Yeni Üyelik
30.
Bölüm
@deniz_44

Orhan Veli Kanık'ın kitabı hala elimdeydi. Bana vermişti ve nedense birkaç kere baştan sona okumuştum şiirleri. Yine elimdeydi ama bu sefer okumuyordum. Sadece düşünüyordum. Etraf sessizdi. Asu gitmişti. Mahallede kimse nefes bile almıyormuş gibiydi. Hatta evlerden gelen ne televizyon ne çatal kaşık sesi vardı. Bugün yalnızlığımı gösteriyordu evren bana.

Asu giderdi. Çünkü neden kalsın ki. Onun kendi hayatı vardı. Kendi hayatına bakmak tabi ki hakkıydı.

Babam gitmişti. Benim mezuniyetimi hatta düğünümü göreceğine söz verip ölmüştü. Bunu o kontrol edemezdi biliyordum. Sadece yalnızlık hissini çok net hissediyordum. Verilen sözlerin bir anlamı olmadığını ve illaki yalnızlığa mahkum kalacağımı biliyordum.

Kitabı masaya bırakıp soğumuş papatya çayımı yudumladım. Gözlerim ışıkları kapalı olan Murat'ın evine kaydı. O da yoktu. Herkes gibi.

Derin nefes alıp telefonu elime aldım ve Asu'ya yazmaya başladım.

Helin : Her şey yolunda mı?

Asu : Yeni vardım. Alihan beni almaya geliyor.

Alihan abisiydi.

Helin : Bir şey yapabileceksem söyle hemen yaparım.

Helin : Gel dersen hemen gelirim.

Asu : Teşekürler Helo

Asu : İyi ki varsın.

İyi ki varım. Yalnızlığımla.

Telefonu sehpaya koyup örtüye sıkıca sarılarak gökyüzüne bakmaya başladım. Murat'ın yaptığı yapay yıldızların yanmasına daha 2 saate yakın bir süre vardı. O yıldızları seviyorum çünkü gökyüzü kapalı olsa bile yok olmadan yanmaya devam edebiliyorlardı.

Kafama sertçe bir şey çarptığında irkilip şaşkınlıkla baktım etrafıma. Kucağımdan yere düşen kağıda sarılı dikdörtgen bir pakete baktım. Bildiğin gazete kağıdına sarılıydı. Başımı kaldırdığımda Murat'ın kendi evinin balkonunda maskesi ve şapkasıyla bana baktığını gördüm. Telefonunu salladığında bakışlarımı telefonuma çevirdim.

M : Karadeniz'de gemilerin mi battı?

Helin : Evde de maske ve şapkalı mısın?

Helin :Ayrıca bomba gibiyim.

M : Bomba gibi olduğunu biliyorum :)

Gözlerimi kısıp ona baktığımda karanlıktan dolayı seçemediğim gözlerine odaklanmaya çalıştım, telefonum tekrar titredi.

M : Maskem ve şapkam sana özel

Helin : Hiç sevmiyorum onları

Helin : Ne zaman yüzünü göreceğim?

M : 30 Şubat'ta.

Kaşlarımı çattım. Dalga da geçermiş.

Helin : Sen az önce kafama ne attın?

Yüzünü benden gizliyordu çünkü onu hatırlayamamamın intikamını alıyordu. Lanet.

M : Aç bak.

Bakışlarımı pakete çevirdim. Cidden kafama bunu atmış mıydı? Paketi yırtıp açtım. İçinden çikolata çıkmıştı. Dudaklarım kıvrıldığında çikolataya yapıştırılmış kağıdın üzerindeki resmime baktım. Yukarı doğru somurtarak bakan bir adet ben vardım. Arkasını çevirdiğimde yazdığı satırları okumaya başladım.

Çikolata endorfin salgılayarak mutlu olmamızı sağlarmış. Yani külliyen yalan. Bir çikolata mı güldürecek? Hayatta inanmam. Seni güldüreceğini bilsem dünyadaki bütün çikolataları sana getirirdim. Neyse ki buna ihtiyacım yok. Çünkü şu an gülüyorsun. Sadece yazdıklarımı okurken.

~M

Hayır gülmüyordum.

Yanaklarım niye acıyordu o zaman? Oha.

Ben gülüyordum.

Bakışlarımı ona çevirdiğimde şapkasını çıkartıp saçlarını eliyle dağıtarak başını sola yatırdı. Elimdeki çikolatayı sıkarken gülümsememi silmeden onu hatırlamaya çalıştım. Hayatıma aniden giren ve beni sürekli iyi hissettiren birini unutmuş olduğuma inanamıyordum.

Dudaklarımı birbirine bastırırken bakışlarımı elimdeki çikolataya çevirdim. Yavaşça paketi açarken gözlerimin sulanmasına engel olamadım. İyi değildim. Ara sıra durduk yere ağlayasım geliyordu. Şimdi gülerken aniden ağlamak gibi...

Arkamı dönüp içeri girdim ve balkonun ışığını kapatıp tekrar balkona çıktım. Ben onu göremiyorsam o da beni görmesin istedim. En azından sürekli ağlak halime denk geliyor olması sinir bozucuydu.

Çikolatayı sessizce yerken telefonumu elime aldım.

M : Hadi ama ışıkları neden kapattın?

Helin : Durumumuzu eşitlemek istedim.

Helin : Sonuçta seni göremiyorum.

Helin : Sende görme beni.

M : Bundan hoşlanmadım.

M: Haksızlık

Duraksayarak bir kaç saniye yazıp sildim mesajı.

Helin : Nasıl yapıyorsun bunu?

M : Neyi?

Helin : Ne zaman ağlayacak olsam bir şekilde belirmeyi (Gönderilmedi)

Helin : Beni güldürmeyi ( Gönderilmedi)

Helin : Bana iyi gelmeyi (Gönderilmedi)

Helin : Aniden karanlıklar içinden çıkmayı.

Helin : Evde yoktun.

Helin : Işıkların yanmıyordu.

M : Beni mi gözetledin?

Tekrar güldüm.

Helin : Senin beni gözetlediğin gibi.

Helin : Ama buradan senin katını göremediğimden sadece ışıklarla evde olup olmadığını anlıyorum.

M : Ben ışıkları genelde yakmam ki

Neden?

M : Karanlığı seviyorum.

Başımı kaldırdığımda dirseklerini balkon kenarına yaslayıp eğilmiş bir şekilde telefonuna baktığını gördüm.

Helin : Güzel duygular hissettiren birine göre fazla karamsar.

M : Güzel hissettirmem, güzel hissettirmenden.

Dudaklarım aralanırken gözlerimi kırpıştırdım. Kitap gibi çocuktu. Maşallah.

M : Kabul et düştün

Seslice güldüğümde bakışlarımı telefon ışığı vuran yüzüne odaklamaya çalıştım.

Helin : Düştüm

Mesajı yazdıktan sonra çikolatayı yemeye başladım. Bakışlarım onun balkonundaydı. Onun ki de bendeydi. Birbirimizi tamamen göremiyorduk. Varlığımızı hissediyorduk. Karanlıkta kalmış iki varlık.

Tam da bize özel.

Ne özeli? Ne bizi? Kendine gel Helin.

Gökyüzündeki yapay yıldızlarım yandığında son kez titreyen telefonuma baktım.

M : Yıldızlara bugün ikimizin de ihtiyacı var gibi.

Helin : Moralin mi bozuk senin de?

M :

M : Yoo iyiyim djfdksfj

Helin : Senin neden yıldızlara ihtiyacın var?

Helin : Sen söylersen bende söylerim.

Alt dudağımı dişlediğimde telefon ışığı vuran yüzüne çevirdim bakışlarımı. Gözlerini kısarak bakıyordu telefonuna.

M : Söz mü?

Gülümsedim.

Helin : Söz sana neden böyle hissettiğimi söyleyeceğim.

M : Babamla biraz tartıştık.

Parmaklarım ekranda dolaşırken nedenini sormak için yazdığım mesajı silip derin nefes aldım. Nedenini sorarsam onun kişisel alanını işgal eder miydim?

O da seninkini etmiyor mu ara sıra Helin?

Ediyordu.

Helin : Neden?

Helin : Özelse anlatma

Helin : Anlatırsan dinlerim.

Helin : Teknik olarak okurum yani.

M : Babam biraz baskın biri.

M : Hayatımızı planlar, planladığı gerçekleşmediğinde de hayatımızı çekilmez hale getirir.

Helin : Babanla aranız iyi değil mi?

M : Değişiyor.

M : Bazen onu kendime yakın hissettiğim gözleriyle bakıyor ve diyorum tamam, bu adam benim babam.

M : Bazen de-çoğu zaman- görmek istemiyormuş gibi bakıyordu.

M : Bugün o anlardan biriydi. Varlığımdan nefret ediyormuş gibiydi.

Bundan nefret ediyordum. Maddi ve manevi destek olamayacaksanız neden çocuk sahibi oluyordunuz ki? Neden sevilmeyen ve destek görmemiş yüzlerce, binlerce kişinin sebebiydi bazı ebeveynler?

Murat'ın acısını özümsedim. Anladım. Ebeveynin tarafından dünyanın en pislik insanıymışsın gibi davranılmasını iyi biliyordum.

Helin : Bazı insanlar ebeveyn olamıyor ne yazık ki.

M : Öyle.

M : Çocuk sahibi olmanın iki foto çektirmek olduğunu sanıyorlar.

M : Başarılı bir evlilik için çocuk yapma işini başardıklarını tasdiklemek için.

Helin : Kim ne hissederse hissetsin

M yazıyor...

Helin : Ben varlığından nefret etmiyorum.

M çevrimiçi

M yazıyor...

Helin : Varlığın garip bir huzur veriyor

M çevrimiçi

Helin : Düştün değil mi ?

M : jasklsdjkflsjdkf

M : Düştüm

M : Senin moralin neden bozuk?

Helin : Sevilmeyen çocuk vakası shkfjh

Helin : Abim annemin favorisi

Helin : Ara sıra sinirimi bozarlar.

M yazıyor..

M çevrimiçi

M : Şu an sinirli misin?

M : Nasıl hissediyorsun?

Helin : Yalnız hissediyorum (Gönderilmedi)

Helin : Bazen boğuluyormuş gibi hissediyorum(Gönderilmedi)

Helin : Güçsüz hissediyorum(Gönderilmedi)

M yazıyor...

Başımı kaldırdığımda şapkasını ters bir şekilde başına takmış bir şekilde telefon ekranına çattığı kaşlarıyla bakıyordu.

Helin : Artık iyiyim.

M : Bir gün yazıp silmeden ne düşünüyorsan yazacaksın.

M : O zaman senin bana anlattığından çok daha fazlasını hissettiğini düşünmeden seni tek seferde anlayacağım.

M : Çikolatayı ye.

M : Gülümse Tavşan.

M : Ailelerimiz bizim seçimiz değil. Onlar sadece hayatımızın ufak bir parçası

M : Ufak bir nokta.

M : Bunun için balkonda yalnız oturulmaz.

Helin : Sen neden yalnızsın?

Helin : O evde tek yaşıyorsun

Helin : Ailen olmadan

Helin : Ev arkadaşın var mı?

M : Tek olmak benim seçimim

M : Karşımdaki insanların düşüncelerini gözlerinden okuyabiliyorum

M : Genelde benimle ilgili ilk izlenimler hoş olmaz.

M : Ama yalnız değiliz Helin.

Sanki birbirimize sahipmişiz gibi garip bir güven sardı etrafımı. Yalnız değiliz Helin. Çünkü birbirimizin yanındayız.

Helin : Seninle ilgili ilk izlenimden dolayı mı yüzünü göremiyorum.

Helin : Geçmişte unutmamda etkili tamam. Ama asıl sebebi bu değil, değil mi?

M : Evet Tavşan.

Helin : Seninle ilk izlenimim için yüzüne ihtiyacım yok.

M : İlk izlenimin ne o zaman?

Onu kışkırtırsam bana kendini gösterir miydi? Çok riskliydi ama denemek istiyordum. Onu görmek istiyordum.

Yapma Helin. Yapma.

Helin : Yüzünü göstermeyecek kadar korkak olman senin hakkında ilk izlenimim.

M çevrimdışı

Başımı kaldırdığımda kalp atışlarım göğüs kafesime şiddetle çarpıyordu. Balkondan içeri girdi ve kapıyı kapatışı sokakta yankılandı.

"İyi bok yedim." diye mırıldanırken oturduğum yerden kalkarak içeri girdim.

Loading...
0%