M : Bugün sakin misin?

Helin : Sakin olmayan halimi mi gördün?

M: Şey-

Helin : Dün dünde kaldı. Sakın konuyu açma.

M : Tamam. Ben başka bir şey için mesaj attım sana.

Helin : Ne için?

M : Başka kitaplarını da ödünç alabilir miyim?

M :Bunu çok sevdim.

Helin : Ben karşılığında ne alacağım?

M :Ne istersin?

Helin : Kitaba karşılık sesini istiyorum.

Birkaç dakika mesaj gelmedi. Sesi bu kadar değerli miydi?

M : Kabul.

Helin : Tamam veririm.

Helin : Şimdi okuyup bitirdiğin kitap ile ilgili ne düşünüyorsun?

M : Genç Werther'i anlamam normal mi?

Genç Werther'in Acıları, kitabımı götürmüştü yanında. Kitap, Werther'in ilk görüşte aşık olduğu ve sonrasında aşık olduğu kişi için fark edilmeyi bekleyen imkansız bir aşkı anlatıyordu. Umutsuz bir aşkı...

Helin : Daha önce platonik aşık olduysan Werther'i anlaman çok normal.

M : Sen anladın mı?

Bana aşık olup olmadığımı mı soruyordu?

Elim ekranda duraksadı. Neden kalbimde bugüne kadar seveceğim birinin olmadığını düşünmeye başladım. Yaşım 20'di. Bir çocukluk aşkım dahi olmamıştı. Annem erkek çocuklarına düşkünse bende o kadar nefret edip uzaklaşmıştım onlardan. Hayatımda sevdiğim tek erkek babamdı.

Helin : Konu ben değilim. Werther!

Helin : Werther gerçi normal değil. Onun aşık olduğunu bile düşünmüyorum. Aşıksa bile bencilce bir aşık. Kim ardından mektup bırakıp "üçümüzden biri ölmeliydi. O benim." der ki?

Helin : Yani çekip gitse kadın üzülmeyecek. Bir iki gözyaşı sonra hayatına bakacak.

Helin : Ama ısrarla kadının hayatında bir şekilde yer kaplayıp ölümünün sorumluluğunu ona yıkarak intihar ediyor.

M : Aşık olan her şeyi yapmaz mı?

Helin : Aşkı pardon ama götünden anlayanların uydurduğu bir şey bu.

Helin : Aşk onun için ölmek değil onun için yaşamaktır.

Helin : Ölmek çok kolay. Asıl mesele aşkınla yaşayabilmekte.

M : Aşık olmadığını iddia ediyorsun ama aşık olmuş gibi konuşuyorsun.

Buna cevabım yoktu. Kitap okudukça mı yoksa çevreyi yeterince gözlemlediğimden mi bilmiyorum ama yaşamadığım duyguları bile analiz edebiliyordum. Yaşamışım gibi hayatıma entegre ediyordum.

M : Hiç birine aşık oldun mu?

Helin : Bilmiyorum ki.

Helin :Nasıl anlaşılıyor?

Helin :Sen biliyor musun?

M : Bildiğim tek bir şey var.

M : Aşk döndüğün her yolun, sonunda onun varlığını beklemek.

Birkaç saniye ne yazacağımı kestiremeden duraksadım. Her yolun sonunda onu beklemek mi? Bu cevabı hatırlıyordum. Ama nerede?

Helin :Aşk o yolu beraber gidebilmek.

M yazıyor...

M çevrimiçi

M : Bu cevabı bilerek mi verdin?

M : Yani içgüdüsel mi yoksa bile isteye mi?

Gözlerimi kıstım. Sanırım farkında olmadan içgüdüsel bir şekilde yazmıştım.

M : Cevabın çok önemli.

Helin : içgüdüsel.

Helin : Neden sordun ki?

M : : )

M : Aynı cevabı senden ikinci kez duymaya sevindim o halde.

Helin : Daha önce söylemiş miydim?

Helin : Senin cümleni anımsadım ama ne zaman nerede olduğunu bilmiyorum.

M : Boş ver :)

M : İçgüdülerine minnettarım Tavşan.

Telefonuma bakakaldım. Geçmişten zihnime üşüşen anılarım vardı ve bu kopuk anılarımın birleştirici noktasıydı Murat.

Hatırla Helin. Zorla zihnini. Murat kim?

Düşün Helin.