@deniz_44
|
"Kolay gelsin Mustafa amca." dedim 32 diş sırıtarak. Başını kaldırıp beni gördüğünde yaşlı yaşlı güldü. Nasıl oluyor bilmiyordum ama yaşlıların hepsinin gülüşleri ortak gibiydi. Hatta aynıydı. Mahalledeki Ayşe teyze bile bana güldüğünde aynı dudak kıvrılışını yapıp aynı şekilde gözlerini kısıyordu. "Hoş geldin Helin kızım." dedi. Alacaklarımı alıp yanına ödeme yapmak için gittiğimde poşetlemeye başladı. "Murat ekmek almamı istedi. Hazır buraya gelmişken." dediğimde kaşlarını çattı ve şüpheyle süzdü beni. "Evi uzakmış buraya ya üşendi sanırım." "Senin oturduğun apartmanın karşısında oturuyor, nasıl uzakmış evi?" dedi Mustafa amca. Ya yerim seni yaşlı kurtarıcım. Demek Murat karşı apartmanda oturuyordu. "Tembel işte." dediğimde cık cıkladı ve ekmeği de poşete koyup bıraktığım parayı bozarak geri verdi. "Kolay gelsin." dedim ve eve doğru yürümeye başladım. Beni bu kadar iyi gözetlemesinin sebebi karşı apartmanda oturuyor olmasıydı. Helin 1- Murat 0 "Asu?" diyerek evin kapısını gürültüyle kapattım. "Helo geceden kalmayım. Lütfen bağırma." Elinde kahvesiyle oturma odasında dikilen Asu'ya kocaman gülümsedim. "Murat'ı buldum." dedim nefes nefese. Anlamsız bir ifadeyle baktı. "Murat'ı buldum. Karşı apartmanda oturuyormuş." dedim bir kez daha. Kendini koltuğa atıp bacaklarını sehpaya uzattı. "O kim?" dedi. "M. Mesajlaştığım var ya." Gözlerini kocaman açtı ve şaşkınlıkla cama baktı. "Vay şerefsiz. Bu geceleri dürbünle seni gözetliyordur da." Yapmıyordur ya. Ya yapıyorsa? "Saçmalama. Bizim güneşlikler hep kapalı olur. Fitneye getirme beni Asu. Yardımın gerek." dediğimde başını salladı ve devam etmem için elini salladı. "Apartmana girip onu bulmam lazım." "Sana yüzünü göstermeyen sapığın yüzünü onun gibi sapıklık yaparak mı öğreneceksin?" Duraksadığımda güldü. "Ben varım. Ama beni yarım saat rahat bırak ki kendime geleyim. Sonra söz senin sapığı bulacağım." "Ona sapık deme." "Tamam içimden derim." Kahvesini yudumlayıp pencereleri işaret etti. "Perdeleri çek. Adam böyle rahat gözetleyemiyordur seni." Dil çıkartıp telefonumla beraber odama gittim. M : Kitabımı seçtin mi? Sen ne cüretle kitaplarıma kitabım dersin bre cahil. Sakin ol Helin. Helin : Kitabım mı? M : Senin kitabın benim kitabım. M :Benim ceketim senin ceketin. Helin : Sana kendi KİTAPLARIMDAN birini seçtim. M : ksjdksdjf M : Kitaplarını benden kıskanıyor musun sen? Helin : KİTAPLARIM sadece bana ait oldukları için neden kıskanayım ki? M : KİTAPLARINDAN birini nerede ödünç vereceksin bana? Helin : Bu gece. Bizim apartmanın önüne koyacağım. M : Kabul. "Ayıldım." diye odaya girdi Asu. "Şimdi sapığı yakalamaya gidebiliriz." Kitaplığıma gidip bir kitap çıkarttım ve kaşlarımı kaldırdım. "Kitaplar sadece okunmak için değildir." dediğimde alık alık bakmaya başladı. Gözlerimi devirip mesajları gösterdiğimde başını sağa yatırıp bana baktı. "Kitabı bırakıp onun yüzünü göreceksin?" dedi şüpheyle. "Eğer maske takmazsa." Kitaba baktım. Stefan Zweig'dan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını bırakacaktım. Sonra da onu görecektim. |
0% |