
Sonbaharın o hafif serinliği, Rax’ın odasına sızmıştı. Duvarda asılı eski bir gitarın telleri, rüzgarın etkisiyle hafifçe titriyordu. Odaya düşen ışık, yavaşça değişen renkleriyle yumuşak bir huzursuzluk yaratıyordu. Rax, elindeki defteri masasına koydu ve bir süre, pencerenin kenarındaki sararan yaprakları izledi. Gözleri uzaklara daldığında, kelimeler kafasında birbirine karışıyordu. Ama bir şeyler vardı. Bir şeyler yazması gerekiyordu. Kalemini alıp defterin ilk sayfasını karalamaya başladığında, içinden geçen duygulara doğru adım atıyordu. "Bir şeyler kayboluyor," diye fısıldadı, yazmaya başladığı şarkının ilk sözleri için bir anlam arayarak. "Ve belki de kayboldukça daha çok buluyoruz."
Rax odanın ortasında, bir elinde defter, diğerinde kalemle dolanıyordu. "Bu kadar kolay aslında," dedi gülerek. "Sadece ritmi hissetmek gerekiyor." Vera kaşlarını kaldırdı. "Eminim öyledir," dedi, biraz alaycı ama eğleniyor gibiydi, Rax defteriyle oynayarak odanın ortasında dolanmaya başladı. "Bence nakarat tam böyle olacak," dedi, melodiyi biraz daha belirgin bir şekilde mırıldanarak. Vera sandalyesinden kalktı, deftere doğru uzandı. "Ver şunu, bir bakalım ne karalamışsın." Rax, defteri hızla arkasına sakladı. "Sen sadece eleştirmek için mi buradasın, yoksa gerçekten yardım mı edeceksin?" Vera gözlerini devirdi. "Belki ikisi birden. Hadi, bakayım şuna." Lyra gülerek araya girdi. "Tamam, siz ikiniz sakin olun. Şarkıyı bitirmemiz lazım, yoksa sabaha kadar burada olacağız." Kai gitarını akort ederken onlara baktı. "Bence bırakın Vera baksın. Belki gerçekten iyi bir şey çıkarmışsındır, Rax. Şaşırt bizi." Rax kaşlarını kaldırdı ama sonunda defteri Vera’ya uzattı. "Tamam ama beğenmezsen hiçbir şey söyleme, tamam mı?" Vera bir süre sessizce okudu. "Hmm… Tamam. Çok da kötü değil. Ama şu kısmı değiştirsek daha iyi olur." Rax gülerek başını salladı. "Tabii, tabii. Yine her şeyi değiştirelim. Neden olmasın." Vera deftere hızlıca bir şeyler karaladı ve Rax’a döndü. "Şu kısmı biraz daha netleştirdim. Bak bakalım, beğenecek misin?" Rax defteri eline aldı, bir süre sessizce baktı, sonra başını hafifçe eğerek gülümsedi. "İyi... Ama sadece birazcık. Yine de bu benim fikrimdi, unutma." Vera kollarını kavuşturdu. "Tabii, tabii. İlham kaynağı sensin, emin ol unutmayacağım." Bu sırada Kai, gitarıyla daha hızlı bir ritim çalmaya başladı. "Hadi, şu an hazır gibiyiz. Herkes bir denesin bakalım." Lyra derin bir nefes alıp ritme uygun bir melodi mırıldandı. "Tamam, bu gerçekten olacak gibi. Hadi nakarata bir şeyler ekleyelim." Rax sesini biraz yükseltti. "Bekleyin! Son kısımda bir sürpriz yapmamız lazım. Şarkı sadece ritimle akmamalı, vurucu bir an olmalı." Vera gözlerini devirdi ama bu kez itiraz etmedi. "Peki, vurucu anı sen mi bulacaksın, yoksa hazır bir fikrin var mı?" "Tabii ki var," dedi Rax, ellerini cebine sokup odanın ortasında durarak. "Ama önce şu melodiyi biraz daha geliştirelim. Sonra sizin zayıf kısımlarınızı toparlarım." Kai güldü. "Rax, efsane mütevazılığınla her zamanki gibi formundasın." Oda kahkahalarla çınladı. Enerji gitgide artıyor, herkes bir şekilde şarkıya katkıda bulunuyordu. Bir süre sonra sözler yerine oturdu, melodi tamamlandı. Sonunda herkes birbirine bakarak derin bir nefes aldı. Lyra, gülerek başını salladı. "Sanırım oldu." Kai gitarını bırakıp yerinden kalktı. "Evet, bu albümdeki en hızlı yazdığımız şarkı olabilir." Rax arkasına yaslanıp kollarını iki yana açtı. "Tabii ki benim sayemde. Teşekkür etmeyin." Vera, hafifçe gülümseyerek başını salladı. "Elbette, çünkü sen olmasan hiçbirimiz bunu başaramazdık."
Grup şarkıyı bitirdikten sonra bir anlık sessizlik oldu. Herkes birbirine bakıyor, o anın tadını çıkarıyordu. Fakat, Rax birden arkasını döndü, yüzü biraz daha ciddileşmişti. Vera, Rax’ın bu halini fark etti. "Bir sorun mu var?" diye sordu, hafifçe endişelenmiş bir şekilde. Rax omuzlarını silkerek cevapladı. "Yok, sadece... belki de bu şarkıyı gerçekten doğru yapamadık." Kai hemen araya girdi. "Ne diyorsun Rax? Bu albümdeki en enerjik parça oldu!" Lyra da destekledi. "Gerçekten iyi hissettik, herkes katkıda bulundu." Rax kafasını salladı, gözlerinde bir tedirginlik vardı. "Hepiniz sadece bana uyuyorsunuz. Hiç kimse gerçekten ne istediğini söylemiyor." Vera gözlerini devirdi. "Şimdi ne demek istiyorsun? Biz sana uyuyoruz diye mi kendini kötü hissediyorsun?" Rax bir adım daha attı, yüzündeki ifade daha da sertleşmişti. "Bazen herkesin fikirlerini duyduğumda, sadece bana bir şeyleri kabul ettiriyorsunuz gibi hissediyorum. Bu albümde gerçekten ben miyim?" Kai, ortamı yumuşatmaya çalıştı. "Rax, dur. Kimse seni küçümsemiyor ya da seni unutmuyor. Hepimiz bir takımız." Lyra, biraz zorlanarak araya girdi. "Belki de birbirimize daha çok odaklanmalıyız. Sadece şarkı değil, bu süreç de bizim için önemli." Rax bir an durakladı, sonra başını iki yana sallayarak sinirli bir şekilde odanın köşesine yöneldi. "Bilmiyorum, belki de bu kadar fazla insanla çalışmak bana göre değil." Vera, ona doğru ilerledi. "Sana gerçekten güveniyoruz, ama sen de bize güvenmelisin." Odanın havası bir anda değişti. Gerilim yükselmişti. Ancak kimse ne olduğunu anlamadan Rax, "Bu konuda biraz yalnız kalmam gerekiyor," diyerek kapıyı arkasından kapattı. Odada bir sessizlik hakim olmuştu. Herkes kendi düşüncelerine dalmıştı. Lyra, pencereye doğru ilerledi ve dışarıya baktı. Sonbaharın gri gökyüzü ve rüzgarın hışırtısı, odadaki karanlıkla birleşerek melankolik bir atmosfer yaratıyordu. Vera, sandalyesinde oturmuş, düşünceleri arasında kaybolmuştu. "Rax bu kadar zor bir şekilde duygularını dışa vuruyorsa, bir şeyler gerçekten yanlış gitmiş olmalı…" dedi, sesi yorgun ve kırgındı. Kai, gitarını kollarının arasına aldı, birkaç akor çalmadan önce derin bir nefes aldı. "Hepimiz farklıyız. Ama belki de tam bu yüzden hep bir aradayız. Bu grup… bizim tek kaçış noktamız." Lyra, hüzünle başını sallayarak yerinden kalktı. "Gerçekten… böyle olmasına izin vermemeliydik. Ama ne yapabilirdik ki? Herkesin kendi içindeki boşluğu var ve biz sadece birbirimize daha fazla yük bindiriyoruz." Vera, yavaşça ayağa kalktı. "Evet. Ama bu kadar yakınken, birbirimizi anlamamız daha kolay olmalı." Bir süre sessiz kaldılar, tıpkı birer yansıma gibi… her biri derin içsel bir hesaplaşma içindeydi. Derken Lyra, yavaşça kapıyı tekrar açarak, Rax’a doğru seslendi. "Rax, sana yalnız kalman gerektiğini söyledik ama şimdi… gerçekten ne yapmalıyız? Hepimiz biraz kaybolmuş hissediyoruz. Belki de birlikte daha fazla zaman geçirmeliyiz." Rax, kapının eşiğinde, başını hafifçe eğmişti. "Belki de... belki de yalnız kalmak, sorunları çözmekten daha kolay. Ama… biraz da korkuyorum." Vera, bir adım daha attı ve gözlerini ondan ayırmadı. "Korkmak... normal. Ama yalnız kalmak her zaman çözüm değil. Bunu hepimiz biliyoruz." Kai, gitarda bir melodi çalmaya başladı, ama bu sefer eski alışılmış enerjisinden çok farklıydı. Melodi, yavaşça ve hüzünlüydü. "Hepimizin korkuları var, Rax. Ama hepimiz buna birlikte göğüs gerebiliriz." Rax, bir an daha sessiz kaldı. İçindeki boşluk, odadaki diğer boşluklarla birleşmiş gibiydi. Bir adım atarak, yavaşça içeri girdi ve gözleri yere kaydı. "Bilmiyorum… belki de gerçek korku, yalnız kalmak değil, başkalarıyla birlikteyken bile içsel bir boşluk hissetmek." Lyra, yavaşça yanına yaklaşıp, omzuna hafifçe dokundu. "Kimse seni yalnız bırakmayacak, Rax. Birlikte olacağız."
Grup, yeni şarkılarının son halini bitirip, plak şirketiyle görüşmeye hazırlanıyordu. Bir yandan yorgundular, bir yandan da heyecanlıydılar. Bu albüm, çok büyük bir adım olacaktı. Ama bir yandan da içlerinde belirsizlik vardı.
Lyra, oda içinde dolaşarak, "Hadi, sadece doğal olun. Bizim müziğimiz zaten yeterince güçlü, bunu onlara da gösterebiliriz," dedi, sesinde kararlılık vardı. Vera, ona gülümseyerek, "Kesinlikle. Yine de bir açıklama yapmaları gerek. Onlara bizim kim olduğumuzu göstermeliyiz. Müziğimizle varız, ticaretle değil." Rax, koltukta oturup gitarına bakarak, "Böyle büyük bir albüm için tedirgin olmak normal, ama bir şekilde denememiz gerekiyor. Hadi bakalım," dedi, sinirli ama kararlı bir şekilde. Kai, odanın köşesinde gitarını çalmaya başlarken, "Hep birlikte, en iyisini yapacağız. Bizim müziğimizin ne olduğunu biliyoruz, bu yüzden her şey yolunda olacak," dedi ve gülümsedi. Grup, bu pozitif havayla plak şirketinin ofisine doğru yola çıktılar. Her adımda, daha fazla güven hissediyorlardı. Kimse gerilmeden, neşeli bir şekilde sohbet ediyor, birbirlerini destekliyorlardı. Plak şirketinin ofisine geldiklerinde, soğuk bir atmosfer vardı. Karşılarında, onları bekleyen yetkili biraz mesafeli duruyordu. Ancak grup, hiçbir şekilde geri adım atmayacakları konusunda kararlarını vermişlerdi. "Hoş geldiniz," dedi plak şirketi yetkilisi, ciddi bir şekilde. "Albümünüzü dinledik, fakat bazı düzenlemelere gitmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Şarkılarınız iyi, ama daha ticari olmalarını istiyoruz. İnsanlar daha 'hızlı' şeyler istiyor." Lyra, soğukkanlı bir şekilde karşılık verdi. "Bizim müziğimiz bir ifade şekli. Ticaretle değil, dinleyicilerimizle bağ kurmak istiyoruz. Hızlı ya da ticari olmaktan daha önemli olan bu." Kai, ona destek olmak için konuştu. "Kesinlikle. Bizim müziğimizin özü, insanların ruhlarına dokunmak. Sadece satış rakamlarına dayalı bir başarı istemiyoruz. Gerçekten kalıcı olmak istiyoruz." Vera, derin bir nefes alıp devam etti. "Bizim şarkılarımız, bize ait. Dinleyicilerimizle bir bağ kurmak istiyoruz. Yani, tamamen bu müziği bize ait şekilde bırakmalısınız." Rax, beklediği anı bulup, "Siz, müziğin ne olduğunu anlamıyorsunuz. Bu, bir ürün değil, bir sanat. Bunu hem biz hem de dinleyicilerimiz hissediyor. Eğer ticaret istiyorsanız, başka bir grup bulun," dedi, ama ses tonunda hala bir miktar sakinlik vardı. Plak şirketi yetkilisi, biraz daha gerginleşerek, "Bunu kabul ediyorum ama… ticaret yapmak zorundayız. Eğer ticari başarı yakalayamazsak, o zaman bu projeyi ilerletmek zor olabilir." Lyra, kararlı bir şekilde adım attı. "Ticaret kaygıları elbette var ama önce müziği savunmalıyız. Ticaret kendi yolunu bulur, bizim işimiz müziği yapmak. Bunu siz de anlamalısınız." Bir süre sessiz kaldılar. Grup üyeleri, kendilerine güvenerek birbirlerine bakıyordu. Lyra, sonunda gülümsedi. "Bizim müziğimizin ruhunu bozmadan bir yol bulabiliriz, değil mi? Hem ticari hem de sanatsal bir denge bulmalıyız." Kai, bir adım daha atarak, "Evet, müziğimizin kalitesini bozmayalım. Hep birlikte bir çözüm bulabiliriz. Bunu tek başımıza değil, birlikte başarmalıyız." Plak şirketi yetkilisi, uzun bir sessizliğin ardından başını sallayarak, "Anlıyorum.. Peki bir şekilde size yardım edeceğim, edeceğiz." Grup, biraz daha rahatlayarak birbirlerine baktılar. Rax, şiddetli bir şekilde gülümsedi ve "Bunu başaracağız," dedi. Vera, biraz yumuşayarak, "Evet, başarıya giden yol birlikte olmak. Hepimiz buna inanıyoruz," dedi.
1 Hafta Sonra;
Plak şirketinin yetkilisi, grup üyelerini sabırla dinledikten sonra söz aldı. "Evet, hepinizin söylediklerini anlamaya çalıştık. Bizim de ticari açıdan bazı endişelerimiz var. Ancak bir denge kurmayı başarırsak, birlikte güzel bir şey yaratabileceğimize inanıyorum." Lyra, gülümsedi. "Hep birlikte başarabiliriz. Ama müzik, bizim için her zaman öncelik olacak. Ticaret, müzikle uyumlu olmalı." Kai, araya girerek, "Bunu en iyi şekilde yapabiliriz. Hem müzik hem de pazarlama açısından dengeli bir yol bulmalıyız. Herkesin dinleyebileceği, ama aynı zamanda kendimize ait olan bir şey." Vera, başını sallayarak, "Evet, insanların kalbine dokunan bir müzik yapmalıyız. Bunu sadece parayla ölçmek istemiyoruz." Rax, aralarındaki sessizliği bozan tek kişi olarak, hafifçe gülümsedi. "Bence hallederiz. Sonuçta, işin sonunda biz kendimizi vereceğiz. Ve bir şekilde insanlar bunu hissedecek." Plak şirketi yetkilisi, düşünceli bir şekilde başını salladı. "Belki de haklısınız. Bizim amacımız, sadece müzikle değil, aynı zamanda dinleyicilerin ilgisini çekecek şekilde ilerlemek. Şirket olarak da daha fazla dikkat çekmemiz gerekiyor." Grup, birbirlerine göz atarak biraz daha rahatladı. Lyra, tekrar konuşmaya başladı: "O zaman, şarkılarımızın ruhunu kaybetmeden, yapabileceğimiz en iyi çözümü bulalım. Herkes kazansın, ama asıl kazanç müzikte olsun." Bir süre sessizce konuşmalarını dinleyen plak şirketi yetkilisi, sonunda masanın üzerinde duran birkaç dosyayı karıştırmaya başladı. "Evet, bir önerim var. Albümün ticari potansiyelini artırmak için birkaç popüler tema üzerinde küçük değişiklikler yapabiliriz. Ama bunu sizlere de tamamen danışarak yaparız. Eğer birkaç yeni şarkı eklersek ve bazı şarkılarda da daha geniş kitlelere hitap eden unsurlar kullanırsak, bu hem albümün başarısını artırır hem de sizin yaratıcı özgürlüğünüzü kısıtlamaz." Grup üyeleri, öneriyi dikkatle dinlediler. Lyra, "Bu konuda birlikte karar vermek çok önemli. Bizim için müzik en önemli şey. Ticari kaygılar, müziği biraz daha geniş bir kitleye ulaştırmak adına işin içine girmeli, ama ruhunu kaybetmemeli." Kai, "Bu yeni şarkılar hakkında ne düşünüyorsunuz? Birlikte bir şeyler ekleyip, hem dinleyicilere hem de kendimize hitap edebileceğiz mi?" dedi. Plak şirketi yetkilisi, bir an düşündükten sonra, "Evet, müziğinizin özünü koruyarak, biraz daha geniş kitlelere ulaşabilecek bir denge kurabileceğimize inanıyorum. Bu öneriyle ilerlersek, albüm çok daha başarılı olabilir." Vera, "O zaman, birbirimize tamamen güvenerek bu süreci yönlendirebiliriz. Kendi müziğimizi kaybetmeden, yine de dinleyicilerimize hitap edeceğiz." Rax, gülümseyerek, "Harika. O zaman müziği dinleyen herkes için bu albüm unutulmaz olacak."
Grup, albüm çıkışından sonra bir araya gelip bir kutlama yapmayı planlıyordu. Bu süreç boyunca hem müziklerini savunmuşlar hem de kendi kimliklerini koruyarak birlikte büyük bir adım atmışlardı. Her şeyin ne kadar zorlu ve karmaşık olduğunu fark etmişlerdi ama bu uğurda verdikleri emek ve sabır sonunda meyvelerini vermeye başlamıştı. Grup, bir akşam albümün çıkışını kutlamak için bir araya geldi. Şehirdeki küçük ama sıcak bir kafede oturuyor, albümün başarısını kutlamanın ötesinde, gerçekten ne kadar büyük bir yol aldıklarını hissediyorlardı. Lyra, elindeki bardağını kaldırarak, "Bunu birlikte başardık," dedi, sesi duygusal ama mutlu. Kai, gülümseyerek, "Ve hep birlikte, çok daha fazlasını başarabiliriz," dedi. O an, herkes birkaç saniye sessiz kaldı. Sanki bir yılın yorgunluğu bir anda ortaya çıkmıştı. Vera, bir yudum içtikten sonra, "Bu yolculuk, aslında bizim için çok daha fazlasıydı. Müziğimizin ne kadar değerli olduğunu, birbirimize olan bağımızı görmek beni gerçekten etkiledi. Zorlandığımız anlar oldu ama birbirimize sırt verdik, hepimiz buradayız." Rax, biraz daha ciddileşerek, "Bazen zor olduğunu düşündüm. Her şeyin bu kadar ağır olması, bazen gerçekten hepimizi yıprattı. Ama, dediğiniz gibi, bu müzik, bizi daha güçlü yaptı." Grup üyeleri birbirlerine gülümsediler. Lyra, "Hadi ama, hepimiz birlikte olduğumuz sürece hiçbir şey bizi yıkamaz," dedi, gözlerinde umutla. Bir süre sonra Kai, "Biliyorsunuz, bu albüm sadece bizim için değil, aynı zamanda dinleyicilerimiz için de önemli bir şey. Onlar, bizi burada tutuyor. Bizim için değil, bizimle birlikte yol alan herkes için yapıyoruz bu müziği." Rax, hafifçe gülerek, "Evet, bizim de bir fan kitlesi var. Yani, bu albümün ne kadar önemli olduğunu başka bir açıdan görmemiz lazım. Bize güvenen insanlara karşı sorumluluğumuz var." Grup üyeleri, birbirlerine bakarak, bu düşünceyi onayladılar. Bu kadar zorluğu birlikte aştıklarını fark ettikçe, grup daha da güçlendi.
O günlerde, grup sık sık geleceğe dair konuşmalar yapıyordu. Her birinin kafasında, "Acaba bir yıl sonra neredeyiz?" sorusu vardı. "Gerçekten bir yıl sonra hala bir arada olabilecek miyiz?" diye düşündükçe, bu düşünce hem onları heyecanlandırıyor hem de hafif bir endişeye yol açıyordu. Bu kadar yoğun bir tempoyla ilerlerken, ilişkilerinin ve müziklerinin bu kadar güçlü kalmasını diliyorlardı. Bir akşam, grup üyeleri tekrar bir araya geldi. Bu kez herkesin kafasında aynı düşünce vardı: "Umuyorum ki bu yolculuk, bizi hep bir arada tutar." Lyra, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Bazen zor olsa da, hep birlikteyiz. Ve bu, hiçbir şeyin bizi ayıramayacağına inanmamı sağlıyor." Vera, başını sallayarak, "Evet. Hedefimiz sadece bir albüm değil, aynı zamanda hayalini kurduğumuz o büyük konser. Geleceği hep birlikte, bu tutkuyla kucaklamalıyız." Kai, gülerek, "Bir yıl sonra, bu anı kutlayacağız. Hep birlikte, büyük bir başarıya imza atacağız." Rax, gülümseyerek, "Ve tabii ki, her şey bittiğinde, hepimiz hala aynı oda da olacağız. O zaman da kutlamamızı yaparız," dedi. Grup üyeleri birbirlerine bakarak, hayal ettikleri o büyük konseri ve bu yoldan geçerken sahip oldukları dostluklarını düşündüler. Bu anı bir arada yaşamak, belki de bu yolculuğun en değerli kısmıydı.
Grup, albümün çıkışını kutlamak için bir araya geldiklerinde, mekan küçük, samimi ve loş bir ışıkla aydınlanmıştı. Zamanın nasıl geçtiği, nasıl bir noktaya geldikleri hakkında konuşacak vakitleri yoktu. Ancak bir an, hepsi derin bir sessizliğe gömüldü. Lyra, içini çekerek, "Bilmiyorum... her şey çok hızlı ilerliyor," dedi, gözlerini hafifçe kaçırarak. "Bir anda burada olduk. Ama hala bu kadar yol alacağımızı hayal bile edememiştim. Kendimi bazen kaybolmuş hissediyorum." Vera, Lyra'ya bakarak hafifçe gülümsedi, ama o gülümseme, içeriden gelen bir hüzünle birleşmişti. "Evet, belki de... belki de kaybolmamızın nedeni bu kadar büyümek zorunda olmamız," dedi. "Bazen ne kadar istesek de, insanlar büyürken birbirinden uzaklaşır. Ama biz hala burada, birlikteyiz." Kai, odanın bir köşesinde duruyordu, gitarını kucaklayarak. Şarkıları birer birer aklına geliyordu, ama her biriyle, içindeki boşluk biraz daha derinleşiyordu. "Bazen bir parça yazmak zorlaşıyor," dedi, hüzünlü bir şekilde. "Bütün bu süreçte, kalbimi gerçekten doğru ifade edebildim mi diye düşünüyorum. Kendimi hâlâ bir eksiklik gibi hissediyorum." Rax, bir köşede, başını duvara yaslamış şekilde, dinliyordu. Gözleri hafifçe uzaklara dalmıştı, ama kimse onu fark etmiyordu. "Bir eksiklik olduğunu sanmıyorum," dedi sessizce, ama sesi sanki uzaklardan geliyordu. "Hepimiz buradayız, bu müzik, bu albüm. İstediğimiz her şey bu kadar... birbirinden uzakken bile birleşmişken." Bir anda, aralarındaki sessizlik bir ağırlık gibi yayıldı. Hiçbir şey söylemeden önce bir süre oturdular, her biri farklı duygular içinde kaybolmuştu. Grubun içindeki her bir kişi, yalnızca birlikte olmanın değil, aynı zamanda bu kadar zorlayıcı bir yolculuğun içinde kaybolmanın da nasıl bir şey olduğunu hissediyordu. Lyra, derin bir nefes alarak, bir adım attı. "Umuyorum ki... bir yıl sonra hala birlikte olacağız," dedi, sesi hafif titreyerek. "Hepimiz birbirimizi kırmadan, yol alarak. Bu kadar duygusal ve melankolik hissettiğimizde bile..." Vera, hafifçe başını sallayarak, "Evet, biliyorum. Ama... bu kadar uzun bir yolculuktan sonra, birbirimizi kaybetmek, her şeyi kaybetmek gibi hissediyorum. Ama belki de bu, bizim gücümüzdür. Kaybolarak bulmak. Hep birlikte." Kai, bir yudum alarak, "Gerçekten bir yıl sonra... hala buradayız mı?" dedi. "Bir yıl sonra ne kadar değişiriz, ne kadar uzaklaşırız? Bilmiyorum. Ama ne olursa olsun, içimde hala bir umut var. Bu kadar güçlü kalabileceğimize dair." Rax, hafifçe gülerek, ama içindeki hüzünle gözleri bulanık bir şekilde, "Değişmemeliyiz, değil mi? Her şey bu kadar hızlı giderken, belki de kaybolmamalıyız. Hepimiz, bu müziğin içinde varız," dedi. "Bundan daha fazlasını düşünmeye gerek yok. Sadece, her şeyin yolunda olduğunu hissetmek yeterli." Bir an daha sessiz kaldılar. Her birinin içinde, kaybolan bir şeyler vardı; belki de yılların, albümün ve müziğin yarattığı bir boşluk. Ama bir şekilde, o boşluk yine de onları birbirine bağlıyor ve birleştiriyordu. Lyra, son olarak, "Her şeye rağmen, birlikte olmak önemli," dedi. "Bizim için en büyük zafer, birlikte kalabilmek. Müzik ve kalbimizle…" Grup, o gece, yalnızca albümün çıkışını değil, aynı zamanda birbirlerine olan güvenlerini ve dostluklarını kutluyordu. Zorlukların içinde kaybolmuş, ama her zaman birbirlerini bulmuşlardı. Geleceğe dair bir belirsizlik olsa da, bir yandan da hayatta olmaları, birbirlerine ve müziklerine güvenebilmeleri, onlar için en değerli şeydi. Gelecek hakkında endişeleri olsa da, bu anın içindeki huzur, onları birleştiriyordu. Çünkü, müziklerine ve birbirlerine duydukları güven, ne kadar zorlu olursa olsun, her zaman onları ayakta tutacaktı.
Bu gece, bir yıl sonra nasıl bir grup olacaklarını değil, şu an oldukları halini kutluyorlardı. O an, her şeyin değerini bildikleri, bir arada olmanın gücünü hissettikleri bir andı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |