Yeni Üyelik
46.
Bölüm
@deniz_44

Tablonun arkasındaki kağıdı açtı Murat ve içinden tutan hafıza kartına şaşkınlıkla baktı. "Ortadan kaybolmadan önce sana gelmiştim." dediğimde kaşları çatıldı. "Beni bekleyeceğini söylediğin için."

"Ben-" devamını getiremedi. Getirmesine gerek yoktu. Burada olup olmamasıyla başıma gelenlerin bir ilgisi yoktu. En baştan her şeyi anlatıp bir şekilde yardım istemem gerekirken son saniye koşuşturmamın bir anlamı yoktu.

Kağıda eğilip yazdığım satırları okumaya başladım.

Korkuyorum Murat. Az önce şahit olduklarım yüzünden korkuyorum.

Annem benim annem değilmiş ve babamı öldürdü. Benim babamı.

Bunu tedbir amaçlı yazıyorum.

Eve geldim yoktun ve olurda başıma bir şey gelirse ardımda kanıt bırakmak istiyorum. Hakan peşimde. Abim dediğim ama abim olmayan iğrenç biri o. Benim video çektiğimi görmüş olmalı.

Olur da beni bulursa ardımda kanıtı bırakmak istiyorum. Bu dünyada en güvendiğim sana. Belki bulamayacaksın beni bilmiyorum. Ama tedbirli olmaktan zarar gelmez.

Umarım hiç sana gerek kalmadan onları tıkarım o hapse. Söz o zaman hiçbir şeyi atlamadan anlatacağım sana.

İlk videoyu izle. İkinci videoyu asla izleme.

Bunu bulacağını biliyorum çünkü sen her ay kendi yaptığın yeni tabloyu eskisiyle değiştirirsin.

Not: Anahtarın kumsalda gömülü. Seninle tanıştığımız ilk gün oturduğun şezlongunaltında.

Helin Soyoral

Tavşan

Murat kağıdı indirirken tabloya baktı. "Benim yaptıklarım arasında en çok bunu sevdiğin için kaldırmamıştım." dedi fısıltıyı andıran ses tonuyla. Eğer kaldırsaydı görürdü. Görseydi beni daha çabuk bulurdu. Kendi zihninde bunları düşündüğünü biliyordum.

"Seni ararken bu evde kaldım. Bir anlığına hareket ettirseydim-" Uzanıp elimle ağzını kapattığımda donuk bakışları beni buldu.

"Beni bulduğuna göre sorun yok. Sana daha görülebilir bir not bırakmalıydım." Ortada suçlu yoktu. Biz hatalı da değildik. Hatalı olanlar belliydi. Biz sadece şanssızdık. O gün aynı anda ve yerde olamayacak kadar şanssız.

Murat'ın elindeki karta baktım. Önce benim kontrol etmem iyi olurdu. "Önce ben izleyebilirim miyim?" aklıma gelen görüntülerle yutkunmam gerekti. Babamla o kadın neden kavga etmişlerdi? Bunu hatırlıyordum. Önceki gün Hakan'ın bana yaklaşmaya çalışmasını kanıtlayan videoyu çekmiştim. Babama bunu gösterdiğimde öfkeyle inmişti alt kata. Sonrası...

"İkinci video ne?" dedi gözlerindeki öfkeli parıltıyla anlamış olduğu bir şeyin tersini söylememi istercesine.

"İzleme. Lütfen." dediğimde kaşlarını çattı. Kolunu tuttum. "Lütfen." Anılarım gidip gelirken bile midem bulanıyordu ve şimdi onun da zihninde iğrenç anların kalmasını istemiyordum.

"Bak seni unuturum izlersen." bu nasıl saçma bir tehdit Helin? Murat'ın kaşları eski haline dönerken yüzümü süzdü.

"Seni benden alan gerçekleri öğreneceğim. Yalnızca hatırlayan sen olmayacaksın." Gözyaşlarım yanağımdan süzülürken bakışlarım ekrana döndü.

"Bana her şeyi anlatacağını yazmışsın. Her şeyi tamamen hatırlamadığını göz önünde bulundurursak izleyip görmem gerekiyor." Videodan ilkini açtı. "Ayrıca bana bırakmışsın bu kartı. İçindeki videolar da benim. Beni tekrar unutsan da unutmasan da izleyeceğim demek oluyor bu."

Annemin babamla boğuşmaya başladığında gözlerimi yumdum. Kameranın ardından iç çekişlerim kulağıma geliyordu. Ağlarken sessiz duruşlarım. Sonra bir silah patladığında gözlerimi açtım. Babamın eli tetiğin üzerindeydi ve annem olacak kadın Hakan ile ikisinin arasında silahın babamın göğsünde patlamasını sağlayacak şekilde çevirmişti babamın bileğini.

Kaza değil. Kaza değil.

"Çok bile yaşadı." diyen Hakan'la mide bulantım artmaya başladı.

"Etrafı topla. Bunun kaza olduğunu hatta ikimizin gözü önünde kendi göğsüne ateş edip intihar ettiğini söyleyeceğiz. Kızı getir." Hakan aniden başını çevirdiğinde sanki kamerayı görmüş gibi kilitlenerek ekrana baktı ve o saniyelik hızla kameranın açısının değiştiğini ve adım seslerimi duymaya başladım.

Babamın bir kez daha öldürüldüğünü gördüm. İkinci kez gözlerimin önünde öldürüldü.

Oturduğum yerden kalkarken banyoya attım kendimi ve eğilip midemdekileri boşaltmaya başladım.

İğrenç. İğrenç. İğrenç

Hangisi daha iğrençti bilmiyordum. Midemdekileri çıkartmam mı Hakanlar mı?

Ağzımı çalkalayıp aynadan kızarmış gözlerime baktım. Bu aralar çok ağlamıyor muydum?

İKİNCİ VİDEO.

Banyodan çıkıp odaya girdiğimde Murat'ın videoyu izlediğini gördüm. Ekranı indirip kapattığımda hafıza kartını çekip aldım. Murat kıpırdamadan aynı şekilde duruyordu.

Hayır Hakan bana dokunamamıştı ama yaklaşmıştı. Bundan kurtulduğum için kendimle gurur duyuyordum ve onu bitirmek için bu videoyu saklamış olduğuma çok mutluydum. En azından annesiyle beraber o da hapsi boylayacaktı. Bende babama inandığı kişinin kızına aslında iftira attığını ve zarar verdiğini kanıtlayacaktım. Kanıtlamıştım ama babamın canına mal olmuştu.

Kart avcuma batarken odadan çıktım ve bileğimdeki acıya rağmen merdiveni güç bela indim.

"Demir." dediğimde telefondaki bakışlarını kaldırıp bana baktı. Bacaklarını uzattığı sehpadan ayırırken oturduğu yerden ayaklandı. "Bana yardım eder misin? Murat."

"Ne old-" Yukarıdan duyduğum gürültüyle olduğum yerde irkildiğimde Demir adımlarını merdivene yönlendirmişti.

"Murat! Demir, koş." Lara'nın korku dolu çığlığıyla Demir'in ardından merdiveni çıkmaya başladım. Bir korku dalgası bedenimi sardı.

"İyiyim." dedi Murat ama sesi acı doluydu. Canı yanıyor Helin? Onu gördüğümde hızla vücudunu taradım gözlerimle ve elinden süzülen kanları gördüm. Ufak bir çığlık dudaklarımdan sıyrılırken onun için ağlamaya başladım.

"Aptal adam." dedi Demir öfkeyle. Murat onu boş vererek banyoya girdi ve eline su dökmeye başladı.

Demir'i geçerken kartı cebime koydum ve raftan aldığım havluyu Murat'ın itirazlarını umursamadan nazikçe eline sürtmeye başladım. Derin kesiği yoktu ve elindeki parmakların boğumları kesik kesikti.

"İyiyim ben." dedi bir kez daha. Ağzına kürekle vur Helin. Eli kanarken iyiyim demesi beni sinir ediyordu.

"Al." dedi Demir getirdiği ilk yardım malzemelerini lavaboya koyarken. Demir'e döndüğümde Murat'ın eline bakıyor olduğunu gördüm. Bakışları benimle buluştuğunda Murat'la kalacağımı ifade ettiğim bir işaret verdim. Başıyla onaylayıp Murat'ın omzuna sertçe vurdu ve kapıyı kapatarak çıkıp gitti.

"Aptalsın gerçekten." diye homurdandığımda başımı düşüncelerle dolu bakan gözlerine çevirdim. Düşünme Murat. Düşünme.

"Fazlası var dediğim bu değildi Helin. Bu kadarı değildi." dedi boğulurcasına. "Ben-" duraksadı.

"Geçmiş güzel olsaydı unutmazdım." dedim. Kaşları çatıldığında elini sarmayı bırakıp avuç içimi yanağına yasladım. "Seni unutmadım sadece zihnim seni koruyordu. Hakan'ın sana ulaşmasını ve kim olduğunu öğrenmesini istemediğimden o gün bilerek yakalattım kendimi. İlk unuttuğum sensen sebebi seni korumaktı."

"Uykuların?" Gözlerimi kısarak elimi ondan uzaklaştırdım. Uykularım çoğu zaman kabuslarla zehir olurdu. Bunu nereden bildiğini sormak istesem de boğazımın ve gözlerimin ağrıdığı sabahı düşündüm. O gece beni duymuş olmalıydı.

"Uykularım gergin hissettiğim günün ardından kabusla taçlanıyor." Bakışlarımı tekrar sargıya çevirdim. "Gördüklerimi hatırlamıyorum ama uyanınca hissettiğim tek şey o hatırlamadığım rüyadaki duygularım." İşim bitene kadar sustum. Tedbir amaçlı sarmıştım. Büyük bir kesik yoktu.

"Kurşun var mı?" Bakışlarımız kesiştiğinde kaşlarımı kaldırdım. "Bir kurşun dökelim. Sonunda gerçekten hastanelik olacağız yoksa."

"Bize bu saatten sonra kötü bir şey olmayacak çünkü bize kötü gelenlerden kurtulacağız." Hakan ve babamın karısından.

"Beni aramışsın yokluğumda." dediğimde kolunu belime sardı ve lavaboya oturmamı sağladı. Bacaklarımın arasına girdiğinde elini iki yanıma yasladı.

"Doğduğum andan beri seni arıyorum." dedi. Yaaa. Şiir gibi çocuk bu. Maşallah.

"Okuduğun şiirler işe yarıyor." dediğimde gülüşü genişledi.

"Seni kandırmak için kaç şairin şiirini okudum ben, biliyor musun?" Bilmiyordum. Başımı sağa sola salladığımda elimi kaldırıp saçlarına daldırdım. Onu hatırlıyordum. Tamamen değil ama bana hissettirdiği güzel anlar parça parça zihnimi dolduruyordu. Buraya gelmek kötü anılarımı hatırlatmış olsa da Murat'ı da hatırladığım için bundan memnundum.

"Sana seni sevdiğimi ilk ben söyledim." dediğimde dudakları aralandı ve yüzü şaşkınlıkla çevrelendi. İz olan yanağını okşadım. "İlk izini öptüm." Uzanıp izine dudağımı değdirip öyle kaldım.

"İlk yaşadığımı o zaman hissettim." dedi boğuk bir sesle. Geri çekilip yüzüne baktığımda gözlerini kapatmış olduğunu gördüm.

"O gece veya öncesinde yanında olamadığım her gece için özür dilerim Helin." Gözleri araladığında baktığı o bakış o kadar samimi ve içtendi ki kalp atışım tekledi. Ben yokken o da acı çekmişti. Demir'in bahsettikleri zihnimi doldurdu. Belki de çok daha kötüsü yaşanmıştı.

"Sana her şeyi anlatmadığım için suçluyum Murat. Kendi başıma çözebilirdim belki ama öncesinde yardım istemem gerekiyordu. O gece burada olmaman senin suçun değil. Hiç kimsenin değil." Baş parmağı alnımdan yanağıma kaydı.

"Ya hastaneden hiç çıkmasaydın? Tüm bunlar hiç ortaya çıkmadan o dört duvar arasında yapayalnız kalsaydın? Sensiz kalsaydım. O gece burada olmalıydım Helin."

"Şimdi yanımdasın. Bu daha güzel değil mi? " Başını onaylarcasına salladı. "İkinci baharımızı yirmili yaşlarımızda yaşıyoruz." Göz kırptığımda gamzeleri görüldü. Derin bir nefes çekti ciğerlerine.

Sende derin nefes al Helin.

"Geçmişi ikimizde unutalım." Bana baktığında acı görsün istemiyordum. Hakan'ı da annesini de benden aldıkları için pişman ettikten sonra bende tamamen geçmişimi silecektim. Murat'ın olduğu kısımları unutmadan...

Ben Helin'dim. Geçmişteki o ağlayan ve başına geldiklerini sessiz çığlıklarla kendi başına halletmeye çalışan o aptal kız değildim.

Ben Helin'dim. Artık yalnız olmadığımı biliyordum.

"Hem bu tanışmamız daha eğlenceli oldu. Kabul et." dedim başımı sola yatırıp göz kırparken. İç çekti.

"Süründürdün beni." Öyle bir şey yapmadım. Kuru iftira. "Yine de eğlendim Helin."

"Onları içeri tıkacağız. Sonra da sen hatırlamadığın anılarımızdan çok daha güzel anıları yaşayacaksın." dedi güven verircesine.

"Beraber yaşayacağız." dediğimde dudağını alnıma değdirdi. Onaylayan bir ses çıkardı.

"Kitap gibi adamım. Hayallerindeki gibi." Göz kırptığında kollarımı beline doladım ve başımı göğsüne yasladım. Bu adamı seviyordum. Anılarım gelmeden önce yaptıklarımı geri alamazdım ama onu hatırlayana kadar tekrar hoşlanmıştım. Şimdi anılarım gelmişti. Tekrar tekrar onu seviyordum.

"Hayallerimdeki gibi." diye destekledim onu. Tam da hayallerimdeki gibi bir adamdı. Kollarımı sıkarken kolları omzuma dolandı.

Loading...
0%