
Merhabalar hoşgeldiniz
Hepinizden bol bol yorum ve oy bekliyorum
Yakın zamanda burnumdan ufak bir ameliyat oldum bu nedenle kitaba bölümü erken atamadım kusura bakmayın
Herkes buraya 🌊 bu emojiyi bırakabilir mi?
İyi okumalar
🌊
DİLSU DALGA DENİZCİ'DEN SABAH SAATLERİ
Önce karşımdaki servise ardından telefonuma kaçak bir bakış attım. Telefonuma sırıtarak servise yürüdüğümde bir yandan telefonumu cebime soktum. İkili ve tekli koltuklara sahip olan serviste her zaman oturduğum gibi ikinci sıranın ikili koltuğuna cam kenarına oturdum.
Servis tekrar diğer istikamette durduğunda servise en yakın arkadaşım Buse bindi.
Ben Dilsu Dalga Denizci,17 yaşındayım ve İstanbul'un en iyi özel lisesinde sayısal son sınıf öğrencisiyim. Sporlarla pek aram yoktur fakat kalemim kuvvetlidir. Okulun iki ifşa sayfasının sahibiyim aynı zamanda okulun imkanları ile birçok büyük resim sergisinde yer aldım. Annemi çocuk yaşta kaybettim fakat babam İstanbul'un en büyük mimari ve tarım şirketlerinden birkaçının sahibi,kısaca epey zengin bir iş adamı. Ve ben Denizci ailesinin tek torunuyum.
Servis birkaç yerde durduğunda sonunda bizi okula bırakmak için durmuştu. Buse ile yavaş adımlarla servisten inip okula yürümeye başladığımda gördüğüm manzara ile şaşırmadım.
Deniz'in babasının metresinden olan kız kardeşi Derin yerde ıpıslak şekilde oturuyordu. Yere çökmüş vaziyette oturan Derin'in tam karşısında onu iğrenti ile süzen Deniz vardı.
Deniz'in iki yanında ise ellerinde birer kova tutan en yakın arkadaşları Onur ve Toprak vardı. Onlar dışında herkes Derin'in çevresine toplanmış gülüyorlardı,dalga geçiyorlardı. Önce telefonumu çıkardım ve dikkat çekmeden bu anın birkaç pozunu çektim.
Tam olaya kimliksiz şekilde el atacağım sırada müdür yardımcımız Sinem hoca dik duruşu ile görüş açımda belirmişti.
Sinem hoca "Ne oluyor burda! Deniz,Toprak,Onur! Hemen odama!"dediğinde Buse'ye döndüm.
Kalabalık dağılırken yerde oturmaya devam eden Derin'e yürüdüm. Benim gibi sarı olan saçları sırılsıklamdı. Benim yeşil gözlerimin aksine mavi olan gözleri ise ağlamaktan kızarmıştı.
"Derin?"dedim bana dönmesini sağlamak için.
Derin "Dilsu,Buse?"diye fısıldadı sessizce
Buse "Gel revire gidelim. Önce ayağına baktıralım sonra sana çekidüzen verelim"dediğinde sessizce kafasını salladı.
Yere eğilip Derin'in çantasınıda aldığımda Buse ve ben onun koluna girip zaten zemin katta olan revire yürümeye başladık.
Revir hemşiresi Hilal abla Derin'in kanayan bacağına gerekli şeyleri yapıp yara bandı yapıştırması ile Derin bizim yardımımız olmadan ayaklandı.
Derin "Teşekkür ederim"dedi
"Daha senle işimiz bitti Derincim önce üstünü değiştirelim sonra teşekkür edersin"dediğimde kısaca 'tamam' diyerek beni onayladı.
Buse bizden ayrılıp bizim çantalarımızı dolaplarımıza koymaya ve Derin'e benim yedek kıyafetletimi getirmeye gitmişti.
Merdivenlerden bir kat çıkarak spor katına ulaşmıştık. Burda kocaman bir spor salonu,giyinme odaları,tuvaletler,duşlar ve dinlenme odaları vardı.
Derin giyinme odasına girerken ona bir havlu uzattım. Buse en kısa zamanda dönmüş ve benim dolabıma beden eğitiminden sonra giymem için koyduğum okul eteği ve okul tişörtünü Derin'e vermişti.
"Her şey yolunda mı?"diye sordum
Derin "Evet bir saniye"diyerek giyinme odasından çıktığında onu süzdüm. Kendisine verdiğim kumaş toka ile saçlarını örmüştü.
Okul üstü bana olduğundan bir tık dar gelmişti onun üzerine ama üzerindekiler emanet gibi durmuyordu.
Buse "Ders başlamak üzere"dedi
Derin "İkinizede acayip teşekkür ederim-bana döndü-Deniz'in asla haberi olmayacak merak etme"dediğinde kafamı salladım.
Buse ile kol kola giyinme odalarının olduğu yerden çıktık ve Derin'i orada bıraktık. İtiraf etmeliydim ki ona biraz acıyordum ama bunu hiçbir zaman ona belli etmedim çünkü muhtemelen okulda sevdiği sayılı kişilerdendik. Biz olmasak ona zaten cehennem olan bu okul daha beter bir hal alırdı.
Merdivenlerden üçüncü kata çıktığımızda ders zili duyuldu. Dersimiz geometriydi.
Koşar adımlarla dolaptan kitapları alıp sınıfa koştuk ve en arkanın bir önündeki birleşmiş iki sıradan oluşan yere oturduk. Yine ben cam kernarındaydım
Ders hocanın girmesi ile başlarken sınıfa göz gezdirdim. Bizim oturduğumuz yer Mert ile Yağız'ın sıralarının bir önüydü. İkiside basketbol takımındaydılar.
Mert ve Yağız'ın sırasının yanındaki çift kişilik sıralarda Deniz tek başına oturuyor ve onun yanındaki çift kişilik sıralarda da Onur ile Toprak oturuyordu.
Kapının çalması ile içeriye Derin girdi. Derin'in girmesi ile kıkırtılar sınıfı esir almıştı.
Meltem Hoca "Susun! Derin sende geç yerine ders kitabının 183. sayfasını aç"dediğinde Derin kafasını sallayarak yerine geçti.
Ben ise Deniz'in,Toprak'ın ve Onur'un alaylı konuşmalarını duya duya dersi dinlemeye devam ettim.
🌊
Bilinmeyen numara:Derin'den uzak durmanı istemiştim
Bilinmeyen numara:Hata yapıyorsun Deniz
Bilinmeyen numara:Üzüleceksin ve ben o zaman sana haklı olduğunu savunarak içini rahatlatmayacağım
Deniz:Derin denen o salağı seviyor musun yani?
Deniz:Onu sevdiğine göre sende okulun eziklerinden olmalısın
Deniz:Zeynep eğer sensen olacakları zaten biliyorsun
Zeynep,Derin'in tek yakın arkadaşıydı. Bugünki olaydada muhtemelen Sinem hocayı o çağırmıştı.
Bilinmeyen numara:Zeynep değilim
Bilinmeyen numara:Seni seviyorum ve masum birine zarar vermenden rahatsız oluyorum
Bilinmeyen numara:Babanın anneni aldatmasında onu suçlayamazsın
Deniz:Aile konumuza girme
Deniz:Sen hiç kimsesin unuttun mu?
Bilinmeyen numara:Unutmadım
Bilinmeyen numara:Aksini de savunmadım zaten
Deniz: Her neyse
Deniz:Antremanım var benim
Bilinmeyen numara:Peki. İyi antremanlar kaptan
Deniz:Sağ ol
🌊
Bölüm sonu
Kestimmmm
Umarım sevmişsinizdir yeni bölüm yakında
Oy vermeyi unutmayın
Sizleri seviyorum görüşmek üzere
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |