@denizyosunu
|
Finan Ala-Dördüncü Bölüm:Hazine Avı Ve Uyuz 🫖 Çıkan ses ile bileklikleri takılmış olan tüm takımlar bir taraflara koşarken Baha elimdeki zarfı yırtıp açmıştı. Gideceğimiz yeri bilmeden koşmak saçmalıktı. Aral "Gitmeyecek miyiz Ala?"dedi "Karışmayın,zaten turistlerle bu oyunu oynamak tamamen saçmalık! Baha ne yazıyor söyle hadiii"dedim Baha "A ormanını gösteriyor Ala muhtemelen ilk ekipman orda"dedi Bengi "Ve ikinci bilmece..."dedi Bars,bilmece kağıdının bükülmüş kısımlarını açarak kağıdı okunabileceği kadar düzledi. Turist aile bizi dinliyor olsa da bize hitaben konuştu. Bars "Bal,çiçek,kovan olur ona yuva"dedi &(Bengi,Bars,ben,Baha) "Orta alan!"dedik Turist aile bize şaşkınlıkla baktığında ne olduğunu anlamadıkları belliydi. İçlerindeki tek kadın bana yaklaşmış ve gözlerimin içine gözlerini dikmişti. Bende onun gözlerine baktığımda bana elini uzattı. "Aysu"dedi "Ala"dedim Elini tutmadan Bars'ın koluna girdiğimde orta alana doğru yürümeye başlamıştık. Kolumuzdaki bilekliklerin kırmızı ışıkları bize aydan daha fazla aydınlıklık sağlarken hazine avımı organizasyonu ayarlayana kadar zaten kararan hava özellikle bugün olmuş gibi zifiri karanlıktı. A ormanına girdiğimizde yürümekte zorluk çeken en küçükleri takılıp düşeceği anda kolunu tuttum. Kolundan tutarak dengesini sağlamasını beklediğimde teşekkür edip utangaç bir şekilde abilerinin ya da kuzenlerinin olduğunu düşündüğüm adamlara yaklaşmıştı. X "Adımızı sormayacak mısınız?"dedi Bengi "Hayır? Her turiste adını sorsaydık birbirimizin adını unuturduk-biz kıkırdadığımızda bize dönüp sırıttı ve onlara döndü-siz sadece bizi takip edin ve bilmeceyi bir umut bulursanız söyleyin çünkü bu bir takım oyunu"dedi Bars "Bu adamların Ala'ya olan bakışlarını sikeyim yumruğumu yemelerine az kaldı"dedi Elimi yumruk yaptığı eline uzattığımda Baha 'ooo' diye mırıldanmış ve bize sırıtmıştı. "Takılma yarın,öbürsü gün dönerler sadece turistler"dedim Orta alan,yerlilerin ve turistlerin girmemesi gereken ya da sadece benim girebildiğim 'Fin ormanı' ile herkesin kaybolmama şartıyla girebileceği 'A ormanı' arasındaki ağaçsız, sadece çimenden oluşan büyük arsaydı. Orta alana girdiğimizde turistlere döndüm. "Mor bir bayrak arıyoruz,dağılalım. Bars sen benle gel. Baha sen Bengi ile git. Sizde aramızda ikili şekilde karar verin,artan olacak o da bizimle gelsin"dedim Kafalarını salladıklarında bize adının Azim olduğunu söyleyen adam kalmıştı. Tabi gönüllü olarak benimle gelmeye çırpındığından el mahkum ona gelmesini söylemiştim. Gözlerim bir süredir beni hoşnut olmayan bir duygu ile süzen adama baktığımda göz devirip önüne dönmüştü. Deli mi acaba? "Sen,sen gel bizimle. Azim sen diğeri ile git"dedim Uyuz olmuştum. Sen hangi it olarak benim toprağımda bana böyle bakıyorsun. Y "Tamam" "Adın?"dedim "Ayvaz"dedi "Anladım"dedim Bengi "Hadi çabukkkk"dedi Ayrıldığımızda gözüme ağacın üstündeki beyaz çubuk takılmıştı. Ağaca yaklaştığımda bu ağaç Fin ormanının son ağacıydı ve ormanının sonlarında olduğundan fazla polen yaymıyordu. Ağacın yaprağındaki pembe çiçekler bu polenin nedeniyken onların içlerinden mor rengiyle belli olan adamın bayrağını fark etmiştim. Adamız,Yunanistan ve Türkiye arasındaydı. Yunan bayrağı mavi ve beyaz,Türk bayrağı kırmızı ve beyaz olduğundan o renkleri atalarımız karıştırmış ve bayrağımızın mor olması kararanı kılmıştı. Ağacın en altındaki dalına uzanıp sıkıca tutuğumda ondan destek alarak kendimi yukarı kaldırmış ve onun üstünde bir dala tutunup diğer elimi boşa çıkararak bayrağı almıştım. En kalın dala oturduğumda Bars'a 'beni burdan indir' dercesine baktım. Adının Ayvaz olduğunu söyleyen gıcık adam ellerini açtığında bana 'in' dercesine bir bakış attı. Bars bu polenlerden ekstra etkileniyordu bu yüzden bana o Ayvaz denen gıcıkkk turist kadar yaklaşamamış,yaklaştığı anda öksürmüştü. O turistte güvenmeyerek atladığımda tam ben yere düşecekken beni saçlarımdan tutmuş ve dengemi sağladığımda bırakmıştı. "Sağ ol"dedim Ayvaz "Rica"dedi Bars "Bilmece yok mu?"dedi Bayrağın ters kısmını çevirdiğimde kağıdı oraya bantlamışlardı. Kağıdı çekerek ona uzattığımda çantamdaki telsizi alıp 'telsiz iki,bulduk' dedim. Baha'nın telsizinden 'telsiz dört,geliyoruz' onaylaması gelince telsizimi çantama koydum. Ayvaz "Kuralard-"dedi "Sanki bütün kuralların hepsi uyuyormuş gibi zırvalama"dedim Ayvaz "İyi bir şey demedim sanki meraklıymışım gibi atarlanma bu aptal adanın salak bir köylüsüsün sadece"dedi Kıkırdayarak ona döndüm. "Vatanın gerçekten güzel bir yer ordan senin gibi böyle iğrenç bir vatandaş nasıl çıktı bilmiyorum ama ben köylü değilim aksine senin ülkenden daha iyi bir ekonomiye sahip bu adanın cumhurbaşkanının yeğeniyim"dedim "Aslında köylüde diyebilirsin ama yerli oluyorum"dedim Gözümü kırpıp yanımıza gelmiş olan herkese sırayla baktım. "Bu oyunu hangi takımda olursam ben yönetirim. Çünkü ben takımın kalbiyim,Bars beyni,Baha ayakları ve Bengi ise elleri kısaca size hiçbir gerekçemiz yok sanki siz olmadan bu işi yapamayacakmışız gibi davranmayın"dedim Aral "O zaman sizde öyle davranmayın siz olmadan yapamayacak değiliz."dedi Kaşlarım 'emin misin' dercesine kalktığında yapamayacaklarından emindim çünkü 18 yıldır serden baksan binlerce turist görmüştüm bu hazine avını oynayan fakat hiçbiri oyunu birinciyi geç ilk beşe girerek bile bitirememişti. Çünkü yerliler burayı ezbere biliyordu. Oldukça güvenilir bir adada yaşadığımız için aileler çocuklarını dışarıya salabiliyordu. Eh çocukluktan yetişkinliğe kadar herkes ezberleyebilirdi burayı şahsen ben gözü kapalı evime dönebilirdim. Baha "Yapamazsınız"dedi Sert bakışlı,siyah saçlı adam Baha'ya meydan okurcasına baktığında Baha'da ona aynı bakışları atmıştı. Bars "Burayı hiçbir turist bir yerliden iyi bilemez eğer çok inatçıysanız bu hazine avını kazanalım ve sonraki yarışada kimin kazanabileceğini görelim"dedi Hepsi onayladığında onların sadece götlerinin kalktığını düşünüyordum,evet ayrımcıydım. Bir turistti adanın suçlu bir yerlisi ile bile aynı kefeye koymazdım. Çünkü evime bir yabancının girmesi burda sadece beni değil tüm yerlileri rahatsız ediyordu ama misafirperver olduklarından bir şey demiyorlardı. "Her neyse okuyorum"dedim "Bilgi,geçmiş,tarih anlatır cehenemi"dedim Bir süre kimseden çıt çıkmamıştı. Allah'ım,turistsiniz siz tüm tur rehberleri size bunları anlatmıştır. "Yüce San"dedim Üçüzler bir süre bana baktı ve turist aileye döndü onlarıda inceleyip aynı anda bana dönmüşlerdi. Baha "Off nasıl unuttum hadi gidelim"dedi 🫖 "Ata,şu çalıyı uzatır mısın?"dedim Ah ne mi yapıyorum? Bende bilmiyordum sadece bize verilen çizimdeki şeyi yapmalıydım,birbirine dik konumlanmış iki dalı yatay koyduğum çalıya sarmaşıkla bağladığımda olmuştu. Bars bize verilen metreyi uzatarak açının büyüklüğünü ölçtüğünde şu an bulunduğumuz durum hazine avının en boktan kısmıydı ve biz bir gündür uykusuzduk. Bars "Tam 90 derece,o zaman Yuni dağına mı gidiyoruz?"dedi Baha "Off iyi al-Baha avucunda tuttuğu 50 fini'yi Bengi'ye uzattı,iddiaya girmişlerdi-ben Giriy dağı diye düşünmüştüm"dedi Yüzü düşmüşken Bengi onunla dalga geçmiş ve Baha onu kovalamaya başlamıştı. Uyuz bakışlarımı Ayvaz'a attığımda turist aile ile gece Bars'ın yaktığı ateşin başında tanışmıştım ve Ayvaz'a ayrı sinir oluyordum. Aysu "Ala hani her yıl bu hazine avı düzenleniyormuş ya ödül ne biliyor musunuz?"dedi Baha "Valla bokta çıkabilir en son Marcus yani hazine avını her yıl düzenleyip bizi takımlara ayıran adam biz onun kuzeniyiz diye bizim kazanacağımızı bilerek ödülü fırın küreyi yapmıştı"dedi Üçümüzde anırarak güldüğümüzde Bengi gülüşünü zar zor durdurarak turist aileye hitaben konuştu. Bengi "Bu hazine avının düzenlendiği zaman yıl 2022'de Marcus 14 biz 16 yaşındaydık ve Marcus'un bedeni Bars'a göre olmasa bile Baha'ya göre daha iriydi çünkü ergenlikte Marcus vücut geliştirmeye başlamıştı. O zaman Baha'ya ondan daha iyi bir vücuda sahip olduğundan fırıncı küreyi lakabını takmış ve hazine avında bizim her yıl kazandığımızdan yine kazanacağımızı düşünerek ödülü fırıncı küreği yapmıştı tabi Baha'da bu muhteşem ödülden sonra hırsla onun gibi vücut geliştirmeye başlamış vücudunu onunkinden daha iyi hale sokmuştu."dedi "Hâlâ Baha'ya Bahfırın küreği küreği gibi bir lakap takıp dolaşan yerliler var hahah Bahhhfırın"dedim Bengi "Oy benim Bahtfırın küreksiz oğluşum haha"dedi Baha "Bu espirinizin modası geçmedi mi ya geçen yılda o hazine avının turistlerine anlatırken yapmıştınız"dedi Baha "Çok boş yaptınız hadi yapalım da kurtulalım-göz ucu ile turist aileye baktığında turist aileyle uğraşmak için yaptığını biliyordum-şu turistlerden"dedi Kafa salladığımızda bulunduğumuz bölgeye biraz uzak olan dağa yürümeye başlamıştık. 🫖 Marcus "EVETTT ÜÇÜNCÜ TAKIMIMIZ KARACALAR,KANATLILAR VE ADAMIZIN GÖZDESİ KARABEYLERDEN...ALÂ KARABEYY HAZİNEYİ BULDULAR VE FİNALE KOŞUYORLAR EFENDİM. Sizce bu yılın ödülü ne? Tahminleri alalım. Ahmet amca ortaya 1500 fini koydu efendimmm vay Bora abimden 200 fini geldi. Roman abimden 1000 fini geldi. İçlerinden biri doğruuuu"dedi Kırmızı kurdeleye koştuğumda bitişe varmamla kendimi çimenlere attım. Diğer yanıma benden sonra kendini Aral atarken Bars'da diğer yanıma kendisini Aral'dan sonra atmıştı. Yanıma yanaştığında Aral,Bars'ın bu hareketine sinir olmuş ve dibime girmişti resmen. Rahatsız olduğumda çimenlerde uzandığım yerden kalktım ve kendimi açıklamak için konuştum. "Kaşıntı yaptı"dedim Aral'ın yüzü düşerken dediğimi düzeltmek için dudaklarımı tekrardan araladım. "Çimenler,çimenler çok kaşındırdı gidip krem süreyim"dedi Atlantis elindeki koyu mor hazine sandığını yere koyduğunda tüm üçüncü takım etrafına daire yaparak oturmuştuk. Çevremize insanlar dolaşırken bulunca boynuma astığım ucunda anahtar olan ipi boynumdan alıp anahtar boşluğuna soktum. Sağa çevirdiğimde ilerlemeyen anahtar ile tam tersini denediğimde sandık açılmış ve içinden bizi tohum paketleri karşılamıştı. Ayvaz "Bu ne biz şimdi iki gün bunun için mi debelendik"dedi "Yok sen bunun için debelendin biz eğlenmek için debelendik eğer bana kötü bakışlar atıp bizden uzakta oturmaya çabalamasaydın belki sende eğlenirdin Ayvazcım"dedim Ayvaz "Ha ha ve ha ada güzeli çok komiksin böyle devam et niye turistlere böyle olduğun beli hiçbiri senden hoşnut değildir diye"dedi Arteş "Yo ben abl-yani Ala abladan gayet memnunum gayet hoş biri"dedi Ona göz kırptığımda üstümü silkeleyerek kalktım ve kalkarken konuştum. "Valla size doyum olmaz turistler bu arada tohumları da aldım izninizde festivalin dördüncü gününe hazırlanacağım"dedim Baha "Ne zaman gidiyorsunuz?"dedi Aral "Belli değil"dedi Neden bana bakarak dediğini anlamasamda kafamı salladım. "Bars hadi! Daha söz vermiştin at yarışı yapacaktık"dedim Baha "Sadece Bars vermedi Alâcığım ama senin kulağın sadece onu duymuş belliki"dedi Piç sırıtmasını da yanına eklediğinde göz devirdim Bars ayağa kalkıp benim gibi üstünü silktiğinde Bengi ve Baha'da onunla aynı şeyleri aynı anda yapmıştı. "Kuzen biz kaçıyoruz müsadenle"dedim Marcus "Müsade sizin güzel bayan"dedi D "Bu ne oğlum gelen geçen yürüyor"dedi Ata'nın bir büyük boyu olan adını bilmediğim turist ailesinin en büyüğü benim hakkımda mırıldandığı şeyi duymuş ama takmamıştım çünkü o turistti bir daha asla görüşmeyecektim. Bars beni kolunun altına alıp yürümeye başladığında Baha'da Bengi'ye aynısını yapmıştı. Arkamızdan gelen sert bir adım ve ardından duyulan küfürle arkadaki turist ailesinden birinin Bars'ın beni kolunun altına almasına ya da Baha'nın Bengi'yi kolunun altına almasından hoşnut olmadığını varsaydım. Birincisi daha mantıklı gibiydi... 🫖 Merhaba hoşgeldiniz Bölümü umarım beğenmişsinizdir benim pek istediğim gibi olmadı Hepinizden bol bol yorum ve oy bekliyorum Medya:Shakira-Whenever,Wherever Yeni bölüm en yakın zamanda gelecek görüşmek üzere;)
|
0% |