Yeni Üyelik
31.
Bölüm
@deniz_44

Helin : Günaydın (Gönderilmedi)

Helin : Dün kırdım mı? (Gönderilmedi)

Gözlerimi ovuşturarak telefona bakıyordum. Dün yüzünü göstermeyecek kadar korkaksın demiştim ve o zamandan beri aktif olmamıştı. Telefonu yatağa atıp odamdan çıktım. Murat yüzü konusunda hassastı. Bunu artık daha net bir şekilde anlıyordum.

Unutup üste çıktın bir de Helin.

Elimi yüzümü yıkarken mutfakta kendime kahve demlemek için su kaynattım ve gidip bir muzu yemeye başladım. Göz ucuyla pencereye bakarken ağzımdaki lokmayı çiğnemek işkence halini almıştı. Oflayıp yatak odamdaki telefonumu alarak mutfağa girdim. Sandalyeye otururken gözlerimi kısarak ekrana baktım.

Helin : Günaydın

Başka nasıl giriş yapabilirdim ki?

Helin : Selam

Helin : Helloo

Gözlerimi devirdim. Ne saçmalıyorum ben? Telefonu tezgaha bırakıp kahvemi demledim ve kitabımla beraber oturma odasına gittim. Koltuğa yayılırken kahveyi yavaşça yudumladım. Bana cevap yazmazsa ne yapabilirdim ki?

Hale : Helin merhaba

Hale : İstanbul'dayım

Hale : Seninle konuşabilir miyiz?

Hale'yi severdim ama bence biraz aptaldı. Abime aşık olmasının başka açıklaması yoktu çünkü.

Helin : Siz kimsiniz?

Hale : Abinle ben

Helin : Hale şu an çok iyi bir zamanlama değil.

Helin : Başka bir zaman konuşalım mı seninle?

Hale : Evleniyoruz biz Helin. Sevdiğim adam senin için üzülüyor.

Yalan. O şempanze suratlı herif kendinden başkasını düşünmezdi bile.

Hale : Aranızdaki sorunları çözmek için bir zeytin dalı sayılır bu.

Helin : Abim sorunun kendisi.

Helin : Rica ediyorum Hale, sen buna karışma

Helin : Ayrıca sorunu çözmek isteyen kapıma gelir konuşur.

Helin : Seni araya koymaz!

Hale : Ben ısrar etsem?

Helin : Kapım sana açık.

Helin : Gelmek istersen, bugün evdeyim.

Helin : SAKIN ONU GETİRME.

Helin : Sapık var diye bağırıp mahalleyi eve toplar bir güzel dövdürtürüm.

Helin: Yapmam sanma.

Helin : Yemin ederim yaparım.

Hale : Tamam o zaman

Hale : Arabada kalacak söz.

Hale : Yukarı çıkıyorum.

Zaten buradalardı. Kaşlarımı çattım. Kabul edeceğimi bilecek kadar beni iyi tanımaları hoşuma gitmemişti. Koltuktan kalkıp perdeyi aralayarak sokağa baktım. Siyah bir arabadan Hale indiğinde şoför kapısı açıldı ve abimi gördüm.

Ona neden bu kadar öfkeliydim? Neden onu görünce içimde bir yerlerde çığlık atıp babama sarılmak isteyen o kız çocuğunu hissediyordum?

Başını kaldırdığında gözlerimiz kesişti. Perdeyi tutan elim yumruk haline gelirken gülümseyen suratına dil çıkartıp perdeyi kapattım. Olgunca davranmıştım. Daha fenasını hak ediyordu.

Mutfağa gidip abur cubur çekmecesinden yiyecek birkaç şey çıkartıp tabağa dizdim ve filtre kahve makinesindeki kahveyi tazeledim. Kendime yaptığım Hale gelene kadar buz gibi olacaktı bu yüzden tekrar demlemeliydim.

Kapı çaldığında son kez telefona baktım. Murat hala yazmamıştı. Telefonu arka cebime tıkıp kapıya adımladım. Kapı deliğinden kontrol ettiğimde Hale'nin tek olduğunu anladığımda kapıyı açıp gülümsedim.

"Hoş geldin." ayakkabısını çıkartıp karşılık vererek girdi içeri ve sıkıca sarıldı bana.

"Helin özlemişim seni." dedi. Elimle oturma odasını işaret ederken yüzümdeki gülüşü silmeden konuşmaya başladım. "Özleseydin daha önce gelirdin. Yalan söyleme." Hafifçe kahkaha attı ve koltuğa oturdu.

"Düğün hazırlıkları çok yorucu. Bir de abin sürekli az buluştuğumuzdan yakınıyor. Fırsat bulup da İstanbul'a kaçamadım." Abim ve yakınışları...

"Gerçekten evlenecek misin? Bak tavsiye istersen vermeye hazırım." dedim yanına oturarak. Gözlerini devirdi ve başını sağa sola salladı. Tabi ki abimi bırak diyeceğimi biliyordu.

"Senin tavsiyelerini şimdilik duymayayım." Çantasını karıştırdı ve davetiye çıkartıp bana uzattı.

"Annem davet etmişti." diye mırıldandım. Davetiyeyi alıp bakmadan sehpanın üzerine koydum.

"Sana ne yaptılar?" Hale gülüşünü silmiş ve ciddileşmişti. "Cidden soruyorum Helin. Sana ne yaptılar?" Bilmiyordum. Silinen üç yılım vardı. Öncesindeki hayatımda annemle anlaşamadığımızı hatırlıyordum ama sadece buydu hatırladığım. Hakan'ı görünce neden korkuyordum veya babam aklıma geldiğinde neden ağlamaklı bir hale bürünüyordum bilmiyordum.

"Hatırlamıyorum. Yani abim sürekli olarak annem tarafından kayrılırdı. Abim bunu bilerek canımı yakardı. Yaptığı şeylerin suçunu bana atardı. Annemde inanıp cezasını bana keserdi." Zihnimi zorlamaya çalıştım ama daha fazlasını hatırlayamıyordum.

"Ben 1 yıl hastanede kaldım. Babam ölünce-" geçen yaz yeni bir ben olarak ayrılmıştım o şehirden. Buraya okumak için gelince de kendi kendime yeni bir hayata başlamaktı amacım. Annem ve abimle aynı evde kalmak sanki yanlıştı ve bu yanlıştan koşarak kaçmıştım.

Yalnız Helin, koca İstanbul'da bir ufak noktaydı.

"Gerçekten hastanede kaldığım o zamandan beri her şey benim için bölük börcük kaldı. Hatırlamaya çalışıyorum ama zihnimin bir köşesi karanlık. Bu yüzden sana somut bir neden veremem. Bir his. Anlamlandıramadığım bir duvar var onlara karşı." Yanaklarım ıslanırken oturduğum yerden kalktım ve mutfağa adımladım.

"Kahve getireyim." ağzımın içinde gevelerken bir elimle telefonu cebimden çıkarttım.

Abi Bozuntusu : Sakın onu aptal düşüncelerinle doldurma

Abi Bozuntusu : Konuşmayı kısa sürdürüp evden gönder

Helin : SİKTİR GİT.

Abi Bozuntusu : Yukarı getirtme beni Helin.

Helin : Gel gel

Helin : tüm mahalleye seni dövdürtmezsem senin gibi adi şerefsiz olayım.

Abi Bozuntusu : Deli etme kızım beni.

Helin : Hazır mısın?

Helin : SİKTİR GİT.

Telefonum titrerken abimin mesaj sayfasını kapatmıştım bile. Daha fazla ona katlanmak istemiyordum.

M : Günaydın Tavşan :)

Derin nefes aldığımda gülümserken buldum kendimi. Bana küstü sanmıştım.

Helin : Dün kırdım mı seni?

M : 🤏 şu kadarcık.

M : Ama haklısın. Yüzümü göstermekten korkuyorum.

Sesini duymuştum. Maskeli bile olsa yan yana oturup ağlamamın bitmesini sabırla beklemişti. Mesajla, ortak okuduğumuz kitaplarla birbirimize dokunup anlaşmıştık. Birinin yüzünü görmeden de konuşamaz mıydım? Birinin yüzünü görmeden de hayatıma alamaz mıydım?

Sanal arkadaşlık gibi.

Helin : Yüzünü bile görmek istemiyorum.

M : gkjdkgjdjfg

M : Suratıma kapı çarpman gereken yerdeyiz

Helin : ajfksdfskdf

Helin : Hayır yanlış anladın dkfskdjf

Helin : Yüzünü görmek istemiyorum. Sen istediğinde ve gösterdiğinde o zaman görmek için buralardayım.

Helin : O zamana kadar sana maskeli katlanabilirim.

Helin : veya seni hatırlayabilirim.

Helin : Maskenden kurtulmuş oluruz.

M : Anlaştık.

M : Her şey yolunda mı?

Helin : Artık yolunda.

Göğsümde kendini gösteren o tatsız his azalmıştı. Abim veya annem içimde huzursuzluğu arttırırken Murat bana bir yabancıyken bile hep huzur yayardı. Eskiden hayatıma ait biri olduğunu söylemesiyle zihnimdeki o boşluğu doldurmak isteyişim daha da arttı.

Öğrenmem gerekiyordu. Neden onu unuttuğumu hatırlamak zorundaydım.

Neden ona bakarken huzur bulduğumu...

Loading...
0%