Sözde kutlama benim içindi ama şimdiden yalnız başına oturmuş Asu'nun biriyle dans edişini seyrediyordum. Ben kimim? Neden buradayım? Sorular müzik ve leş gibi kokan mekan yüzünden kafamın içinde amaçsızca dolanıyorlardı.

Barmenin verdiği suyu nefes almadan kafama diktiğimde mideme kadar yandığımı hissettim. Suratımı buluştururken bardağı bıraktım ve yanlışlıkla Asu'nun içkisini içtiğimi anladım. Lanet. Ben içki içmezdim ki.

Uzanıp kendi bardağımdaki suyu içtiğimde genzim bir daha yandı. Bu lanet kıza su içeceğimi söylemiştim. Bana içki mi istemişti? Barmene işaret verim elimle içmek anlamında işaret yaptım ve su dedim. Uzattığı bardağı diktiğimde ufak bir küfür savurdum. Yine içki.

Müstahak bana. Asu'nun ipiyle bilmediğim kuyulara inersem olacağı buydu.

Helin : Asu ben kaçıyorum. Eğlenceni bozmak istemedim. Evde görüşürüz.

Hızla ona mesaj atıp mekandan ıssız sokağa çıktım. Müzik hala kulaklarıma ulaşıyordu ve içtiğim her ne zıkkımsa midemi bulandırıyordu. Eve yakın bir mekanda olduğumuz için biraz yürürsem eve varabileceğim için yürümeye başladım.

Garip bir ruh halindeydim. Oturup ağlayabilirdim ki öyle yapıp kaldırıma çöktüm ve ağlamaya başladım. Hani birikmiş bastırılan o duygular bir anda patlardı ya. O anı yaşıyordum. Telefona baktım ve annemin sonraki günler gönderdiği mesajları okudum.

Annem : Abini arayıp mutlu olduğunu söyle

Annem : Abine kaba davranma

Falan filan. Annemin gözdesi abimdi. Tam bir erkek çocuk hastasıydı. Beni büyüten babam olmuştu. Onun gibiydim. Kitap okurdum. Çiçekleri severdim. İstanbul'a aşıktım çünkü babam hayatının en güzel anlarını burada yaşamıştı.

Helin : Murat ?

Helin : Hiç istemediğin biri olmak zorunda bırakıldın mı?

2 dakika sonra mesaj geldi.

M : Evet.

Helin : Bundan nefret ettin mi?

M : Evet

Helin : Peki bundan nasıl kurtuldun?

M : Beni istedikleri kalıplara koymaya çalışanlara arkamı döndüm

M : Her şey yolunda mı?

Helin : Olmasını isterdim

Helin : Her şey yolundaymış gibi davranmaktan sıkıldım.

M : Anlat bana

Helin : Durduk yere ağlamak istiyorum.

Helin : Sonra susup düşünmek

Helin : Düşündükçe daha çok ağlıyorum.

M: O zaman çok fazla düşünme Helin.

M : Düşünmek canını sıkıyorsa boş ver.

Helin : Zihnimde bir boşluk var.

Helin : Düşünmekten ziyade o boşluğu tamamlayamamak canımı sıkıyor.

M yazıyor...

Helin : Bir şeyi özlüyorum.

M çevrimiçi

Helin : Neyi özlediğimi bilmiyorum ama özlüyorum.

M : Ben biliyorum (Gönderilmedi)

M : Gökyüzüne bak. Yıldızlar seni izliyor.

Helin : Yıldızlara bakmak istedim. Ama yoklar.

Başımı kaldırdım ama gökyüzünde yıldızlar yoktu.

M : Her gece 12 den sonra yıldızları görebilirsin. Şu an açık olmalılar.

Saat 01:46'dı.

Helin : Mahallede değilim ki.

M yazıyor...

Helin : Biraz başım dönüyor.

M : Neredesin?

Etrafıma bakındım. Neredeydim ben?

Helin : Kayboldum.

M : Bana konum at

Onu görebilecek miydim yani? İstemsizce gülmeye başladığımda bir yandan yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Kesinlikle iyi değildim.

Konum attım.

M : Bir yere ayrılma sakın.

Ayrılmaya enerjim yoktu zaten.