Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@denizkiyisi

Fazla uzatmak istemiyorum yeni bölüme hoşgeldiniz lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Bölümler üç günde bir gelecektir fakat oy sınırım dolarsa erken gelebilir.

Oy sınırı kitabın ikinci bölümü olduğundan 3

Diğer bölümde görüşmek üzere iyi okumalar açmak isteyenler açabilir bölüm şarkısı:

✨JULİA MİCHAELS-HEAVEN✨

#

Allık fırçası son kez yüzümde gezinirken aynadaki görüntümü izlemeye devam ettim. Düğün birazdan başlayacaktı. Üzerimde bir yıl önce yabancı bir sanatçının düğününde giymesi ile gündem olan bir gelinlik vardı. Gelinlik zaten epey pahalı olan bir İtalyan moda markasına aitti. Çok sevilsede bu sanatçı giyince büyük bir ün almıştı.

Aynadaki yansımama daha dikkatli baktım. Mavi gözlerim göz makyajını bozmayacak şekilde doluydu. Sarı saçlarım hoş bir şekilde toplanmış ve duvak takılmıştı. Gördüğüm anda kalbimden vurulduğum gelinliğimi ve ayakkabılarımı anlatmaya gerek yoktu.

Makyaj artistti makyajımın üstünden geçmeyi bıraktığında kapı çalınmadan açıldı. Sapık kocam gelmişti. Makyaj artisti ve diğer görevliler konuşmadan çıkarken o bana yürüdü. Yüzümü ona dönmedim. Ayakta aynanın önünde dikiliyor ve bana yaklaşmasını izliyordum.

Ruhsuz olursam benden daha çabuk bıkardı. Ağlayıp yalvarmam sanırım ona umut veriyordu. Peki ben ruhsuz olabilir miydim? Bilmiyordum.


"Çok güzel olmuşsun Biluna'm tıpkı bir melek gibi"dediğinde onun duyacağı şekilde mırıldandım.


"Kanatları kırılmış ve artık uçamayacak kadar özgür olmayan bir melek gibi"dedim


Kaşlarını çatarak dibime geldi. Bir elini belime koydu ve ben daha bir şey diyemeden beni yürütmeye başladı. Yavaş adımlarla önce gelin hazırlanma odasından çıktığımızda beni düğün salonuna doğru yürüttü. Klasik bir müzik olan giriş şarkımız başlamıştı.


"Sana hayattayken cenneti yaşatacağım Biluna'm"dediğinde susmayı tercih ettim. Kolunu bana girmem için uzattığında bir şey yapmadan durdum. Üstümüzdeki gözler ve büyük kalabalık kendisini belli ediyordu.


"Koluma gir meleğim"dediğinde uzatmadan girdim. Kalabalık gerilmeme sebep oluyordu.

Yavaş adımlarla düğün salonunun göbeğine girdiğimizde ilk dansımızı yapmak için şarkı değişti ve Leonardo'nun kolundan ayrıldım. Bana yavaşça elini uzattı. Yüzünde reddedilmeyi asla kabul etmeyen bir görüntü vardı. Elini tuttuğumda beni kendine çekti ve elleri belimde yerlerini aldı. Bende rol icabı ellerimi onun boynuna dolarken o bundan memnundu. Mutluluğunu bozacak şekilde kulağına fısıldadım.

"O imzayı alsa atmayacağım!"dedim hırsla

"Eda'nın ölüme çok yakın olduğunu düşünerek bir daha düşün güzelim"dediğinde gözlerine baktım.

Eda,bebeklik arkadaşım. Kıyemtlim. Her şeyim. Beni onunla tehdit ediyordu.

"Ona eğer zarar verirsen!"dedim ve bir şey bulamayarak sustum. Kıkırtısı kulağıma gelmişti fakat şarkı sesi onun sesini biraz olsun bastırıyordu.

Biz dans etmeye devam ederken kameralar bizi çekiyordu.

"Ona zarar verip vermeyeceğim sana kalmış güzelim. Evet dersen benimde cevabım evet. Arkadaşına zarar vermem. Ama hayır dersen bende olumsuz olacağım"dediğinde daha fazla konuşmadım. Ağlamak istemiyordum.

#

"Leonardo Caruso'yu eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"dedi nikah memuru. Cümle baştan aşağıya İtalyanca'ydı. Pek anlamasamda ne dediğini zaten biliyordum.

"Evet"dedim sadece. İtalyanca kurabileceğim en iyi cümle buydu sanırsam. Bir türlü bu dili tamamen öğrenememiştim.

Aynı soruyu değiştirerek özgürlüğümün katiline sorduğunda ondan daha çoşkulu bir evet gelmişti.

Leonardo beni öpmek için ayağa kalkarken bende mecburi olarak kalktım. Önce tüm kalabalığa bir göz gezdirdim ardındansa Leonardo'ya geri döndüm.

Önce bana baktı ve ona her ne kadar dudağımdan öpme mesajı versemde dudaklarını kısa süreli dudaklarıma bastırıp geri çekildi.

Pasta dağıtılmaya başlarken gelin ve damatla çekilen o çok amaçlı fotoğrafların vakti gelmişti.

#

Yavaş adımlarla eve girdik. Leonardo'nun çekirdek ailesi ile ayak üstü tanışmıştım. Babası ölmüştü. Annesi,bir kız kardeşi ve erkek kardeşi vardı. Onlarla iyi anlaşmıştım. Sapık gibi uyuz değillerdi.

Leonardo'nun kendi evinde yaşayacaktık. Gördüğüm kadarı ile üç katlı bir villaydı. Koyu gri rengine ağırlık verilmiş,bahçe koruma doluydu.

"Bebeğim sen odaya çık ben korumalarla konuşup geliyorum tamam mı?"dediğinde göz devirdim.

"Oda nerde?"dedim

"Merdivenlerden çıkınca karşına çıkan ilk kapı değil diğer kapı"dediğinde onaylayıp gelinlikle zorlanarak yukarıya çıktım.

Odayı bulup girdiğimde amacım o ruh hastası gelmeden pijamalarımı giymiş olmaktı. Seri şekilde ilk önce makyaj masamın önüne geçtim. Makyajım biraz ağır olduğundan çıkarmak uzun sürmüştü ama becermiştim.

Giyinme odasına geçtiğimde benim tarafım olduğunu anladım yerin karşısında durup gecelik-pijama yerine göz gezdirdim. Her şey çok kısaydı. Beni en çok kapatacağını düşündüğüm siyah şort-askılı tişört geceliğini giydim.

Saçımı bozup taradığımda bir şekilde uykuya hazırdım. Ben koltuğun ucuna oturunca anında kapı açıldı. İtalyan sapığım gelmişti...


Loading...
0%