Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@denizkiyisi

Merhabalar yeni bölüme hoşgeldiniz

Uzatmadan bölüme başlayabilirsiniz diyorum. Bol bol yorum ve oy bekliyorum

🏹

Earl “Sikeceğim senin şansını Bella”dedi


Kaliforniya da çoğunluk İngilizce konuşsada İspanyolca konuşanlarda yoğunluktaydı.


“Ayıp”dedim gülerek


Bugün olanları düşünmemeye çalışsamda o kişiler arka koltuklarda oturmuş bizi dinliyorlardı. Uçağın vip kısmındaydık ve partide içtiğimiz yetmezmiş gibi birer kadehte burda içiyorduk.


Evan “Bir yolunu bulamaz mıyız?”dedi


“Babam kolayca alabiliyor olduklarını söyledi. Kötü görünüyordu. Annemden sonra öz bebeğininde öldüğünü öğrendi. Üstelemek istemedim ama bir ay sonra benden kaçamaz”dedim yutkunamayarak


Evan “Üzülmüyorsun değil mi?”dedi belki bir umut


“Yanımda siz varken nasıl üzülebilirim. Teşekkür ederim”dedim


Elena “Hığ hığ”dedi Elena sarhoşluktan boş boş sesler çıkararak


Evan “Ben hep yanındayım yani biz”dedi toparlamaya çalışarak


Ondan hoşlanıyordum. Onunda benden hoşlandığını düşünsemde Elena’nın diyişiyle ikimizde mal olduğumuzdan bir adım atmıyorduk. Belki kafamın şu an iyi çalışmaması bahanesiyle Evan’a adım atabilirdim.


Bir saatten fazladır bizi anlamamaları için İspanyolca konuşuyorduk. Umarım amacımıza ulaşıyoruzdur. Yoksa boşadır bu çaba!


Earl “Sıkıldım ya keşke kavga bir şey çıksa”dedi içtenlikle


Evan “Şurdan sana bir koyarım anlarsın kim kavga ediyor etmiyor”dedi


Earl “İyi be! O zaman ben uyuyorum. Bella sen uyandırırsın beni güzelim ben bunlara güvenemedim şimdi”demesi ve kafasına şaplak yemesi bir olduğunda gülerek kafamı salladım.


🏹


Earl’ı silkeleyerek uyanmasını tonlarca kez söylediğimde işe yaramadığını gören Evan uçağın vip barından bir bardak soğuk su istedi ve Earl’a ilerledi. O ara Sonkan çifti,Elena ve ben onu izliyorduk.


Earl’ın yüzüne suyu dökmesi ile Earl’ın konuşurken tüm tuşlara basması bir oldu.


“Yüce İsa! Ha! Pislik! Gel buraya!”dedi Earl,Evan’ı kovalamaya başlarken.


Mila Sonkan bana yaklaştığında göz ucu ile ona baktım.


Mila Sonkan “Senden çok özür dilerim kızım ama seni yanımıza almanın başka bir yolu yoktu”dediğinde sadece kafamı salladım. Umrumda değildi.


Hostes yavaş adımlarla yanımıza yaklaştığında topuklu ayakkabılarının sesi onun geleceğini önceden haber veriyordu.


Hostes “Efendim iki dakika sonra iniş yapacağız lütfen yerlerinize oturun ve kemerlerinizi bağlayın”dediğinde hepimiz eski yerlerimize oturmuş ve dediği gibi kemerlerimizi bağlamıştık.


🏹


Sakince iç çektiğimde arabanın önüne geldiği demir kapıya baktım o sırada kapı açılmıştı .


Elena’lar havaalanından taksi ile bir otele gitmişlerdi. Earl’ın arabası iki gün sonra Türkiye’ye getirilecekti.


Araba yalı gibi bir evin önünde durduğunda arabadan indim. Gözlerim sakince evi taradığında önemsemeyerek arabanın bagajına yöneldim. Sanırım Metin bey donup kalmamı bekliyordu ki şaşırmıştı. Daha büyük evler görmüştüm öldürdüğüm suçlulara ait!


Metin bey valizlerimi korumalara verince kaşlarımı çatıp valizimi korumanın birinden çekmeye kalktım. Oyuncaklarım onun içindeydi.


“Eşyalarımı bırakın”dediğimde kafasını iki yana sallayıp Metin Sonkan’a döndü.


Metin Sonkan “Odana kadar taşıyacaklar Bella”dedi bırakmam için


“Ben taşırım”dedim. Onlarla İngilizce konuşuyordum.


Metin Sonkan “Bella sadece odana kadar taşıyacaklar merak etme zarar vermezler”dedi


“Verirlerse onları öldürürüm”dedim sakince ve bırakıp eve yürüdüm. Sinirlenmiştim. Onlara inat Türkçe konuşmayacaktım.


Mila Sonkan peşimden koşturduğunda benden önce zile bastı. Kapı anında Mila Sonkan’dan daha yaşlı bir hanımefendi tarafından açılmıştı.


? “Mila’m sana benziyor ya bu”dedi. Biraz bağırmıştı.


Mila Sonkan “Benim kızım herhalde bana benzeyecek Hürremcim”dedi


Ben onları sakince dinlerken Mila Sonkan beni içeri iteklemişti.


Salonda görmeyi beklemediğim 6 adamla karşılaşınca kaşlarımı çattım. Sadece birisi benden küçük görünüyordu. Yani sanırım.


?? “Anne bunu niye getirdiniz bir yabancımız eksikti zaten”dedi herhangi biri


Bu yaptığı daha çok kaşlarımı çatmama sebep olurken ellerim cebimin üstünde tetikte bekliyordu. Eğerki sorun çıkarsa çakım onlara asıl sorunu gösterecekti.


Mila Sonkan “Susun! O sizin kardeşiniz”dedi sertçe. Buna şaşırmıştım. Gözüme duygusal gelmişti oysa.


??? “Anne saçmalıyorsunuz”dedi


Mila Sonkan “Mert!”dedi


Mert “Def olsana kızım evimizden ait olduğum çöplüğe yallah”dediğinde kaşlarım olabildiğince çatıldı.


?? “Abim sana dedi hadisene aptal”dediğinde göz devirdim. Bu hareketim onu sinirlendirmiş olacakki üstüme yürüdüğünde salona giriş yapan Metin Sonkan’ın sesi duyuldu.


Metin Sonkan “Meriç eğer kızıma zarar verirsen bacaklarını tek tek kırarım oğlum”dedi sert sesi ile


Mert “Abartma baba istersen”dedi uyuz olduğum kendini bilmez


Mila Sonkan “Susun artık”dedi ve bana döndü.


Mila Sonkan “Kusura bakma kızım. Sana ailemizi tanıtayım”dedi


Annelerinin İngilizce konuşması ile kaşları çatılan altı adamda bana bakıyordu.


Mila Sonkan “Abilerin Merih,Mert,Meriç ve Miraç. İkizin Mir. Kardeşin Mete”dediğinde sadece kafamı salladım.


Mila Sonkan “Kardeşiniz Bella”dediğinde düzeltmek için konuştum.


“Bella Kai North”dedim


Mert “Kimse senin adını merak etmiyor”dediğinde onunla konuşmamak için kendimi zor tuttum.


Meriç “Anne fikrimizi belirtmiştik. İstemiyoruz götürün şunu”dediğinde göz devirdim.


Mete “Ben Mete memnun oldum”diyen biyolojik kardeşime döndüm. İngilizce aksanı pek iyi değildi ama tatlı söylemişti.


“Bende”dedim ona katılarak ve gülümsedim.


Mila Sonkan’a döndüğümde bana gülümsedi ve bende konuştum.


“Odama çıkmak istiyorum. Saat daha erken uyumalıyım”dedim


Mila Sonkan “Kahvaltı saatimiz geldi istersen bir şeyler ye sonra odana çıkarsın”dedi


Kahvaltı etmem”dedim


Mila Sonkan “Pek o zaman. Mete! Ablanı odasına çıkar oğlum”dedi


Mete kafasını salladığında onu takip etmem için bana döndü ve peşinden gelen ben ile salondan çıktı. Çıkmamız ile oradaki konuşmalar tekrar canlanmıştı.


Asansöre bindiğinde bende onun gibi asansöre bindim.


Mete “Türkçe hiç mi bilmiyorsun”dediğinde kafamı yukarı aşağı sallayacaktım ki fikir değiştirdim.


Ama bu fikir değiştirme bana işe yaramadı ve kafamı yukarı aşağı salladım. Türkçe bildiğimi bilmesine gerek yoktu.


Mete “Desene iyi ki İngilizce öğrenmişim”dediğinde kıkırdadım.


O sırada asansör açılmıştı. Bana asansörden inmemi işaret verdiğinde onu dinleyip kendisini takip ettim.


Oda kapısının önünde durduğunda konuştu.


Mete “Karşındaki oda benim yanındaki ise abim olan ikizinin ihtiyacın olursa çekinmeden birimize de”dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden odasına girdi


Bende bana verilen odanın içerisine gitince odayı kısaca süzdüm. Beyaz ve gri renkleri çoğunluktaydı.


Oyuncaklarımı kontrol etmeliydim…


🏹


Loading...
0%