@denizkiyisi
|
Yemeğim bitmişti. İçimdeki rahatsızlık devam ediyordu. Bu rahatsızlığın tek sebebi şu an tanımadığım ama ailem olduklarını iddia eden insanlarında evinde kalıyor oluşumdu. Yiyebileceğim son lokmayı yediğimde çeyrek dolu olan tabaktan kafamı kaldırıp biyolojik babama döndüm. Yanlış hatırlamıyorsam adı Demir'di. "Ben doydum. Masadan kalkabilir miyim Demir bey?"dedim Demir bey "O nasıl laf kızım benden izin almana gerek yok ve mümkünse baba diyemiyorsan bile amca de"dedi "Bence gereksiz bir samimiyete gerek yok Demir bey"dedim Demir bay kısmına ufaktan baskı yaparak. Ayağa kalktım ve kimsenin yüzüne bakmadan yemek odasından çıktım. Odama çıkmak istemiyordum. Odama geçtiğim anda huzursuzluk yükleniyor kendimi sigara içmekten veya ağlamaktan alı koyamıyordum. Bu nedenle salona geçtim. Daha önce fark ettiğim gibi büyüktü. Üç tane üç kişilik koltuğu ve üç tane tek kişilik koltuk bulunuyordu salonda. Onun dışında koltukların ortasında bulunan büyük bir sehpa ve oturanların rahatlıkla görebileceği büyük bir televizyon. Salondaki büyük vazo ve saksıdaki palmiye ağcıda dekorların bazılarındandı. Üçlü koltuklardan birine oturdum ve telefonumu elime aldım. Tarkan yazmıştı. Tarkan: Senin için endişeleniyorum. Annemlerin dediği doğru mu? Şu anda yetimhanede misin? Geliyorum. Geldim ama müdüre senin çoktan ailene gittiğini söyledi Yaz artık Rüya Rüyaaaaa Okula gelecek misin? Ah arıyorum lütfen aç Birçok mesaj atmıştı. Ama yazışacak kafa bende yoktu. Bu yüzden kısaca sorularını cevapladım. :Doğru :Okula geleceğimi sanmıyorum Ama iyiyim Birkaç saat sonra seni ararım fakat endişelenecek bir durum yok Diye yazdım ve tam wattpad'e girecekken salondan içeriye Doğaç girdi. Sırıtarak yürüyüp yanıma geldiğinde telefonumu hızla kapadım ve kucağıma bıraktım. Doğaç "Nasılsın?"dedi konuşmayı başlatmak için "Hiç. Aynı yani sadece bir tık daha aksiyonlu. Sen?"dedim Doğaç "Çok daha güzel ve farklı"dedi "Hım sevindim"dedim zoraki gülerek Doğaç "Hangi okulda okuyorsun?"diye bir soru yöneltti. Sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi mezun olsak bile bizi bırakmayacak lanet olası okuldan konuşuyorduk. Muhtemelen iş gezilerinde bile hangi okulun mezunu olduğumuzu sorarlardı. "******* okulları. Sen?"dedim Doğaç "Karadağ koleji"dedi kısaca Kafamı sallamakla yetinmiştim. Dediği okul İstanbul'un en zenginlerinin okuduğu iki okuldan biriydi. Bursluların ezildiğini duymuştum ama dediklerine göre eğitim o okulda farklı bir boyutmuş. Doğaç "En sevdiğin ders ne?"dedi "Açık konuşmak gerekirse hiçbir dersi sevmem bu yüzden pazar günü okul hakkında konuşmayı lütfen kes"dedim artık bıktığını belli ederek. Doğaç "Pardon...spor yapar mısın? Bence sen voleybolcusun tam o tip var sende"dedi "Hayır yanlış cevap voleybolcu değilim spor yapmayı da pek sevmem. Sadece 3 yıl kendimi korumayı öğrenmek için boksa gitmiştim o da önceydi"dedim "Sen bu soruyu sorduğuna göre sporcusun?"dedim Doğaç "Doğru tahmin nerden bildin?"dedi "İyi bir gözlemci olduğum doğrudur fakat sporcu olduğunu anlamak için üstün bir gözleme gerek yok. Uzun boy,kaslı vücud falan. Dövüş sporu,yüzme veya basketbol?"dedim Doğaç "Basketbol..."dedi sakince Kafamı salladığımda yakın oturduğumuzun farkına yeni varmıştım. Kendimi en köşeye çekip arkama yaslandığımda salondan içeri Bulut ve Çağrı girdi. Çağrı ve Bulut karşımızdaki koltuğa otururken Cenk'te salondan içeri girerek tekli koltukların birisine oturmuştu. Etraf kalabalıklaştığı için susmuştum. Bir erkekle dostça sohbet etmek gayet normaldi fakat tanımadığım dört erkekle tek kız olarak konuşmak rahatsız ediciydi. Bulut "Abicim? Biz geldik diye susmadın değil mi? Eğer öyleyse küserim sana. Gönlümü almak zordur baştan söyleyeyim"dediğinde göz devirdim. Bulut bu hareketime herkes gibi gülmüştü. Cenk ise sırıtmakla yetinmişti. Geldiğimden beri yüzüme bakmayan bir o vardı. Ayvaz soğuk bir ifade ile baksada o bakmamaya yemin etmiş gibiydi. Ama şu an bana gülmüştü. "Yok. Konuşacak bir konu yok. Boş konuşmakta tercihim değildir eğer gerekli bir şey öğreneceksem dinlemeyi tercih ederim ama"dedim Doğaç "Ayvaz ve Cenk abim gibi..."dedi yanımda sessizce ama ben duymuştum. Başkasınında duyduğunu sanmıyordum. Çağrı "Sayısalcı mısın sözelci mi yoksa eşit ağırlık mı?"dedi HERKES NİYE OKULDAN BAHSEDİYOOOOORRRR Doğaç "Biz okuldan konuşmaya tövbeliyiz abi. Pazar günü okul hakkında konuşmak istemiyor ikizim!"dedi sonda yükselerek Çağrı "Doğaç? Abicim senin ateşin mi var? NE BAĞIRIYORSUN MORG DOLABINI GÖTÜNE SOKTUĞUM"dedi Bulut "Sakin olun bir oğlum Rüya var yanımızda"dedi Yaşlarımı çattım. "Neden? Kızlar küfür edemiyor mu ya da duyamıyor mu?"dedim Bulut "York abicim ondan değil. Bu kafası güzel piçler seni ilk günden korkutmasın"dedi Boş boş kafamı salladığımda içeri Ayvaz ve biyolojik anne-baba çifti girdi. Demir bey "Çocuklar biz annenizle acil bir iş yemeğine çıkıyoruz. Oğlum Rüya'ya dikkat edin. Başınıza da iş açmayın"dedi Bulut ve Ayvaz'a hitaben... |
0% |