@denokar027
|
KADER YOLDAŞLARI
"Umut her şey bitti derken doğan güneştir "...
1 GÜN ÖNCE
MAVİ VATAN/ BİR ADA (YILDIRIM OPERASYONU)
Orhan ailesiyle vedalaşmış, görev için hazırdır artık! Karargaha gelmiştir, kendisi gibi seçilmiş subayların 'da bulunduğu yeni timinin başında devletinin ona ve silah arkadaşlarına vereceği her türlü görev ,sorumluluğa hazırdır. Hangarda hazırlık yapıyordur tim Orhan binbaşı ve Halit yüzbaşı'da aynı timde'dir. İkisi yakın arkadaşlardır taa akademiden beri devredirler Orhan için bu görevde devresi ile birlikte olmak omuz omuza mücadele etmek, biraz olsun dayanma gücü olmuştur! İkisi yan yana oldukça aşamıycakları engel, kazanamayacakları mücadele yoktur! Tim hangarda son hazırlıkları yapmış operasyon için hazırdır! Görev emri gelmiştir MAVİ VATAN' da bir ada 'da Ahtapot adında Orta Doğu ve Avrupa'da yeni ayaklanmaya başlayan suç örgütünün çeşitli ülkelerden kaçırdıkları çocukları , kendi bünyesinde ajan olarak yetiştirmektir amaçları, ama buna asla müsaade edilmeyecek,göz yumulmuyacaktır asla! Görev oldukça önemli ve aynı zamanda çok tehlikelidir! Söz konusu kaçırılan masum çocukların hayatıdır. Gerekli bilgiler, kordinatlar alındıktan sonra tim helikoptere binmiş , operasyonu yapacakları adaya intikal etmiştir.
Tim adanın arka tarafından SAS Komandoları ise denizden adanın ön tarafından çembere almışlardır Şahin Timi ile birlikte. Şahin timi iki kola ayrılmış ormanın içinden sesizce adanın ortasında bulunan yapıya doğru ilerlemektedir, keskin nişancılar yapının yakınında komüçlanmış, Yıldırım Operasyonu başlamıştır artık! Ada 'nın içinden kol kol ilerleyen Şahin timive SAS Komandoları teröristleri tek tek avlıyorlardır son gördükleri şey ise bir çift göz 'dür.
Operasyon sorunsuz olarak ilerlemektedir kader Orhan ve Sıla'yı bir araya getirmiştir, her ne kadar hikayeleri acı başlasada kader onları birbirlerine can yoldaşı, baba kız yapacaktır! Elbette bu zorlu mücadelede çok yorulacaklardır,çok zorlanacak, sevdikleri ile sınanıcaklar, göz yaşı dökecek, kan, ter, emek verecekler ama bir olup bütün engelleri aşacaklardır ve kader onlara sonunda gülecektir, hayat sınavını başarıyla geçeceklerdir...
Operasyon devam ediyordur ancak bir terslik vardır bulundukları ada 'da indirdikleri adam sayısı bildirilen istihparattaki kişi sayısı ile aynı değildir, sorun vardır 60 civarı adam olması lazım iken neden sadede 30 adam vardır? Bu apaçık bir tuzaktır yada öncede haber alıp ada terk edilmiştir başka ihtimal yoktur! Orhan Binbaşı 'nın korktuğu şey başınamı gelmiştir yoksa ,yaaa çocuklara bir şey yaptılarsa? Ada 'da bulunan iki tim 'de hızlanmıştır ada'daki tüm örgüt üyeleri etkisiz hale getirmiştir. Şahin timinin 2. Unsuru ve SAS Komandoları adanın merkezine ulaşmıştır, malesef acı manzara karşında her kes şok olmuştur, üzüntüden her kesin gözünden yaşlar akıyordur, Halit yüzbaşı'da telsizden onans geçmiştir Orhan Binbaşı'ya !
ŞAHİN 2 :ŞAHİN 1 komutanım çok üzgünüm malesef yetişemedik! Demiştir Orhan duyduğuna inanamamıştır ,hızlıca koşarak ardındaki askerler ile birlikte diğerlerinin yanına gelmiştir ,zaman yavaşlamıştır sanki her kes şok olmuştur gecenin karanlığı her yeri sarmış ,rüzgar esiyordur, ay ışığı ağaçların arasından ormanın ortasına kazılmış çukurda birbiri üstüne yatan kanlar içinde olan 10 meleğin üstüne vuruyordu!
Orhan şok oldu gözlerinden yaşlar akıyordu sessizce sicim gibi, dizlerinin üstüne çöktü bir anda öylece kaldı başındaki kaskı çıkardı elleriyle başını tuttu ,gözleri çukurda yatan çocukları izledi bir an kendi çocukları gözünün önüne geldi onlara sarıldığı, gülüştükleri, uyurlarken saçlarını öptüğü anlar gözünün önünden film şeridi gibi geçiyordu! Herkes ağlıyordu çocuklara bakıp beklide herkesin aklına çocukları gelmiştir o an !
10 eve ,ocağa ateş düştü o gece, 10 ana ,babanın yüreğinde kıyamet koptu o gece ,10 melek uçtu gitti gökyüzüne, hayatları, hayalleri çalındı o gece! "Çocuklar uyurken sesiz olunur ,ölürken değil! "
Sacit ,Gülseren'e kara haberi vermiştir, yıkılmıştır, kıyameti yaşamışlardır ikiside o gece meleklerinden geriye kalan beyaz çiçekli kanlı elbise 'dır! Ama her acı sonsuza denk sürmez derler ya ,o acıyla yaşamaya alışırsın yada o acı seni büyütür zor olur kabullenmek ama alışırsın yaşamaya işte geride kalanlarla kenetlenerek, dayanarak yaşarsın! Gülseren ve Sacit içinde o geceden sonra öyle olacaktır bu zorlu hayat sınavında sonunda hayat onları mükafatlandırıcak onları kavuşacaklardır, hem umut bitti derken doğan güneştir o gece güneş Sıla için doğmuştur!
Halit yüzbaşı karargaha bilgi geçmiştir, karargah çocukları alıp bir an önce Türkiye 'ye gelmelerini söylemiştir ! Askerler çukura inip çocukların naaşlarını teker teker çıkarıp torbalara koyuyordur imece ile, Orhan ise biraz biraz kendine gelmiştir ayağa kalkıp silkendi kendini toparladı yemin etti o gece hem şehit olan melekler için hemde tüm çocuklar için gün yıkılma vakti değil bu meleklerin intikamını alma vaktidir! Ne olursa olsun neye mal olursa olsun intikam alınacaktır er yada geç bu bir yemindir!
Orhan çocuklara baktı teker teker hepsi torbalara konuyordu hepsi kimliksiz ama hepsi bir ananın, babanın canıydı tıpkı kendi çocuklarının onun canı olduğu gibi!
Çocuklar torbalara konurken sırayla bir ses duyuldu çukurdan bir inilti, çukurda yatan bir kızın sesiydi bu her kes pür dikkat kesildi şok oldular bu bir mucize'idi ! Orhan Allah'ım sana şükürler diyerek hemen çukura indi hızla kızın yanına geldi saçları yüzünü kapatmıştı elleriyle saçlarını topladı beyaz tenli, yeşil gözlü kızdı şirincede bir sıfatı vardı, bu kız Sıla idi kader onları karşılaştırdı Orhan Sıla 'nın güneşi olmuştu o gece, o çukurda ellerini tuttu Orhan ismini bilmediği küçük kızın hemen sıhıyeyi çağırdı yanına kanaması vardı ağır yaralıydı işkence görmüştü küçücük bedeniyle beliydi ama hayattaydı bu bir mucizeyi her kes izliyordu küçük kızı ağlıyordu yüzünde yaşlar yağmur gibi akıyordu gözleri kısık şekilde idi Orhan 'nın parmağını tutuyordu sımsıkı , herkes ona bakıyordu hemen ilk müdahale yapıldı orada!
Orhan: Korkama kızım korkma iyileşiceksin korkma bırakmıycaz seni biz Türk askeriyiz korkma! Diyordu ona defalarca ellerini tutuyordu gülüyordu elini tutuyordu küçük kızın !
Orhan: Halit botlara çağrı geç acele etsinler acil hastaneye gitmemiz lazım acele et ! Karargaha bilgi geç hazırlık yapsınlar helikopter ve hastane için çubuk ol!
Halit: Emredersiniz komutanım hemen irtibat kuruyorum!
Halit:Komutanım botlar geldi, irtibat kurdum karargahla her şey hazırmış acele edelim biz !
Orhan: Tamam ,biz önden gidelim senle kızı hastaneye yetiştirelim Murat üsteğmen 'e söyle diğerleri ile birlikte çocukları alıp dönsünler ,arkda iz bırakmadığınıza emin olun !
Halit:Anlaşıldı komutanım, duydu zaten bizde hadi gidelim!
Orhan küçük kızı kucağına aldı dikkatlice, durmadan korkma kızım kurtulacaksın, burdayım diyordu anlından öptü gülüyordu yüzüne kısık gözlerle bakan küçük kıza bir nefeste çıktı çukurdan Orhan yanında sıhiye ve Halit ile birlikte boto doğru koşturuyorlardı durmadan kız ile konuşup onu uyanık tutmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyordu Allah'a onun için durmadan.
Bota bindiler bot son sürat ilerliyordu helikopterin bulunduğu noktaya doğru, küçük kız bir an olsun elini birakmıyordu Orhan Binbaşı'nın gözlerinden yaşlar akıyordu hala Orhan onunla konuşuyordu gülüyordu ona uyanık tutmak için montunu üstüne örtmüştü üşümesin diye daha fazla! Helikopter noktasına geldiler bindiler hemen doğruca hastaneye gidiyordu helikopter ! Küçük kızın yüzüne bakan Orhan gözlerini kapandığını gördü, sıhhiye hemen nabzına baktı yavaş atıyordu Halit yüzbaşı pilot 'a hızlanmasını söylemiştir adeta zamana karşı yarışıyorlardı küçük kızı hayata tutmak için herkes seferber olmuştu , nihayet helikopter iniş yapmıştı Orhan iner inmez teçhizatını Halit'e teslim ettikten sonra kız ile birlikte hemen ambulans 'a binip hastaneye doğru gittiler direkt.
Halit Yüzbaşı ve sıhhiye karargahta kaldı operasyon sonuç raporunu sunmak ve timi karşılamak için, hastaneye kadar Orhan ismini bilmediği küçük kızın elini bir an bırakmadı tıpkı baba gibi! Hastaneye geldiler hemen ameliyatta aldı küçük kızı doktorlar acilen,Orhan ise bir an olsun ayrılmadı ameliyathanenin kapısından dua etti durmadan sağ salim çıkarılsın diye zamanda yetiştirmişlerdi inşallah iyi olacaktı çünkü onlar kader arkadaşı olmuşlardı çoktan!
Ameliyat başlayalı 3 saat olmuştu Halit Yüzbaşı'da karargahta rapor işlerini ve cenazelerin telimi işlerini hallettikten sonra hastaneye ancak gelmiştir, hemen danışmadan bilgi alıp Orhan 'in yanına geldi selamlaştıktan sonra yanına oturdu ve ;
Halit: Komutanım kızın durumu nasıl, bir haber var mı? Bu arada merak etmeyin diğer işleri hallettik murat üsteğmen ile birlikte!
Orhan: Sağollasın kardeşim, bekliyorum bende işte 3 saat oldu inşallah kurtulur yavrucak! Ötekilerine yetişemedik bari bu kızı kurtaralım. Der ve Halit ' bakar üzgün yorgun bir bakış atarak.
Halit:Allah biliyor komutanım elimizden geleni yaptık keşke daha erken yetisebilseydik hepsini kurtara bilseydik ama kader takdir böyle imiş Allah rahmet eylesin hepsine ,mekanları cennet olsun !
Orhan:Amin ! Ama birilerinin bu kara yazıya dur demesi gerekiyor , sesiz kaldıkça daha çok çalar gider ! Bu hesap böyle açık kalmaz ! dedi... Öfkeli üzgün bir bakışla.
Halit: Kalmayacak komutanım merak etmeyin, kıyamete kadar peşlerindeyiz kansızların ! Bu arada kızın kimliği hala belirsiz inşallah sağ salim çıkar, iyileşirde konuşursa kavuştururuz ailesine! Kim bilir ne haldedir anası babası? Allah'ım sen büyüksün Ya Şafi şifanı esirgeme sen büyüksün!
Ameliyat nihayet bitmiştir doktor hastanın durumu hakkında bilgi vermek için Orhan ve Halit 'in yanına geldi konuşmaya başlar;
Doktor: Öncelikle geçmiş olsun, ameliyat zordu hastamız geldiğinde çok kan kaybetmişti, takviye yapıldı ,neyseki kurşun karaciğerine isabet etmemiş boşlukta kalmış çıkarttık ,vücudunun belli yerlerinde yüzeysel kesikler vardı temizlenip dikildi herhangibi komplikasyon oluşmadan müdahalemizi yaptık. Zamaninda getirmeniz hasta için büyük şans tabii! Güçlü bir bünyesi varmış kısa zamanda toparlıycaktır ,ancak vücudunda darp izleri mevcut ve yüzünde morluklar var estetik müdahale yapıldı bir kaç aya iyileşir ancak yüzünde estetik müdahaleden dolayı ufak çaplı değişimler olacaktır! 24 saat yoğun bakımda ardından gözetim altında olacak kendisini toparlaması durumunda tekrar durumunu değerlendiricez!
Orhan: Ohhh çok şükür, Allah'ım sana şükürler olsun iyi olsunda, durumunu tekrar değerlendiricez dediniz bir sorun yok değil mi?
Doktor: Hayır dediğim gibi fiziki sorun yok ancak iyileştikten sonra uzun süre psikolojik destek alması şart hastamız 8_10 yaş grubunda belliki uzun süredir ağır trawmatik günler geçirmiş kendine gelse bile hemen ifade veremiye bilir,tramwa sonrası stres bozukluğuna bağlı kendini dış dünyaya kapatıp konuşamıycaktır! Sıkı bir psikolojik rehabilitasyon alması şart!
Halit: Merak etmeyin Başhekim 'e bilgi verildi çocuk devlet korumasına alındı, her ne gerekiyorsa yapılacaktır, sizde çocuk kendine geldiğinde bizi bilgilendirirseniz seviniriz, her şey için teşekkürler hocam sağ olun!
Doktor: Önemli değil, tabiki bilgilendiriz geçmiş olsun!
Doktor gittikten sonra Orhan ve Halit karargaha çağırıldılar , komutan 'a ayrıntılı rapor sunup çocuk'un kimliği ve ailesi hakkında bilgi edinebilmek için araştırma yapmaya başladılar!
Günler geçmiştir ve iki hafta geçti gitti Şahin timi Orta Doğu'dan yeni dönmüştür, gelir gelmez komutan timi karşılanmıştır hangarda ve Orhan Binbaşı küçük kızın uyandığı haberini öğrenince çok sevinmiştir, Halit yüzbaşı'da iki haftadır kız hakkında araştırma yapmıştır ama bir sonuca ulaşamamıştır ! Durumu Orhan 'a ve komutan 'a arz etmiştir , komutan küçük kızın kimliği hakkında araştırmaya devam edileceğini ve hastaneden taburcu olunca devletin ona vereceği yeni kimlik ile yetimhaneye gideceğini, koruma altına alınacağını söylemiştir! Orhan küçük kızı taburcu olmadan son bur kez görmek için, belki konuşur umudu ile izin alıp Halit ile birlikte hastaneye gitti.
Hastaye varlıklarında doktor 'dan bilgi aldılar, küçük kız uyanmış hayati tehlikesi kalmamıştır ama yaşadığı tramwa yüzünden hala konuşamıyordur ve vücudundaki yüzeysel yaralar ,yüzündeki morluklar tam iyileşemediğı için robot resim ve fotoğrafı çekilememiştir kimlik taraması için malesef! Orhan Binbaşı doktordan izin aldıktan sonra odaya küçük kızı görmeye girmiştir, Halit ise kapıda bekliyordur onu ! Orhan içeri girdiğinde küçük kız yatakta , yeşil gözleri ile pencerenin yanına tünemiş serçeyi izlerken gördü! Öylece donuk boş bir ifade ile bakıyordu pencereye, onu öyle görünce içi parçalandı daha küçük yaşında ailesinden koparılmış ,başına gelmeyen kalmamıştır! Hayatının gerı kalanını mücadele ederek ayakta kalmak zorundadır daha onun gibi nice çocuk vardır o ise onlara göre şanslı idi hayatta ve koruma altındadır! " Bu dünya insan sıfatı adı altında yaşayan canavarlar ile dolu olduğu sürece hayat çok zordur!" Ama buna dur diyen haksızlığa, zulme boyun eğmeyen hep birileri olacaktır...
Orhan küçük kızın yanına geldi aldığı oyuncağı yanına bıraktı ve oturdu sandalye 'ye sargılı elini tuttu ve yüz yüze baktılar sonra küçük kızla konuşmaya başladı;
Orhan: Meraba , prenses geçmiş olsun benim adım Orhan! Senin adın nedir? Ben seni hastaneye getiren Türk askeriyim hatırladın mı? Hani seni kucağıda taşıyan askerim ben helikoptere bindik beraber hatta elimi tuttun sıkıca hatırladın mı kızım beni ?
Küçük kız öylece bakıyordu Orhan 'ın yüzüne konuşmuyordu kim bilir ne yaşadı garibim ciğeri yandı resmen bir an ama bozuntuya vermedi güler yüz ile kıza bakıp konuşmaya devam etti , biliyorsunuz benimde senin yaşlarında bir kızım var aynı senin gibi çok tatlı bir cimcim onun adı sedef onunla beraber oyun oynamayı çok severiz istersen seninlede oynarız ne dersin? Prenses haaa?
Orhan: Peki hala ! Hadi seninle oyun oynayalım ben sana sorular sorucam ,soruların cevabını vermek için evet demek için bir kez ,hayır demek için ise iki kez gozlerini kıp anlaştık mı? Hadi bakalım başlayalım...
Orhan: Türkmüsün yoksa Rus'mu ? Evet için bir kez ,hayır için iki kez ! Peki sekiz yaşında yaşındamısın? Ailen ile Türkiye 'demi ,yoksa başka bir ülkemi yaşıyorsunuz? Cevap yoktu ahhh be kızım keşke konuşsan 'da seni ailene kavuşturabilsek! Demesiyle küçük kızın gözlerinden yaşlar akmaya başlar ,inleyerek ağlar Orhan ise küçük kızın elini öptü yüzündeki yaşları eliyle sildikten sonra;
Orhan: Özür dilerim,kızım amacım seni üzmek değildi, korkma yalnız değilsin ben varım yanında seni asla yalnız bırakmıycam ,sende benim kızımsın ömrüm yettiğince yanındayım korkma ,ağlama kurban olurum ağlama!
Elleriyle yüzündeki yaşları silip,alnından öptü Orhan küçük kızın ellerini tuttu teselli etti onu ... Bir hafta sonra ,Sıla hastaden taburcu olup yetimhaneye gönderildi, Orhan ise elini üzerinden hiç çekmedi kurtardığı küçük kızın üstünden asla o da artık onun evladıdır. Kader onları birbirlerine yol arkadaşı kılmıştır, Sıla ile Orhan hem yol arkadaşı hemde baba , kız olmuştur artık ... Günler birbirini kovalamış, haftalar, aylar, geçmiş Ali ve sedef'te büyümüştür bu süre zarfında hayattın zorluğuna anneleri ile birlikte göğüs gererek ,çok çalışıp, çok mücadele etmişlerdir sonunda babalarına verdikleri sözü tutup biri savcı diğeri asker olmuştur! Gülseren ve Sacit ise yıllarca kızlarını aramış ama bulamamışlardır, kızlarının yokluğunu leyla ile kendilerini tesseli etmişlerdir, Çelebi emekliye ayrılmış Sacit ise kızının intikamını almak için göreve devam etmiştir ÖZELKUVVETLER'de general olmuşturve , leyla ise bir gün kardeşi sila'yı bulabilmek uğruna subay olmuştur amcası gibi ! Sıla ise büyümüş , serpilmiş, güçlü, güzel bir genç kadın olmuştur! Orhan ise Genelkurmay İstihbarat 'ta yüksek kademelere gemiştir ,Halit ise emekli olmuştur. Deniz (Sıla) Orhan paşanın himayesinde yüreği vatan, millet,bayrak aşkı ile dolu gözü kara ,hiç bir görev ve sorumluluktan kaçmayan, hayat dolu, neşeli , bilgiye aç ,merhametli bir Türk istihbarat subayı olmuştur, tıpkı babası gibi ... PİYADE ÜST.TEĞ.DENİZ GÖKDEMİR 'dir artık! Hayattaki gayesi onu ve onun gibi hayatları Ahtapot tarafından çalınmış, ailelerinden koparılmış çocukların intikamını alıp, suç örgütünü yok etmek ve bir gün koparıldığı ailesine kavuşmaktir amacı! Bu yoldaki en büyük destekçisi ise onu yetiştiren büyüten Orhan paşa 'dır,her daim yanındadır...
|
0% |