@denizkiyisi
|
Merhaba umarım beğenirsiniz fazla uzatmayacağım iyi okumalar Lütfen bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın Bölüm şarkısı:Mustafa Sandal-Aya Benzer 🪽 Gelen gürültüler ile beklenen asker timinin geldiğini anlamıştım. Asla çıkarmadığım peçemi bir kez daha düzelterek aldığım gerekli dosyaları kontrol ettim. Giydiğim terörist giysilerinin ardındaki çantada duruyorlardı. Oturduğum kayadan kalktım. Saatler kaldı Türkiye'm kavuşacağım sana.... Adımlarım beni gelen yüksek sesli küfür seslerinin merkezine götürürken gördüğüm kişiler ile duraksadım. Tanıdığım teröristlerin ellerinde 5 adam ve 1 kadın olmak üzere 6 asker vardı. Başkanın ballandıra ballandıra anlattığı tim bu timdi sanırım. Öksürüp bana selam vermiş terroriste yürüdüm. Kadın asker kendisi ve diğer terroristin elindeydi. Bulunduğumuz kamp epey büyük ve kalabalıktı burdan kurtulmak onlar için baya zordu açıkçası. "Vay vay vay hoşgelmişsinez-teröristlerin birine döndüm-başkanın dediği askerler bunlardır?"dedim İt "Evet Olga hanım"dedi Kafamı salladığımda bir adım geri çekildim ve elimle götürmeleri için işaret verdim. Son gün,son saatlerdi. Hemen kurtarsamda gitsem demekten başka bir şey yapmıyordum zaten. Düşüncelerimi toparlayıp arkalarından ilerledim. Benim üç silah koyduğum mağara benzeri yere girdiklerinde bende benim deyişimle mağara olan yerin önünde nöbet tutan itlere selam verip girdim. Hepsi askerleri kelepçeleyip dışarı çıkmış,biri elinde işkence malzemeleri ile dönmüştü. İt "Olga hanım dediklerinizi getirmişem"dedi Kafamı salladım ve gözlerim bana bakan askerlerdeyken ona döndüm. "Def ol"dedim Eşyaları yere bırakıp ışık hızında odadan çıkmıştı. Bu durum askerlerin iyice kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. X "Olga ha? İlk kez bu itlerin arasında bir kadına değer verildiğini görüyorum"dedi aralarından biri "Komutanınız kim?"dedim Y "Sana ne?"dedi aralarındaki tek kadın hepsinden daha sinirli göründüğünü eklemeden geçemedim. "Buradan çıkmak istiyorsanız bana en rütbeli üç kişinizi söylemelisiniz"dedim Bir kaçından alaylı kıkırdama gelirken o kadın ve iki adamdan ses gelmemişti. Üçüde yüzüme kaşları epeyce çatık halde bakıyordu. Oflayarak cebimden kelepçelerin anahtarını aldım ve işaret parmağımda sallamaya başladım. "Sizden anormal bir şey istemiyorum? En rütbeli üç kişinizi söyleyin ve sizi çözeyim. Sizde def olup gidin burdan"dedim Sesim peçemden dolayı erkek gibi çıksada altısıda kadın olduğumdan haberdardı. Z "Neden bize yardım ediyorsun ki o kadar mı malsın? Kendi olduğun tarafı bile satıyorsun"dedi aralarından birisi kim olduğunu çözememiştim çünkü arkamı dönmüş silah koyduğum dolaba yürüyordum. Dolabın kapısını açarak içinden üç silahı ve yedek şarjörü aldım. Son kez sıkıntılı bir nefes verip hepsine göz gezdirdim. Komutanları olduğunu düşündüğüm iki seçenek vardı. Kehribar gözler,hafif buğday ten ve keskin hatlar...komutanları olabileceğini düşündüğüm ilk asker bu kişiydi. Diğeri ise ela gözlere,beyaz tene ve siyah saçlara sahipti koyu kahverengi saçlara sahip olan ilk seçeneğin aksine. Son kez hepsine göz gezdiğimde o kadınında en rütbeli üçüncü kişi olduğuna karar vermiştim. Anahtarla önce kadına ilerlediğimde sinirden kendini kastığını hissediyordum. Siyah saçları,koyu kahverengi gözleri,uzun boyu ve hafif buğday teni ile bence çok güzel bir kadındı. Kaşının yanındaki kabuk bağlamış yaranın onu daha çekici yaptığı kendi fikrimdi. İlk önce sol elini açmaya karar vererek ona doğru eğildim. Debelenmeyi bırakmıştı. Elini açtığımda peçeme asılmak için hamle yapmış ve geri çekilmeme sebep olmuştu. "Hop! Peçeye dokunmak yok"dedim Göz devirip bir şey demediğinden kabul ettiği kanaatine vardım,diğer askerler bizi izlemekten başka bir şey yapmıyorlardı. Sağ elinide açıp ondan uzaklaştığımda anahtarları ona uzattım. O önce kendisini çözerken benim en rütbeli olduğunu düşündüğüm kehribar gözlü adamı kendisinden sonra çözmeyi tercih etmişti. C "Ellerini kaldır"dedi Arkamda soğuk namlu ucunu hissettiğimde histerikçe güldüm. Kadın tüm askerleri çözmüş hepsi üç silahı almıştı. İçlerinde kurşunun olmadığını bilmedikleri silahları hepsi bana uzatmışken bana ellerimi kaldırmamı söyleyen kişiyi dinlemedim. Belimdeki silahı onlara doğrulttuğumda çatılan kaşları ile sırıttım. Askerlerin içinde favorim şu anlık net olarak kadındı bunun nedeni bozmadığı mimikleri ve hep çatık kaşları olduğu kesindi. "Ayıp ama tch tch tch. Yakışıyor mu Türk askerine,o kadar yardım ediyorum size"dedim Y "Ne yardım ama"dedi aralarındaki kadın. Tepkisi beni daha çok güldürmüştü. C "Silahını indir! Bu sana tek uyarım eğer indirmezsen seni öldürmekten kaçınmam"dedi kehribar gözlü iri komutan "Denesene komutannn"dedim 'n' harfini uzatarak. Bu dediğimle kadın yüzünü buruşturmuştu. Ela gözlü ikinci rütbeli asker dışında kalan adamlar ise anırarak gülüyorlardı tabi bu gülen tayfaya kehribar gözlü komutan dahil değildi. Yüzüne dönük olduğum kehribar gözlü adamın kaşları havalandığında silahını bacağıma indirdi ve düşünmeden sıktı. Bir şey olmadığını fark ederken biraz sinirlenmiş gibiydi. Seslice güldüğümde konuştum. "Tüh doldurmayı unutmuşumm"dedim "Kusura bakmayasın komutan hıhı affeeetttt"dedim Sonrasında toparlandım. Bu kadar şebeklik yeterliydi. Öksürerek kadına adımladığımda ona silahı tuttuğumdan bana dikkat kesilmişti. Tepkisini önemsemeyerek arkadaki çıkışı aradım. Sert bir tekme savurduğumda zaten dayanıksız olan duvar kırılmıştı. Askerler bana bakarken onlara döndüm. Sadece gözlerim açık olduğundan sırıttığımı göremiyorlardı. "Buyursunlar efendimmm. Bana biraz daha katlanmalısınız o yüzden takip edin. Burdan sizi uzaklaştıracağım"dedim Onlarda kafalarını sallarken yürümeye başladım. İtlerin kontörle gelebilme ihtimalleri bulunduğundan seri davranıyordum. Uzun bir yürüyüşün sonunda elimden çekilen silahımla onlara döndüm. Sinirden kıstığım gözlerim silahımı alıp bana doğrultan kehribar gözlü komutandaydı. C "Sende bizimle geliyorsun yeşil gözlü şakamatik"dedi En az benim kadar sırıtarak konuştuğunda göz devirmeden edemedim. Peçeme elini attığında otomatikman geri çekilmiştim. "Peçeme dokunma!"dedim Sesim ciddi anlamda sinirli çıkmıştı. Omuz silktiğinde tekrar konuştu. C "Peki öyle olsun Olga,Oflaz ve Sonat tutun Olga'mızı birazda biz misafir edelim kendisini inimizde"dedi Göz devirdiğimde bu kişiler kollarımı tutmuş ve görüş açımızda olan helikoptere beni sürüklemeye başlamışlardı. Çöp gibi atıldığımda beni bir yere oturttular. Kehribar gözlü komutanın emir verdiği askerler yanıma otururken Oflaz olanın yanına başka bir adam ve karşı koltuklara rütbeli üç kişi diye hitap ettiğim kehribar gözlü komutan,o kadın ve ciddi ela göz oturmuştu. Tekrar göz devirdiğimde sertçe arkama yaslandım... 🪽 Sonunda helikopter Şırnak askeriyesine iniyordu. Timin en komiğinin Oflaz ondan sonra en az ciddi durabilenin Sonat olduğunu öğrenmiştim. Timden diğer bir adını öğrendiğim kişi Oflaz'ın yanına oturmuş olan Oruç'tu,değişik bir ismi vardı... Sonunda kapı açıldı ve hızla ayağa kalkan kadın ve ela göz helikopterden çıktı. Ellerimi tutan Oflaz ve Sonat beni kaldırdığında bizde inmiştik. Arkamızdan önce Oruç inerken sonrasında komutan inmişti. Karşımda albayı görmem ile tepki vermedim. Zaten beni buraya getirdiklerinden haberi olduğunu düşünüyordum. Hayri albayın da bu albaya benim asker olduğumu söylediğini umuyordum... Kehribar gözlü komutan "SANCAK TİMİ 1 YÜZBAŞI,1 KIDEMLİ ÜSTEĞMEN,1 ÜSTEĞMEN,2 TEĞMEN VE 1 ASTEĞMEN İLE GÖREVİ BAŞARISIZLIKLA TAMAMLAMIŞTIR KOMUTANIM"dedi Sona doğru sesi kısılan komutan ile sırıttım demek yüzbaşıydı. Benden rütbeliydi bense üsteğmendim. "Üsteğmen,kadını sorgu odasına götür"dedi Gözlerimi benden hiçççç hoşnut olmayan kadın askere çevirdiğimde o çoktan Oflaz ve Sonat adındaki askerlerin yerini almıştı. Kendisine zorluk çıkarmadan yürümeye başladığımda askeriye binasına girmiştik. Gözlerim tek bir kişiye deydi. Binbaşı Seçkin Alp? Onun burda ne işi vardı. Abimin burda ne işi vardı? O beni peçeden tanımazken beni kollumdan çekiştiren kadın abime baş selamı vererek sorgu odasına ilerledi. İlerlerken beni çekiştirmeyi eksik etmemişti. Beni ittirerek sorgu odasına sokmuş ve kapıyı örtüp beni sandalyeye oturtmuştu. Y "Ellerini uzat"dedi "Adın ne?"dedim Beni umursamamıştı bile. Ellerime kelepçe taktığında arkasını dönerek odadan çıktı bende bu boşluğu fırsat bilerek ellerimi çözmüştüm. Odanın kapısı bir kez daha açıldı. Gözlerim gelen kişiye döndü. Adını bilmediğim albay. "Üsteğmen Anjeanika Zhanna Yıldırım/Ankara/Emret Komutanım"dedim ayağa kalkarak. A "Rahat asker,oturabilirsin bu bir emirdir"dedi ve konuşarak karşıma oturdu. A "Belgeler?-koyduğum yerden belgeleri çıkardım ve ona uzattım-ben Albay Bahri Koçak sende Asena olmalısın Hayri senden epey bahsetti"dedi Konuşması ile sadece kafamı salladım. Görev bitti,ciddiyet geldi. A "Yeni görev yerin burası Asena ve gördüğün tim ise yeni timin Sancak timi. Bir hafta izinlisin. Bir hafta askeriyeye ayak bastığını görmeyeyeyim. Erlerin birisi sana temiz kıyafetler getirecektir sonrasında askeriyeden çıkabilirsin"dedi. Kısaca kovmuştu beni. Kafamı tekrardan sallayarak ayağa kalktım. Albay önden çıkarken odada birkaç tur attım. Tam üçüncü turuma başlıyordumki kapı çalındı ve içeri albayın bahsettiği er girdi. Er Eren Balıkçı/Eskişehir/Emret Komutanım"dedi "Rahat asker,kıyafetler?"dedim Er bana elindeki asker yeşili eşofman takımını uzatıp çıkmıştı. Uzattığı kıyafetleri hızlıca giydiğimde uçan adımlarla odadan çıktım. Abimi bulmam gerekiyordu. "Binbaşı Seçkin Alp'in yanına götür beni"dedim bir er çevirip. Kafasını salladığında onu takip etmeye başladım. Beni bir odanın önüne getirip gitmişti. Binbaşı Seçkin Alp yazısından dolayı odanın abime ait olduğunu anlamak zor değildi. Kapıyı çalarak gelen onaylama sesi ile içeri girdim. Beni gördüğünde şaşırmıştı. "Üsteğmen Anjeanika Zhanna Yıldırım/Ankara/Emret Komutanım"dedim karşısına dikilerek. Abim "Rahat! Asena,abicim? Görevden dönmüşsün? Benim neden haberim yok"dedi "Yeni döndüm abi bir saat bile olmadı"dedim o konuşmam ile kafamı sallamış ve oturmamı işaret etmişti. Abi-kardeş ilişkisinde olduğumuzdan uzatmadan oturdum. 🪽 Yeni bir ev satın almış,annemler ile konuşmuş ve Sude ile Selçuk'a da geldiğimi haber vermiştim. Üzerime giydiğim geceliği düzelterek üstüme örttüğüm pikeyi teptim. Ev çok sıcaktı. Kendimi geceye bırakırken uyku kollarımın arasında varolmuştu... 🪽 Gözlerimi sabahın köründe çalan telefon ile açtığımda numara yabancıydı. Ve üstelik bir Türk numarası değildi. Rusya'ya ait bir numaraydı. (Konuşmalar Rusça) -Alo? +Merhabalar Anjeanika Zhanna Yıldırım ile görüşüyorum? -Evet buyrun? +Efendim ben Rusya Moskova Özel Hastanesinden arıyorum -Sebebi nedir? +Efendim yıllar önce yapılan doğumunuzda karıştığınızı düşünüyoruz rica etsem yarın olabildiğinin en erkeni hastanemizde olabilir misiniz? Nasıl olacaktım en erkeni acaba? -Denerim,geleceğimden şüpheniz olmasın iyi günler Telefonu kapatıp kendimi yatağa attım. Ne yani babamın kızı değil miydim?... 🪽 Bölümü beğendiniz mi? 1516 Kelime:) Yeni bölüm yakındaaa Görüşürüzzz Deniz suyu ile ıslatıldınızzz 🪽 |
0% |