Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@denokar027

 

 

2.BÖLUM

 

 

"MAVİ UÇURTMA"

 

 

BULGARİSTAN 'da güneşli prıl prıl bir ilkbahar mevsimi,aylardan Mayıs ve günlerden Cumartesi günü' idi Kırcaali 'de ! Korkmaz ailesinin evinden sesler gelir ve cimcime kardeşler Sıla ve Leyla anne ve babalarının odasına girip onları uyandırmak için şamatayı başlatırlar,çünkü bugün önemli bir gündür ailecek aylardır planladıkları piknik günü nihayet gelmiştir. Sıla ve Leyla çok heyecanlılardır,aylar öncesinden babaları ile beraber yaptıkları bisikleti sürmeyi ögreniceklerdir,hemde beraber hayalini kurdukları büyük mavi renkli ,beyaz püsküllü uçurtmayı yapacaklardır! İkiside yatağın üstüne çıkıp zıplatmaya başlar.

 

 

Sıla: Hadi kalkın uykucular ,sabah oldu uyanın hadiii !

 

 

Leyla: Baba ,anne kalkın hadiii horozlar çoktan öttü uyanın uykucular kalkın hadii ! Derler ikisi bir yandan ve hala uyanmazlar Gülseren ve Sacit gece görevden geç saat' ten döndükleri için çok yorulmuşlardır ama yinede kızların bu tatlı ısrarına daha fazla dayanamazlar ve ilk uyanan sacit olur.

 

 

Sacit: Hımmm kim bu sabah sabah yatağın üstünde zıplayan cadılar acaba ? Der ve küçük tatlı tebessüm atar kızlarına günaydın tatlı cadılar! Der ve ardından Gülseren 'de uyanır ve günaydın benim çiçeklerim der v kızların yanaklarına ikişer küçük buse kondurur.

 

 

Gülseren: Hadiii bakalım şamata çetesi toplandığına göre yastık savaşı başlasın hücummm! Der ve eğlence başlar Sacit ve Gülseren kızlarını gidıklamaya başlamıştır bir yandan yastıklarla kızlar ve Gülseren gri kurt'a saldırırken Sacit 'te kızları çoktan yakalayıp gidıklamaya başlamıştır eee tabii Gülseren 'de bundan nasibini almıştır. Evin her yerinde kahkaha sesleri ile dolmuştur, saat 09.30 geliyordur ve Gülseren konuşur;

 

 

Gülseren: Hadiii daha oyalanmaya devamı edersek pikniğe geç kalıcaz kalkın şamata çetesi marş marş! Der ve kızlar yataktan kalkıp ikisi bir ağızdan tamam anne hemen hazırlanıyoruz derler ve oleyyy pikniğe gidiyoruz diyerek bağırırlar zıplayarak yerlerinde . Gülseren kizlara seslenir;

 

 

Gülseren: Hadi bakalım eller yüzler yıkansın kıyafetler giyinsin sonra da mutfakta anne' ye yardım edilecek! Bir an önce kahvaltı yapılacak daha piknik için sepet hazırlanacak!

 

 

Kızlar ve Sacit'le aynı anda emredersiniz komutanım diyerek gülerek cevap verirler . Kizlar odadan çıkar ve Gülseren Sacit' e bakarak günaydın gri kurt! der ve yanağına küçük bir buse kondurur, sacit' ise günaydın Göçmen kızı ! der çapkın bir gülümseme ile bakış atar! Ve hazırlanmaya başlarlarlar,o sırada Sıla ve Leyla odalarında piknikte gidecekleri kıyafetlerine karar vermeye çalışırlar o sırada leyla Sıla ile konuşmaya başlar;

Leyla:Sıla babam'ın bayramda aldığı mavi beyaz elbiselerimizi giyelim mi? Hem birlikte yapacağımız uçurtma ile uyumlu olur,ne dersin?

Sıla:Olur! Çok heyecanlıyım çok güzel olacak uçurtmamız , yaşasın ! Der ve ikiside hazırlanır mutfağa Gülseren 'e yardıma giderler , kızlar sacit ile masayı hazırlarken Gülseren ise kahvaltılıkları hazırlamış masaya getirmiştir , masa şahane olmuştur yok yoktur bir kuş sütü eksiktir masada küfla , lutinita, çay, süt, çilek reçeli, tereyağ, domates, salatalık bahçeden, omlet vs. hafta sonu kahvaltısını hep beraber ailecek yaparlar. (Kim bilebilirdiki bu ailecek son kahvaltılarının olduğunu!)

Sacit:Ellerine sağlık canım her şey harika olmuş!

Gülseren: Afiyet olsun hayatım, her şey sizin için güzel ailem şifa olsun!

Sıla:Baba bisikletimizide götüreceğiz demi pikniğe ?

Sacit: Tabiki götürücez cimcimem boşunamı yaptık beraber o bisikleti , Sefer amcanız getirecek dükkandan hem uçurtma için çıta 'da alıp gelecek yanımıza sizde bir güzel oynarsınız çiçeklerim benim! Der ve kızlarına kocaman güler.

Kızlar bunu duyunca oleyyyy diyip tezaurata başlarlar ,"ya ya ya şa şa şa süper babam çok yaşa! " derler iki yandan ve kahvaltı masası şenlenmiştir kızlar masadan kalkıp babalarına iki yandan sarılmıştır ! Sacit ise kızlarına sarılıp alınlarından ölmüştür, Gülseren ise onlara bakıp gülümsemiş ve içinden dua edip Allah'ım sen bu mutluluğu bozma ! Der sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissetmiştir ama yinede bozuntuya vermeden ;

Hadi bakalım biraz daha oyalanırsak geç kalıcaz herkes hahvaltısını yaptıysa masayı toplayıp çıkalım ! Yolumuz uzun acak der ve masayı tolamışlardir o sırada sacit ise Gülseren'in piknik için hazırladıklarını arabaya yerleştirir,kızlar ve Gülseren son kez evi kontrol ettikten sonra çıkmışlardır evden arabaya doğru yürürken Sıla birden istemsizce arkasını dönüp doğduğu evine son kez bakmıştır sanki bir daha gelemiycekmiş gibi bir hisle doldu yüreği birden ve hafif hüzünlü bir gülümseme ile veda etti evine sanki ...

Gülseren Leyla 'yı arabaya bildirmiş ve sila'ya bakınırken onu evi izlediğini görür ve seslenir ;

Gülseren: Sıla kızım hadi geç kalıcaz bitanem! Der ve yanına çağırır onu ,

Sıla: Tamam anne geliyorum! Der ve arabaya doğru adımlar ,Gülseren sila'yı da arabaya bildirirdikten sonra kendiside arabaya biner ve yola çıkarlar.

O sırada Ahtapot 'un adamları onları takip edilmektedirer yolda ,onlar ise her şeyden habersiz tuzağa doğru giderler ,sila'yı ailesinden koparacak ,yıllarca yakıp kavuracak ateşe doğru ilerlerler!

Gülseren arabanın camından etrafı izlerken içi içini yemeye başlar, yüreği sıkışır nefes alamaz sanki! Anne yüreği işte hissetti sanki olacakları, ama yinede bozuntuya vermemeye çalışır herkes telaşlanmasın diye! Yola bakmaya devam eder bir yandan içinden dua eder Allah 'ım sen ailemi koru, kötülerin şerrinden koru yavrularımı der ! Safir ve kızlar ise şarkı söylerler hep birlikte gülüşürler .

Ahtapot'un adamları onları takıp ederler ve mithat arar;

Mithat: Ne yaptınız vardılar mı? Her şey yolunda degilmi? Hata istemiyorum fotoğraftaki kızı getirin fazla ses çıkarmadan halledin bu işi!

Adamlar: Anlaşıldı efendim merak etmeyin her şey yolunda kızı alıp sıze ulaştırıcaz !

Mithat: Güzel! Dikkatli olun tek bir hata istemiyorum, görüm sizi der! ve konuşma sonlanır.

 

 

 

Yarım saat'in ardından nihayet piknik alanına gelmişlerdir korkmaz ailesi , sacit arabayı park ettikten sonra herkes arabadan iner ve malzemeleri barajdan alıp ağaçların oraya doğru yürürler, o sırada Sacit ve Gülseren'in telefonları arabada kalmıştır(sesizde) ! Çelebi aramaktadır ikisinide ama ulaşamaz onlara bir türlü!

 

 

 

Ahtapot'un içindeki muhbir Çelebi'ys haber ulaştırılır,tuzak kurtulduğunu ve dikkatli olmaları konusunda uyarmıştır! Çelebiyi son sürat arabada can dostlarını ve yeğenleri kurtarmak için adeta uçarcasına yoldadır bir yandan aramaya devam eder ama açan yoktur telefonları!

 

 

 

Ağaçların altında piknik örtüsü serilmiş sepeteki her şey sofraya konmuştur, Sıla ve Leyla ise kozalaklar ile oyun oynuyorlardır o sırada sacit elini cebine atar telefonunun yanıda olmadığını fark eder ve Gülseren 'e doner;

 

 

 

Sacit:Canım telefonumu arabada unutmuşum alıp gelim bir arayan soran olur şimdi, bir şey istiyormusun? diye sorar!

 

 

 

Gülseren:Aaa benimde telefonum yanımda değil, sana zahmet gitmişken benimkinde getirirmisin canım? Onun dışında eksik yok der ve sacit'e bakar,

 

 

 

Sacit:Tamam canım ! Der ve arabaya doğru giderken Leyla sacit'e doğru koşar ve yanına gelip elinden tutar!

 

 

 

Leyla:Baba benle seninle gelim hırkamı alıcam araban biraz üşüdüm de ! Der ve hafiften irkilir .

 

 

 

Sacit:Tamam kızım gel ! Der ve Leyla'nın elinden tutar arabaya doğru yürürler o sırada sanki sacit izleniyorlarmış gibi hisseder etrafa bakınır ama gözüne bir şey çarpmaz!

 

 

 

Ahtapot'un adamları onları ağaçların arasında etraflarını sarmış hazır vaziyette onları izlemektedirler

 

 

 

Sıla kozalaklarla oynamaya devam eder,gülseren ise kızını izler gülümser ona sıcacık bir bakış bakar kızına başlarına gelecek fekatten habersiz son kez bakar yavrusuna !

 

 

 

Sacit arabadan telefonları almış, Leyla'nın hırkasını giydirdikten sonra telefonuna bakar Çelebi defalarca kez aramıştır onu ! Tam çelebiyi arayacakken sacit tuzak olduğunu anlar, adamların burda olduğunu fark eder, hemen hızlıca Leyla' nin elinden tuttuğu gibi arabanın arkasına bildirir iki koltuk arasına çömeltip başını eğip, kulaklarını kapatmasını söyler korkmamasını ve arabada asla çıkmamasını söyler hızlıca anlından öper korkma kızım der ve kapıyı kapatır! Leyla hem şaşkın hemde korkmuştur babasının yaptıklarına anlam vermemiştir!

 

 

 

Sacit belinden silahını çıkarıp emniyetini açmıştır o sırada Gülseren'e seslenir ;

 

 

 

Sacit:Gülseren tuzak siper alın diye bağırır! Sacit'in sesini duyan Gülseren ise silahını çıkarıp sılayı kaptığı gibi ağaçların oraya doğru koşmaya başlar o sırada sacit adamları ile çatışmaya başlar Gülseren ise hem Sıla'ya siper olur hem de onlara yaklaşmaya çalışan adamları vurur bir bir!

 

 

 

Leyla arabanın içinde silah seslerini duydukça korkar ve başını bacaklarının içine iyice sokarak elleri kulakta şekilde anne , baba diye bağırır ağlar!

 

 

 

Sıla ise aynı Leyla gibi korkudan bağırır ağlar! Ortalık adeta savaş alanına dönmüştür mermiler havada uçuşur ,kızların çığlık sesleri silah sesine karışmıştır adeta...

 

 

 

Çatışmanın ortasına Çelebi hızla araba ile dolar ve Sacit 'e siper olur hemen arabadan inerek adamları vura vura sacit'in yanına koşar yettim komutanım! Der ve çatışmaya devam ederler birlikte,

 

 

 

Çelebi: Komutanım sizi defalarca aradım ulaşamadım, muhbir haber yolladı tuzak var diye son gaz basıp geldim! İyimisiz siz bir şeyiniz var mı ? Diye sorar,

 

 

 

Sacit: İyiyiz biz Çelebi eyvallah Hızır gibi yetiştin kardeşim! Ancak Gülseren ve Sıla arada kaldılar onları ordan çıkarmam gerek koru beni der ve ayağa kalkıp koşar o sırada Çelebi koruma ateşi açar ve Sacit Gülseren ve Sıla 'ya doğru koşar ve koruma ateşi açarak Gülseren 'e koridor açmaya çalışır yanlarına gelebilmeleri için Gülseren fırsattan istifade ederek sıla'yı kucağına alarak sacit 'e doğru ateş ederek koşmaya başlarken arasından tam sol tarafından keskin nişancı kurşunu ile vurulur ve yere düşer dizlerinin üstüne silanise çığlık atar, ağlayacak ANNE! Der ve annesini tutmaya çalışırken annesi yüz üstü yere düşer kalkamaz, sacit ise Gülseren'in vurulduğunu girince ulan çaplı şok geçirir ,hemen kendine gelir Gülseren ! diye bağırır yanına koşar ve sacit 'te sol tarafından vurulur keskin nişancı tarafından o da yere düşer Sıla ise anne ,babası gözlerinin önünde vurulmuştur ! BABA! diye bağırmıştir, Çelebi Gülseren ve Sacit 'in vurulduğunu görmüştür ve Komutanım, Gülseren bacım! İyimisiz diye bağırır ama tek kalmıştır Çelebi sıkılmıştır adamlar o çıkmasın diye onu kısaca ateş altına almıştır adeta başını kaldıramıyor adeta kurşun yağmuruna tutulmuştur adeta ne yapacağını bilemez halde sıkışıp kalmıştır orda ! Sıla ise ortada annesi ile masum kalmıştır annesinin kısmen gözleri açıktır ve onun elini tutmaktadır ve ;

 

 

 

Sıla:Anne iyimisin ? Anne kalkın gidelim ,anne ! Der ve ağlar . Gülseren kızının elini sımsıkı tutmuştur ve korkma kızım eğ başını çıkıcaz bundan der ve gözünden yaş gelir ve inlemeye başlar Ahhhh! Der kesik kesik soluk alıp veriyordur az ilerde sacit ise aynı durumda dır ,kurşunun ve silah sesleri yüzünden şoka girmiştir!

 

 

 

Ahtapot'un adamları araba ile Gülseren ve sılanın yanına gelmiştir ! Adamlar yavaş yavaş geri çekilmeye başlamıştır o sırada arabadan 3 adam iner sila'nın yanına gelip onu tuttukları gibi kaldırırlar ama Gülseren kızının elini öyle öyle sımsıkı tutmuştur ki adamlar ellerini zorla ayırıp sila'yı Gülseren'den ayırmışlardır ! Sıla çığlık çığlığa bağırır adamın kucağında BABA! BABA! ANNE! ANNE! Diyerek gözü yaşlı şekilde ellerini yerde yüzüstü yatan annesine uzatır, ANNE! kurtar beni AANNE! diyerek uzatır ,Gülseren'de gözü yaşlı şekilde çaresizce ellerini kızına uzatır KIZIM! KIZM! YAVRUM ! Der ama nafile kader onları ayırmıştır bir kere, Sila çığlık çığlığa arabaya zorla bildirilmiştir, sacit ise kızının sesine girdiği şok 'tan çıkar ve ayağa bi gayret edip kalkar kızına ulaşmak için koşar ateş ederek etraftaki kalan adamları indirir ve kızının bildirildiği arabaya doğru koşar, KIZIM! SILA! SILAAAA! Diyerek yetişmeye çalışır Çelebi 'de Sacit'in arkasından koşar ,bir yandan Gülseren yerden yüzüstü ağlayarak KIZIM, SILAMMM! diyerek ağlamaya başlar ama nafile kader yazılmıştır gerı dönüş ,çare yoktur artık araba çalışmış gidiyordur Sıla arabanın içinden ellerini ona doğru koşan babasına uzatır son kez bağırıp ağlayarak BABAAAAA! der gözünden yaşlar sicim gibi iner yanaklarına, gücü yettiğince ellerini uzatır babasına ama yetişemez babası tutamaz ellerini ve araba hızla uzaklaşıp gitmiştir artık! Sıla ailesinden koparılmıstir, sacit kızına yetişememmiş ve dizlerinin üstüne hızla çöküp KIZIM MMM! diyerek bağırıp yere tam sırt üstü düşecekken Çelebi onu son anda tutmuştur, Çelebi bi yandan komutanım iyimisin diye bağırır bir yandan yerde hareketsiz yatan Gülseren'e seslenir ;

 

 

 

Çelebi: Gülseren bacım, komutanım uyanın iyimisiz Allah aşkına cevap verin der!

 

 

 

Silah sesleri kesilmiş Leyla başını çıkartıp arabadan inmiştir etrafına bakar anne ve babası yerde kanlar içinde yatıyordur yer mermi kovanları ile doludur korkmuş gözlerinden yaşlar akıyordur , ailesi paramparça olmuştur ikinci kez yine kader acımamıştır ona önce anne ,babası şimdi ise can dostu ,kardeşi bildiği Sıla koparılmıştır ondan ! Sıla gitti Leyla'nın da onunla birlikte çocukluğu gitmiştir öylece kaldı yerinde sesizce gözünden yaşlar akıyordur! Sıla ailesinden koparılmıştır, sacit ve gülseren vatan borcunu çok ağır ödemişlerdir! Yıllarca sürecek onları yakıp kavuracak acıyla yaşamaya mahkumlardır artık,onların baş koyduğu bu davayı zaman kızlarının eli ile bitirtecektir...

 

 

Loading...
0%