Kitabı kapatıp ayaklandığımda akşam karanlığı çökmek üzereydi. Tutulan omzumu hareketlerle gevşetmeye çalışırken katlı bir kağıdın masamda durduğunu gördüm. Kesinlikle bunu bırakan kişiyi görmemiştim ve masama yaklaşan kimseyi de hissetmemiştim.

Kağıdı açtığımda kendimin çizim haline denk geldim. Altında ufak bir not vardı.

İyi ki doğdun Helin. Kitapları cidden bu kadar çok sevmene şaşırıyorum. Beni fark etmemene üzüldüm.

M

Başımı kaldırıp etrafıma bakındım. Kafe ağzına kadar insan doluydu ve Murat'ın kim olabileceğini bilmiyordum. Telefonu çıkartıp kaşlarımı çattım.

Helin : Sapık mısın sen?

M : Sapık mı? Sanat icra ettim ben orada.

Helin : Benim bu kafede olduğumu nereden biliyordun?

Helin : Sapıksın sen.

Telefonu kilitleyerek hesabı ödemek için kasaya gittim. "Hesabınız yok." Ne demek yok?

Adam bir kağıt uzattığında tekrar bir not yazmış olduğunu gördüm.

"İyi ki doğdun Tavşan."

Kafeden çıkıp hızlıca evimin olduğu sokağa adımlıyordum. Gergin olmam gerekirken ben gülmeye başlamıştım. Sinirim bozulduğunda kendimi tutamadığım bir gülmekti bu.

Ailem umursamıyordu, varlığım yokluğum kadar önemsizdi. Birde beni çizen hesabımı ödeyen gizli sapık telefon arkadaşım vardı. Hayatım bundan daha iyi olamazdı. Telefonu çıkartıp mesaj yazmak için parmaklarımı ekranda gezdirdiğimde bir mesaj geldi.

M : Seni gerdiğim için özür dilerim.

M: Annen doğum gününü kutlamadı demiştin.

M : Doğum gününü kutlamayanların hepsini salla.

M : Kimsenin doğum gününü hatırlamadığını biliyorum.

M : Kesin annen bir yerden duymuştur.

M : Onun kendiliğinden hatırlayacağını düşünmüyorum.

Buz keserken gözlerim kocaman açıldı. Annemi dahi biliyor muydu?

Helin : Sana ne?

Helin : Kutladı yada kutlamadı

Helin : Seni ilgilendiren bir durum görmüyorum.

Helin : Beni rahat bırak

M : Her doğum gününde senin doğum gününü kimse kutlamasa bile kutlayan ben olacağım demiştim.

Helin : Böyle gizli kapaklı bir şekilde mi?

Helin : Madem geçmişten birisin neden beni çizip fark etmeden ortadan kayboluyorsun.

M : Ben sözümü tutuyorum Helin.

Bana kimse böyle bir söz vermemişti ki.

M : Sözünü unutan sensin.

M : Beni hatırlamayan

Helin : Gerçekten kimsin?

M : Bir dost.