Yeni Üyelik
27.
Bölüm
@deniz_44

Elimdeki kitabın sayfalarını çeviriyordum. İki gündür sindire sindire okuyordum her satırını. Bir kitabın okuyan kişinin yüreğine ait parçalar taşıdığını biliyordum. Yüreğime ait o iyi kötü her duyguyu hatırlatan cümleleri çizmiştim bende. Tıpkı Murat'ın bana verdiği şiir kitabına yaptığı gibi.

Şiirlerden tamamlanan bir Murat vardı zihnimde. Yüzünü görmeden tanıdığım için mutlu olduğum...

Orhan Veli Kanık'ın bütün şiirlerinin olduğu bir kitaptı. Parmak uçlarım altını kurşun kalemle çizdiği satıra değdi.

Bekliyorum

Öyle bir havada gel ki,

Vazgeçmek mümkün olmasın.

Bir sayfa daha çevirdim.

Bilmezdim

şarkıların bu kadar güzel,

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Onun çizmediği ama benim beğendiğim bir alıntıyı mesaj olarak ona yazarken bir yandan kırmızı silinen kurşun kalemimle de satırı çizdim. Kitabına iz bırakmamı istemişti. Onun için sorun yoktu.

Aklıma sevdiğim bir şiiri yazıp göndermek fikri geldi. Ne zaman ezberlediğimi veya nereden bulduğumu hatırlamıyordum. Ama bana en yakın olan satırlarmış gibi geliyordu.

Helin : Öyle bir havada gel ki / Vazgeçmek mümkün olmasın

M : Beni şaşırtmaya devam et Tavşan.

M : Bu şiirin devamını hatırlıyor musun?

Biliyor musun diye sormamıştı. Hatırlıyor musun diye sormuştu. Bu şiiri ondan mı öğrenmiştim?

Helin : Evet.

Helin : belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.

Helin : hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,

Helin : hiçbiri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.

M : hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.

M : hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.

M : hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

"unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, / sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki / yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre. / öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın... " Şiirin sonunu dile getirdiğimde satırların anlamlı geldiğini fark etmiştim.

O gerçekten sevdiğimiz adam olabilir mi Helin? Geçmişte aşık olduğumuz biri.

Kalp atışlarım hızlanırken bir şiir kitabına bir telefondaki mesajlara bakıp durdum. O hayatımda bir yerlerdeydi ve ben o yeri hatırlayamıyordum.

Helin : Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Helin : Mısralarımda;

Helin : Dokunabilir misiniz,

Helin :Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bu satırları onun çizdiği gibi kendi kalemimle çizmiştim.Acaba oda ağlıyor muydu benim kadar, bilmiyorum ama kırılgandı. Çizdiği satırlardan bunu anlayabiliyordum. Umursadığı ve üzüldüğü bir şeyler vardı. İçten içe onu kemiren...

Helin : Gözyaşlarına dokunabilir miyim?

M : Ben ağlamayı bıraktım

M : Gözyaşından nefret ederim.

Helin : Benim kitaplardan sonra en büyük dostlarım onlar.

Helin : Her daim benimleler :)

M yazıyor

M çevrimiçi

M : Seni olduğun gibi kabullenmeye sonuna kadar ama senin ağlamanı kabul etmiyorum. Sen bu dünyaya gülüşünle nefesim olmaya geldin. Başkaları yüzünden ağlamaya değil...

Helin : Hangi şair?

O yazmıştı. Ama yine de soruyordum. Ezberlemiştim bu cümleleri. O çizdiği resme baka baka ezberlemiştim.

M : Şairi tanımazsın.

Helin : Kitabı yok mu?

M : Hayır

Helin : Çizip ceketinde unuttuğun resmin altında da bu yazıyordu.

M : Unutmadım.

M : Bilerek bıraktım.

M : Satırları ezberleyecek kadar çok mu baktın çizdiğim resme?

Helin : Beni yakaladın. Kabul ediyorum.

Helin : Üzerindeki yazıyı sen mi yazdın?

M :Evet

M : Senin için.

M : Sana geri verdiğim kitapların iç sayfalarını hiç kontrol ettin mi?

Hayır.

M : Resimlerimi bu kadar seveceğini tahmin ederek birkaç resim bırakmıştım.

Nasıl kontrol etmem ki? Oturduğum yerden kalkıp bugüne kadar Murat'ta olan kitaplarıma göz gezdirdim.

Birinde sokak lambasının olduğu direğe kollarımı bağlamış bir şekilde uyuyordum. Sarhoş olduğum gün müydü? Arkasına yine bir şeyler yazmıştı.

Sen bana bakma. Ben senin baktığın yönde olurum.

~Özdemir Asaf~

Başka bir resimde apartmanın merdiven basamağına oturarak yüzümü dizlerime gömmüştüm ve yanımda maskeli bir şekilde kendini çizmişti. Şapkasız.

Şapkasını ben apartmana girerken çıkartmıştım. Sonra geri başına takmıştım. Şapkasız halini beğendiğim için mi kendini öyle çizmişti. Gülmeye başladığımda kağıdın arkasında yine yazı yazılmıştı.

Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler.

Gözyaşlarından nefret ediyorum.

M

İlk cümle Genç Werther'in Acıları kitabından alıntıydı. İkincisi de onun söylediği...

Elimdeki kağıtlarla tekrar oturdum koltuğa ve telefonumda mesaj yazmaya başladım.

Helin : Bana seni anlat.

Helin : Seni unutmayacağım kadar ruhuma işle.

Helin : Bana seni kalem olmadan ruhuma çiz.

Helin : Zihnim unutsa bile ruhum asla unutamasın.

M : Hangi şair?

Helin : Murat'ın yüzünü hatırlamayan Helin adında bir şair.

M yazıyor...

M çevrimiçi

Helin : Yüzünü görmek istiyorum.

M : Tamam.

M çevrimdışı

Perdeyi çekip camdan dışarı baktığımda karşı apartmanın 2. katındaki perde hızla çekildi. Murat olabilir miydi? Yine de bu blöfe değerdi.

Helin : Buldum seni komşu

Cevap gelmedi. Telefonu koltuğa bırakıp bakışlarımı 2. kata diktim. Başka hareketlilik bekledim ama olmadı. Uyuyana kadar telefonuma mesaj dahi gelmedi. Demek yakalanınca saklanıp sessizleşiyorsun.

Helin : Sıradaki adımın yüzünü görmek olacak.

Helin : Hazır mısın?

Loading...
0%