8. Bölüm

Yeni Yıl

Deniz Ö.
denizozkaplan

Dışarıda kar tüm gece boyunca sessizce yağmış, sabaha karşı evin önündeki küçük patika bile bembeyaz bir yorganla örtülmüştü. Hava o kadar soğuktu ki, nefes bile içerideki pencereye buğu olup yapışıyordu. Ama içerisi… içerisi bu kez daha canlıydı. Çünkü bugün yılbaşıydı.

Kai, sabahın daha gün ışığı zor seçilen saatlerinde gitarıyla uğraşıyordu. Telleri değiştiriyor, sonra beğenmeyip tekrar geri takıyordu. Lyra mutfakta sıcak çikolata yaparken ona gülümsedi.

“Bence artık mükemmeliyetçiliği bırakmalısın,” dedi.

Kai kaşlarını kaldırıp hafif bir gülümseme gönderdi.

“Yılbaşı gecesi çalacağım. Senden gözümü kaçırırken yanlış nota basmak istemem.”

Lyra boğazını temizledi, yüzü kızardı.

“Ben… ben öyle dikkatli bile bakmam yani, şey—” Kai kahkaha attı.

“Hı hı, tabii. Yüzüne bakınca notaları unuttum geçen sefer.”

Lyra’nın sıcak çikolata kupasının kulbunu daha sıkı tuttuğu görüldü.

Bu sırada Rax, salona elinde bir kutu süsleme malzemesiyle girip dramatik bir şekilde iki kolunu yana açtı:

“Duyurulur! Yılbaşı ağacını KİM getirmeyi unutmuş tahmin edin bakalım? Şansınız var, dört seçenekten biri: KAI!”

Kai anında “Nee? Ben mi?” diye yükseldi.

Vera da o anda içeri girip kaşlarını kaldırdı.

“Hayır, hayır. Kesin Rax getirecekti ve yine unutup suçu başka birine atıyor.”

Rax ağzını açtı, Vera devam etti:

“Konuyu kapatıyoruz. Çünkü seni tanıyorum Rax…”

“BENİ TANIMIYORSUN!”

“Rax…”

“…tamam belki biraz tanıyorsun.”

Lyra, mutfaktan başını çıkardı.

“Ağaçsız yılbaşı mı olur?”

Kai hemen çözüm bulur gibi oldu.

“Bir dakika! Odunlukta küçük çam dalları vardı. Hepsini toplayıp küçük bir masa ağacı yapabiliriz.”

Vera parmağını havaya kaldırdı.

“Harika! Ben dekorasyon fikrini alırım. Rax da gider onları toplar.”

Rax dramatik bir feryat kopardı:

“Yine ben mi?”

Vera sakin bir sesle, “Evet.” dedi.

“Bu evde neden fiziksel gücü olan tek kişi benmişim gibi davranılıyor??”

“Çünkü öylesin.”

Rax, jacketini kaparken homurdandı:

“Bir gün ayaklanacağım, bu düzen değişecek…”

Vera, “Hadi bakalım Che Raxvara.” dedi.

---

Çam dalları getirildi. Minik çiçekli bir saksının içinde birleşti ve masa üstünde küçük ama tatlı görünen bir “çakma yılbaşı ağacı” ortaya çıktı. Vera üstüne kırmızı kurdeleler bağladı, Lyra evin dört bir yanına mumlar yerleştirdi. Kai gitarını sobanın yanına koydu.

Rax, elindeki süslere bakıp başını salladı.

“Ben bunu yapmayacağım, haberiniz olsun. Bu, Rax'ın ruhuna aykırı.”

Vera bir tane altın yıldızlı süsü onun alnına yapıştırdı.

“Artık yılbaşı ruhunun içindesin. Geçmiş olsun.”

Rax dondu kaldı.

“…Lyra yardım et.”

Lyra gülmekten konuşamadı.

Evin içi yavaşça doluyordu.

Soba yanıyordu.

Mumlar etrafa hoş bir ışık veriyordu.

Kar pencereleri bembeyaz dolduruyordu.

Ve müzik…

Müzik bugün bambaşka olacaktı.

--

Saat 23.00 gibi Kai eşyalarını kurdu. Küçük hoparlör. Gitar standı. Defterindeki notlar.

Lyra’nın kalbi, onun her tel ayarından sonra hafifçe hızlanıyordu.

Vera ışıkları hafif loş yaptı.

Rax da çerezleri masaya dökerken kahkahlara boğuldu.

“Eğer sene boyunca başımıza bela açan şeyler bu evde de görünürse, bu gece çıldırırım ona göre!”

Vera gözünü devirdi:

“Rax, hepimiz biliyoruz; sen zaten 6 gün 23 saat çıldırık halde yaşıyorsun.”

Kai hafifçe boğazını temizledi.

“Herkes hazır mı?”

Lyra başını salladı.

Vera iki elini birleştirip, “Başlasın!” dedi.

Rax eline mandalina alıp “Oley!” diye bağırdı.

Kai yavaş bir akorla başladı.

Sakin, yılbaşı akşamına yakışan bir ton.

Sonra sesi, sakin ve içten bir melodiyle yükseldi.

Lyra gözlerini kısmadan ona baktı.

Kai, şarkının bir yerinde göz ucuyla Lyra’ya baktığında, Lyra’nın gülümsediğini görünce yanlış nota bastı.

“...A-aaa evet. Bu… bu bilerekti.”

Lyra kıkırdadı.

“Evet evet, tabii Kai.”

“Kesinlikle bilerekti!”

Rax arkadan bağırdı:

“Bence yanlış nota falan değil, aşkın notası o!”

Kai telleri susturdu.

“Rax… seni susturabilir miyiz?”

Vera, “Ben hallederim.” dedi ve Rax’ın omzuna yastık fırlattı.

Sonra Kai yeniden çalmaya başladı. Bu kez daha ritmik, daha canlı bir yılbaşı melodisiyle.

Lyra hafifçe ritme eşlik etti, elleri dizlerinde.

Vera tempo tuttu, Rax mandalina kabuklarını havaya atıp kendi çapında dans etmeye başladı.

Evin içi bir anda sıcak, gürültülü, neşeli bir enerjiyle doldu. İçeride kahkaha vardı. Müzik vardı.

Şarkı sözleri pencerede titreyen mum ışıklarına karışıyordu.Ve sonra Kai, şarkıyı beklenmedik şekilde yumuşattı.

Son cümleyi sadece Lyra'ya bakarak söyledi:

“Bu yılın melodisi… seninle daha güzel.”

Lyra’nın yüzü kızardı. Rax sandalyeden düşecek gibi oldu. Vera ağzındaki mandalinayı yutamayıp öksürdü. Kai ciddileşti. “Ya arkadaşlar! Lütfen bir saniyeliğine normal davranabilir misiniz!” Rax parmağını kaldırdı: “Benim için imkânsız.”

--

Hep birlikte geri saydılar:

“10… 9… 8…”

Rax erkenden “Mutlu yıllar!” diye bağırdı. Vera “Daha değil aptal!” diye bağırdı.

“3… 2… 1!”

Saat tam 12 olduğunda Kai gitarıyla minik bir yeni yıl melodisi çaldı.

Lyra hafifçe Kai’nin omzuna yaslandı.

Kai de başını eğip usulca “Mutlu yıllar Lyra.” dedi.

Lyra gözlerini kaçırmadan, yumuşak bir sesle karşılık verdi:

“Mutlu yıllar Kai.”

Rax yüksek sesle ilan etti:

“Bu evde ilk romantik çift resmen bunlar oldu. Tebrikler!”

Vera hiç duygusuz bir sesle:

“Şaşırdık mı? Hayır.”

Sonra herkes sobanın etrafında toplandı.

Küçük ağaç yanlarında parlıyordu.

Müzik hoparlörden hafifçe çalıyor, Kai ara ara canlı eşlik ediyordu.

Kar dışarıda şehrin bütün seslerini kapatmıştı.

Yılbaşı gecesi, onların küçük evinde bir masal gibi akıyordu.

Ve Lyra kendi kendine düşündü:

Bu yıl… kül gibi başlayan hayatım belki melodisini bulur.”

Mutfakta yalnız kaldıklarında, odanın sessizliği Vera’nın sinirinin hâlâ tam geçmemiş hâlini ortaya çıkarıyordu.

Rax tezgâha dayanmış, omuzlarından hâlâ o umursamaz tavrını sarkıtıyordu ama gözlerinde belli belirsiz bir ciddiyet vardı.

“Bana öyle bakmayı keser misin?” dedi Vera, bardağa su doldururken.

Rax omuz silkti.

“Ben bakmıyorum ki. Senin suratın dikkat çekiyor. Hani… böyle kızmış gibi ama aslında kızgın değilmişsin de bir şey saklıyormuşsun gibi.”

Vera kaşını kaldırdı.

“Ne saklıyormuşum ben?”

Rax hafif eğilip fısıltıya yakın bir sesle konuştu:

“Bilmiyorum… belki bana karşı gizli bir hayranlık falan?”

Vera anında döndü.

“Rax, sen… mal mısın?”

Rax başını yana eğdi, sanki hakaret değil övgü duymuş gibi.

“Ben buna üstü kapalı bir evet olarak alıyorum.”

Vera iç çekti, bardağı tezgâha bıraktı.

“Sen niye hiçbir şeyi ciddiye almıyorsun?”

Rax bir an durdu.

Sonra çok kısa, neredeyse fark edilmeyecek bir tonla:

“Belki de… bazı şeyleri ciddiye alırsam, yanlış anlaşılır diye.”

 

Vera bakışlarını ona çevirdi.

“Senin yanlış anlaşılmasından korkacağın ne olabilir ki?”

Rax gözlerini kaçırdı—ilk kez.

“Mesela… söylediğim bir şeyin, düşündüğümden daha gerçek çıkması.”

 

Vera anlamadı.

Ya da anlamak istemedi.

 

“Ne diyorsun sen?”

 

Rax onun gözlerinin içine baktı, yüzünde alışılmış alaycı bir gülümseme, ama içindeki bir şey çok netti.

“Diyorum ki…”

Bir adım yaklaştı.

“Sen bana kızınca tatlı oluyorsun.”

Vera’nın kalbi bir anda hızlandı ama düşündüğü ilk şey ağzından çıktı:

“Saçmalama.”

Rax kahkaha attı ama bu kahkaha hafif kırık bir tondaydı.

“Tamam. Ben saçmalıyorum. Sen de hiçbir şeyi fark etmiyorsun. Dünya dengede.”

Vera göz devirdi.

Ama bir şey daha söylemeden önce uzaklaştı—çünkü hissettiği şeyleri anlamlandıramıyordu.

Rax, içten içe biraz daha ciddi olmanın onu korkuttuğunu fark edince, yeniden duvarlarını kaldırdı.

“Salona mı gidiyorsun?” diye sordu hafif bir alayla.

“Evet,” dedi Vera. “Sen de gelme, kafamı dinliycem.”

Rax başını salladı.

“Tamam. Zaten sen düşününce ben de huzur buluyorum.”

“Rax!”

“Şaka, şaka… biraz.”

Vera kapıyı açıp salona geçerken Rax bir süre arkasından baktı.

Söylemek istediği her şey boğazında düğümlendi.

O söylemeyince de sessizlik konuştu.

Vera salona adım attığında Lyra ile Kai’nin birbirine yakın oturduğunu fark etti.

Kai’nin gitarı kucağında, Lyra’nın eli tellerin üzerinde duruyordu. Vera kaşlarını kaldırdı. Lyra anında elini geri çekti. Kai panikledi, omzunu dikleştirdi.

“Biz… şey… müzik konuşuyorduk!” dedi Kai, sesini gereksiz yüksek bir tonda.

Vera gülmemek için dudağını ısırdı.

“Tabii canım. Teller flörtle daha iyi titreşir çünkü.”

Lyra kıpkırmızı oldu.

“Kayıt alıyor olsan dava açardım sana.”

Kai hemen gitarı kenara koydu.

“Biz bir şey… değiliz yani.”

Vera: “Henüz.”

Kai ve Lyra aynı anda “VERA!”

Rax tam o sırada kapıdan girdi, gülerek.

“Ne kaçırdım? Kim kimi inkâr ediyor?”

Vera ona yan gözle baktı.

“Kimse seni ilgilendirmez.”

Rax bir an durdu, gözleri Vera’ya takıldı. Biraz önce mutfakta söyleyemediklerini söyleyen bir bakıştı bu. Ama dudaklarından dökülen her zamanki alaylı cümleydi:

“Sen benim ilgimden kaçamazsın zaten.”

Vera kalbini toparlamadan hemen geri dövdü:

“Kes şunu.”

Ama sesi… çok yumuşaktı. Kai ile Lyra birbirine baktı. İkisi de anlamıştı.

Bu evde yalnızca soba değil, duygu da kaynıyordu..

Bölüm : 13.12.2025 00:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...