Finan Ala-Sekizinci Bölüm:Çiçek buketleri
🫖
Abimin peşinden ilerleyip bir köşeye oturdum festivalleri sevmezdim ama adada yapılacak eğlenceli aktivite kapasitesi az olduğundan arada sırada katılırdım. Peşimde dolanıp duran aileden ciddi anlamda bıkmıştım. Benle dertlerini ne öğrenmek istemiyordum. Kayıp kız kardeş,kayıp kız kardeş! Bıkmıştım artık.
Alin'i kucağıma aldığımda onunla konuşarak zaman öldürmeye başladım.
Alin "Hala seğn çok güzel olmuşsun"dedi
"Sende prenses gibi olmuşsun meleğim,en güzel prenses olmuşsun-eğilip yanağını öptüm-ohh misss"dedim
O da kıkırdadığında Nazlı abla birkaç fotoğrafımızı çekmişti.
Bars bizi sırıtarak izlerken Baha,Bora abimle uğraşıyordu. Annem ile Bengi ise festivalin göbeğine girmişlerdi bile.
O aile çok yakınımızda oturuyordu. Bana attıkları uzun bakışlar nasıl hiç utanmıyor olmalarını kınamama sebepken kısa sürede patlayabilirdim.
Alin "Hala bakkk Driv'ler geldii"dedi
Alin'in konuşması ile işaret ettiği yöne döndüm. Yargı abla Driv'in elini tutmuş Dren abi ile konuşarak yanımıza geliyordu.
Gözlerim Eyip ile Marcus'u aradığında onların didiştiklerini görmek beni şaşırtmamıştı. Yine bir kim festival açılışını sunacak kavgasıydı.
İkisini ayırmak için Alin'i kucağımdan indirdim zaten kendisi Driv ile oynamak için inmeye pek meraklıydı.
O ailenin bakışlarını üzerimde hissederek festivalin büyük kalabalığında Eyip ve Marcus'un yanına vardım. Ellerindeki mikrofon bir Eyip'te bir Marcus'ta durarak kavgayı devam ettiriyordu. Ben mikrofonun bağlanmış olmasından korkarken festivalin her açısından duyulabilecek bir ses duymayınca endişemi kenara bıraktım.
"Kavgayı kesin çocuk musunuz siz!"dedim
Sinirimden kaynaklı olarak adamızın yerli dili olan Findece konuştuğumda Marcus'un sırıtışı büyüdü ve beni cevapladı.
Marcus "Aslında teknik olarak ben hâlâ çocuğum kuzi sonuçta 17'sinde bir çıtırım"dedi
Elindeki mikrofonu döndürerek yaptığı konuşmayla Eyip histerik bir kahkaha attı ve Marcus'un elindeki mikrofonu sertçe çekip alarak konuştu.
Eyip "Aynen çıtır,çıtır tavukkk"dedi
Göz devirdiğinde sunmaya gittiği belliydi. Marcus önce bayık bayık ablasına baktı ardındansa göz devirdi. Bu yaptığıyla festivali bir sürelik unuttuğunu anlamıştım çünkü Eyip sunmaya gitmişti bile.
Marcus,Eyip'in festivali sunmaya başlaması ile kaşlarını çattı. Ardındansa çattı kaşlarını havalandırdı. Festivali hatırlamış olmalıydı.
Marcus "HEY EYİPPP BEN SUNACAKTIM BEKLE"dedi
Marcus'unda benim gibi sinirlenince dil değiştirmesi ile güldüm. Pes ediyordum. Bu ikiliyi yola sokmak imkansızdı.
Yerime geri döndüğümde Driv ve Alin oyun oynuyor onların anneleri olan Nazlı abla ve Yargıcığım sohbet ediyordu. Tabi bu durum babaları Bora abim ve Dren abim için farklı değildi.
Baha ve Bars'ta kendi aralarında konuşurken sıkıldığımı fark ettim. Ayağa kalkarak festivale yürüdüğümde oturma alanlarını geride bırakmıştım.
İlk başta annem ile Bengi'nin yanına gitmeyi düşünsemde arkamdan gelen ayak sesleriyle bu düşüncemi geride bıraktım. Arkamdan gelen kişi o ailedeki herhangi biri olabilirdi. Bugün bu aileyle konuşacaktım çünkü gerçekten sinir bozucu olmaya başlamışlardı. Turistlere maksimum bu kadar tahammül edebilirdim.
Önüme çıkan çiçekçi teyze ile durdum. Alin'e,anneme,Nazlı ablaya,Yargı ablaya,Eyip'e ve Bengi'ye ufak bir jest yapabilirdim.
"Kolay gelsin abla çiçekler ne kadar?"dedim
Yerli dili ile sormamla gülümsedi.
Abla "Sen turist değilsin kızım normalde 20 ama sana buketi 10 olsun"dedi
Kafamı salladım ve gülümsedim. 20 aslında çok bir birimdi tabi 10'unda ondan aşağı kalır yanı yoktu. Ekonomisi epey iyi bir adaydı burası ve şu an burda olan Türk turistler için bu 20 birim onların parası ile 300 birimdi.
Cebimden adanın parası olarak bir elli birim bir de on birim çıkarıp ablaya uzattım. Kendime almayacaktım.
Abla "Hangi renkler olsun kızım?"dedi
"Öndeki beyazlılardan olsun abla"dedim
Abla kafasını sallayarak bana buketleri uzattığında aldığım buketleri sahiplerine dağıtmak için arkamı döndüm. Arkamı dönmem ile ormanda kurtardığım yaşıtım olan sarışın erkeği görmem bir olmuştu.
Göz devirerek yanından geçtiğimde ilk önce Alin'lerin yanına ilerledim.
İnsanların arasında kısa bir yürüyüş yaptığımda çiçekleri arkama sakladım. Bengi ve annem festivali gezmiş Eyip konuşmasını yapmıştı bu nedenle ekip tamdı.
İlk önce abimin yanına oturup kulağına yaklaştım.
"Abi arkamda çiçekler var iki tane alıp birini Baha'ya birini Dren abiye uzat"dedim fısıldayarak
Abim "Kalan ikisini?"dedi aynı benim gibi fısıldayarak
"Benim onlar"dedim tekrardan fısıldayarak
Kafasını belli belirsiz sallaması ile dediğim gibi çiçekleri elimden aldı. Bende oturduğum yerden kalkıp annemin ve Eyip'in tam ortasında diz çöktüm. Kahkaha atarak konuştum ve arkamda tuttuğum iki buketi onlara uzattım.
"Selam güzel hanımefendiler sizin kadar güzel olmasalarda bu güzel çiçeklerimi kabul eder misiniz?"dedim
Onlarda bana ayak uydururken ayağa doğruldum o sırada gözüme elindeki üç çiçek buketi ile o ailenin masasına ilerleyen Aral çarptı.
Bars ortada yoktu. Az önce burda olmasına rağmen ayaklanmış olmalıydı.
Yerime oturduğumda Alin babasının kucağında çiçek buketiyle oynuyor,Nazlı abla Bora abimin elini tutuyordu. Kafamı biraz daha yana çevirdiğimde görüş açıma Yargı abla ve Dren abi girdi. Onlarda aynı Nazlı abla ve Abim gibiydi. Bir farkları yoktu.
Eyip'e,Bengi'ye ve anneme baktığımda üçününde hallerinden memnun oldukları fikrine kesin olarak varmıştım.
İç sesimide onayladığımda görüş açıma büyük bir çiçek buketi ile giriş yapan Bars girdi. Benim aldığım altı buketin toplamı bile o buket kadar etmiyordu.
Bars "Prensesler çiçeksiz kalamazdı değil mi?"dedi
Konuşarak buketi bana uzattığında Alin çirkef bir sesle konuştu.
Alin "BARS ABİİİİĞ ORENSES BENİMM HEM ALA ABLAMDA SÖYLEDİİ"dedi
Bars "Tabiki prenses sensin güzellik ama Ala ablan üzülmesin bir günlük o prenses olsun olur mu?"dedi
Alin "Tamam olsun hattaaaa iki gün olsun ama bağk benim çiçeğim küçük"dedi
Bars "Baban alsın sana çiçek ben alamam. Üç beş çiçeğe daha fazla para verecek göz yok bende. Çiftlikte dolu burda olunca kıymete bindi"dedi
Alin "Hıh! Babaaaa Bars abim bana çiçek almıoo"dedi
Bora abim "Ben alırım güzelim ama gerek yok bence sen kendin çiçeksin zaten"dedi
Alin kıkırdayıp Nazlı ablaya dil çıkardığında güldüm. Alin,Bora abimi paylaşamıyordu.
Bars ile el ele şekilde yerimize geçtiğimizde yine gözleri bende hissediyordum.
🫖
Gözlerimi ışıklara çevirdim. Büyüleyiciydiler. Festivalin sonu yaklaşıyor,saat gece yarısını geçiyordu. Turistler azalmış olsalar bile epeyce çoktular.
Yanıma gelen birini hissettiğimde refleks olarak gözlerimi ona çevirdim. Bu kişi Aral'dı.
Benim ona döndüğümü görerek konuşmaya başladı.
Aral "Biliyorum bizden rahatsız oluyorsun fakat her şeyin mantıklı bir açıklaması var. Yarına kadar sabret ve lütfen bunu kabul et-bana elinde tuttuğu ufak buketi uzattı. Herkese aldığım buketlerle aynıydı-Sende daha büyüğü var biliyorum fakat yine de vermek istedim. İyi geceler"dedi
Tam yanımdan giderken sesli-sessiz bir sesle konuştum. Sesim çok çıkmasada fısıldama denilmeyecek kadar yüksek sesliydi.
Kafasını,bedenini bana çevirdi. Mavi gözleri bende durdu. Sırıttı ve başını salladı.
Arkasını dönerek uzaklaştığında neden sevindiğini pek anlamamıştım ya da anlamak istemiyordum. Bende onunla ters yöne dönerek bizimkilere ilerledim...
🫖
Bölümü umarım beğenmişsinizdir benim pek istediğim gibi olmadı
Hepinizden bol bol yorum ve oy bekliyorum
Yeni bölüm en yakın zamanda gelecek görüşmek üzere beneklerimmm;)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |