tepsiye yerleştirmiştim.

“ne yapıyorsunuz?” diyerek arkadan Can’ın sesi gelmişti.

“hiç, ben yemekleri ayarlıyorum, masaya geçeceğiz birazdan.” Dedi Cemre.

“Birce çok yorgun, ona bir şey yaptırma.” Dediğinde Can’a ters ters baktım.

“o ne demek Can, kadın hamile zaten, elime yapışmaz.” Dedim.

“annemler halleder yemekleri falan, ikiniz de geçin içeri.”

“Can.” Dedim uyarırcasına.

“Birce, dediğimi yapar mısın? Hem sen misafirsin, buraya da dinlenmek için geldik. Yanımda olmanı istiyorum.” Dedi Can.

“ne oluyor çocuklar?” dedi annesi de mutfağa girerken.

“anne yemekleri siz ayarlar mısınız yengemle? Ablam hamile, Birce de bugün 3. Şehrinde, çok yorgunuz.” Dedi Can.

“tamam, ayarlarız çocuğum. Siz geçin içeri.” Dedi annesi.

“ben yardım ederim size, abla, sen geç içeri. İyiyim ben.” Dedim.

“Birce, daha montunu burada çıkarttın. Yorgunluktan kafanı nereye koysan uyuyacak haldesin.” Dedi Can.

“kızım, sen geç içeri, merak etme biz hallederiz.” Dedi annesi.

Can biraz daha itiraz edeceğimi anladığında montumu alıp elimi tuttu. “gel seninle biraz hava alalım, hem de evi gezdireyim.” Dedi.

“kızı üşütme.” Dedi ablası.

Can cevap vermeden yukarı kata çıkarken “burada odalar var, senin için büyük ihtimalle ablamın odasını ayarladılar. Şurası da teras.” Dedi. Terasa girerken benim de girmemi bekledi. Camla kaplı olduğundan burası pek de soğuk değildi. Evle aynı sıcaklıkta diyebilirdim. Terasa çıkar çıkmaz kapıyı kapatırken montumu sedirin üzerine attı.

“Birce, yanımdan ayrılma, dediğim gibi buraya dinlenmeye geldik. Seni olabildiğince gezdireceğim de. Sen benim misafirimsin.” Dedi.

“kocaman kadın bana hizmet ederken kendimi rahatsız hissedeceğim. Misafir de olsam ayıp, Can.”

“bir geceden bir şey olmaz. Sonra ufak ufak yardım edersin olur biter. Zaten evde de pek durmayacağız. Anca yatmaya geliriz.”

“sen baya kafanda planı yapmışsın.” Dedim.

“seni gezdirmek istiyorum. Buraları görmeni istiyorum ve çok fazla yer var. Vaktimiz sınırlı. Eğer beğenirsen ve bir daha gelmek istersen gidemediğimiz yerlere de sonra götürürüm.”

“teşekkür ederim ama bana bir açıklama borcun olduğunu da söyliyeyim hemen.” Dedim.

“ne açıklaması?” dedi şaşkınca.

Bir adım ona yanaşıp aramızdaki mesafeyi kısarken kapıya gelen giden var mı diye baktım.

“ailen aramızdaki ilişkinin gerçeğini bilmiyor, bana bir şey de demedin. Ablan evlilikten bahsedince mal gibi ortada kaldım.” Diye fısıldadım.

“sana uçakta bahsedecektim aslında ama uyuyakalmışız. Sonra da fırsatım olmadı. Sen ablama bir şey dedin mi?”

“hayır, hala gerçek sanıyorlar ama neden bunu yaptın?”

“ailemin gerçeği bilmesi demek zaten herkesin bilmesi demek. Arada bir fark yok. Kötülük için yapmazlar ama o ona söylemez bu buna söylemez derler bir anda yayılır.” Dedi.

“tamam, bilmesinler ama onları hayal kırıklığına uğratabileceğinin farkında mısın?”

“gittiği yere kadar dedik Birce, ayrıca sevgilim olmaktan hoşlanmıyor musun?”

“dayı! Yemek hazır.” Diyerek kapıyı açan minik kızla göz göze geldim. Can’ın da gözleri bana dönerken birkaç saniye bakıştık. Duymuş olabilir miydi konuşmalarımızı?

“dayıcım, sen ne zaman geldin?” dedi Can yere eğilirken.

“şimdi geldim ya işte, koştum o kadar, görmedin mi?”

“gel bakalım sen buraya,” diyerek onu kucağına alırken “peri kızları uçtuğu için sesini duyamamışım.” Dedi.

“aşağıdakileri bekletmeyelim.” Diyerek aşağı kata önden inmeye başladım hemen.

Herkes salonda oturmaya devam ederken benim gelmemle masaya geçmeye başladılar. Hepimiz masadaki yerimizi alırken annesinin yemekleri servis etmesiyle yemeğe başlamıştık. Masada bir sessizlik olmasına şaşırmıştım. Normalde alışık bir şey değildi bir karadeniz ailesi için.

“anne biliyor musun, dayım Birce ablayı neredeyse dudağından öpecekti.” Dedi bir anda kıvırcık saçlı Ceren.

Herkes bir anda bize bakarken yüzlerde Munzur gülüşler oldu.

“annecim öyle denmez herkesin içinde.” Dedi Cemre.

“sadece konuşuyorduk dayıcım, Birce ablanı öpmüyordum.” Dedi Can.

“ben de neredeyse dedim zaten dayı.” Dedi bilmiş bilmiş.

“tamam, kapatalım bu konuyu.” Dedi Cemre.

Yüzümün yandığını hissetmeye başlarken çorbamdan zorla da olsa yudumlamaya başladım.

Yemekten sonra herkes salondaki yerlerini alırken ben de tabakları en azından mutfağa götürmüştüm. Can’ın çatık kaşlarına aldırmadan tencereleri de götürdükten sonra geri dönüp yanına oturdum. Herkes sohbet ediyordu kendi aralarında. Can kolunu omzuma atarken sesimi çıkartmadım. Omzuma düşen saçımla oynamaya başladığında Eren’in kız kardeşiyle göz göze geldim. Karşımızda oturuyordu ve bizi izliyordu. Gençti, sevgili ne demek bilirdi herhalde diye düşünürken bakışlarından rahatsız olmamıştım. Can’ın babası ya da amcası baksa bu kadar rahat olmazdım sanırım.

“Ecrin, gel kız.” Diye seslendi kapıdan Cemre. Hemen yerinden kalkıp giderken isminin de böylece Ecrin olduğunu anlamıştım.

Onlar giderken bir süre daha oturduk. Sohbete Can da katılıyordu ama ben konulara Fransız olduğumdan sesimi çıkartmıyordum. Aile içi mesele konuşuyorlardı açıkçası. Benlik bir olay yoktu zaten.

 

 

 

Bölüm Sonu.

 

 

 

Loading...
0%