Tıktıklanan kapı ile sigarayı aceleci bir tavırla söndürdüm. Nereye koyacağımı bilemeyerek sigara çöpünü elimdeki çakmak ile balkonun köşesinde bulunan saksının içine attım.

Üstümde sigara kokusu aldığımdan siyah kapüşonlu hırkamı çıkardım ve kenara bıraktım. Balkon kapısını açıp yeni odama girdim.

Bulut “Abicim? Müsait misin bak geliyorum”dedi

“Ha! Evet! Tamam gel”dedim

Hala değiştirmediğim pantolonumu içgüdüsel olarak düzelttiğimde kapı açıldı.

Bulut “Abicim yemek hazırmış üstündekilerini değiştir ve yemeğe gel olur mu? Bugün bir şey yemedin”dedi

Kafamı salladım. O ise gülümseme yollayıp çıkmıştı.

Garson olarak çalıştığım kafenin sahibi olan Turan abiyi arayıp iki günlük izin alabilmiştim. Kafede dört kişi çalışıyorduk. Ve dört kişiden biri ben olduğumdan Mercan abla,Mercan ablanın eşi Turan abi ve oğulları Tarkan’ın daha çok çalışmaları gerekiyordu.

Odadaki giyinme odası olduğunu düşündüğüm odaya ilerledim. Garsonluk yaparak yıllarca çalışsamda böyle bir evin bir odasını satın alamazdım. Lüks bir odaydı. Güzel döşenmişti ve o da yetmezmiş gibi giyinme odası ve tuvaleti de vardı.

Giyinme odasından sırf rahat ve basit olsun diye koyu gri bir eşofman alıp geçirdim üzerime. Bir beden büyüktü fakat lastikli olduğundan iplerini bağladığımda kötü görünmemişti.

Odadan çıkarak yemek odasına doğru yol aldım...