"Can I answer this? Helin." Başımı kaldırdığımda kollarını çaprazlamış bir şekilde bana gözlerini dikmiş öğretmeni gördüm.

Neyi cevaplamamı istiyordu ki?

"Dikkatim dağıldı. Soruyu tekrarlar mısınız?" Zaman kazanmaya çalışıyordum. Öğrencilikte her şey mubahtı.

"In English, please!" İngilizce dikkatim dağıldı nasıl diyebilirdim ki?

"Derse odaklan." dedi Türkçeye geçerken. Başımla onaylayıp telefonun ekranını kilitledim, masanın üzerine koydum.

Murat'a adresimi veren bendim ve sarhoşmuşum. Ben sarhoş olmazdım ki. Geçen yaz çok içtiğim zamanı hatırlıyordum. Ama onda bile çok kendimden geçmeden odama geri dönmüştüm. Kimseyle konuşmamıştım ki.

Dikkatimi dağıttığı için Murat'a öfkeliydim. Hayır. Onu tanıyalı daha birkaç gün olmuşken bu kadar öfkelenmiş olmamdan dolayı kendime kızgınım.

Onun tanıdığın biri olduğunu ve unutmuş olmandan dolayı suçluluk çektiğin için kızgınsın Helin.

Helin : Benimle ilgili bunca şeyi nasıl bilebilirsin.

Helin : Beni bu kadar iyi biliyorsan ben seni niye hatırlamıyorum?

Helin : Neden kim olduğunu gerçekten söylemiyorsun?

M : Ben Murat.

Ofladım. Murat demekle onun kim olduğunu çözmemi beklemesini anlamıyordum. Mahallede kaç Murat vardır?

Helin :Neyse boş ver.

Helin : Sen beni bilmeye devam et. Ben böyle bilinmezlikle konuşmak istemiyorum

Helin : Sakın bana yazma

M : Sen yazarsan?

Helin : Sana ASLA yazmayacağım!!!

M : Peki.

Bacaklarımı sallarken bakışlarımı tekrar tahtada ders işleyen öğretmene kaydırdım. Dersten bir şey anlamıyordum çünkü aklım Murat'ın kim olduğundaydı. Asu geçen yaz benimleydi ve dağıttığıma şahit olması olasıydı. Belki de o zaman kiminle konuştuğumu görmüştü.

M : Kimsenin sana tek bir çiçek alıp vermediğini söylemiştin.

M : Evine göndermemeliydim.

M : Fakültede vermeliydim belki de. Özür dilerim.

Hem aynı mahallede hem de fakültedeydik. Kaç tane Murat olabilirdi ki?

Helin : Özür mü dilersin?

Helin : Bana kimsenin çiçek alıp almaması seni değil beni ilgilendirir.

Helin : Telefon ekranının ardına gizlenip hayatıma burnunu sokma.

Niye bu kadar öfkeleniyorsun Helin? Mesajları görmezden gelirsin, olur biter.

M : Bende beni ne zaman kendi hayatından iteceksin diye düşünmüştüm.

M : Bu kadarı bile fazla geliyor sana değil mi?

Helin : Sen benim hayatımda yoksun ki!

M : Ama sen benim hayatımda varsın

M : Bana diğerleri gibi bakmadığın o zamandan beridir varsın.

Murat kimdi? Diğerleri gibi bakmaktan kastı arkadaşça olmadığı kesindi.

Helin : Fakültedeysen karşıma çık.

M : Kavga mı edeceğiz?

M : Seni omzuna astığın palto ve elindeki tespihle görmekten korkuyorum jsjsjsj

Sesli bir şekilde güldüğümde hızla kendimi toparladım. Allahtan öğretmen anlattığına o kadar odaklanmış olacak ki beni duymamıştı.

Helin : Seni tanımıyorum ama senin hayatında olduğumu iddia ediyorsun. Kendini göster dediğimde nazlanıyorsun.

Helin : Ayrıca Raif haber alamadığını düşünüp hayatına devam etti. Maria'nın hasta olduğunu nasıl bilebilirdi?

Helin: Hem Raif kimsenin ilk tercihi olmamıştı. Maria kitap boyunca hep istersem şunu da yaparım bunu da yaparım diye muallakta bıraktı kendini.

Helin : Raif tüm bunlarla Maria'nın kendisinden vazgeçtiğini düşünebilir.

Helin : Maria kendisi her ihtimali gerçekleştirebileceğini defalarca kez söyledi.

Helin : SUÇU RAİFE ATMA

M : Raif-ben ne alaka şimdi?

Helin : Gönderdiğin çiçekte yazdığın notu söylüyorum.

M : Konu kitaplar olursa demek konuşabiliyormuşsun.

M : Hırçın olmadan.

Helin : Sus

M : Tamam :)