@denizindibindekiay
|
Kasabanın gençleri yaktıkları büyük ateşim etrafında oturuyorlardı. Birbirleri ile konuşuyor ve eğleniyorlardı. Aristiana etrafına kısaca göz gezdirdi ve memnuyetsiz bir ifade ile kafasını ikizinin omuzuna gömdü. Aris bu duruma biraz şaşırmıştı çünkü genelde Aristiana çok sosyal biriydi. Yinede kız kardeşinin saçlarını okşamaya başladı. Donovan ateşe yaklaştı ve rastgele bir yere oturdu. Onu gören Aris ondan bilgi alma ihtimalindan dolayı ilk defa Donovan'ı gördüğü için mutlu olmuştu. Donovan yine gözlerini Aris'e dikmişti. Aris'in onun bu saçma hareketleri umranda değildi. Şuan tek umursadığı yasaklı orman ve daha bilmediği şeylerdi. Aristiana şaşkınca kardeşine baktı ve kulağına yavaşça fısıldadı. "Ben mi hayal gördüm yoksa senin gözlerin Donovan'ı görünce parladı mı?" "Sen benim omuzumdan nası görüyorsun?" "Konuyu değiştirme... sana bir şey felan mı içirdi. Aşk iksiri felan mı bulundu benim haberim yok?" Aris ikizinin yakasını bırkamayacağını anlayınca aklına gelen ilk yalanı ortaya attı. "Tüccardan bir şey istedimde belki Donovan Tüccarla birlikte gelmiştirde benim istediğim şeyde gelmiştir diye." Aristiana kafasını aniden kaldırdı ve birkaç saniye Aris'in yüzünü inceleyip memnuyetsiz bir şekilde Aris'in omuzuna gömdü kafasını. . . . Aradan bir kaç saat geçmişti Aristiana hiç konuşmamıştı ve hatta Aris'in omzundan ayrılmamıştı. Donovan fazla konuşmamış. Konuştuğunda bile Aris'ten gözlerini çekmemişti. Aris insanların dağılmasını bekliyordu. Böylece Donovan ile konuşabilirdi. Aris omuzunda yatan Aristiana'nın kulağına fısıldadı. "Uykun geldiyse eve git." Aristiana biraz bekledikten sonra cevap verdi. "Bu gün biraz tuhafsın... Her neyse eve gidelim hadi." Aris iç çekti ve yalanına devam etti. "Tüccarı soracağım Donovan'a..." Aristiana kafasını salladı ve aniden kafasını Aris'in omuzundan kaldırdı. Ateşin etrafındaki gençlerde gözünü gezdirdi ve Donovan'ın her zaman ki gibi Aris'e baktığını görünce alışık olduğu görüntü ile kısaca oflayıf. Biraz yüksek seste konuşmaya başladı. "Donovan! Tüccarla mı geldin?" Donovan beklemediğin soru ile gözlerini Aristianaya kısaca bakıp tekrar Aris'e döndü. Aris'e bakarak soruyu cevapladı. "Tek başıma geldim atımla. Bir sorun mu var?" "Hayır sadece siparişle ilgili... Her neyse sağol." Aris Kız kardeşinin bu gece onu rahat bırakmayacağını anlayınca ayağa kalktı ve kız kardeşininde kalkmasını bekledi. Aristiana memnuniyetle gülümsedi ve oda Aris'den hemen sonra ayaklandı. Aristiana Aris'in koluna girip arkalarını dönmeden önce Bir kaç kişiye gülümseyip iyi geceler diledi. Ateşten yavaşça uzaklaştıkar ve evlerinin yolunu tuttular. Donovan Aris'in gidişini izlerken kızın ona bir şey söylemek istediğini düşündü bu yüzden oda ayaklandı. Onun ayaklanması ile Ateşin etrafındaki çoğu kişi ona manalı bakışlar attı. Donovan bakışları görmezden gelecekti ama o an neden öyle baktıklarını sorma gereği duydu. "Ne bakıyorsunuz?!" "Kız eve gitmeden yetiş ona aşık çocuk aldırma bize." Donovan hızlıca ikizlerin peşinden koşmaya başladı. Koşmadan hemen önce yüksek seste bağırdı. "Hepinizin Canı Cehenneme!" Ateşin etrafında gülüşme sesleri geldi. "Utandın mı aşık çocuk" "Kızdan gözlerini çekmezken utanmıyorsun aama Dono!" "Seninde canın cehenneme dostum." Donovan daha fazla onların şakalarını duymamak için koşarak ikizlere yaklaştı. Biraz fazla hızlı koştuğu için kızlar aniden durdular. Donovan onların durmasını beklemiyordu bu yüzden kendini durdururken dengesini kaybetti ama sadece bir kaç adım uzaktı. Aristiana Aris'in kolundan çıkmadan Donovan'a döndü. "Ne istiyorsun?" "Aris ile konuşmak istiyorum Aristiana." Aristiana Aris'e kısa bir bakış atıp tekrar Donovan'a döndü. "Ne hakkında?" "Özel bir şey." "Siz ikiniz bir şey peşindesiniz ama neyse." Aristiana Aris'in kolunda çıkıp tek başına eve ilerledi. Aris kardeşinin uzaklaştığına emin olduktan sonra Donovan döndü. Donovan yakında başlayacak olan soru fırtınasını fark edince geldiğine pişman oldu ama yinede kızın merakına yenik düşüp bir hata yapmasını istemiyordu. "Yasaklı Orman hak-" "Hayır." "Sadece bir kaç-" "Hayır!" "Biraz olaylara benim açımdan bak... Hadi Donovan... Sadece bir kaç soru cevap vermek zorunda değilsin." Donovan bakışlarını toprağa dikip yavaşça kafasını salladı ve kollarını birleştirdi. "Ne bilmek istiyorum?" "Neden burdasın?" "Ne demek istiyorsun." "İblisler ormanın en derinlerinde yaşıyormuş sen neden buradasın? neyin peşindesin?" Donovan açıkça şaşırmıştı. "Bunu kimden öğrendin?" "Bunun ne önemi var?" "Önce cevap ver zaten verdiğin cevap ile önemini anlayacaksın? Abinden mi duydun? Yoksa baban mı?" "Hayır... Bir avcı arkadaşımdan." "Çok açıklayıcı oldu gerçekten! İsim ver bana!" "Bağırmayı kes" Donovan derin bir nefes aldı ve sakinliğini korumaya çalıştı. "Tamam... şimdi ismini söyle." "Bana hiç bir açıklama yapmadan cevap istiyorsun. Daha doğru düzgün ne olduğunu bile bilmiyorum." "Lanet olsun Aris benimle dalga mı geçiyorsun!" "Eğer birine zarar vermek istesem sana veririm." "A- Niye ki?" "Kim başında soru soran meraklı küçük bir kız ister." "Ciddi misin... Bende sana pek meraklı değillim Donovan." "Duygularımızın karşılıklı olması ne güzel." "Dedi Onu her gördüğümde bana bakan adam!" "Nedenlerim var." "Duymak istemiyorum." "İsmini söyle artık Aris yemin ederim kötü bir şey yapmayacağım." "Sana güvenmem için bir nedenim yok Donovan... Keith. Abimin arkadaşı." "Sana başka ne anlattı yada sen ona ne anlattın?" "Abim peşime takmış ormana giderken. Yasaklı ormana fazla yaklaştığım için uyardı. Oradanda ağzından bir kaç laf aldım sadece." Donovan konuşmadan önce düşündü ve Aris'in gözlerinin içine baktı. "Daha fazla şey olduğuna eminim... Bana bunun yapmaya sen zorladın." Donovan biranda elini Aris'in ensesine bastırdı. Aris tepki bile veremiyordu ve ensesi yanıyormuş gibi hissediyordu. Bir kaç saniye sonra yanma hissi azaldı ve yerini ruhu çekiliyormuş gibi hissetmesine neden olan bir his bıraktı. Düşecek gibi olunca Donovan onu sıkıca tutup bir duvar arasına götürmüştü. Bir kaç dakika sonra donovan elini çekti ve Aris derin nefesler almaya başladı. "Ne yaptın az önce?" "Hafızanda küçük bir gezinti." |
0% |