@denizindibindekiay
|
O geceden sonra aradan bir kaç gün geçmişti. Aris gizlice pencereden eve girmişti. Yada o öyle sanmıştı. Çünkü ona aslında pencereyi açan Aristiana'dı ama Aris'in bundan haberi yoktu. Aris, abisi Evan'ın ağzını yokluyordu ama asla bir şey kaçırmıyordu. Abisine Avcı olmak istediğini söylemişti. Abisi ise onu saçma bahanelerle geçiştirmişti. Parlayan Ay zamanı bitmişti. Bu yüzden kasaba halkı daha rahattı. Aris ormana şifalı ot bahanesi ile gitmişti. Abisi tek gitmesini istemesede Aris'i ikna edememişti. Aris Ormanda daha önce hiç gitmediği yerlere umursamadan gitti. Yasaklı ormanın sınırına gelmişti. Gördüğü üzere uzaktan normal bir ormana benziyordu ama yinede tuhaf bir havası vardı. Aris Yasak Ormana girmek istiyordu ama bilgisiz olduğunuda biliyordu. Douglas ve Donovan kardeşlerden anladığı üzere Yasaklı ormanda hoş karşılanmazdı. O sırada Yasaklı Ormanın içinde gördüğü tanıdık yüz ile bir an bulunduğu durum ona tuhaf geldi. Oradaydı Ağaçların arasında Aris'e bakıyordu. Aris Şaşkınlığını atıp yüksek seste bağırdı. "Aristiana!" İkizi... Yasaklı Ormandaydı. Aklında sorular dolanıyordu. Yasaklı Ormana girmek için adım attığı an kolundan sertçe geriye çekilmesi ile Yasaklı Ormana giremedi. Dengesini yeniden kazanınca Ormanın içine baktığında kız kardeşini göremedi. Sonra onu kolundan tutan elin sahibine döndü. "Aris... Burada ne arıyorsun? Ya abin peşine beni takmasaydı! Yasak kelimesinden ne anlıyorsun be kadın!" Ona bağırıp nutuk çeken abisinin arkadaşı olan avcının cümleleri pek umurunda değildi. Ama bunca zaman takip edilmiş olduğu ve onun bunu fark etmemesi Aris'i güçsüz hissettirmişti. Aris sonunda aklındaki en büyük soruyu sormayı akıl edebildi. "Aristiana! Aristiana Yasaklı Ormanda!" Keith, Aris'in dediği cümle ile Aris'i kasabaya doğru sürüklerken biraz yavaşladı. "Büyük ihtimalle bir şekil değiştiren... Ender bir canlıdır...Ve tehlikeli." "Ama Aristiana'nın şeklini nasıl aldı... onu daha önce görmesine ihtimal yok." "Orasını bende anlamadım. Şekil değiştirenler ya Gördükleri kişilerin Şeklini alabilirler ama kusursuz bir kopya asla olamazlar... Yada Bir kişinin kanını tatıp onun yada hafızasındaki kişilerin Şeklini alabilir. Ama senin kanını alması neredeyse imkansız. Aristiana'nın aklıda seninkinden daha fazla başında gibi görünüyor bu yüzden onunda kanını aldığını düşünmüyorum... Geriye en mantıklı seçenek kalıyor. Aristiana Ormandayken, Yasaklı Ormana fazla yaklaşdı ve şekil değiştiren Aristiana'yı gördü ve kopyaladı." "Beni Görünce neden Aristiana'nın şeklini alsın? Kardeş olduğumuzu nereden bilsin?" "Birbirize benziyorsunuz ve Aynı pelerinlere sahipsiniz. Şekil değiştirenler sinsi canlılar. İnsan psikolojisi ile oynamayı severler." Aris kolunu sertçe çekti ve yürümeyi kesti. "Uzaktan görerek bu kadar bilgi edinemessin. Yasaklı Ormana girdin değil mi?" Aris zaten Avcıları Yasaklı ormana girdiğini biliyordu ama salağa yatmaya karar verdi. "Aris kanıtın yok ve senin hayatının kurtardım bir nevi." "Keith... Bana doğru düzgün bir açıklama yap." "Yapmak zorunda değilim." "Kasabaya sızan İblislerin ismini söylerim." Keith duyduğu cümle ise donup kalmıştı. Bu kız İblisleri nerden biliyordu. Kasabada iblisler mi vardı. İblisler en tehlikeli sınıftaydı. Onlara rastlayan kimse hayatta kalmamıştı. Yasaklı Ormanın en derinlerinde oldukları için şuana kadar kasabadaki avcılar tarafından görülmemişlerdi. Ama Keith bu kızın Yasaklı Ormana girmediğini biliyordu. Yasaklı Ormanın kokusu Aris'e sinmemişti. "Sen nasıl?" Keith İblisleri insan şeklini alıp insan içine girdiklerini büyük şehirlerden duymuştu ama bu küçük Kasabada aralarında... iblis olma ihtimalini asla düşünmemiş. "Yardım edecek misin?" "Bana büyük bir açıklama yapmarsan... sanrım... kahretsin sana yardım ederim." "Ne duymak istiyorsun?" "Emin ol şuan çok sorum var... ama kimseye bir daha iblislerden bahsetme. Emin ol İblisler biizm boyumuzu aşıyor." "Nasıl yani?" "Eğer iblislerini kimliğini herkese yayarsan senden başlamak üzere bütün kasabayı katlederler." Keith biraz düşündü ve iblisler hakkında pek şey bilmediklerini fark etti bu kadar kesin konuşması yanlıştı. "Yani sanırım." Keith Etrafa baktı ve burasının konuşmak için uygun olmadığına karar verdi. O sırada Aris lafa atladı. "Avcı olmak istiyorum." Keith Arisin isteğini kısaca değerlendirdi. Sonra yüzünde ufak bir sırıtış yayıldı. "İblisler içinde çalışıyor olabilrsin." "İblisler neden böyle bir plan yapsın ellerine ne geçecek." "İsteseler kasabayı kolayca yıkabilselerde... Onlar hakkında fazla bilgi yok nede olsa. Sana güvenmiyorum" "Güvenine ihtiyacım yok." "Ama yardımıma var." İkisininde bu konuşmanın bir çıkmaza varacağını fark etti bu yüzden Keith merak ettiği başka bir soruyu direk sordu. "Annen yüzünden yasak ormana bu kadar meraklısın değil mi?" "inkar etmeyeceğim. Fazlasıyla belli oluyor zaten." "Bir ara özel olarak konuşalım. Bütün meseleyi. Ama demeliyim ki Yasaklı Orman bir lanet gibi. Zaten girince anlıyorsun." "Ne demek istiyorsun? İlla Yasaklı Ormana girip kendim mi öğrenmem lazım. Laf cambazlığını kesde anlat doğru düzgün." Keith kasabaya doğru yürümeye başladı. "Yasaklı Orman bir kere girdin mi seni kokusu ile işaretler. İnsana merak duygusu öyle bir tatdırır ki ölümü göze aldırır. Katmanlardan oluşuyor. 7 taneler. Her katmandaki canlılar giderek daha tehlikeli olur. katman dedkilerine bakma derinlik aslında. Biz avcılar sadece 3 katmanı keşfettik." Aris'de onun arkasında ilerlemeye başladı. Keith arkasındaki ayak seslerini duyunca konuşmaya devam etti. "Ama emin ol o kadar kolay değil. Parlayan Ay'da Yasaklı Orman nasıldır düşünmek bile istemiyorum. Daha çocuksun Gelişmen gerekiyor. Sana öğreteceğim." Aris kafasıyla hafifçe sallayarak onu onayladı ama Keith'ın arkasında olduğu için Keith onu görememişti ama sessizliği de bir onay olarak algıladı. İkiside daha konuşmadı yol boyunca. Kasabaya vardıklarında ikiside kendi yoluna gitti. |
0% |